Paylaş
Emanete riayet nedir kısaca
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
İSLAMDA EMANETE RİAYET NEDİR?
“emanete riâyet etmeyenin îmanı yoktur ahdine vefâ etmeyenin dîni yoktur”
1- Emanet ne anlama gelmektedir?
Emanet kelimesi Emn kelimesinden gelir ki onun anlamı korku ve endişeden emin olmak anlamına gelir. Yani insana verilen mal, menfaat ve bazı faydaların yerinde korunması ve muhafazası anlamındadır. Her şeyin yerli yerinde olması da emanetin yerine getirilmesidir.
Yoksa sadece emanet sadece bir kişinin başkasına emaneten verdiği mal anlamında değildir.
2- Emanet peygamberlerin bir özelliğidir.
Peygamberlerin 5 özelliğinden birisi emanettir.
Hz. Peygamber’in hicreti esnasında kendisini öldürmeye gelenlerin mallarını Hz. Ali’ye teslim edişi….
3- Emanet müminlerin bir özelliğidir.
Cenab-ı Hak Müminun Suresi 8. ve Mearic Suresi’nin 32. ayetinde aynı ifadelerle şöyle buyurmaktadır:
“Müminler emanetlerine ve sözlerine riayet ederler.”
Hz. Peygamber de emanetle ilgili bir çok hadis-i şerifler söylemiştir. Onlardan bazıları şöyledir:
“Emaneti olmayanın imanı yoktur. Sözünü yerine getirmeyenin dini yoktur.” (Ahmed, Ebu Yala, Bezzar, Taberani Evsat, Mecmeu’z-Zevaid)
“İki özellik vardır ki bunlar müminde huy haline gelmez. Bunlar; hıyanet ve yalandır.” (Müsned, Taberani, Kebir, Mecmeu’z-Zevaid)
“Şu dört özellik kimde bulunursa eksiksiz bir münafıktır: Kimde bu dört sıfattan biri bulunursa o sıfatı bırakıncaya kadar üzerinde bir münafık sıfatı var demektir:
1- Konuştuğu zaman yalan söyler,
2- Kendisine bir emanet verildiği zaman hıyanet eder,
3- Birine söz verdiği zaman sözünden döner,
4- Bir dava ve duruşma esnasında haktan ayrılır.” (Buhari, Müslim)
“Enes b. Malik’ten naklen Rasulullah şöyle buyurmaktadır: “Benim için altı şeye garanti verin ben de size cenneti garanti vereyim:
1- Biriniz konuştuğu zaman yalan söylemesin.
2- Bir söz verdiğinde sözünden dönmesin.
3- Kendisine bir şey verildiğinde hıyanet etmesin.
4- Gözünüzü haramdan sakının.
5- Elinizi haramdan sakının.
6- Namusunuzu haramdan sakının.” (Ahmed b. Hanbel, İbn Ebi Şeybe, Ebu Ya´la, Hakim, Beyhaki)
Huzeyfe b. El-Yeman anlatıyor: Rasulullah bize iki olaydan bahsetmişti. Ben bunlardan birini gördüm, diğerini de bekliyorum. Rasulullah bize buyurdu ki: “Emanet, insanların kalplerinin derinliklerine inip yerleşti. Sonra Kuran indi ve insanlar ondan bilgi edindiler, Sünnet’ten de öğrendiler.” Huzeyfe der ki: “Sonra bize Rasulullah emanetin kalkmasından haber verdi de: “Adam gece uyur, uyurken de kalbinden emanet hissi alınır da izi silik bir karaltı gibi kalır. Sonra bir uyku daha uyur. O uyurken kalbinden emanet alınır. Bunun izi de kabarcık gibi kalır. Ayağının üzerinde yuvarladığın kordan derin kabarır, onu büyükçe görürsün ama içi boştur.”buyurdu. Rasulullah eline bir çakıl tanesi alarak ayağı üzerinde yuvarladı ve şöyle devam eti: “İnsanlar o zaman öyle bir duruma gelirler ki alışveriş yaparlar da nerede ise hiç kimse emaneti eda etme duygusunu taşımaz. O kadar ki falan oğulları arasında güvenilir bir var diye konuşulur. Öyle ki bir adam için ne cesur adam ne efendi kimse ne akıllı insan denilecek ama onun kalbinde imandan hardal tanesi kadar iman bulunmayacak.”
Huzeyfe diyor ki: “Öyle bir zamanda yaşadım ki sizden kiminle alışveriş ettiğime aldırış etmezdim. Zira alışveriş ettiğim kimse müslüman ise onun dini inançları bana hakkımı ödemeye sevk ederdi. Eğer hıristiyan veya yahudi ise yaşadığı yerin valisi, hakkımı alıp bana iade ederdi. Ama bugün ise ancak falan veya filan kimselerden başkasıyla alışveriş edemez oldum. (Buhari, Müslim)
Yine insanlar sırattan geçip de cennete girerken sıratın sağında ve solunda emanet ve sıla-i rahmin durduğunu Hz. Peygamber Efendimiz bize haber vermektedir. (Uzun bir hadis Riyazu’s-Salihin, Müslim)
4- Peki insanoğluna neler emanettir?
a) Her şeyden önce Allah Teala bize emanet olarak verdiği sorumlu tuttuğu dini yükümlülükler vardır.
“Biz emaneti gökeler, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu inasnoğlu yüklendi. O gerçekten çok zalim ve cahildir.” (Ahzab, 72)
“Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamberine hainlik etmeyin ki bile bile kendi emanetlerinize hıyanet etmiş olursunuz.” (Enfal, 27)
b) İnsanların sorumluluğunu üstlendikleri kişiler ve makamlar kendilerine bir emanettir.
Kamu hizmetleri bir emanettir:
“Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit, adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size ne kadar güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi bilen ve görendir.” (Nisa, 58)
Bu ayet-i kerimenin şu olay üzerine nazil olduğu rivayet ediliyor:
İslamiyet’ten önce Kabe ile ilgili bazı hizmetler belli kişiler tarafından yürütülüyordu. Peygamberimiz Mekke’yi fethettiği gün Kabe’nin anahtarlarını Osman b. Talha b. Abdüddar taşıyordu. Peygamberimiz bu zatı çağırtarak Kabe’yi açmasını emretti. Orada hazır bulunan Peygamberimizin amcası Hz. Abbas, eskiden sorumluluğunda bulunan hacılara su dağıtma görevi ile beraber Kabe anahtarlarının da kendisine verilmesini istedi. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. Peygamberimiz de Kabe’nin anahtarlarını eskiden beri taşıyan Osman b. Talha’ya vererek:
-Ey Ebu Talha evladı, atalarımızdan kalma olan Kabe kapıcılığı sizde kalmak üzere, işte anahtarlarınızı alınız, bunu haksızlık yapmadan hiç kimse sizden alamaz, buyurdu ve anahtarlarını eskiden olduğu gibi aynı sahibine verdi. ( )
“Bir adam Peygamberimize gelerek sorar:
-‘Ey Allah’ın Rasulü! Kıyamet ne zaman kopacak?’ Peygamberimiz:
-‘Emanet zayi olduğu zaman kıyameti bekle.’ buyurur. Adam bununanlayamımş olacak ki tekrar sorar:
-‘Emanetin zayi olması nasıl olur?’ Bunun üzerine Peygamberimiz: -‘İşler ehil olmayan kimselere verildiği zaman kıyameti bekle, buyurur.’” (Buhari)
Yine ashab-ı kiramdan Ebu Zer Hz. Peygamber’den kendisinin vali yapılmasını istemiş bunun üzerine Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: “Ebu Zer, sen zayıfsın, bu valilik bir emanettir kıyamet gününde gerçekten bir perişanlıktır. Ancak onu hakkıyla alan, o hususta üzerine düşeni yapan müstesna.” Bu sözlerle Allah Rasulü, büyük sahabisinin isteğini geri çevirmiştir. (Müslim)
“Eğer bir yönetici müslümanların işini üzerine alır, sonra onlar için çalışıp işinin gereğini yapmazsa onlarla birlikte cennete giremez.” (Müslim)
Aile ve çocuklar bir emanettir.
“Ey müminler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyun.” (Tahrim, 6)
Bir hadiste de şöyle buyurulmaktadır:
“Hiçbir baba çocuğa güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz.” (Tirmizi)
c) Sağlık insana verilen bir emanettir:
“İnsanlarının çoğunun aldandığı iki nimet vardır: Birisi sıhhat diğeri boş vakit.” ( )
Diğer bir hadiste de şöyle buyurulmaktadır: “Ölümden önce hayatının, hastalığından evvel sağılığının, meşguliyetinden önce boş vakitlerinin, ihtiyarlığından önce geçliğinin, yoksulluğundan önce zenginliğinin kıymetini bil.” (Hakim, Beyhaki, Şüabü’l-İman)
d) Mal ve mülk insana verilen bir emanettir:
“Hiç kimse kıyamet günü şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe Allah’ın yüce katından ayrılamayacaktır:
1- Ömrünü nerede ve ne şekilde tüketti?
2- Gençliğini nerede ve nasıl geçirdi?
3- Malını nasıl kazandı?
4- Malını nerelere harcadı?
5- Elde ettiği bilgi ile ne yaptı? (Tirmizi)
Son maddeden anlaşılacağı gibi ilim de insan için bir emanettir.
e) İlim insan için bir emanettir:
“İlminizde samimi ve ihlaslı olunuz. Çünkü sizden birisinin ilimdeki hıyaneti onun malındaki hıyanetinden daha kötüdür. Şüphesiz Allah Teala sizi kıyamet günü sorguya çekecektir.” (Taberani, Kebir, Mecmeu’z-Zevaid, I/141)
Son olarak vazımızı Allah Rasulü’nün emanet ile ilgili yaptığı bir dua ile bitirelim:
“Allahım! Açlıktan sana sığınırım. Çünkü o ne kötü bir arkadaştır.
Allahım! Hıyanetten de sana sığınırım. Çünkü o ne kötü bir dosttur.” (Hakim, I/716)
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Dinimiz İslam’ın, insanları dünya ve ahiret saadetine kavuşturmak için belirlediği ve uyulmasını emrettiği vazgeçilmez ahlaki prensiplerden birisi de emanete riayet etmektir. Emanete sahip çıkmak ve ihanetten kaçınmak mü’minde bulunması gereken en temel özelliktir.Çünkü mü’min, Rabbine olan sarsılmaz imanıyla güvende olan, olgun kişiliği ile de güven duyulandır. Mü’minin hayat rehberi Rasulullah (sav)’dir. Efendimiz (sav), daha gençlik yıllarında doğruluğu ve güvenilirliği ile insanların gönlünü fethetmeyi başarmış ve kendisine güvenilir anlamında Muhammedü’l Emin denilmiştir.