Düşünceyle dinden çıkmış olur muyuz?

Question
Küfür düşünmek dinden çıkarır mı?
Kufur dusunmek dinden cikarir mi

Sonuna kadar okuyun, beni bu konuda bilgilendirir misiniz?

Düşündüğümüz şeyler küfre düşürür mu, dinden çıkarır mı, Allah’a ortak koşmuş olur muyuz? Düşündüklerimizi yaparsak düşündüklerimizi söylersek küfre düşer miyiz, dinden çıkar miyiz, Allah’a ortak koşmuş olur muyuz?
Bile bile birseyler yapıp söylüyorum, dinden çıkmış gibi, küfre düşmüş gibi, Allah’a ortak koşmuş gibi hissediyorum. Gerçekten dinden çıkmış olabileceğim gibi düşünceler aklıma geliyor. Sürekli Allah’a tövbe, dua ediyorum. Takıntı mı gerçek mi tam olarak bilemiyorum. Ne yapmam lazım? Bu konuda Allah’a tövbe ettikten sonra kelime-i tevhit ve kelime-i şehadet okuyorum. Sonra amentü duasının arapcasini ve Türkçesini okuyorum. İmanım geri gelir mi? Sonra gusül mu almam gerekiyor?
Kufre düştuysem, Allah’a ortak kostuysam, dinden çıktıysam vakit namazı kılmak için önce tövbe edip sonra mı abdest alıp namaz kilmaliyiz yoksa önce abdest alsam tövbe etsem sonra namaz kilsam kildigim namaz geçerli olur mu? Ya da önce abdest alıp namaz kılıp sonra tövbe etsem kildigim namaz geçerli olur mu? Önce tövbe eden biri sonra kelime-i tevhit mi kelime-i şehadet mı getirmeli, sonra da amentü duasininin arapcasini mı okumalı Türkçesinin mı okumalı yoksa hem arapcasini hem Türkçesinin mı okumalı? Arapcasinin anlamını bilmiyorsa anlamini bilmediği halde okuyorsa imanı geri gelir mi?

İslam dininden çıkan biri, küfre düşen biri, Allah’a ortak koşan biri tekrar İslam dinine girerken kelime-i tevhit mi söylemeli, kelime-i şehadet mı söylemeli yoksa önce tövbe mı etmeli? Neler yapmalı? Gusül almalı mi?

Eğer takintiysa bilerek yapıp birseyler söylüyorsam gerçekten dinden çıkmış olur muyum? Küfre düşmüş olur muyum? Takıntı halinde söylenen yapılan şeylerden dolayı(ama bile bile yaptıysam söylediysem, bile bile söylesem de yapsam da sanki takıntı mı gerçek mi bilemiyorum) tövbe etmeli miyim? Tövbe etmezsem dinimize geri dönmemiş mı olurum?

BENZER KONULAR:

Answers ( 1 )

    1
    2022-02-08T14:19:45+03:00

    Kardeş;

    Eğer bu olanlar tamamen zihninden geçip eyleme dökmüyor isen vesvesedir. Sadece düşüncenin kendisi ile kişi dinden çıkmış olmaz. İnsanın düşüncesine dinden çıkacak şeyler gelip bunu icraata geçiriyor ise Allah muhafaza dinden çıkmış olur. Yani şöyle açıklayabiliriz bunu örnekle; eğer kişi vesveseye kapılıp dinden çıktım gibi şeyler düşünüyor ise ve sadece düşüncede kalıyor ise bu şekilde dinden çıkmış olmaz. Fakat örnek verecek olursak; kişi hâşâ dini, Allah’ı iman edilecek şeyleri zihninden geçirip, bunu dil ile söyleyip kalbi ile tasdik ediyor ise dinden çıkmış olur. Allah’a tevbe ve istiğfar edip aynı hataları yapmaması gerekir.

     

     

     

  1. komutan
    0
    2023-06-13T19:39:40+03:00

    Dinî inançlar ve dini tercihler, insanların içsel ve kişisel bir konudur. Dini inancınızı veya bağlı olduğunuz dini değiştirme veya terk etme kararı tamamen sizin kişisel düşünceleriniz ve vicdanınızla ilgilidir. Düşünceyle dinden çıkma, bazı durumlarda dini terk etmeye veya inançlarda değişiklik yapmaya yönelik bir adım olabilir, ancak her zaman böyle bir sonucu beraberinde getirmez.

    Dinin terk edilmesi veya dinden çıkma, kişisel bir süreçtir ve çeşitli faktörlerin etkisi altında gerçekleşebilir. Bu faktörler arasında yeni bilgilerin edinilmesi, farklı düşüncelerin ve felsefelerin değerlendirilmesi, yaşanan deneyimlerin etkisi, toplumsal etkileşimler, kişisel refleksiyonlar ve daha fazlası bulunabilir.

    Dini inancı değiştiren veya terk eden kişiler, bu süreci farklı şekillerde deneyimleyebilirler. Bazıları için düşünceleriyle dinden çıkmak anlamına gelebilirken, bazıları için daha karmaşık bir süreç olabilir. Dini inançlar ve tercihler, insanların özgür iradeleri ve vicdanlarına bağlıdır.

    Önemli olan, her bireyin kendi düşüncelerini ve inançlarını özgürce keşfetme ve seçme hakkına sahip olmasıdır. Dinî inançlarda değişiklik veya dini terk etme kararı, kişinin kendi içsel yolculuğunun bir sonucu olabilir ve bu karar saygıyla karşılanmalıdır. Toplumda farklı inançlara ve inançsızlığa saygı göstermek, hoşgörü ve anlayışı teşvik etmek önemlidir.

    En iyi cevap

Cevapla