Paylaş
Dua, Zikir ve Salâvat Getirmenin Fazileti ve Adabı
Question
Dua, Zikir ve Nebi (s.a.v)’e Salâvat Getirmenin Fazileti ve Adabı
Zikrin Fazileti
Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah (azze ve celle) şöyle dedi: Ben kulumun beni zannı üzereyim beni zikrettiği zaman onunla beraberim şayet beni kendi nefsinde zikrederse bende onu kendi, nefsimde zikre derim şayet beni bir toplulukta zikrederse bende onu, daha hayırlı bir toplulukta zikrederim.”
Hadis’i, musannifinde (rahimehullah)” dediği gibi Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre (r.anhu)’ın hadisi olarak rivayet etmişlerdir. Bu hadisin tamamı ise şu şekildedir: “O, şayet bana bir karış yaklaşacak olursa, ben ona bir zira yaklaşırım. Eğer o, bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim. Kim bana şirk koşmaksızın bir arz dolusu günahla gelse, ben de onu bir o kadar mağfiretle karşılarım.” Bu hadisi aynı şekilde Tirmizi’de Ebu Hureyre (r.anhu)’dan, Imam Ahmed, Müsned’inde Enes (r.anhu)’dan rivayet etmiştir. Ibn Şahin Fi’tterğib fi fezaili’la’mal adlı kitabında İbn Abbas (r.anhuma)’dan şu lafızlarla zikreder: “Ey kulum sen beni kendi nefsinde zikredersen bende seni kendi nefsimde zikrederim şayet sen beni bir toplulukta zikredersen ben seni daha hayırlı ve şerefli bir toplulukta zikrederim ey kulum şayet sen bana bir karış yaklaşırsan ben sana bir zira yaklaşırım şayet bana bir zira yaklaşırsan ben sana bir kulaç yaklaşırım şayet bana yürüyerek gelirsen ben sana koşarak gelirim.” İbn Şahin’in rivayet ettiği bu hadisin isnadında” Ma’mer bin Zaide adlı ravi vardır bu ravi hakkında Ukayli, hadisine mutabaat yapılmaz demiştir. Bu hadisi aynı şekilde Ebu Davud et Tayalisi ve Ahmed, Müsned adlı kitap larında Enes (r.anhu)’dan şu lafızlarla rivayet etmişleridir: “Kulum bana bir karış yaklaştığı zaman bende ona bir zira yaklaşırım. Kulum bana bir zira yaklaştığı zaman ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kulum bana yürüyerek geldiği zaman ben ona koşarak gelirim.” Bu hadisi, Buhari, Katade’nin ve et Teymi’ninEnes’den (r.anhu) rivayet ettikleri isnad ile rivayet etmiştir. Aynı şekilde Müslim, Ebu Zer (r.anhu)’dan bu hadisi şu lafızlarla rivayet etmiştir: “Kim bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir yaklaşırım. Kim bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim.” Buhari, muallak olarak Ebu Hureyre (r.anhu)’dan şunu rivayet etti: Ebu Hureyre (r.anhu) şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah (azze ve celle) şöyle buyurdu: “Ben, kulum beni zikretmek için dudaklarını hareket ettirdiği ve beni zikrettiği zaman kulumla beraberim.”
Hadiste geçen, Allah (azze ve celle)’nin “Ben kulumun beni zannı üzereyim” sözü, Allah (azze ve celle)’nin kullarına kendisi hakkında zan larını güzelleştirmeleri (güzel zan beslemeleri) hususunda bir teşviktir. Çünkü Allah, kullarına ona olan zanlarıyla muamelede bulunacaktır. Kim Allah (azze ve celle) hakkında hayırlı zanda bulunursa Allah nimetlerini o kişiye sunar ve o kişiye kendi şerefinden serper. Her kimin Allah (cc) hak kında hayırlı zanda bulunmazsa Allah (c.c)’da o kişiye nimetlerini ikram etmez. İşte bu Allah (cc)’nun kulunun zannı üzere olmasının manasıdır.
İşte bütün bu hususlardan sonra kulun üzerine düşen bütün hallerinde Allah (cc) hakkında güzel zan beslemesidir. Kul Allah (azze ve celle)’ nin rahmetinin genişliğine işaret eden,
Buhari ve Müslim’in Ebu Hureyre (r.anh)’dan rivayet ettiği şu hadis gibi, Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah mahlûkatı yarattığı zaman, kendi katında arşın üstündeki kitabına, “Rahmetim gerçekten de gaza bıma geçmiştir’ diğer bir rivayette ise ‘galebe çalmıştır’ diye yazmıştır.” Allah (cc)’nin geniş rahmetini ifade eden bu hadisleri gözü önünde can landırırsa Allah (c.c) hakkında güzel zan besleyebilir.
Yine Buhari ve Müslim’in Ebu Hureyre (r.anh)’dan rivayet ettiği şu hadis gibi: “Allah (cc)’nun yüz parça rahmeti vardır. Bu yüz par ça rahmetin bir parçasını insanlar, cinler, hayvanlar, böcekler arasına yeryüzüne indirmiştir. Bu mahlûkatlar bu bir parça rahmet sebebiyle birbirlerini sever ve birbirlerine acırlar. Yabani hayvan yavrusuna bu bir parça rahmetle merhamet gösterir. Allah doksan dokuz rahmetini kıyamet günü kullarına merhamet etmek için yanında alıkoymuştur.” Allah (c.c)’nin geniş rahmetini ifade eden bu hadisleri gözü önünde can landırırsa Allah (cc) hakkında güzel zan besleyebilir.
Yine Buhari ve Müslim’in Ömer bin Hattab (r.anh)’dan rivayet ettiği şu hadis gibi: “Rasulullah (s.a.v)’e (ayrı düştüğü) çocuğuna duyduğu öz lemden dolayı rastladığı her çocuğu kucaklayan, göğsüne bastırıp emziren bir kadının da aralarında bulunduğu bir esir grubunu getirdiler. Rasulullah (s.a.v) çevresindekilere (o kadını işaretle): “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz? Diye sordu. Asla, atmaz! Dedik. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v): “İşte Allah Teâlâ kullarına, bu kadının yay rusuna olan şefkatinden daha merhametlidir,” buyurdu. Allah (azze ve celle)’nin geniş rahmetini ifade eden bu hadisleri gözü önünde canlandırır sa Allah (azze ve celle) hakkında güzel zan besleyebilir.
Aynı şekilde Ebu Davud ‘un bir kısım sahabeden rivayet ettiği şu ha dis gibi: “Biz, Hz. Peygamberin yanında sohbet etmekte iken oraya elinde elbise ve olan bir adam çıkageldi. Elinde bir şey (daha) vardı ve elbise o şeyin üzerine sarılmıştı. O zat: “Ey Allah’ın Resulü: Ben [huzuruna gel mek üzere] sana doğru yöneldim. Gelirken ağaçları sık olan bir yere uğradım. Orada kuş yavrusu sesleri işittim. Onları alıp elbisemin içine koydum. Bunun üzerine anneleri gelip başımın üstünde dolaşmaya başladı. Ben de onun için elbisemi yavruların üzerinden kaldırdım. Bunun üzerine anneleri yavruların üzerine kondu. Bende hepsini birden elbisemin içine sardım. İşte şu yanımdakiler onlardır” dedi. Hz Peygamber de: “Onları bırak!” buyurdu. Adam da onları bırakıverdi. Anneleri ise yine onlardan ayrılmadı. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) orada bulunan sahabelerine şu: “Yavruların annesinin, yavrularına olan şefkatine hayret ediyor musunuz?” diye sordu. Onlar da: “Evet ya Rasulullah” cevabını verdiler. Hz. Peygamber de: “Beni hak ile gönderen zata yemin olsun ki, Allah kulla rina yavrularına karşı şefkatini gördüğünüz şu yavruların annesinden, daha merhametlidir. Onları geri götür ve anneleri ile birliktelerken kendilerini yakaladığın yere koy.” O zat da onları geri götürdü.”
Allah (azze ve celle)’nin geniş rahmetini ifade eden bu hadisleri gözü önünde canlandırırsa Allah (azze ve celle) hakkında güzel zan besleyebilir.
Aynı şekilde ‘la ilahe illallah’ diyen kişi hakkında Allah (azze ve celle)’nin geniş rahmetini ifade eden, burada zikredilemeyecek kadar çok olan, mustakil kitap yazılacak kadar sahih hadisin, yer aldığı delilleri gözü önünde canlandırırsa Allah (azze ve celle) hakkında güzel zan besleyebilir’.
Allah (cc)’nun Kitabında bizlere haber verdiği şu sözleri: ،وسعت كل شيء s Rahmetim her şeyi kuşattı’ (Araf,7/156) Ve 0, Allah ki nefsine rahmeti yazmıştır’ (En’am,6/12) işte bunlar Allah (c.c)’nun sözleri ve va’didir. Muhakkak ki Allah (c.c) kullarına olan va’ dine muhalefet etmez ve va’dinden dönmemesi ise Allah (azze ve celle)’den kullarına olan ikramıdır. Çünkü Allah bütün hallerde doğru sözlü olandır. Bu ayeti kerimeler, bizlere buraya kadar Allah (c.c)’nun geniş rahmetini ifade eden hadisleri göz önünde canlandırarak ona karşı zan beslemeye ihtiyaç bırakmayacaktır.!!
İşte dua ve fazileti ile ilgili üç hadis:
1. Dua Müminin Silahıdır
“Dua ibadetin özüdür.”
(Tirmizî, Deavât, 1)
Bu hadis, duanın Müslümanlar için ne kadar önemli olduğunu ifade eder. Dua, kulun Allah’a olan teslimiyetini ve ihtiyacını dile getirdiği bir ibadet şeklidir.
2. Allah’a Yalvarmanın Önemi
“Sizden biriniz Allah’tan bir şey isterken çokça istemelidir. Çünkü Allah için hiçbir şey büyük değildir.”
(Müslim, Zikir, 5)
Bu hadis, duada cömert ve samimi olmaya teşvik eder. Allah’ın gücünün sınırsız olduğu hatırlatılır ve büyük hayırları istemenin önemine işaret edilir.
3. Dua Belayı Defeder
“Dua, inen ve henüz inmeyen belalara karşı faydalıdır. Ey Allah’ın kulları! Duaya sarılın.”
(Tirmizî, Deavât, 101)
Bu hadis, duanın insanın başına gelebilecek sıkıntıları önleyici bir güç olduğuna vurgu yapar ve Müslümanları dua etmeye teşvik eder.
Allah’a yapılan samimi dualar, hem dünya hem de ahiret saadeti için bir vesile olarak görülür. Bu hadisler, dua etmenin hem ruhsal hem de fiziksel anlamda nasıl bir kurtuluş yolu olabileceğini açıkça ifade eder.
İşte zikir ve fazileti ile ilgili 3 hadis:
- Allah’ı Anmanın Üstünlüğü:
“Kim bir mecliste oturur ve orada Allah’ı anmazsa, o meclis onun için bir pişmanlık olur. Kim bir yerde yatar ve Allah’ı anmadan uyursa, o uyku da onun için bir pişmanlık olur.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 27; Tirmizî, Deavât, 8) - Zikir ve Cennet:
“Cennetlikler cennete girdiklerinde, Allah onları bir süre zikirden başka bir şeyle meşgul etmez.”
(Müslim, İman, 80) - Zikrin En Faziletlisi:
“Zikrin en faziletlisi, ‘Lâ ilâhe illallah’ (Allah’tan başka ilah yoktur) demektir.”
(Tirmizî, Deavât, 9)
Bu hadisler, zikrin bir Müslümanın hayatındaki önemini ve Allah’ı anmanın kalbi huzura erdiren etkisini göstermektedir.
İşte salavatın fazileti ile ilgili üç hadis-i şerif:
1. Allah’ın Rahmeti ve Sevabı
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim bana bir defa salavat getirirse, Allah ona on kat rahmet eder, on günahını bağışlar ve derecesini on kat yükseltir.”
(Tirmizî, Salât, 351)
2. Salavatın Dualara Vesile Olması
Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: “Duanızın kabul edilmesini ve günahlarınızın bağışlanmasını istiyorsanız, Allah’a hamd edin ve bana salavat getirin, sonra duanızı yapın.”
(Tirmizî, Deavat, 66)
3. Kıyamet Günü Yakınlık
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü bana en yakın olanlar, bana en çok salavat getirenlerdir.”
(Tirmizî, Salât, 484)
Bu hadisler, salavat getirmenin hem manevi bir kazanç hem de Allah’a yaklaşmada bir vesile olduğunu gösterir. Salavat, Peygamberimize sevgi ve bağlılığın bir göstergesi olup, Müslümanlar için büyük bir ibadettir.
BENZER KONULAR:
- Teravih namazında Salavat nasıl getirilir Arapça
- Salavat ne demek anlamını yazar mısınız
- Peygambere Salavat nasıl getirilir
- Peygambere Salavat nasıl getirilir
- Salavat nedir? niçin salavat getiririz
- Tümünü görüntüle.
- Allah’ın en sevdiği Zikir nedir ?
- Zikir çekmek nedir? Zikir nasıl çekilir
- Zikir ne Demek? Kısaca
- Hafi Zikir ne demek? Kısaca
- Uygun besmele/Zikir nasıl yapılır
- Tümünü görüntüle.
- iki salavat arası Dua nasıl olur
- En kuvvetli Dua nedir ?
- Dua nasıl başlanır nasıl bitirilir ?
- Fiili Dua nedir örnekler
- Allah’ın en sevdigi Dua nedir ?
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Dua, Zikir ve Salâvat Getirmenin Fazileti ve Adabı
Dua ve Fazileti
Dua, Müslüman için Allah’a yakınlaşmanın ve O’na olan teslimiyetini ifade etmenin en güçlü yollarından biridir. Duanın faziletine dair öne çıkan bazı hadisler:
Dua Müminin Silahıdır:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Dua ibadetin özüdür.”
(Tirmizî, Deavât, 1)
Bu hadis, dua etmenin ibadetin en derin ve özlü bir yönü olduğunu ifade eder.
Allah’a Yalvarmanın Önemi:
Rasulullah (s.a.v.) buyurmuştur:
“Sizden biriniz Allah’tan bir şey isterken çokça istemelidir. Çünkü Allah için hiçbir şey büyük değildir.”
(Müslim, Zikir, 5)
Bu hadis, Allah’ın rahmetinin ve gücünün sınırsız olduğuna işaret ederek kulları cömertçe dua etmeye teşvik eder.
Dua Belayı Defeder:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Dua, inen ve henüz inmeyen belalara karşı faydalıdır. Ey Allah’ın kulları! Duaya sarılın.”
(Tirmizî, Deavât, 101)
Bu hadis, duanın sıkıntıları önleme ve gidermedeki gücünü ifade eder.
Zikir ve Fazileti
Allah’ı anmak, Müslüman’ın hem kalbini huzura erdirir hem de Allah’a yakınlaşmasını sağlar. Zikrin faziletine dair hadisler:
Allah’ı Anmanın Üstünlüğü:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kim bir mecliste oturur ve orada Allah’ı anmazsa, o meclis onun için bir pişmanlık olur. Kim bir yerde yatar ve Allah’ı anmadan uyursa, o uyku da onun için bir pişmanlık olur.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 27; Tirmizî, Deavât, 8)
Zikir ve Cennet:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cennetlikler cennete girdiklerinde, Allah onları bir süre zikirden başka bir şeyle meşgul etmez.”
(Müslim, İman, 80)
Zikrin En Faziletlisi:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Zikrin en faziletlisi, ‘Lâ ilâhe illallah’ (Allah’tan başka ilah yoktur) demektir.”
(Tirmizî, Deavât, 9)
Salâvat Getirmenin Fazileti
Salâvat, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) olan sevgi ve bağlılığın ifadesidir. Salâvatın faziletine dair hadisler:
Allah’ın Rahmeti ve Sevabı:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kim bana bir defa salavat getirirse, Allah ona on kat rahmet eder, on günahını bağışlar ve derecesini on kat yükseltir.”
(Tirmizî, Salât, 351)
Salavatın Dualara Vesile Olması:
Rasulullah (s.a.v.) buyurmuştur:
“Duanızın kabul edilmesini ve günahlarınızın bağışlanmasını istiyorsanız, Allah’a hamd edin ve bana salavat getirin, sonra duanızı yapın.”
(Tirmizî, Deavât, 66)
Kıyamet Günü Yakınlık:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet günü bana en yakın olanlar, bana en çok salavat getirenlerdir.”
(Tirmizî, Salât, 484)
Adabı
Duanın Adabı: Samimi bir niyetle, huşu içinde ve ihlasla yapılmalıdır. Dua ederken Allah’a hamd etmek ve Peygamber Efendimiz’e salavat getirmek sünnettir.
Zikir Adabı: Zikrin anlamını idrak ederek, kalp ve dil birliği içinde yapılması müstehaptır.
Salâvat Getirmenin Adabı: Saygı ve sevgi ile, Peygamberimiz’e (s.a.v.) duyulan bağlılığı ifade eden samimi bir şekilde yapılmalıdır.
Dua, zikir ve salavat, Müslümanın Allah’a yaklaşmasında güçlü araçlardır. Bu ibadetler, hem dünya hem de ahiret saadeti için bir vesile olarak görülür.