Paylaş
Duadan Sonra Elleri Yüze Sürmek Sünnet Midir?
Question
Duada Elleri Yüze Sürmek
Duadan sonra elleri yüze sürmek konusunda hadisler
Ahmed ve Tirmizi’nin İbn Abbas (r.anhuma)’dan bu hadisi, sonuna şu lafzın ziyadesiyle rivayet ettiler: “Duayı bitirdiğiniz zaman avuçlarınızı yüzlerinize sürün.”
Tirmizi’nin Ömer bin Hattab (r.anhu)’dan rivayet ettiği hadiste, Ömer (r.anhu) şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v) duâda ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi.” Ellerin duada açılmasını ise İbn Merdiveyh rivayet etmiştir.
İbnul Cezeri’nin “Dua bittikten sonra ellerini yüzüne sürer.” Sözü hakkında şöyle derim: Elleri dua bitiminde yüze sürmenin duanın adap larından saymasının sebebi, Ahmed ve Ebu Davud ‘un Malik bin Yesar (r.anhu)’dan rivayet ettikleri şu hadistir: “Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’tan istediğiniz (dua ettiğiniz) zaman, avuçlarınızın içiyle isteyiniz, dışıyla istemeyiniz. Duayı bitirdiğiniz zaman avuçlarınızı yüzlerinize sürün.” Aynı şekilde bu hadisi, Tirmizi, İbn Hibban, İbn Mace ve Hâkim Malik bin Yesar’dan (r.anhu) rivayet etmişlerdir. Bu hadisi aynı şekilde Tirmizi ve Hâkim, Ömer (r.anhu)’dan rivayet etmiştir.
İbnul Cezeri’nin “Ellerini; edep, huşu, zillet ve boyun büküklüğü ile açar.” Sözü hakkında şöyle derim: Dua makamı bu vasıflar ile vasıflanılmasına en çok hak sahibi olan makamdır. Çünkü kendisine dua edilen bütün âlemlerin rabbi, yaratıcısı, rızık vericisidir. Bu rabbe dua ederken bu şekilde dua etmek duaya icabetin sebebidir. Çünkü kul rabbine karşı boyun büktüğü, huşu duyduğu zaman rabbi ona merhamet eder ve duasına icabet etmekle ona lütufta bulunur. Bu vasıflarla vasıflanma hususunda bizler teşvik edilmişizdir. Bu teşviklerden biriside Allah (azze ve celle)’nin şu sözüdür: “Rabbinize alçak gönülle ve yalvararak dua edin” (Araf,7/55)
Ve yine duada edepli olma hususunda Müslim, Ali (r.anhu)’dan şu hadisi rivayet etmiştir: “Ben senin kulunum nefsime zulmettim işte günahlarımı itiraf ediyorum… ”
İbn Ebi Şeybe, duada huşulu olma hususunda Müslim bin Yesar (rahimehullah)’dan şunu rivayet etmiştir: “Şayet sen bir sultanın huzurunda olsan ve ondan ihtiyacını talep etsen ona karşı huşu duyman seni sevindirir.”
Tirmizi ise duada boyun büküklüğü ile dua etmekle alakalı Rasululah (s.a.v)’in ‘İstiska’ duasını rivayet etmiştir.
İbnul Cezeri’nin “Ve Allah (azze ve celle)’den en güzel, kudretli isim leri (esmai hüsna] ve bizlere Rasulullahtan rivayet edilmiş dualar ile Allah (azze ve celle)’den ister.” Sözü hakkında şöyle derim: imamın söylediği bu adaba Allah (azze ve celle) Kuranda şu ayeti ile işaret eder: “En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin.” (Araf,7/180)
Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, İbn Hibban ‘Sahihinde’ ve Hâkim’in Abdullah bin Bureyde’nin babasından naklettiği şu hadisi rivayet ederek bu adaba işaret ederler: “Peygamber (s.a.v), bir adamın şöyle duâ ettiğini işitti: “Ey Allah’ım Ben senden istiyorum ki: Senin tek olduğuna senden başka gerçek ilah olmadığına ben inanıyorum. Sen ikincisi düşünüleme yen teksin. Sen kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayansın fakat herkes ve her şey sana muhtaçtır. O Allah kesinlikle doğurmamış ve doğurulma mıştır. Hiçbir şey ona denk ve benzer olamaz o hiçbir şeye benzetilemez.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Allah’tan, kendisine onunla dua edildiği zaman mutlaka kabul edeceği ve kendisinden onunla istenildiği zaman mutlaka vereceği, ismi [azam] ile dua ettin dedi.” Tirmizi bu hadisin hasen olduğunu, Hâkim ise Buhari ve Müslimin şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir.
Ve yine Tirmizi, Muaz bin Cebel (r.anhu)’dan hasen olduğunu söyleye rek şu hadisi rivayet etmiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir adamın: “Ya zelcelalivel ikram” dediğini işitti ve bunun üzerine şöyle buyurdu: “Duâ kapısı sana açıldı [sana icabet olunacak) dilekte bulun!” Bu konuyla alakalı çok hadis vardır. Bir kısmı gelecek inşallah.
Kaynak: Tuhfetuz-Zakirin
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Bizler dua yaptıktan sonra ellerimizi yüzümüze süreriz. Bu davranış aynı zamanda Rasulullah (sav)’in yapmış olduğu bir davranıştır. Yani, Rasulullah (sav) ellerini açıp dua ettikten sonra ellerini yüzüne sürmüştür. Bu konudaki haddislere bakacak olursak;
“Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’tan istediğiniz (dua ettiğiniz) zaman, avuçlarınızın içiyle isteyiniz, dışıyla istemeyiniz. Duayı bitirdiğiniz zaman avuçlarınızı yüzlerinize sürün.”
Duadan sonra elleri yüze sürmek İslam’da sünnet olarak kabul edilen bir uygulamadır. Bu konuda çeşitli hadisler rivayet edilmiştir. Özellikle Ahmed, Tirmizi ve Ebu Davud gibi hadis kaynaklarında, Peygamber Efendimizin (s.a.v) duayı bitirdikten sonra ellerini yüzüne sürdüğü belirtilmektedir. Örneğin, Tirmizi’nin rivayet ettiği bir hadiste, Hz. Ömer’in (r.a) Rasûlullah’ın (s.a.v) duada ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmeden indirmediği ifade edilmiştir.
Ayrıca, İbn Merdiveyh’in ve diğer hadis alimlerinin rivayetlerine göre de Peygamber Efendimiz (s.a.v), Allah’tan bir şey istediğinizde ellerinizi açarak isteyin ve dua bittikten sonra ellerinizi yüzünüze sürün diye tavsiyede bulunmuştur. Bu uygulamanın, duanın adabından sayıldığı ve kişinin dua ederken Allah’a karşı boyun eğme, huşu ve alçakgönüllülük içinde olması gerektiği vurgulanmıştır.
Bu nedenle, duadan sonra elleri yüze sürmek, İslam’da hem bir sünnet hem de duanın kabul edilmesi için önemli bir adab olarak kabul edilmektedir.