Cumanın sıhhati için hutbe şart mıdır?

Question

Cuma namazında hutbe şart mı?

Cumanin sihhati icin hutbe sart midir

Cuma namazının sıhhati için hutbenin şart olduğunda ittifak vardır.

Âyetteki, “Allah’ı zikretmeye gidin.” ifadesi, hutbenin Cumanın sıhhat şartı olduğuna delâlet eder. Buradaki Allah’ın zikrinden kasıt, ister vaaz, ister vaaz ile birlikte namaz olduğu kabul edilsin, her iki durumda da hutbe zikrin içine girer. Buna göre hutbe Cumanın sıhhat şartlarındandır.

Cuma namazının iki rek’at kılınmasından maksat da hutbe ve vaazı dinlemektir. Buna göre Cuma hutbesi farzdır. Fukahânın cumhûrunun görüşü de budur.
Yalnız Hanefi fakihlerine göre, cuma günü okunacak hutbenin örfen hutbe olması şart değildir. Çünkü Allah Teâlâ âyette herhangi bir tafsilât vermeden yalnız “zikir” demiştir. Öyleyse şart olan zikirdir. Zikir sayılan herhangi birşeyin namazdan önce okunması kâfidir. Resûlullah’tan (s.a.v.) nakledilen hutbe de bir zikirdi. Resûlullah’ın (s.a.v.) buna devam etmesi ise farz olduğuna değil, vacip veya sünnet olduğuna delâlet eder.

Şâfiî ve Hanbelîlerin görüşlerine göre ise hatibin hutbenin bütün şartlarını hâiz iki hutbe okuması şarttır. Hutbelerin şartları ise Allah’a (c.c.) hamd etmek, Resûlullah’a (s.a.v.) salât ve selâm getirmek, Kur’ân’dan bir ayet okumak ve halka takvayı tavsiye etmektir.

Şâfiîlere göre hutbede mü’minlere duâ etmek de hutbenin şartlarındandır.

Mâliki fakihlerine göre, hutbede tek bir şart vardır. O da halkın örfüne göre hutbe veya vaaz sayılabilecek kadar halka Allah’ın (c.c.) aza bını bildirmek veya cennetle müjdelemektir.

Ravzatü’n-Nediyye sahibi hutbe hakkında şöyle der: “Resûlullah’ın (s.a.v.) okuduğu hutbenin mahiyeti, halkı ibâdete teşvik ve Allah’ın (c.c.) azabından korkutmak idi. Zâten hutbenin meşrû’iyeti de bu gibi mevzûların dile getirilmesi içindir. Allah’a (c.c.) hamd etmek, Resûlullah’a (s.a.v.) salât ve selâm okumak, Kur’ân’dan bir âyet okumak, -âyet eğer teşvik ve korkutmayı ihtiva etmiyorsa- meşrû’ kılınan hutbenin maksa dının hâricindedir.

Resûlullah’ın (s.a.v.) hutbesinde hamd ve senâ gibi şeylerin bulun ması, onların farz olduğuna delâlet etmez. Hiçbir insaflı kimse, hutbe den maksadın Allah’a (cc.) hamd ve senâ etmek değil halka vaaz etmek olduğunda şüphe etmez. Şurası muhakkaktır ki Arabların âdeti, bir yere çıkıp bir şey söyleyecekleri vakit önce Allah Teâlâ’ya hamd ve senâ ve Resûlullah’a salât ve selâm okumaktı. Fakat hatibin asıl maksadı hamd ve senâ, salât ve selâm değil, bunlardan sonra söyleyecekleridir. Bundan anlaşılıyor ki Cuma hutbesinde şart olan yalnızca vaaz etmektir. Ancak bu vaaza başlamadan hamd ve senâ etmek, salât ve selâm getirmek, mevzu ile ilgili âyetler okumak daha güzeldir. Nitekim Resûlullah’tan (s.a.v.) bugüne kadar hutbeler hep böyle okunmuştur.”

Duyduğumuz zaman hemen koşacağımız ezan hangisidir?

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 3 )

    1
    2023-03-10T17:01:53+03:00

    Cuma namazının ilk sünnetini kılıyorum fakat okula geç kalırım diye son sünnetini kılamıyorum bu durumda günaha girermiyim

  1. Cumaya gelen öğrenciler geç kaldığı zaman sünneti kılmamaları günah değildir mazeretten dolayı terk edildiği için inşallah sünnet sevabı da vardır.

    Dini soru soracağınız zaman ilgili konu altına yazınız.

    Bu konu Cuma Hutbesi ile alakalıdır Cuma Hutbesi ile ilgili sorularınızı altına yazarsanız daha münasip olur ve yolladığınız soru dikkate alınır lütfen bir soruyu birkaç defa yollamayınız bir defa oylamanız yeterlidir

    0
    2023-06-06T08:27:13+03:00

    İslam’da Cuma Hutbesi (hutbesi) büyük önem taşır ve cemaatle Cuma (Jumu’ah) namazının önemli bir parçası olarak hizmet eder. Hutbenin kendisinin sağlığı ile ilgili özel şartlar bulunmamakla birlikte, etkili olması ve toplum için yararlı olması için belirli kurallara ve görgü kurallarına uyulmalıdır. İşte bazı genel öneriler:

    Nitelikli Konuşmacı: Hutbe, bilgili ve nitelikli bir kişi, tercihen bir imam veya İslami ilimlere hakim bir kişi tarafından verilmelidir. Kuran ve Sünnet Hz.Muhammed(S.a.v) öğretileri hakkında iyi bir anlayışa sahip olmalı ve mesajı etkili bir şekilde iletebilmelidirler.

    Dil: Hutbe, cemaatin çoğunluğunun anlayacağı bir dilde okunmalıdır. Bu, dinleyicilerin hutbeyi anlamaları ve hutbeden faydalanabilmeleri için önemlidir.

    İçerik: Vaaz, öncelikle katılımcılara İslami öğretileri, ilkeleri ve değerleri hatırlatmaya ve eğitmeye odaklanmalıdır. İlgili konuları ele almalı, rehberlik sağlamalı ve birliği, kardeşliği ve doğruluğu teşvik etmelidir. Konuşmacı ayrıca güncel konuları tartışabilir ve topluluk için pratik tavsiyeler verebilir.

    İslami Öğretilere Bağlılık: Hutbe, Kuran ve Sünnete uygun olarak İslam’ın öğretilerine bağlı kalmalıdır. Konuşmacı, kişisel görüşlerini öne sürmekten veya İslam’ın temel ilkelerinden sapmaktan kaçınmalıdır.

    Süre ve Uzunluk: Peygamber Efendimiz (sav) hutbelerinde kısalığı vurguladığı için hutbe kısa ve öz olmalıdır. Vaaz için önerilen süre genellikle 15 ila 20 dakika arasındadır, ancak yerel adetlere ve koşullara bağlı olarak farklılıklar olabilir.

    Hazırlık ve Sunum: Konuşmacı, içeriğin iyi organize edilmiş ve etkili olduğundan emin olarak hutbe için yeterince hazırlık yapmalıdır. Net ve işitilebilir bir ses kullanmalı, güvenle ve içtenlikle konuşmalı ve uygun örnekler ve anekdotlar aracılığıyla dinleyicilerin ilgisini çekmelidirler.

    Edep ve Edep: Hutbe sırasında hem konuşmacının hem de katılanların görgü ve görgü kurallarına uyması gerekir. Bu, sessizliği korumayı, boş konuşmalardan veya dikkat dağıtıcı şeylerden kaçınmayı ve vaazı dikkatle dinlemeyi içerir.

    Hutbe ile ilgili özel gelenek ve uygulamaların farklı Müslüman topluluklar ve kültürler arasında farklılık gösterebileceğini belirtmekte fayda var. Dini otoriteler tarafından belirlenen yerel gelenek ve yönergelere uygun şekilde uyulmalıdır.

    En iyi cevap

Cevapla