Paylaş
Dinden Çıkmanın Nikâha Etkisi Nedir?
Question
Dinden Çıkmanın (İrtidât) Nikâha Etkisi
Dinden dönen, küfür söz söylenin nikah durumu
İrtidad, lügatte mutlak olarak bir şeyden dönmek manasınadır. ” ارتد عن olduktan sonra kifre girerse) : ارتد عن دينه” ,”yolundan döndi : طريقه “, ” () dininden döndü” denilir .
Terim olarak irtidad, lügat manasına yakındır. “Zorlama olmaksızın bir müslümanın küfrü gerektiren lafızları telaffuz etmesi veya küfrü gerektirecek bir fiilde bulunarak dinini terk etmesi yahut başka bir dine geçmesidir”0″. Şu âyet-i kerimeler, benimsendikten sonra İslâm’dan dönmenin ne kadar ağır manevi bir suç olduğunu göstermektedir:
ومن يرتدد منكم عن دينه فيمت ولهو كافر فأولئك خبطت أعمالهم في الدنيا والآخرة وأوليك…“ on… أضحاب الثارهم فيها خالدون kim dininde döner de inkarcı olarak ölürse , -Sizden ların yaptıkları işler dünyada da ahirette de geçersiz sayılmıştır. Onlar cehen كيف يهدي الله قوماً كفروا بعد إيمانهم وشهدوا أن“ ,* ,nemliktir ve orada devamlı kalirlar ” Resülün hak olduguna :الرسول حق وجاءهم البينات والله لا يهدي القوم الظالمين iman ettikten , tanıklık ettikten ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra inkârcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
İrtidad suçu ilâhî kaynaklı İslâm Hukukuna özgü bir suçtur. Laik hukuk larda böyle bir suçtan söz etmek o hukukun hukuk mantığına aykırıdır. İslâm’da başlangıçta İslâm’a inanmamış kimselere karşı inanıp inanmama noktasında asla baskı yapılamayacağı prensibi ortaya konmuştur. İslâm’a girip güzellikleri ni gördükten sonra dinin terk edilmesine müsaade edilmemiştir. İslâm inanç hürriyetini sonuna kadar savunurken onun oyuncak haline getirilmesine engel ol mak ve başka insanların dine ve onun esaslarına olan güvenini himaye amacıyla irtidadi suç saymıştır. İrtidad suçunun biri uhrevi diğeri dünyevi olmak üzere iki cezası vardır. Dinden dönen şahıs – münafıklıkta olduğu gibi- küfrünü açığa vur maz gizlerse kendisine dünyada hiçbir ceza verilemez, cezası tamamen âhirete kalmıştır. Irtidat suçunun bu manevi sonuçları yanında dünyada uygulanacak hukuki hükümler açısından da maddî sonuçları vardır. Bu sonuçlardan birisi de nikahla ilişkisinde kendini gösterir.
İslâm dinini terk ederek kitabi dinlerden birine giren kadının durumu ise şu âyete göre değerlendirmemiz mümkündür: “… İnanan hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları -zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helaldir.” Buna göre o kadınların, müslüman eşleriyle olan evliliğinin devam ettiği söylenebilir. Çünkü müslüman bir erkeğin ehli kitap bir kadınla evlenmesi sahih olduğuna göre, İslâm dinini bırakıp ehli kitap olmayı tercih eden kadınla da mevcut nikâhın devamı sahih olmalıdır. Buna mukabil, ehli kitap dışındaki dinleri tercih eden kadınların, müslüman erkeklerin nikâhı altında kalması Kur’ân’ın açık hükümlerinin dışında kalan bir olaydır. Oysa fakihlerin büyük çoğunluğunca mürtedin intikal ettiği yeni din yok hükmünde sayıldığı için dini yönü bulunan işlem ve eylemlerine belli bir dine mensup kişiye ait fikhi sonuçlar bağlanmaz; mesela Yahudilik veya Hıristiyanlık gibi kitâbî bir dine geçmiş olsa yaptığı evliliği geçersiz kabul edilirdi.
Erkeğin, Islam dinini terk edip ehl-i kitap olması halinde nikâh akdi der hal sona erer. Zira müslüman bir kadının müslüman olmayan bir erkekle evliliği sahih değildir.
Hanefi ve Malikilere göre, karı-kocadan herhangi birisinin İslâm’dan çık ması, mahkeme kararına gerek kalmadan nikâhi sona erdirir. Bu sona eriş Ha nefilere göre talâk değil fesih sayılır, dolayısıyla talâk sayılarında bir eksilme olmaz. Diğer iki mezhep, yani Şâfiî ve Hanbelî mezhepleri, eşlerden birinin irtidadı veya sadece kocanın küfrü gerektiren bir söz söylemesi ve bunların nikâh akdinden sonra ve zifaftan önce meydana gelmiş olması durumunda aralarında hemen ayrılık meydana gelir. İrtidat zevci ilişkiden sonra meydana gelirse nikâh, irtidat ile başlayan iddet süresi sonunda ve mahkeme kararıyla feshedilmiş olur. Buna göre şayet koca iddet sona ermeden tevbe eder tekrar İslâm’a dönerse evli lik devam eder.
Burada yeri gelmişken bir de gayri müslim iken müslümanlığı kabul etme durumu ve bunun daha önce mevcut olan bir nikaha etkisi meselesine değinelim. Eğer gayri Müslim eşlerden kadın İslâm’ı kabul edip kocası gayri Müslim olarak kalırsa, öncelikle kocaya müslüman olması teklif edilir. Teklife olumlu ce vap verir ve İslâm’a girerse eski nikâhları üzere aile hayatına devam eder. Fakat müslüman olmayı kabul etmeyecek olursa hâkim aralarını ayırır. Bu ayırma Ebû Hanife ve Imam Muhammed’e göre bir bâin talak, Ebû Yusuf’a göre talak değil tefriktir. Genel hüküm bu olmakla beraber, bazı klasik kaynaklar, gerek Hz. Ömer’in ve gerek Hz. Ali’nin böyle bir durumda eşlerin evliliği devam ettirmede veya sona erdirmede muhayyer olduğu hükmünü verdiklerini naklederler. Kocanın müslüman olması halinde ise eğer kadın müşrik değilse, yani Allah’a şirk koşan bir dine sahip değilse, diğer bir ifade ile kadın ehl-i kitaptan ise evlilikleri zarar görmez.
İslam Aile Hukuku
Answers ( 3 )
nikah ve dinden çıkma
Selamun aleyküm hocam ben eşimi bi kac konu hakkinda bi kac kere uyarmistim egilmesinde kalkmasinda vs vs ve sonuda dedimki ona bu şekil yapacaksan açıl daha iyi kendisi bu konuyu hocalarına danışmış bizim nikahimiz düşmüş ve ben dinden çıkmışım bunun aslı nedir
Bu sözle nikah düşmez. Nikah düşmesi için kişinin dinden çıkmış olması gerekir. Dini geri dönmemek üzere inkar etmesi gerekir. Burada böyle dibir durum yoktur.
Kızımın dini nikahı düştü mü
Damadım Allaha Küfretti Dinden Çıktı Mı Nikahları Düştümü Ne Yapmaları Gerekir tekrar nikah kıysalar geçerli mi
Belirttiğiniz büyük günahı yani Allah’a küfretmeyi yapan bir insan dinden çıkmış olur.
Eşi ile nikâhları da o anda biter.
Eşinin iddet bekleme süresi (üç hayız dönemi) geçene kadar tekrar tevbe edip iman ederse yeni bir nikâha gerek kalmadan bir araya gelebilirler. Bu süre içinde tevbe etmezse iddet bitimi ile beraber nikâh da sonsuza kadar bitmiş olur. Yıllar geçse de durum böyledir. Daha sonra ne zaman tevbe eder ve yeniden evlenmek isterlerse iki şart önemlidir:
a- İman ve tevbe gerçekleşmiş olacak.
b- İlk evlilik gibi yeniden nikâh yapacaklar.
Bu hükmü bu şekilde bilmeden dinden çıktığı hâlde karı koca olmaya devam ettikleri günler varsa, onun için Allah’a istiğfar edecekler. Ayrıca yapılacak bir iş yoktur.
Erkeğin, islam dinini terk edip ehl-i kitap olması halinde nikâh akdi sona ermiş olur. Zira müslüman bir kadının müslüman olmayan bir erkekle evliliği sahih değildir.
Hanefi ve Malikilere göre, karı-kocadan herhangi birisinin İslâm’dan çıkması, mahkeme kararına gerek kalmadan nikâhi sona erdirir. Bu sona eriş Hanefilere göre talâk değil fesih sayılır, dolayısıyla talâk sayılarında bir eksilme olmaz. Diğer iki mezhep, yani Şâfiî ve Hanbelî mezhepleri, eşlerden birinin irtidadı veya sadece kocanın küfrü gerektiren bir söz söylemesi ve bunların nikâh akdinden sonra ve zifaftan önce meydana gelmiş olması durumunda aralarında hemen ayrılık meydana gelir.