Paylaş
Dinde Samimiyet Nedir Kısaca
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
KULLUK VE İBADETTE SAMİMİYET
İbadetlerde samimiyeti kaybetmemek için ne yapmalıyım sorusuna cevap vermeye çalışacağız
İnsanın yaratılış gayesi Allah’a ibadet etmektir. Nitekim Allah cc, “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım”[1] buyurmaktadır. İbadette asıl olan ise ihlastır. İhlâs, yapılan işlerde sırf Allah’ın rızası gözetmek ve onlar üzerine nefsânî gâyelerin gölgesini düşürmemektir. Başka bir ifadeyle ihlâs, kişinin bütün varlığıyla Allah’a kulluk etmesi ve bu kulluğunda O’ndan başkasını düşünmemesidir. İhlâsın meyvesi ise, ihsandır. Bu da, Allah’a sanki O’nu görüyormuşsun gibi ibadet etmektir. Her ne kadar biz O’nu görmesek de O bizleri görmektedir.
Allah c.c., Peygamber Efendimize hitaben: “(Ey Rasûlüm!) Şüphesiz ki Kitâb’ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dîni Allâh’a has kılarak ihlâs ile kulluk et!..”[2], “De ki: Ben, dîni Allâh’a has kılarak ihlâslı bir şekilde O’na kulluk etmekle emrolundum.”[3] buyurmak suretiyle hususi olarak Rasulullah (s.a.s.)’in, genel olarak ise bizlerin kulluğumuzda ihlaslı olmamızı istemektedir. Diğer taraftan Cenâb-ı Hakk, şekle değil öze bakar. Yani kendi katında ihlâsla yapılan amellerin değerli olduğunu ifade eder. Şu hadisi şerif bu gerçeği vurgular: “Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz! Fakat sizin (ihlâs ve takvâ bakımından) kalplerinize ve amellerinize bakar.”[4]
İnsan, ihlas ve samimi bir kalple Allah’ın emirlerini yerine getirmelidir. Çünkü Allah c.c., insanların gizlice yaptıklarını bildiği gibi kalplerimizden geçen duygu ve düşüncelerimizi de bilir. Ayrıca yapılan işler niyete göre değer kazanır. İyi niyete dayanmayan, sadece gösteriş için yapılan ibadet ve güzel davranışların Allah katında hiçbir değeri bulunmamaktadır. Nitekim bir ayeti kerimede şöyle buyrulmuştur: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, namazlarını ciddiye almazlar ve gösteriş için yaparlar!..”[5] Konuyla ilgili bir hadisi şerifte ise kıyamet gününde ilk önce hesaba çekilecek olanların, sözde şehit, âlim ve zengin diye bilinen kimseler olduğu, ancak bu kimselerin niyetlerindeki kirlilikten yani gösterişten dolayı kendilerine bir mükâfatın verilmeyeceği aksine cehenneme gidecekleri bildirilir.[6] Demek oluyor ki kişi her ne kadar insanların nazarında güzel bir iş yapıyor gözükse de asıl olan o işin, Allah katında nasıl değer kazanmış olmasıdır. Dolayısıyla amellerin başta riya olmak üzere her türlü manevi kirlerden temiz olması gerekir. İbadetlerine riyâ karıştıran kimse aynı zamanda gizli şirke düşmüş olur ve azâba dûçâr kılınır.
Şeytan bizleri Allah’ın yolundan alıkoymak ister. Bu sebeple günahları süslü gösterir. Kişi şeytanın bu aldatmasından ancak ihlâslı olmakla kurtulabilir. Nitekim Allah cc. şeytana hitaben: “Elbette benim (ihlaslı) kullarım üzerinde senin hiçbir te’sîrin olmayacaktır. Koruyucu olarak Rabbin yeter.”[7] buyurmaktadır.
O halde şeytanın bu kandırmasına karşı bütün ibadet ve davranışlarımızda ihlaslı olalım. İşlerimizi Allah’ın rızasını gözeterek yapalım. Niyetlerimizi riya ve şirk gibi duygulardan arındıralım. Ya olduğumuz gibi görünelim, ya da göründüğümüz gibi olalım.
[1] Zariyat, 51/56
[2] Zümer, 39/2
[3] Zümer, 39/11
[4] Müslim, Birr, 33.
[5] Maun, 107/4-6.
[6] Müslim, İmâre, 152.
[7] İsra, 17/65
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Söz ve davranışlarımızın Allah katında değer kazanması, samimiyetimize bağlıdır. Samimiyet; Rabbimize gönülden iman etmek, bu imanın gereği olarak da hiçbir dünyevi karşılık ve menfaat beklemeden sadece Allah’ın rızasını amaçlayarak yaşamaktır. Samimiyet, canlı-cansız bütün varlıklara karşı iyi niyet beslemektir. Samimiyet, ya olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmaktır. Müslüman, Rabbine samimiyetle kulluk eder. İbadetlerinin, dualarının, yardım taleplerinin tek muhatabı Allah’tır. Sözlerin en güzeli olan Kur’an-ı Kerim’e samimiyetle bağlanır. Kur’an’ın hükmünü hayatına aktarmak için gayret eder. Rasulullah (sav)’e sadakatle itaat eder. Derin bir sevgi ve samimiyetle onu örnek alır, onun gibi yaşamak için uğraşır.