Paylaş
Ehli Sünnet Mezhepleri Hangileridir?
Question
Ameli ve İtikadi Ehli Sünnet Mezhepleri
Ehli sünnet kelimesinin anlamı; sünnet üzere olan demektir. Yani ehli sünnet kelimesini daha da açacak olursak; Kur’an-ı Kerim ve Kur’an-ı Kerim’in açıklaması olan sünnete tabii olmaya ehli sünnet denmektedir. Nitekim bu konuda Rasulullah (sav) veda hutbesinde bize iki emanet bıraktığını söylüyor. Ve bu emanetlere sımsıkı sarıldığımız vakit doğru yolda olacağımızı söylemektedir. Bu iki emanet; Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim ve Rasulullah (sav)’in sünnetidir. Ameli yönden beş tane mezhep bulunmaktadır.
Bu mezhepler; Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki Mezhepleridir. Ehli sünnet olan bu mezhepleri açacak olursak;
Hanefi mezhebi; kurucusu Numan b. Beşir’dir. Miladi olarak 699-767 yılları arasında yaşamıştır. Büyük imam lakabı ile yani imamı azam olarak anılmaktadır.
Şafii mezhebi; kurucusu Muhammed b. İdris eş-Şafii’dir. Miladi olarak 767 yılında Gazze’de dünyaya gelmiştir. İmam Şafii’nin eserleri;
El-Kitab-ül Bağdadiyye, Müsned-üş-Şafii, Er-Risale fil-UsulEl-Ümm, Kitab-üs Sünnen vel- Müsned, İmam Şafii hicri 204 yılında vefat etmiştir.
Hanbeli Mezhebi; Ahmed b. Hanbel’e nispet edilen mezheptir. Ahmed b. Hanbel, selefin metodunu benimseyen bir fakih sayılır. Bu yüzden tercih yapmaktan sakınır, aynı konuda birden çok sahabe veya tabiî görüşünü terketmeyi gerektiren bir nass bulunmazsa, her iki veya daha çok görüşü mezhebinde ayrı ayrı kabul ederdi. Meseleyi soran kimsenin içinde bulunduğu özel durumu dikkate alarak fetvâ verirdi. Hanbeliler ictihad kapısının kapanmadığını ve her asırda, mutlak bir müctehidin bulunmasını farz-ı kîfa ye olduğunu söylerler.
Maliki Mezhebi; Malik b. Enes’e nispet edilen fıkhi mezheptir. İmam Malik hayatı boyunca Medine’den başka bir yere gitmemiştir. İlimde ihtiyacı olduğu her şeyin, sahih bir şekilde Medine’de bulunduğuna inanıyor, manevî havasını teneffüs ettiği Peygamber şehrinden uzaklaşmak istemiyordu. Tahsilini Medine’de yapması ve hayatı boyunca oradan ayrılmamış olmasının, onun fıkhının oluşmasındaki tesirleri büyük olmuştur.
–
İtikadi mezhepler ise;
Maturidi Mezhebi; Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî’nin görüşleri esas alınan bir itikadi mezheptir maturidi Mezhebi. İmam Mâtürîdî kelâm, tefsir, fıkıh ve mezhepler tarihi alanlarındaki çalışmalarıyla tanınmaktadır. Kelâmda imam olarak kabul edilen Mâtürîdî, akîdeyi güçlendirme ve dini temel görüşleri çerçevesinde müdafaa etme konusunda gerek İslâm dışı akımlara gerekse Mu‘tezile, Havâric ve Bâtıniyye gibi İslâmî mezheplere karşı ciddi bir mücadele vermiş, çağdaş oldukları halde görüştüklerine dair herhangi bir kayda rastlanmayan Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’den daha önce bu alanda etkin bir varlık göstermeye başlamıştır. Mâtürîdî, ilmî çevresiyle beraber Mâverâünnehir’de İslâm düşüncesinin belli bir istikrara kavuşmasında, İslâm’ın ve Hanefîliğin Türkler arasında yayılmasında önemli görev yapmış ve bu etkisi zaman içinde artarak devam etmiştir.
Eşari Mezhebi; Ebul Hasan Eşari’nin görüşleri esas alınan itikadi mezheptir Eşari mezhebi. ilâhî sıfatlar, kulların fiilleri ve iman-günah konularına dair görüşleri sebebiyle muhaliflerince Müşebbihe, Mücbire (Cebriyye) ve Mürcie gibi isimlerle de anılmıştır. Bu mezhep mensuplarına Eş‘arî’nin çoğulu olan Eşâire adı da verilir.
Eş’arî’den günümüze intikal eden eserler, kelâm kültürü ve terminolojisi bakımından çağdaşı Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’nin eserlerine nispetle zayıftır. Buna rağmen kendisi Sünnî kelâm ekolünün önemli kurucularından biri olarak kabul edilmiştir. Kelâmî görüşleri açısından Eş’arî, itikadî konuları, aklî ve naklî deliller ile ispat eder. Allah’ın ve peygamberlerin sıfatları, melekler, hesap, ceza ve mükâfat gibi konuları Kur’ân ve hadis çerçevesinde ele alır. O nassları te’vil etmek veya onların zahirlerine göre hükmetmek için aklını kendine hakem edinmez. O, tersine aklı nassların zahirlerini teyit eden bir alet gibi kabul eder.(İsmail Efendizâde, Risâle fi’htilâfâti’l-Mâtürîdî ve’l-Eş’arî, İstanbul 1287.)
Diğer taraftan İmâm Eş’arî, Mu’tezile’nin fikir ortamında yetiştiği ve hayatının bir kısmını bu düşüncenin yayılması için çalıştığından dolayı, onların mantık ve felsefi metotlarını da çok iyi bilmektedir. Bu bilgi ve düşüncesinden dolayı o, aynı zamanda Mu’tezile’yi kendi metot ve silahıyla ret ederek susturmaya çalışan ve tenkid eden kelâm âlimlerinden biri sayılır.
Selefilik; Sözlükte “önce gelmek, geçmek, geçmişte kalmak” anlamındaki selef (sülûf) kelimesinden gelen selefiyye “geçmiş insanlar, soy, fazilet ve ilim bağlamında önce gelip geçenler” demektir. Selef, terim olarak ilim ve fazilet açısından müslümanların önderleri sayılan ashap ve tâbiîn için kullanılır. Selefin üstünlüğü ümmetin en hayırlısının Hz. Peygamber döneminde yaşayanlar, sonra onların ardından gelenler (sonra da onları takip edenler) olduğu yolunda rivayet edilen hadise dayanır.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Ehli Sünnet, İslam’ın temel kaynakları olan Kur’an ve Sünnet’e dayalı olarak ortaya çıkan ve peygamberimizin arkadaşlarından oluşan ilk Müslüman topluluğun inanç ve pratiklerine bağlı olan İslam mezheplerine verilen genel bir isimdir. Ehli Sünnet mezhepleri şunlardır:
Bu dört mezhep, Ehli Sünnet anlayışına bağlı olan ve İslam dünyasında en yaygın olan mezheplerdir.
Ehli Sünnet kelimesi, İslam inancında Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Muhammed’in sünnetine (uygulamalarına) sıkı sıkıya bağlı olanları ifade eder. Bu kapsamda, hem ameli (fıkhı) yönden hem de itikadi (inançsal) yönden Ehli Sünnet’e bağlı olan bazı mezhepler vardır.
Ameli (Fıkhı) Ehli Sünnet Mezhepleri şunlardır:
Hanefi Mezhebi: Kurucusu Numan bin Sabit’tir ve genellikle Türkler arasında yaygındır.
Şafii Mezhebi: Kurucusu Muhammed bin İdris eş-Şafii’dir ve Mısır’da başlamıştır.
Hanbeli Mezhebi: Kurucusu Ahmed bin Hanbel’dir ve selefin metodunu benimseyen bir mezheptir.
Maliki Mezhebi: Kurucusu Malik bin Enes’tir ve Medine’de başlamıştır.
İtikadi (İnançsal) Ehli Sünnet Mezhepleri ise şunlardır:
Maturidi Mezhebi: Kurucusu Ebû Mansûr Mâtürîdî’dir ve itikadi konularda etkilidir.
Eşari Mezhebi: Kurucusu Ebu’l-Hasan Eşari’dir ve itikadi konularda öne çıkar.
Selefilik: Selefiyye olarak da bilinen bu akım, İslam’ın erken dönemine sıkı sıkıya bağlılık ve temiz bir şekilde dinin özüne dönüşü savunur.
Bu mezheplerin her biri, farklı dönemlerde ve coğrafyalarda gelişmiş ve etkili olmuştur. Ehli Sünnet’e bağlı olanlar, genellikle Kur’an ve Hz. Muhammed’in sünnetine sıkı sıkıya bağlılıkla, İslam’ın temel inanç ve uygulamalarını benimserler.