Çocuğun ve Delinin Malından Zekat çıkarılır mı ABONE OL

Question

Çocuğun ve Delinin Malından Zekat çıkarılır mı

Cocugun ve Delinin Malindan Zekat cikarilir mi

Sözü geçen şartlardan anlaşılmıştır ki bir mala zekâtın vacib olması için mal sahibinin akıllı ve baliğ olması şart değildir.

Çocuk ile Delinin Malına Zekâtın Vacib Olmasının Anlamı

Çocukla delinin malına zekâtın vacib oluşunun anlamı, onların şer’an mükellef olmaları dolayısıyla mallarının zekâtını vermelerinin vacib olması demektir. Eğer zekâtlarını vermezlerse kıyamet günü cezasını göreceklerdir anlamında değildir. Onların mallarına zekâtın vacib olmasının mânâsı şudur: Zekât, onların mallarıyla ilgilidir. Onların mallarında zekât şartları oluştuğunda, velilerinin malın zekâtını hak sahiplerine vermesi vacib olur. Eğer veliler bu hususta ihmal gösterirlerse günahkâr olup azaba müstehak olurlar. Eğer velileri yoksa, çocuğun baliğ olduktan, delinin de akıllandıktan sonra geçen senelerin zekâtını hesaplayıp vermesi gerekir.


Çocuk ve Delinin Malına Zekâtın Vacib Olmasının Delilleri

Onların mallarından bir sadaka al ki o sadaka ile onları temizleyip tezkiye edesin. (Tevbe/103)

“Onların mallarında isteyenler ve mahrum olanlar için bir hak vardır. (Mearic/24-25)

Görüldüğü gibi bu ayetler, Allah’ın kullarına verdiği malda yoksullar için bir hak bulunduğuna delâlet etmektedir. Allah Teâlâ, peygamberine de o hakkı o maldan alıp sahiplerine vermesini emretmiştir.

Allah, burada bir mal sahibini diğerinden ayırmamıştır. Bu durumda mal sahibi olan herkese zekât vermek farzdır. Ayrıca zekâtı herhangibir mala da tahsis etmemiştir.

İkinci derecede, daha önce bahsi geçen şu haber de bunun delilidir. Hz. Ebubekir şöyle demiştir: ‘Bu, Hz. Peygamber’in müslümanlar üzerine farz kıldığı sadaka farizasıdır’.

Bu rivayetin metninde geçen el-müslimûn kelimesi umumidir; baliğ olan olmayan, akıllı olan olmayan herkesi kapsar. Hz. Peygamber’den bunu tahsis eden bir delil gelmedikçe, kelimenin umumi mânâda olması esastır.

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Kim malı olan bir yetimin velisi olursa, o mal ile onun için ticaret yapsın. Zekâtın, o malı yeyip bitirmesini beklemesin.

Yetimlerin mallarıyla ticaret yapın ki zekât, onların mallarını tüketmesin.

Bu iki hadîsin delil olma noktası şudur: Bu iki hadîs, malın âtıl bırakıldığında zekâtın o malı tüketeceğine delâlet eder. Çünkü her yıl zekâtı çıkarıldığında bir müddet sonra o mal nisab miktarından aşağıya düşer. Malın boşa gitmesi veya tükenmesi ancak o malı çalıştırmadan zekât vermekle olur. Çocuğun malına zekât düşmeseydi o maldan zekât vermek caiz olmazdı. Çünkü çocuğun velisi onun malını teberru olarak bir yere veremez. Bu da çocuğun malına zekât düştüğüne delâlet eder. Bu hususta deli de çocuğa kıyas edilir. Çünkü deli de çocuk hükmündedir.

Hz. Ömer şöyle demiştir: ‘Yetimlerin mallarıyla ticaret yapınız ki zekât onu yeyip bitirmesin’,

Hz. Ömer, bir kişiye şöyle demiştir: ‘Bizim yanımızda bir yetimin mâlı var ve zekât onu süratle tüketiyor’.
İmam Şafii ve hocası İmam Mâlik’ten gelen bu iki rivayetle istidlal etmek, tıpkı bahsi geçen iki hadîsle istidlal etmek gibidir. İmam Mâlik’in Abdurrahman b. Kasım’dan, onun da babasından rivayet ettiği şu hâdisede de bunu teyid etmektedir: ‘Aişe hem benim, hem de yetim olan iki kardeşimin velisiydi. Biz onun evinde kalıyorduk. O, bizim malımızdan zekât veriyordu’.[16]

Ayrıca zekât, fıtır sadakasına kıyas edilir. Zira fıtır sadakasının çocuklar ve deliler için de verilmesinin vacib olduğunda icma vardır. Çocukluk ve delilik, onlar için fıtır sadakası verilmesinin vacib olmasına engel teşkil etmediği gibi, onların malları nisab miktarını aştığında zekâtın vacib olmasına da engel teşkil etmemelidir.

Zekâttan maksat, fakirlerin ihtiyacını gidermek, o malda hakkı bulunanlara hakkını vermek suretiyle malı temizlemektir. Bunun için de mal sahibinin kimliği değil, müslüman olması (ailesinin müslüman olması) dikkate alınır. Durum böyle olursa delinin de, çocuğun da malına zekât düşer. Zekât malı, fıtır sadakası gibidir. Çünkü ikisi de malî bir haktır.

Zekât, sadece bedenî bir ibadet değildir ki mükellef olma şartı aransın veya mükellef olmamak zekâtın farziyetine tesir etsin. Zekât, malî tarafı ağır basan bir ibadettir ve iktisadî adaletin bir yönünü teşkil eder. Bu bakımdan bu hususta tüm mal sahiplerinin eşit olması gerekir.

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 1 )

    0
    2021-03-24T23:24:49+03:00

    Şafii mezhebine göre; çocuğun ve aklı yerinde olmayan kimsenin de zekatı verilmelidir. Bu kimseler aslında dinen mükellef değildir. Zekat onlara şeran farz değildir. Farz olan şey ise; onların mallarının zekata tabi tutulmalarıdır. Yani zekat verecek bir mala sahip olmalarıdır. Çocuk ve aklı yerinde olmayan kimselerin zekâtını verecek olan kişi de; bu kimselerin velilerine aittir.

    0
    2023-06-06T10:44:09+03:00

    İslam âlimlerine göre, çocuğun veya deli gibi akli dengesi yerinde olmayan kimsenin malından zekât alınamaz. Zekât, nisap sınırına ulaşmış ve gerekli şartları haiz kimselerin mallarından alınması gereken farz bir ibadet ve sadakadır.

    Çocuklar: Malları üzerinde mali sorumluluk veya mülkiyet hakları bulunmadığından, çocukların malları üzerinde zekat farz değildir. Zekât, ancak olgun ve maddi gücü yeten kimselere farzdır.

    Akli âciz olanlar: Deli gibi aklî âciz olan kimsenin malından zekât alınamaz. Çünkü onlar, mali işlerinden sorumlu tutulmazlar ve onlara zekât yüklemek haksızlık olur.

    Ancak şunu da belirtmekte fayda var ki, bir vasi veya bakıcı, bir çocuğun veya akli dengesi yerinde olmayan bir kimsenin mal varlığını yönetmekle yükümlü ise, gerekli şartları taşımaları halinde kendi malları ile onlar adına zekat vermekle yükümlü olabilir.

    Zekâtla ilgili belirli rehberlik ve hükümler için her zaman bilgili alimlere veya dini otoritelere danışılması tavsiye edilir, çünkü farklı düşünce ekollerine ve yerel geleneklere göre yorum ve uygulamalar değişebilir.

    En iyi cevap

Cevapla