Dinde (Amelde) aşırılığa kaçmak

Question

Amelde aşırıya kaçmamak hakkında ayet ve hadisler

AMELDE AŞIRIYA KAÇMAMAK

Allah Teala şöyle buyurmuştur: Ta Ha. Biz Kur’an’ı sana, güçlük çekesin diye indirmedik (Taha: 1).
Allah sizin için kolaylık istiyor, sizin için zorluk istemiyor (Bakara: 185).

١٤٢/١ وعن عائشة رضي الله عنها أن النبي ﷺ دخل عليها وعندها أمرأة. قال: من هذه؟ قالت: هذه فلانة تذكر من صلاتها. قال: «مة. عليكم بما تطيقون، فوالله لا يمل الله حتى تملوا. وكان أحب الدين

إليه ما داوم صاحبه عليه»

1/142-Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem odama girdi. Yanımda da bir kadın vardı. “Bu kim?” dedi. Bu, çok namaz kılan bir kadındır, dedim. O da şöyle buyurdu: “Bırak, gücünüzün yettiği ibadeti yapın. Zira siz usanmadıkça Allah usanmaz,” dedi. Efendimiz devamlı yapılan ibadeti çok severdi. Müttefekunaleyh. Allah’ın usanmaması, sevabını ve amele karşı vereceği ecri kesmeyip usanmış bir insan gibi davranmamasıdır. İnsanların usanlamarı da ameli terk etmeleridir. O nedenle sevabının ve faziletinin devamlı olması için güç yetireceğiniz amelleri yapmalısınız.

Lügatler: Usanmak. Bir şeyi ağır kabul edip daha önce sevdiği şeyden nefret etmektir. Bu, Allah Teala için imkansızdır. Ona böyle denmesi kulların halini anlatmak içindir. Maksat sevap vermemesidir. Bazı rivayette, Allah devamlı yapılan ibadeti çok sever deniyor ki, fark yoktur. Çünkü Allah’ın çok sevdiğini Resulü de çok sever.

Hadisten çıkan hükümler: Aşırı ibadet iyi değildir; çünkü usan ma ve gevşeme korkusu vardır. İbadetleri eda etmede orta yol tutul malıdır. Sevabı en çok olan ameller, az da olsa devamlı yapılanıdır. Az amele devam edilirse zikir, murakabe, ihlas ve Allah Teala’ya yönel me ile süreklilik kazanır. Devamlı yapılan az ibadet, kesik kesik yapı lan çok ibadetten fazla sayılır. Eğer mubah şeyler iyi amele kuvvet ka zanmak ve Allah’a ibadet etmek niyet ve maksadıyla yapılırsa, nefis bundan da ecir ve sevap kazanır.

١٤٣/٢ وعن أنس رضي الله عنه قال: «جاء ثلاثة رهط إلى بيوت _ أزواج النبي ﷺ يسألون عن عبادة النبي ﷺ. فلما أخبروا كأنهم تقالوها . وقالوا أين نحن من النبي ﷺ وقد غفر له ما تقدم من ذنبه وما تأخرا قال
أحدهم : أما أنا فأصلي الليل أبدأ، وقال الأخر: وأنا أصوم الدهر أبـدأ ولا أفطر، وقال الأخر: وأنا أعتزل النساء فلا أتزوج أبدأ، فجاء رسول اللہ ﷺ إليهم فقال: «أنتم الذين قلتم كذا وكذا؟ أما والله إني لأخشاكم لله، وأتقاكم له. لكني أصوم وأفطر، وأصلي وأرقد، وأتزوج النساء، فمن رغب عن سنتي

فليس

2/143-Enes radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin eşlerine üç kişilik bir grup geldi; Peygamberimizin iba detlerini sormak istiyorlardı. Durum kendilerine anlatılınca, azimsar gibi oldular ve şöyle dediler: Biz nerede Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem nerede? Allah onun geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır, dediler! Biri şöyle dedi: Ben ömür boyu geceleri namaz kılaca ğım, dedi. Diğeri: Ben de ömür boyu oruç tutacağım; hiç iftar etmeyeceğim (tutmadığım gün olmayacaktır), dedi. Diğeri de: Ben de ka dınlardan uzak duracağım; asla evlenmeyeceğim, dedi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem onlara gitti: “Böyle böyle diyenler siz misi niz? Allah’a yemin ederim ki, Allah’tan en çok korkanınız, onun ya saklarından en çok çekineniniz benim. Ancak ben oruç da tutarım, tutmadığım günler de olur. Namaz da kılarım, uyurum da. Kadınlar la evlenirim de. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden de ğildir.” Müttefekunaleyh.

Lügatler: Gece ebediyyen namaz kılmak, namaz kılarak geceyi ihya edip hiç uyumamaktır. Ömür boyu oruç da bayram ve teşrik günleri dışında hep oruç tutmaktır. Bu günlerde oruç tutmak ise ha ramdır. Uyumak nefsin hakkını vermek içindir. Sünnet, Peygamberi mizin gösterdiği yol ve getirdiği şeylerdir. Benden değildir demesi, benim yolumdan gitmiyor ve emrettiğimi tutmuyor; o, bana uyanlar dan değildir, demektir.

Hadisten çıkan hükümler: Amelde orta yol izlenmelidir. Pey gamber sallallahu aleyhi ve sellemin ashabının faziletleri ve daha çok ibadet ve taatlere karşı istekleri. Evlenme özendirilmiştir. Ömür boyu oruç tutmak mekruhtur. Gecenin tamamını ihya etmek de mekruh tur. Itidalli davranmada ve Hak Teala’ya gerçek yaklaşmada Resulul lah sallallahu aleyhi ve sellem örnek alınmalıdır. Dinde olmayan, kitap ve sünnette hakkında bir buyruk bulunmayan bid’at icat etmek iyilik değildir.

144/3 وعن ابن مسعود رضي الله عنه أن النبي ﷺ قال: «هلك

المتنطعون» قالها ثلاثاً.

3/144-Ibn Mes’ud radıyallahu anhten: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

Lüzumsuz zorluk çıkaranlar helak oldular, demiştir. Müslim.

Hadisten çıkan hükümler: Peygamber sallallahu aleyhi ve sel lem, söz ve fiillerinde aşırıya kaçanların helak olacaklarını tekit et miştir. Zoraki ve avurt çatlatarak konuşma kınanmıştır. Şiddet iyilik getirmez.

145/4 عن أبي هريرة رضي الله عنه أن النبي ﷺ قال: «إن الذين يسر، ولن يشاد الدين إلا غلبه. فسددوا، وقاربوا، وأبشروا، وأستعينوا بالغدوة والروحة وشيء من الثلجة» رواه البخاري . وفي رواية له : «سددوا وقاربوا وأغدوا وروخوا، وشيء من الدلجة، القصد القصد تبلغوا»

4/145-Ebu Hureyre radıyallahu anhten: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Şüphesiz din kolaydır. Kim dini zorlaştırmaya kalkarsa, mutlaka din onu mağlup eder. Orta yolu bırakmayın. Mükkemmelini yapa mazsanız ona yakın olanı ile yetinin. Böyle yaparsanız size müjdeler olsun. Biraz gündüzün başında, biraz gündüzün sonunda ve biraz da gecenin sonunda yürümekten istifade edin. Buhari’nin bir rivayeti de şöyledir: Orta yolu bırakmayın, Mükemmeli yapamazsanız ona yakın olanı ile yetinin. Biraz gündüzün başında, biraz gündüzün so nunda, biraz da gecenin sonunda yürüyüş yapın. İtidali elden bırak mayın; menzil-i maksuda ulaşırsınız.

Dinin onu mağlup etmesi dinin yollarının çok olmasındandır. Bu yürüme ifadeleri istiare ve temsil yolu ile söylenmiştir; mak sat, Allah Teala’ya ibadet ederken dinç olduğunuz ve içinizin rahat olduğu vakitleri seçin. O zaman ibadetten zevk alırsınız, ondan usanmazsınız. Maksadınıza nail olursunuz. Nitekim seferden anlayan bir yolcu bu vakitlerde yürüyüş yapar; kendisi de, başkaları arasında hayvanları da rahat eder ve menzil-i maksuduna yorulmadan ulaşır, demektir. Allah daha iyi bilir. Lügatler: Orta yol ifrat ve tefritten uzak mutedil yol demektir.

Hadisten çıkan hükümler: İbadet için dinç vakitler tercih edilmelidir. İbadette orta yol, insanı Allah’ın rızasına ve ibadetin devamlılığına götürür.

146/5 وعن أنس رضي الله عنه قال : دخل النبي ﷺ المسجد فإذا حبل ممدود بين الشاريتين فقال: «ما هذا الجبل؟» قالوا: هذا حبل لزينب ، فإذا فترت تعلقت به. فقال النبي ﷺ : «خلوه. ليصل أحدكم نشاطه فإذا فتر

فليرفده

5/146 Enes radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aley hi ve sellem mescide girdi; iki sütun arasına sarkitılmış bir ip gördü: “Bu ip nedir?” dedi. Zeyneb’in ipidir; ibadette gevşediği zaman buna asılıyor, dediler. O da: Çözün bunu; biriniz gönlü istediği zaman iba det etsin; gevşediği zaman uyusun, dedi. Müttefekunaleyh.

Lügatler: Sütun çatının dayandığı direk manasınadır. Maksat mescidin iki yanındaki sütunlardır. Bu ipi Mü’minlerin annesi Zey nep bint Cahş asmıştı. Hücresi mescidin yanında idi.

Hadisten çıkan hükümler: İslâm kolaylık dinidir. Mescitte nafile kılmak erkekler ve kadınlar için caizdir. Elinden gelen için hoşa git meyen bir şey gördüğü zaman müdahale ederek onu önlemelidir. Namaz kılarken bir şeye yaslanmak mekruhtur. Ibadette orta yol önerilmiş, aktif vaziyette iken ibadet edilmesi buyurulmuştur.

147/6 وعن عائشة رضي الله عنها أن رسول اللہ ﷺ قال: «إذا نعس أحدكم وهو يصلي فليرقد حتى يذهب عنه النّوم، فإنه إذا صلى وهو ناعس | يذري لعله يذهب يستغفر فيسب نفسه

6/147-Hz. Aişe radıyallahu anhadan: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Biriniz namaz kılarken uykusu gelirse, uykusu gidinceye kadar uyusun. Eğer uykulu vaziyette namaz kılarsa, belki dua edeceği yer de, kendisine söver.

Lügatler: Burada nuas geçiyor ki uyuklamak demektir. Namaz dan maksat nafile namazdır. Zira farz kısadır. Uyuması, selam vere rek namazi bitirdikten sonra olur. Namaz da ister nafile isterse farz olsun. Kendine sövmek, ağzından istemediği bir söz çıkmaktır. Mese la, ya Rabbi, beni bağışlama, der.

Hadisten çıkan hükümler: Ibadet ederek kendini yormak mek ruhtur. İbadette orta yol tutulmalı; aşırıya kaçılmamalıdır. İbadetler dahil bütün işlerde irıya kaçmak, ters tepkiye sebep olur; insan se vap kazanacağı yerde günaha girer.

148/7 وعن أبي عبد الله جابر بن سمرة رضي الله عنهما قال: «كنت

أصلي مع النبي ﷺ الصلوات، فكانت صلاته قصداً، وخطبته قصداً»

4/148-Ebu Abdullah Cabir bin Semüre radıyallahu anhuma diyor ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile çok namaz kıldım. Namazı da hutbesi de orta (normal) idi. Müslim.

Orta dediği, ne uzun ne kisa idi demektir.

Lügatler: Çok namaz kıldım, bu ifade Müslim’in bir rivayetinde: İki binden fazla namaz kıldım, şeklinde geçmektedir. Hutbesi de Cuma ve diğer zamanlardaki hutbeleridir. Hadisten çıkan hükümler: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılanlara acıdığından, hastaları ve ihtiyaç sahiplerini de göz önüne alarak namazı da hutbeyi de kısa keserdi.

Resulullah sallallahu. eyhi ve selleme kısa ve özlü konuşma ka biliyeti verilmişti. O, çok da kisa tutmazdı. Bütün işlerde itidal iyidir. Bir ihtiyaç yoksa hutbeyi uzatmak mekruhtur. Çünkü insanlar usana bilir, dinlediklerini anlamayabilirler.

149/8 وعن أبي جحيفة وهب بن عبد الله رضي الله عنه قال: آخی النبي ﷺ بين سلمان وأبي الدرداء، فزار سلمان أبا الدرداء فرأى أم الدرداء متبذلة. فقال : ما شأنك؟ قالت أخوك أبو الدرداء ليس له حاجة في الدنيا . فجاء أبو الدرداء فصنع له طعاماً فقال له : كل فإني صائم . قال : ما أنا بآكل حتى تأكل، فأكل فلما كان الليل ذهب أبو الدرداء يقوم . فقال له : ثم . فنام ، ثم ذهب يقوم، فقال له: نم. فلما كان آخر الليل قال سلمان : ثم الآن . فصليا جميعاً فقال له سلمان: إن لربك عليك حقاً، وإن لنفسك عليك حقا، ولأهلك عليك حقا، فأعط كل ذي حق حقه، فأتى النبي ﷺ فذكر ذلك له، فقال النبي ﷺ : «صدق سلمان»

8/149-Ebu Cuhayfe Vehb bin Abdullah radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Selman ile Ebudderda’yı kar deş yaptı. Selman Ebudderda’yı ziyaret etti. Karısı Ümmüdderda’yı perişan bir kıyafet içinde gördü: “Neden böylesin?” dedi. O da, karde şin Ebudderda dünyaya kıymet vermeyen biridir, dedi. Ebudderda geldi; misafirine yemek hazırladı, ona, ye, dedi. O da: Sen yemedikçe ben de yemem,” dedi. O da yedi. Gece olunca Ebudderda ibadete. kalktı. Selman ona: Yat (uyu), dedi. O da uyudu. Sonra tekrar namaza kalktı. Yine uyu, dedi. Gecenin son saatleri olunca Selman: Şimdi kalk, dedi ve ikisi birlikte namaz kıldılar. Selman ona: Rabbinin sen de hakkı vardır; nefsinin sende hakkı vardır; ailenin sende hakkı var dir; her hak sahibine hakkını ver, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme gelip durumu anlattı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel lem de, Selman doğru, söyledi, dedi. Buhari.

Lügatler: Perişan kıyafet, süslü olmayan günlük iş kıyafeti demek tir. Gecenin son saatleri seher vaktidir. Aileye eş ve evlatlar dahildir.

-Hadisten çıkan hükümler: Din kardeşliği meşrudur. Din kardeş lerini ziyaret etmek ve yanlarında yatmak. Müslümanlara nasihat et mek ve gafil olanları uyarmak. Gece namazı çok faziletlidir. Seher vakti gece ibadet vaktidir. Kadınla iyi geçinmek kadının kocası üze rinde hakkıdır. Nafile orucu bozmak caizdir. Eğer müstahap şeyler gerekli hakların zayine sebep oluyorlarsa, onları men etmek caizdir.

150/9 وعن أبي محمد عبد الله بن عمرو بن العاص رضي الله عنهما قال : أخبر النبي ﷺ أني أقول: والله لأصومن النهار، ولأقومن الليل ما عشت . فقال رسول اللہ ﷺ : «أنت الذي تقول ذلك؟» فقلت له : قد قلته بأبي أنت وأمي يا رسول الله . قال «فإنك لا تستطيع ذلك. فصم وأفطر، وتم وقم ، وضم من الشهر ثلاثة أيام : فإن الحسنة بعشر أمثالها، وذلك مثل صيام الدهر! قلت: فإني أطيق أفضل من ذلك. قال: «فصم يوماً وأفطر يومين» . قلت: فإني أطيق أفضل من ذلك. قال «فصم يوماً وأفطر يوماً، فذلك صيام داوود ﷺ وهو أعدل الصيام ». وفي رواية : «هو أفضل الصيام» . فقلت: فإني أطيق أفضل من ذلك. فقال رسول الله ﷺ : «لا أفضل من ذلك، ولأن أكون قبلت الثلاثة الأيام التي قال رسول الله ﷺ أحب إلي من أهلي ومالي ! . وفي رواية : «ألم أخبر أنك تصوم النهار وتقوم الليل؟» قلت: بلى يا رسول الله قال: فلا تفعل، ضم وأفطر، وتم وقم، فإن لجسدك عليك حقاً، وإنّ يعينك عليك حقا، وإن لزوجك عليك حقا، وإن لزورك عليك حقاً، وإنّ بحسبك أن تصوم في كل شهر ثلاثة أيام ، فإن لك بكل حسنة عشر أمثالها ، فإن ذلك صيام الدهر». فشددت فشدد علي . قلت: يا رسول الله إني أجد قوة ، قال : «ضم صيام نبي الله داوود، ولا تزد عليه» قلت : وما كان صيام داوود؟ قال : «نصف الدهر». فكان عبد الله يقول بعدما كبر: يا ليتني قبلت رخصة رسول اللہ ﷺ . وفي رواية : «ألم أخبر أنك تصوم الدهر، وتقرأ القرآن كل ليلة؟» فقلت: بلى يا رسول الله، ولم أرد بذلك إلا الخير. قال : «قضم صوم الله داوود، فإنه كان أعبد الناس ، وأقرا القرآن في كل شهر»، قلت: يا الله إني أطيق أفضل من ذلك؟ قال: «فأقرأه في كل عشرين» قلت: يا الله، إني أطيق أفضل من ذلك؟ قال: «فأقرأه في كل عشر» قلت: يا نبي الله، إني أطيق أفضل من ذلك ، قال : «فأقرأه في كل سبع ، ولا تزد على ذلك». فشددت فشدد علي، وقال لي النبي ﷺ «إنك لا تدري لعلك يطول
بك عمر». قال : فصرت إلى الذي قال لي النبي ﷺ . فلما كبرت وددت أني كنت قبلت رخصة نبي الله ﷺ . وفي رواية : «وإن لولدك عليك حقاً». وفي رواية : «لا صام من صام الأبد!» ثلاثاً. وفي رواية : «أحب الصيام إلى الله تعالى صيام داوود. وأحب الصلاة إلى الله تعالى صلاة داوود : كان ينام نصف الليل ، ويقوم ثلثه، وينام سدسه، وكان يصوم يوماً ويفطر يوماً، ولا يفر إذا وكان يتعاهد كنته لاقى». وفي رواية قال: أنكحني أبي أمرأة ذات حسب ، «أي أمرأة ولده» فيسألها عن بعلها، فتقول له : نعم الرجل من رجل ، لم يطأ لنا فراشاً، ولم يفتش لنا كنفا منذ أتيناه. فلما طال ذلك عليه ذكر ذلك للنبي . فقال : «ألقني به، فلقيته بعد ذلك فقال: «كيف تصوم؟» قلت كل يوم . قال: «وكيف تختم؟» قلت: كل ليلة. وذكر نحو ما سبق، وكان يقرأ على بعض أهله الشبع الذي يقرؤه يعرضه من النهار ليكون أخف عليه بالليل وإذا أراد أن يتقوى أفطر أياماً وأحصى، وصام مثلهن، كراهية أن يترك شيئاً فارق عليه النبي

9/150-Ebu Muhammed Abdullah bin Amr bin As radiyallahu an huma diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme benim: “Al lah’a yemin ederim ki, gündüzleri oruç tutacak, geceleri namaz kıla cağım,” dediğim haber verilmiş. Resulullah sallallahu aleyhi ve sel lem bana: “Bunu diyen sen misin?” dedi. Ben de, anam babam sana kurban olsun, ben bunu demiştim, dedim. Şöyle buyurdu: “Senin buna gücün yetmez. Hem oruç tut hem iftar et (tutmadığın günler ol sun); hem uyu hem gece namazı kıl. Her aydan üç gün oruç tut. Zira iyilikler on katınadır. Bu, ömür boyu oruç yerine geçer.” Ben de, be nim bundan fazlasına gücüm yeter, dedim. Öyleyse bir gün oruç tut, iki gün ye, dedi. Ben: Bundan daha fazlasına gücüm yeter, dedim. Öyleyse bir gün oruç tut, bir gün ye; bu, Davud aleyhisselamin oru cudur ki oruçların en adaletlisidir. Buhari rivayetinde de, en faziletli sidir, dedi. Ben de, benim bundan daha fazlasına gücüm yeter, de dim. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bundan daha faziletlisi yoktur, dedi.

Eğer ben, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin önerdiği üç gü nü tutsaydım, bu benim için ailemden ve malımdan daha iyi olurdu! Bir rivayet de şöyledir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Senin, bütün gün oruç tutar ve bütün gece namaz kılarım, dediğini haber almadım mi sanıyorsun?” dedi. Ben de, evet, ya Resulullah, böyle de miştim, dedim. Böyle yapma; oruç da tut, iftar da et; uyu da namaz da kıl. Zira vücudunun sende hakkı vardır; gözlerinin sende hakkı vardır; zevcenin sende hakkı vardır; misafirlerinin sende hakkı vardır. Her ayda üç gün oruç tutmak sana yeter. Böylece sana her iyiliğine karşılık on sevap verilir ki bu, ömür boyu oruç tutma yerine geçer.” Ben zorlaştırdım; bana da zorluk çıktı, ya Resulallah ben kendimde. güç buluyorum, dedim. Allah’ın Peygamberi Davud’un orucunu tut; bundan fazla tutma, dedi. Ben de “Davud’un orucu nasıldı?” dedim, O, yarı yıl tutardı, dedi.

Abdullah yaşlandıktan sonra, keşke Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin verdiği izni tutsaydım?” derdi. Bir rivayette de şöyle demiştir: “Ömür boyu oruç tutacağım ve her gece Kur’an okuyacağım, dediğini duymadım mi, sanıyorsun?” demiş; o da, dedim di, fakat iyilik niyet et miştim, ya Resulallah, demiştir. O zaman Allah’ın Peygamberi Da vud’un orucunu tut. O, Allah’a en çok ibadet eden bir insandı. Her ay bir kere Kur’an oku (hatmet), dedi. Ben de, ey Allah’ın Nebisi, benim bundan fazlasına gücüm yeter, dedim! Öyleyse her yirmi günde bir hat met, dedi. Ya Resulallah, benim bundan fazlasına gücüm yeter, dedim. Öyleyse her on günde bir hatmet, dedi. Ey Allah’ın Nebisi, bundan faz lasına gücüm yeter, dedim. Öyleyse haftada bir hatmet; bundan fazla yapma, dedi. Ben zorlaştırdım; Allah da bana zorlaştırdı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, belki de çok yaşar, ihtiyarlarsın, dedi! Ben de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin dediği gibi oldum. Yaşlandığım zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin verdiği izni kabul etmiş olmayı çok temenni ettim. Bir rivayette de ona, çocuğunun sende hak kı vardır, demiştir. Bir rivayette de, ömür boyu oruç tutan, tutmamış sa yılır, demiştir. Bir rivayette de, Allah’ın en sevdiği oruç, Davud’un oru cudur. En sevdiği namaz da Davud’un namazıdır. O, gecenin yarısını uyur, üçte birini ibadet eder, altıda birini uyurdu. Bir gün oruç tutar, bir gün de yerdi. Düşmanla karşılaşınca kaçmazdı.

Bir rivayette de Abdullah, babam beni soylu bir kadınla evlendir di. Ara sıra gelinine gelir, kontrol eder ve kocasını sorardı. O da, ne iyi erkektir; kendisine geldiğimizden beri daha yatağımıza ayak basma di; peçemizi açmadı, derdi. Bu durum uzayınca, babası durumu Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme aktardı. O da, onu bana getir, de di. Daha sonra onunla karşılaştım. Bana: “Nasıl oruç tutuyorsun?” dedi. Ben de, her gün, dedim. “Nasıl hatmediyorsun, dedi?” Ben de, her gece, dedim… Daha sonra Abdullah, geceleri ailesine okudukları hizipleri, daha hafif olması için gündüzleri okurdu. Güç kazanmak istediği zaman da birkaç gün oruç tutmazdı. Bunları sayar; yerine o kadar tutardı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden sonra alış kanlığını değiştirmek istemezdi. Bütün bu rivayetler sahihtir. Çoğu Buhari ve Müslim’dedir. Pek azı birindedir.

Lügatler: Ömür boyu oruç tutan tutmamıştır demek, bu muhale fet edip de şeriatin emrini tutmamak manasına gelir. Yatağa ayak basmamak, karısı ile bir yatakta yatmamak; perdeyi açmamak da, cinsel ilişkiye girmemekten kinayedir.

Hadisten çıkan hükümler: Nefse karşı yumuşak davranıp usana cağı şeyleri teklif etmemek. İbadette aşırılığa kaçmamak. Abdullah bin Amr’ın fazileti ve Rasulullah’a verdiği sözün üzerinde durması. Teheccüde ve gece namazına özendirme. Islâm’da ruhbanlık yoktur. İyiliklerin katlanması bu ümmetin özelliklerindendir. İslâm’da ibadet. cihattan ve rızk aramaktan geri durma manasına gelmez. İslâm dün ya ve ahiret için çalışmaya davet eder. Duy

151/10 وعن أبي ربعي حنظلة بن الربيع الأسيدي الكاتب – أحد کتاب رسول اللہ ﷺ قال: لقيني أبو بكر رضي الله عنه فقال : كيف أنت يا حنظلة؟ قلت: نافق حنظله! قال: سبحان الله! ما تقول؟! قلت تكون عند رسول اللہ ﷺ يذكرنا بالجنة والنار كأنا رأي عين، فإذا خرجنا من عند رسول اللہ ﷺ عافسنا الأزواج والأولاد والضيعات . نسينـا كثيراً! قـال أبو بكر رضي الله عنه فوالله إنا لنلقى مثل هذا، فأنطلقت أنا وأبو بكر حتى دخلنا على رسول الله ﷺ . فقلت : نافق حنظله يا رسول الله! فقال رسول اللہ ﷺ : «وما ذاك؟» قلت يا رسول الله، نكون عندك تذكرنا بالنار والجنة كأنا رأي العين، فإذا خرجنا من عندك عافسنا الأزواج والأولاد والضيعات، نسينا كثيراً! فقال رسول اللہ ﷺ : «والذي نفسي بيده لو تدومون على ما تكونون عندي ، وفي الذكر، لصافحتكم الملائكة على فرشكم وفي طرقكم، ولكن يا حنظلة
ساعة وساعة ثلاث مرات .

10/151-Ebu Rib’i Hanzala bin Rebi’ el-Üseydi, Peygamber sallal lahu aleyhi ve sellemin vahiy katiplerinden, diyor ki: Yolda Ebu Bekr radıyallahu anh ile karşılaştım. Bana: Nasılsın, Hanzala?” dedi. Ben de, “Hanzala münafık oldu!” dedim. “Sübhanallah, ne diyorsun?!” dedi. Ben de: “Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanında oldu ğumuz zaman bize cenneti ve cehennemi anlatıyor; gözümüzle gör müş gibi oluyoruz. Yanından çıkıp da çoluk çocuğa, mala ve mülke karışınca çoklarını unutuyoruz,” dedim. Ebu Bekr radıyallahu anh: “Allah’a yemin ederim ki biz de aynı şeyle karşılaşıyoruz,” dedi. Ben ve Ebu Bekr, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin huzuruna girdik. Resulallah: “Ne var?” dedi. Ben de, ya Resulallah, senin yanında iken bize cenneti ve cehennemi anlatıyorsun: gözümüzle görmüş gibi oluyoruz. Yanından çıkıp da çoluk çocuğa ve mal ve mülke karışınca çoğunu unutuyoruz!” dedim. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ruhumu elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer benim yanım daki hale ve zikre devam etseniz, melekler yataklarınızda ve yolları nızda sizinle tokalaşırlardı. Ancak, ey Hanzala, bir saat ibadet için, bir saat de ihtiyaçlarınız için ayırın, dedi ve bunu üç defa tekrarladı.

Lügatler: Hanzala münafık oldu demesi, kendisi için münafiklık tan korkmasıdır. Zira Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin mecli sinde hissettikleri korkuyu dışarı çıkıp dünya işleri ile meşgul olunca unutuyordu. Esasen münafıklık içi dışı bir olmamak demektir.

Hadisten çıkan hükümler: İnsan madde ve ruh alemlerinin tam ortasındadır. Zikir ve mürakabeye devam etmelidir. Bunda gevşeme mek meleklerin özelliklerindendir. Akıllı insanın birkaç saati olmalı: Bir saat Rabbine yalvarmalı, bir saat nefsini hesaba çekmeli, bir saat Allah’ın yarattıklarını düşünmeli ve bir saat de yeme ve içme gibi ih tiyaçları için ayırmalı. İslâm fitrat ve denge dinidir; hem dünya ve ahiretin, hem de ruh ve bedenin çıkarlarını göz önüne alır.

١٥٢/١١ وعن ابن عباس رضي الله عنهما قال: بينما النبي ﷺ يخطب إذا هو برجل قائم فسأل عنه فقالوا : أبو إسرائيل نذر أن يقوم في الشمس ، ولا يقعد، ولا يستظل، ولا يتكلم، ويصوم . فقال النبي ﷺ : «مروه فليتكلم، وليستطل، وليقعد، وليتم صومه

11/152-Ibn Abbas radıyallahu anhuma diyor ki: Resulullah sallal
lahu aleyhi ve sellem hutbe okuyordu; ayakta bir adam gördü. Kim olduğunu sordu: Bu, Ebu İsrail’dir; hep güneşte durmaya, oturma maya, gölgelenmemeye, konuşmamaya ve hep oruç tutmaya adak etti, dediler. “Söyleyin ona konuşsun, gölgelensin, otursun ve orucu nu tamamlasın,” dedi. Buhari.

Lügatler: Ebu İsrail’in adı Yüseyr’dir. Kendisi Ensari’dir. Konuşmaması zikirden başka bir şey konuşmamak manasınadır. Hadisten çıkan hükümler: Sükut orucu İslâm’da meşru bir iba det değildir. Allah Teala meşru kılmadığı ve izin vermediği bir ibade ti kabul etmez. Bir dinde ibadet olan başka bir dinde ibadet olmaya bilir. Günah olan veyahut şeriatin izin vermediği bir şeyi adamak ge çersizdir; mesela hacca yaya gitmek, güneşin altında oturmak, mevlid vb. törenler adamak gibi.

BENZER KONULARIMIZ:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    1
    2024-08-27T17:59:03+03:00

    Amelde aşırıya kaçmamak, yani dinin emirlerini yerine getirirken ifrat ve tefritten kaçınmak, İslam’ın temel prensiplerinden biridir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde önemli uyarılar bulunmaktadır.

    Kur’an-ı Kerim’de

    1. Bakara Suresi, 143. Ayet: “Böylece sizi, insanlığa şahit olasınız ve Peygamber de size şahit olsun diye, orta (denge) bir ümmet kıldık.”
      Bu ayette, İslam ümmetinin dengeli bir yol izlemesi gerektiği vurgulanmıştır. Orta yol, ifrat ve tefritten uzak, dengeli bir ameli hayatı ifade eder.
    2. Maide Suresi, 77. Ayet: “De ki: Ey Kitap ehli! Dininizde haksız yere aşırı gitmeyin ve önceden sapmış, birçoklarını da saptırmış ve doğru yoldan sapmış bir kavmin heveslerine uymayın.”
      Bu ayet, geçmiş ümmetlere yönelik bir uyarı olmakla birlikte, aynı zamanda Müslümanlara da dinlerinde aşırıya gitmemeleri gerektiğini öğütlemektedir.

    Hadis-i Şeriflerde

    1. Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”
      (Buhari, İlim, 11; Müslim, Cihad, 6-7) Bu hadis, dini uygulamalarda aşırıya kaçmamak gerektiğini ve insanların dini yaşantılarında kolaylık sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır.
    2. Başka bir hadiste şöyle buyrulmuştur: “Bu din kolaylıktır. Hiç kimse, bu dinde aşırı gitmeye kalkışmasın; yoksa din ona galip gelir (onu yener).”
      (Buhari, İman, 29) Bu hadis, dinin bir kolaylık dini olduğunu ve aşırılıklardan kaçınılması gerektiğini ifade etmektedir.
    3. Yine Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor: “İşlerin en hayırlısı orta olanıdır.”
      (İbn Mace, Zühd, 15) Bu hadis, her işte olduğu gibi ibadetlerde de orta yolu tutmanın, aşırıya kaçmamanın en hayırlı yol olduğunu göstermektedir.

    Bu ayetler ve hadisler, İslam’ın ibadet ve amellerde aşırılıktan kaçınmayı teşvik ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. Denge ve itidal, Müslümanın hayatında önemli bir yer tutar ve bu dengeyi koruyarak, ifrat ve tefritten uzak durmak esastır.

    En iyi cevap

Cevapla