Paylaş
Dilencilik nedir? İslamda dilenciliğin yeri
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Dilencilik hakkında islami hükümler
Dilencilik ne demek? Dilencilik hakkında ayet hadis ve dini hükümler
Türkçedeki “dilencilik” kelimesinin karşılığı olarak İslâmî kaynaklarda suâl, tese’ül ve mes’ele kelimeleri kullanılır. Kur’ân-ı Kerîm’de bu kelimeler “dilencilik” anlamında geçmez. Ancak bazı âyetlerde “sâil” (istekte bulunan) ve bunun çoğulu olan “sâilîn” kelimesiyle aynı kökten “lâ yes’elûn” (istekte bulunmazlar) fiili kullanılmıştır. Söz konusu âyetlerin birinde Hz. Peygamber’e “İstekte bulunanı (sâil) azarlama” buyurulmakta (ed-Duhâ 93/10), iki âyette aynı ifadelerle zenginlerin servetinde (ihtiyacından dolayı) isteyenin (sâil) ve yoksulun (mahrum) hakkı olduğu bildirilmektedir (ez-Zâriyât 51/19; el-Me’âric 70/25). Gerek bu âyetlerden gerekse Bakara sûresinin konuyla ilgili yüz yetmiş yedinci âyetinden anlaşıldığına göre Kur’ân-ı Kerîm’de, ihtiyacını arz ederekyardım dileyen kimselerin boş çevrilmesi uygun görülmemiştir. Diğer bir âyette kimlerin yardıma ehil oldukları anlatılırken, yardıma layık yoksullar hakkında “Onların durumlarını bilme-yen, iffetli tavırlarından dolayı onları zengin zanneder. Sen onları görünüşlerinden tanırsın” buyurulmaktadır (e!-Bakara 2/273)-
Hadislerde dilencilik konusuna geniş yer verilmiş, hatta bazı hadis kitaplarında bu konuyla ilgili özel bölümler konulmuştur. Hz. Peygamber’in, yeni müslüman olan bazı kimselerden, Allah’ın birliğini tanıyıp O’na ibadet etmeleri, namaz kılmaları yanında, dilencilik yapmayacaklarına dair söz alması, onun prensip olarak dilenciliği kabul etmediğini gösterir. Kur’ân-I Kerîm’de olduğu gibi hadislerde de iffetli yoksullarla dilenciliği bir kazanç yolu olarak kullananlar arasında ayırım yapılmıştır. Hz. Peygamber “Yoksul (miskin), birkaç hurma veya bir parça ekmekle baştan savulan (dilenci) kişi değildir; gerçek fakir İffetli olan kimsedir; İsterseniz, ‘Onlar insanlardan ısrarla dilenmezler‘ (el-Bakara 2/273) âyetini okuyunuz” buyurarak (Müslim, Zekât, 102) dilenciliği meslek haline getirmenin bir iffetsizlik olduğunu belirtmiştir. Bazı hadislerde, elinin emeğiyle geçinme imkanı varken dilenerek mal biriktirenlerin, âhirette yüz etleri soyulmuş vaziyette Allah’ın huzuruna çıkarılacakları ifade edilmiştir (Buhârî, Zekât, 52; Müslim, Zekât, 103, 104).
İslâm bilginleri de zaruret halleri dışında dilenciliğin caiz olmadığı görüşündedirler. Zira kul, İhtiyacını öncelikle Allah’a arz etmeli ve onun kereminden yararlanmak için Allah’ın kendisine verdiği gücü, imkân ve kabiliyetleri kullanarak çalışıp kazanmalıdır. Bu suretle rızkını Allah’ın kereminden isteyerek kazanmak yerine, başkalarına avuç açanlar her şeyden önce rızkın asıl sahibi olan Allah’a saygısızlık etmiş olurlar. Ayrıca İslâm ahlâkçılarına göre dilencilik, Allah’ın “izzef’le nitelendirdiği[13] mümine yaraşmaz ve bu müminin kendi nefsine bir zulümdür; nefse zulüm ise Allah tarafından yasaklanmıştır (et-Tevbe 9/36). Öte yandan dilencilik, gösteriş için yardım yapanları riyakârlığa sevk ederek günaha sebep olabilir.
Bu suretle dilencilik İslâm ahlâkında esas itibariyle kötü sayılmakla birlikte, başka herhangi bir yolla geçinme imkanı kalmamış kişilerin ihtiyaçları ölçüsünde dilenmeleri de caiz görülmüştür. Ancak bu ruhsatın geçerli olabilmesi için başka hiçbir çarenin bulunmaması gerekir. Belli bir süre sonra bu zaruret hali ortadan kalkarsa dilenmek için tanınan ruhsat da sona erer. Dilenen kişi, onurunu korumak için azamî çabayı göstermeli, ancak halden anlayan ve imkânı elverişli olanlara başvurmalı, doğrudan yardım istemek yerine, sadece durumunu anlatmakla yetinmeli, özellikle ısrardan şiddetle kaçınmalıdır.
Öte yandan varlıklı kimseler de, yardım İçin kendilerine başvuran kişileri azarla-mamahdır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de açıkça “İsteyeni azarlama” buyurulmuştur (ed-Duhâ 93/10). Varlıklı müslümanlar yoksulun halinden anlamalı, kendi mallarından “İsteyenin ve yoksulun hakkı bulunduğunu” (ez-zâriyât 51/19) bilmeli, yaptığı iyiliği başa kakmamalı, yardımı karşılığında minnet beklememeli, gösterişten kaçınmalıdır {el-Bakara 2/264).
İslam kavramlar ansiklopedisi
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da kural olarak dilencilik yasaklanmıştır.
İnsanlar da dahil olmak üzere bütün canlıların rızkının Allah tarafından verileceği bilincinde olan Müslüman dilencilik yapmamalıdır.
İslam’ın yardımlaşma ilkesi olan “Veren el, alan elden hayırlıdır.”(Buhari/Zekat/50) düsturu dilenmeyi bir nebze de olsa geri plana atacaktır.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Dilencilik Nedir?
Türkçedeki “dilencilik” kelimesinin karşılığı olarak İslâmî kaynaklarda suâl, tese’ül ve mes’ele kelimeleri kullanılır. Bu terimler, bir kimsenin başkalarından maddi yardım isteme eylemini ifade eder. Dilencilik, genellikle bir kişinin geçimini sağlamak için zor durumda olduğu iddiasıyla başkalarından yardım istemesi anlamında kullanılır.
İslam’da Dilenciliğin Yeri:
İslam’da dilencilik konusu, çeşitli ayetler ve hadislerde ele alınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de “sâil” (istekte bulunan) ve “sâilîn” (istekte bulunanlar) terimleri geçmektedir, ancak bu kelimeler “dilencilik” anlamında kullanılmamıştır. Yine de bazı ayetler, yardıma muhtaç olan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamanın önemine işaret eder. Örneğin, “İstekte bulunanı (sâil) azarlama” (ed-Duhâ 93/10) ayeti, bir kimsenin ihtiyacını dile getiren kişiyi incitmeden ve onu azarlamadan ona yardım edilmesi gerektiğini belirtir.
Hadislerde Dilencilik:
Hadislerde dilencilik, genellikle olumsuz bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), sahabelerine dilencilik yapmamak için çalışmaları gerektiğini öğütlemiştir. Bir hadiste, “Yoksul (miskin), birkaç hurma veya bir parça ekmekle baştan savulan (dilenci) kişi değildir; gerçek fakir iffetli olan kimsedir; isterseniz, ‘Onlar insanlardan ısrarla dilenmezler’ (el-Bakara 2/273) âyetini okuyunuz” buyurulmuştur (Müslim, Zekât, 102). Bu hadis, dilenciliği meslek haline getiren kişilerin iffetsiz olduğunu ifade eder.
İslam Bilginlerinin Görüşü:
İslam bilginlerine göre, dilencilik zaruret halleri dışında caiz değildir. Bir kimse, öncelikle ihtiyacını Allah’a arz etmeli ve O’nun kendisine verdiği güç ve kabiliyetleri kullanarak çalışmalıdır. Bu durum, kişinin Allah’a olan güvenini gösterir ve başkalarına muhtaç olmaktan kaçınır. Ancak, geçinme imkanı kalmamış ve başka bir çare bulamayan kişilerin, ihtiyaçları ölçüsünde dilenmeleri caiz görülmüştür. Bu durum, ancak başka hiçbir yol kalmadığında ve zaruret hali ortaya çıktığında geçerlidir.
Sonuç:
İslam ahlakında dilencilik esas itibariyle kötü bir davranış olarak kabul edilir. Ancak, geçimini sağlayacak başka bir yolu kalmamış kişiler için bir istisna tanınır. Bununla birlikte, dilencilik yapmanın, kişinin izzetini koruyarak ve mümkünse doğrudan yardım istemeden yapılması gerektiği vurgulanır. Ayrıca, varlıklı Müslümanlar da, kendilerine başvuran kişilere karşı nazik olmalı ve onları azarlamamalıdır.