Paylaş
Doğru ve dürüst olmak, yalan ve hileden sakınmak
Question
YALAN, HİLE VE DÜRÜSTLÜK HAKKINDA AYET VE HADİSLER
Dürüstlük, Yalan ve Hile Nedir
Bir ibadet yapmak için nasıl ki o ibadetin farzlarının-sünnetlerinin neler olduğunu bilmemiz gerekiyorsa, hangi işle meşgul olursak olalım o işle ilgili genel kuralları ve dinimizin ortaya koymuş olduğu ahlaki ilkeleri de bilmemiz gerekmektedir. Çünkü İnsan için en büyük erdem, yapmış olduğu işlerini ahlaken en olgun şekilde yerine getirmektir. Aldatmamak, hile yapmamak, yalan söylememek, rüşvet alıp-vermemek, Allah’ın haram kıldığı şeylere tevessül etmemek üzerine kurulmuş bir iş hayatı, kişiye dünya ve ahiret saadeti getirecektir.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bizlere: “Ey iman edenler, mallarınızı, sizden karşılıklı anlaşmadan (doğan) bir ticaretten başka haksız ‘nedenler ve (batıl) yollarla’ yemeyin. Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin. Şüphesiz, Allah, sizi çok esirgeyendir.”(1) “Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz.”(2) “Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler. Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar. Onlar; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları büyük bir gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?”(3) “Yine o (müminler) ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler.”(4) buyurmaktadır.
Bu konuyla ilgili olarak Resulullah (s.a.v.) ise şöyle buyurmaktadır: “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Kusurlu olan malının ayıbını açıklamadıkça, ayıplı malı din kardeşine satan hiçbir Müslüman’a, o satış helal olmaz.”(5) “Alış-verişte çok yemin etmekten sakının. Çünkü yemin malı sattırırsa da bereketini kaçırır”(6) “Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli; peygamberler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdir.”(7) “Allah müşteri iken kolaylık gösteren, satıcı iken kolaylık gösteren, borcunu öderken kolaylık gösteren, alacağını ödetirken kolaylık gösteren kişiyi cennete koydu.”(8)
Ayetlerden ve hadislerden aktardıklarımız ışığında iş ahlakında şu hususları yerine getirmemiz bizler için çok büyük kazanç kapısı olacaktır: Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak, iyi huylu ve güzel ahlâklı olmak, şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmak, aza kanaat etmek, çoğa şükrederek dağıtmak, içi-dışı, özü-sözü bir olmak, bu aldatıcı (fani) dünyaya ait şeylerle övünmemek, böbürlenmemek, fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan şeref duymak, zenginlere, zenginliklerinden dolayı itibar etmekten kaçınmak, iyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak, insanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmak, hakka, hukuka uymak, hak ölçüsüne riayet etmek, ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek.
O halde “Kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. Ve kim zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.’’(9) Ayeti kerimeleri ışığında bilelim ki; İnsanoğlu için ancak ve ancak bu dünyada yaptıklarının karşılığı vardır. Bu karşılık hem dünyevi hem de uhrevidir. Rabbimizin bildirmiş olduğu, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in de hayatına tatbik ettiği ve bizlere örnek olarak aktardığı emir ve yasaklara uyarak gerçekleştirilen iş hayatının ibadet mertebesinde olduğunu unutmayalım ve hutbemize bir ayet-i kerime ile son verelim. “(Öyle) insanlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten, tutkuya kaptırıp alıkoymaz; onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.”(10)
———————
(1)Nisa, 4/29
(2) Al-i İmran, 5/1
(3) Mutaffifin, 83/1-6
(4) Müminun, 23/8
(5) İbn. Mace , Büyû: 34
(6) İbn. Mace , Büyû: 30
(7) Tirmizi, Buyu, 4
(8) İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, : 3/13.
(9)Zilzal, 99/7-8
(10) Nur, 24/37
Answer ( 1 )
Doğruluk iyiliktir; yalan kötülüktür. Doğruluk rahmettir; yalan felakettir. Hak, doğrulukla yerini bulur; yalanla zayi olur. Doğrulukla kazanılan mal ve mülk bereketlenir. Yalanla elde edilen hiçbir şeyde hayır yoktur. Onur ve haysiyet, doğrulukla kalıcı hale gelir. Allah’ın rızasına doğrulukla varılır. Yalanla varılacak yer ise ancak cehennem azabıdır. Allah katında sözün değeri, hakkı ve hakikati ne derece yansıttığı ile ölçülür. Çünkü söz, kalbin ve gönlün tercümanı, özün ve ruhun aynasıdır. Müslümanın söz ve davranışlarında doğruluğu esas alıp yalan ve aldatmanın her türlüsünden sakınması hem dini hem de dünyevi açıdan görevidir. Bu sebeple, doğruluk ve dürüstlük, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Rasulullah (sav)’in en önemli vasfı olduğu gibi, biz Müslümanların da vazgeçilmez özelliklerinden biri olmalıdır.