Paylaş
Doğuların Ve batıların Rabbi
Question
SORU: Kur’an-ı Kerim’de, Allah Teâlâ’nın sıfatları içinde O’nun doğuların ve batıların rabbi olduğu da zikredilir. Doğular ve batılarla ne kastedilmiştir?
CEVAP: Allah Teâlâ Sâffât sûresinde şöyle buyuruyor:
Andolsun ki tanrınız birdir; göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların rabbidir; doğuların ve batıların rabbidir. (Saffat/4-5)
Burdaki “doğuların rabbi” tabirinin anlamı, Allah doğusu olan her şeyin doğduğu yerlerin sahibidir, demektir. Kâdî Beydâvî, buradaki doğularla yıldızların doğduğu yerlerin veya güneşin sene içerisinde doğduğu yerlerin kasdedildiğini söyler. Onun söylediğine göre güneşin doğduğu yerlerin sayısı 360’tır. Güneş, her gün birinden doğar. Bu hesaba göre batılar da farklıdır, doğuların sayısı kadar da batılar vardır. Kısa kesmek için doğuları zikretmekle yetinmiştir. Çünkü doğuşlar Allah’ın kudretine daha çok delâlet eder ve daha çok nimete vesiledir.
Uzman bilim adamlarından bir grup bu âyet-i kerimede geçen meşârik (doğular) kelimesi üzerinde şu açıklamaları yapmışlardır:
“Allah Teâlâ yedi kat semayı, dünyayı ve bunların arasındaki muhtelif gök cisimlerini ve yıldızları yaratandır. O, güneşin doğduğu ve şâir yıldızların doğduğu yerler üzerinde egemen olan ve oralardaki her-şeyi görüp gözetendir. O, güneşi her gün doğu ufkunun bir önceki günden farklı bir noktasından ortaya çıkarandır. Bu, O’nun güneş sisteminde yerleştirdiği kanunlar sebebiyle böyledir. Bu sistemde dünya kendi ekseni etrafında günde bir defa batıdan doğuya doğru bir tur tamamlar. Aynı esnada dünya, güneşin etrafındaki elips bir yörüngede seyreder.
“Dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşüyle birlikte yeryüzü sakinleri güneş ve yıldızların her gün farklı bir yerden doğduğunu görürler. Gök kubbe üzerindeki yolculuğu esnasında dünyanın bulunduğu yer değiştikçe güneş de farklı farklı yerlerden doğar. Güneş, mart ayının sonlarından, yani gece ve gündüzün eşit olduğu andan itibaren kuzey yarım küreden düzenli olarak gözetlenmiş olsa onun (her gün) doğu ufkundaki (ayrı) bir noktadan doğduğu görülür. Günler geçtikçe gözlemci, güneşin doğduğu noktaların kuzeye doğru yaklaştığını görür.
“Nihayet haziran sonlarında güneş kuzeye yakın en son doğacağı noktadan doğmuş olur. Güneşin bundan sonra aynı değişikliği takibe-derek geri döndüğü görülür. Nihayet eylül sonlarında, yani sonbaharda gece ve gündüzün eşit olduğu esnada güneşin, ilkbaharda gece ve gündüzün eşit olduğu esnadaki doğduğu yerden doğduğu görülür. Sonra (doğuş noktaları) devamlı olarak güneye doğru hareket eder. Nihayet aralık ayı sonlarında güneş, güneye yakın en son doğacağı noktadan doğmuş olur. Sonra zahiri olarak kuzeye doğru tekrar geri dönüş başlar ve nihayet ilkbaharda gece ve gündüzün eşit olduğu esnada dünyanın güneş etrafındaki bir turu tamamlanmış olur.
“Bütün bunlar 365 gün 6 saatlik bir süreyi alır. Dünyanın gök kubbedeki seyri esnasında yıldızların da doğu ufkunun farklı yerlerinden doğdukları gözlenir. Bu durum, özellikle güneşin yıl içerisinde uğradığı oniki burcun yıldızlarından daha belirgindir.”
Allah Teâlâ Meâric sûresinde şöyle buyurmaktadır:
Doğuların ve batıların rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse de önümüze geçemez. (Meâric/40-41)
Buradaki doğular ve batılarla neyin kastedildiği konusunda da müfessirlerin pek çok görüşü vardır: Bir görüşe göre güneşin doğduğu ve battığı yerlerdir. Bir görüşe göre senenin her gününün doğusu ve batışıdır. Bir başka görüşe göre her bir yıldızın doğduğu ve battığı yerdir. Bir görüşe göre de doğu ile kastedilen her bir peygamberin davetinin zuhur etmesi, batı ile kastedilen ise o peygamberin kuvvetidir. Bir diğer görüşe göre ise doğularla hidayet nevileri, batılarla da başarısızlık nevileri kastedilmiştir.
Uzman bilginler bu âyet hakkında açıklama yapmışlar ve özetle şöyle demişlerdir: “Doğular ve batılarla, Allah Teâlâ’mn sınırsız genişlikteki mülkünün (çeşitli) bölgeleri kastedilmiş olabilir. Yine güneşin, ayın ve bütün yıldızlar ve gezegenlerin doğulan ve batıları da kastedilmiş olabilir. Çünkü bunların hepsi yine Allah’ın mülküne delâlet ederler.
“Gök cisimlerinin doğuyor ve batıyor görünmeleri, dünyanın kendi ekseni etrafında batıdan doğuya doğru dönmesinden kaynaklanır. Bundan dolayı bu cisimler bize, gök kubbede bu yönelişin aksi istikamette hareket ediyorlar, doğu ufkunun üzerinden doğuyorlar ve batı ufkundan batıyorlar, ya da en azından mesela kuzey yarım kürede kutup yıldızının etrafında doğudan batıya doğru dönüyorlar gibi görünürler.
“Bir yıldızın kutba olan uzaklığı, gözlemcinin bulunduğu enleme olan uzaklığından daha az olduğu zaman o yıldız doğmaz ve batmaz, aksine kuzey kutbu etrafında küçük bir daire çiziyor görünür. Bununla ayet, aynı şekilde gece saatlerine de işaret eder. Öyleyse doğuş ve batışın görünmesi yerkürenin dönüşüne de işarettir ki bu dönüş, Allah’ın dünya üzerindeki canlılara bahşettiği en büyük nimetlerdendir. Çünkü dünya kendi ekseni etrafında dönmemiş olsaydı, senenin yarısında dünyanın yarısı güneş ışığını görür, diğer yarısı ise bu ışıktan tamamen mahrum kalırdı. Böyle bir durumda ise hayat, bildiğimiz ve alışık olduğumuz düzen içerisinde devam edemezdi.
“Doğuların ve batıların, diğer yıldızlar ve gezegenler değil de sadece güneşin idaresi ile ilgili olarak zikredildiğini söylesek bile, bu dahi yeryüzündeki doğuların ve batıların her gün; hatta her lahza sonsuz bir şekilde değiştiğine işaret eder, çünkü güneş her an bir noktada batmaktadır, buna mukabil diğer bir nokta da doğmaktadır. Bu Yüce Allah’ın mükemmel idaresinin ve eşsiz kudretinin nümûnesidir.”
Dikkat edin!
Allah’ın kudreti ne büyüktür, egemenliği ne yücedir! Gerçekten O, her şeye kadirdir.
Answer ( 1 )
“Doğuların ve batıların Rabbi” ifadesi, özellikle İslam kültüründe ve edebiyatında önemli bir anlam taşır. Bu ifade, Allah’ın her yerde, her zaman ve her mekânda her şeyin yaratıcısı ve hükümranı olduğunu vurgulayan bir anlam içerir. İslam’da Allah, yalnızca doğuda veya batıda değil, her yönüyle varlıkların sahibi ve yöneticisidir. Bu ifadeyi, Kuran’dan alıntılayarak da açıklayabiliriz:
“Doğular da batılar da Allah’ındır. O halde nereye dönerseniz, orada Allah’ın yüce yüzü vardır. Şüphesiz Allah, her şeyin en geniş kapsamlı duyurusunu yapandır.” (Bakara Suresi, 115. Ayet)
Bu ayet, Allah’ın her yönüyle egemen olduğuna ve her yerin O’nun varlık alanı olduğuna işaret eder. Doğu ve batı, aslında farklı coğrafi noktalar olsa da, Allah her yerde ve her zaman var olduğu için O’nun kudreti ve hâkimiyeti her yeri kuşatır.
Bu anlamda, “Doğuların ve batıların Rabbi” ifadesi, Allah’ın mutlak egemenliğini, her yönüyle her yere hükmettiğini ifade eden derin bir kavramdır.