Cinlerin Varlığı ve türleri

Question

Cinlerin varlığı, yaratılışı ve türleri

Cinlerin varligi yaratilisi ve turleri

Cinlerin Varlığının Kanıtlanması

Ehli Sünnet ve Cemaat akaidine göre cinlerin varlığına inanmak, imanın esaslarındandır. Her şeyden önce Yüce Allah, cinler hakkında müstakil bir süre indirmiş, ‘cin’ ve türevleri Kur’an-i Kerim’de yaklaşık 50 yerde geçmiştir.

Peygamber efendimizden de (sav) cinler ve onların Müslüman oluşları hakkında birçok hadis-i şerif rivayet edilmiştir. Bütün bunlar, cinlerin kesin olarak bilinen varlıklar olduğunu ve onları inkâr etmenin mümkün olmadığını gösterir.

Buna göre cinlerin varlığını inkâr eden biri Kur’an’ın açık nasları ve sahih Sünnet ile bilinen bir esası inkâr ettiği için İslam dairesinden de çıkmış olur. Bu duruma düşmekten Allah’a sığınırız.

Modern Bilim ve Cinlerin Varlığı:

Merhum Prof. Dr. Abdürrezzak Nevfel ‘Âlemu’l-cinni ve’l-melaike’ de şöyle demektedir: “İnsan için halen meçhul olan birçok âlem mevcuttur. Bunlar, insanoğlunun bildik yöntem ve araçlarla ulaşabileceği türden âlemler değildir. Bunlar tamamen meçhul âlemler olan Cin ve Melek âlemle ridir. Bilim, bu âlemlerin varlığını kanıtlama çabasında olmakla birlikte şu ana kadar bunu sağlayacak bir araç ve yol bulabilmiş değildir. Oysa Kur’an-ı Kerim modern bilimden yüzlerce yıl önce bu âlemlerle ilgili birçok bilgiye yer vermiştir…

Cinlerin Yaratılışı ve Cevherleri

Cinlerin ateşten yaratıldıkları şu Kur’an ayetiyle bilinmektedir: “Ve cinni de daha önce alazlı bir ateşten yarattık.”

“Cinleri öz ateşten yarattı.”

Yüce Allah Kitabında İblis’in şöyle dediğini nakletmiş tir: “Beni ateşten yarattın, onu ise balçıktan.”

Bazıları bu konuda kuşkuya kapılarak şöyle derler: Eğer cin ateşten ise cehennem ateşi onu nasıl yakacaktır? Eğer cin ateşten ise insan vücuduna girdiğini nasıl söyleyebilirsiniz?

İbn Ukeyl ‘el-Funûn’ adlı eserinde şöyle der: “Bilin ki Yüce Allah insanı toprak, çamur ve pişmiş balçığa izafe ettiği gibi şeytan ve cinleri de ateşe izafe etmiştir. Bununla kastedilen insanın aslının balçık olduğudur.

Ama bugün hiçbir Adem oğlu gerçek anlamda toprak veya balçık halinde değildir. Ama ilk yaratıldığında öyle ol muştur. Cinler de aynı şekilde başlangıçta ateş idiler. Nite kim Allah Resulü’nün (sav) şu buyruğu da bunu kanıtlamaktadır: ‘Namazda önüme bir şeytan çıktı. Onu öyle bir boğdum ki salyasının soğukluğunu elimde hissettim.’  Yakıcı ateş halinde kalmaya devam eden bir varlığın salya ve tükürüğü soğuk olabilir mi?”
İnsanlar gibi cinlerin de, yaratıldıkları cevher olan ateş üzere kalmadıklarının bir diğer delili yine Allah Resulü’nün (sav) şu hadisidir: “Allah düşmanı İblis elinde bir ateşle gelip onu yüzüme atmak istedi.”

Hadis-i şeriften anlaşıldığı üzere eğer cinler ateş cevheri üzere kalmış olsalar ve yakıcı bir ateş olmaya devam etselerdi şeytan veya ifritlerden birinin elinde ateş taşımasına gerek olmazdı. Bilakis şeytan, cin veya ifritler den birinin eli Adem oğluna dokunduğu anda onun yanmasına yeterdi.

Kâdi Ebu Bekir el-Bâkıllanî şöyle demiştir: Asılları ateşten olmasına rağmen Yüce Allah’ın cisimlerini yoğunlaştırması ve ateşte olmayan bir takım özellikler yaratmış olmasını inkar edemeyiz. Bu yoğunluk ve özelliklerle cevher bakımından ateş olmaktan çıkarlar ve onların da diğer varlıklar gibi farklı suret ve şekilleri olabilir. Yüce Allah doğruyu en iyi bilendir.

Arap Dilbilgisinde Cin

Ebu Ömer b. Abdilber şöyle demiştir: Arap gramer ve dil bilimcilere göre cinler farklı mertebelerde bulunur. Örneğin cin -genel- yani mutlak olarak kullanıldığında ‘Cinni’ derler. İnsanlarla birlikte oturanı kastettiklerinde ‘mir’ derler ki çoğulu ‘Ummâr, avâmir’ şeklindedir. Eğer çocuklara musallat olan türdenseler ona da ‘Ervah’ der ler. Habis karakterli olanlarına ‘şeytan’, bunun üstündekine ‘mârid’ demişlerdir. Eğer daha da üstte ve güçlü olursa ‘ifrit’ demişlerdir ki çoğulu ‘afârît’ şeklindedir.

Cinlerin Türleri

Ebu Sa’lebe el-Haşenî Allah Resûlü’nün (sav) şöyle buyurduğunu rivayete etmiştir: “Cinler üç gruptur. Birinci gruptakilerin kanatları var ve havada onlarla uçarlar. Diğer gruptakiler yılanlar ve köpeklerdir. Üçüncü gruptakiler ise gelirler ve giderler.” Kaynak: Kitap ve Sünnet Işığında cin şeytan ve büyüden koruyucu dualar

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    0
    2022-06-27T14:48:01+03:00

    CİNLERİN VARLIĞI

    Akıl iman konularının isbatında değil, izah ve delile bağlanmasında yararlı olduğu için, aklımız almıyor diye gözle görme imkânına sahip olmadığımız birtakım varlıkların inkân mümkün değildir.

    Cinlerin varlığı konusu, yorum ve ihtimâle müsaade etmeyecek kadar kesin delillerle sabittir. Bu yüzden Islâm inancına göre cinlere inanmak farz, varlıkla nnı inkâr etmek ise küfürdür. Bu münasebetle meleklere îman konusunu izleyen bağımsız bir bölüm olarak gaybe îmanın başka bir uzantısı olan cinlerin varlığı ve onlara inanmanın gereği üzerinde durmanın uygun olacağı kanaatindeyiz.

    Cin denilen varlıklar ahkâm ve ibadetle mükellef olup ateşten yaratılmış bir çeşit ruhani yaratıklardır. Kur’ân’da cinler hakkında birçok âyet ve aynı adı taşıyan bir de sûre vardır.

    Hayır ve şerre kabiliyetleri olan cinlerin bir kısmı mü’min, bir kısmı kâfirdir (Cinn/11-15). Cinlerin Müslümanlan köy ve dağlarda, müşrikleri ise dağ ve nehir aralarında iskän ederler.

    Cinlerin kısım kısım olduklan söylenmekte ve her birine ayn ayn isimler verilmektedir. Meselâ azgınlarına “mårid”, daha azgınlarına “ifrit”, insanlarla beraber yaşayanlarına “âmir”, çeşitli şekillere girebilenlere “müteşeytana”, adalarda bulu nup insan şeklinde görünenlere “velhân”, kadın şekline bürünen, dişi olan ve er keklere görünenlere “sil’at” ismi verilmiştir.

    Cinler, çok önceden olmak üzere, dumanı kesilmiş yalın ve harareti korkunç bir alevden yaratılmış olup (Rahmân/51, A’râf/12)729 yaratılışları insanlardan öncedir (Hicr/26-27). Cin kelimesinin Farsça karşılığı, dev ve peri’dir.

    En iyi cevap

Cevapla