Paylaş
Erkek Ve Kadının Musafaha Yapmaları
Question
Erkek Ve Kadının Tokalaşması-Musafaha Yapması
SORU: Erkekle, yabancı kadının tokalaşmasının hükmü nedir?
CEVAP: Erkeklerle kadınlar arasındaki tokalaşma bir nevi dokunmadır. Müctehit imamların bu konuda çeşitli içtihadları vardır. Onlardan bazıları bunu şiddetli bir mekruh görmüşler. Bunlara göre dokunmanın şehvetle olup olmaması fark etmez. Onlardan kimisi de bu dokunmanın şehvetle olması halinde mekruh, şehvetsiz olması durumunda ise mekruh olmadığını ifade etmişlerdir. Onlardan kimisi de dokunmanın mubah olduğunu söylemişlerdir.
Bu ihtilafın sebebi, abdest konusunda kadına dokunmanın hükmü üzerinde müctehitlerin ihtilafıdır. Mâlikî mezhebine göre, erkeğin buluğ çağına ermiş yabancı kadına dokunmasıyla abdesti bozulur. Ancak dokunan kişinin bu dokunmayı hissederse ve dokunulanın da organları çıplak veya çok ince bir örtü ile örtülü olursa abdest bozulur.
Ancak Hanefî mezhebine göre kadma dokunmakla mutlak manada abdest bozulmaz. Ancak bu durumda orta yolu bulmak lazımdır. O da şöyledir: Bir erkek kendisine nikah düşen bir kadına şehvetle, bilerek dokunursa, dokunan kötü niyetli olursa ve dokunmadan haz almak için dokunursa, abdesti bozulur. Ancak dokunanın kötü bir niyeti yoksa abdesti bozulmaz. Nitekim bir takım insanlar vardır ki sık sık kadınlarla muhatap olurlar. Kızların ve kadınların öğretmenleri gibi, kadınlara elbise v.s şeyler satanlar gibi. Aynı şekilde yaşı büyümüş, şehveti azalmış ihtiyar erkek ve yine kocamış karılar için de bu hüküm geçerlidir.
Ancak rivayetlere göre Hz. Peygamber kadınlarla tokalaşmazdı. Bir kadın ona beyat etmek için geldi, onunla, söz ile beyat etti, onunla musafaha etmedi. Ve şöyle buyurdu: “Ben kadınlarla tokalaşamam.”
Bundan da anlaşılıyor ki o şehvetten uzak kalmak için ihtiyatlı olmak için böyle davranırdı.
CEVAP:
İslam dininde erkek ve kadının tokalaşmasıyla ilgili mesele, İslam hukukçuları arasında farklı görüşlerin ortaya çıktığı bir konudur. Bu durum, hem ahlaki hem de fıkhi boyutlarıyla ele alınır. Genel olarak şu hususlar öne çıkmaktadır:
1. Fıkhi Yorumlar ve Mezhepler Arasındaki Farklılıklar
Şafiî ve Hanbelî Mezhepleri: Bu mezheplere göre, bir erkeğin yabancı (nikâh düşen) bir kadına dokunması abdesti bozar. Bu, doğrudan temasın sakıncalı görülmesinden kaynaklanır ve tokalaşmanın, şehvet unsuru olmasa dahi mekruh kabul edildiği durumlarla ilişkilidir.
Mâlikî Mezhebi: Erkeğin kadına dokunması şehvetle yapılırsa abdest bozulur. Şehvetsiz bir dokunma ise abdest açısından sorun teşkil etmeyebilir.
Hanefî Mezhebi: Kadına dokunmak veya tokalaşmak, şehvet olmaması durumunda abdesti bozmaz. Ancak, şehvetle bir dokunma söz konusuysa bu durum abdesti bozan bir etken olabilir.
2. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Uygulaması
- Rivayetlere göre Hz. Peygamber (s.a.v.), kadınlarla tokalaşmamış, onlarla beyat sırasında dahi sözlü olarak biat almıştır. “Ben kadınlarla tokalaşmam” sözü, bu konuda bir hassasiyetin ve ihtiyatlı bir yaklaşımın işareti olarak değerlendirilmiştir.
3. İhtiyatlı Davranış
- İslam’da şehvetten uzak durmayı temin etmek, ahlaki sınırların korunmasını sağlamak için erkek ve kadının arasındaki fiziksel temasa sınırlamalar getirilmiştir. Bu sınırların gözetilmesi, toplumda fitneye sebep olabilecek durumların önlenmesini de amaçlar.
4. Günümüz Uygulamaları
- Günümüzde erkeklerin kadınlarla tokalaşması konusunda bireysel durumlara, sosyal bağlama ve niyetlere göre farklı yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Ancak geleneksel fıkıh, bu tür temasların zaruri olmadıkça yapılmaması yönünde görüş birliğindedir.
Sonuç
- Mezheplere ve Peygamberimizin sünnetine bakıldığında, kadınlarla tokalaşmamanın daha ihtiyatlı bir davranış olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, günümüzde bazı durumlarda sosyal ilişkiler gereği bu tür temaslar kaçınılmaz olabilmekte ve bu durumda niyetin önemi bir kez daha vurgulanmaktadır.
Bu konudaki en iyi yaklaşım, kişinin kendi inancına ve vicdanına göre ihtiyatlı bir yol tutmasıdır. Ayrıca, farklı kültürel ve sosyal bağlamların da dikkate alınması önemlidir.
İşte bu konuda yer alan bazı hadisler:
Aişe (ra)’den rivayet edilen bir hadis: “Bir kadın, Resûlullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) gelip biat etmek için elini uzattığında, o (Resûlullah) eliyle kadına tokalaşmazdı. Bunun yerine, ona selam verir ve biatını dil ile alırdı.” (Müslim, Müsafaha, 9)
Bu hadis, Resûlullah (sav)’ın, kadınlarla fiziksel temastan kaçındığını, el sıkışmadığını gösteriyor.
İbn Abbâs’tan rivayet edilen bir hadis: “Bir kadının, yabancı bir erkekle el sıkışması haramdır. Bunun dışında Resûlullah (s.a.v) hiçbir kadına tokalaşma izni vermemiştir.” (Tirmizi, Nikah, 34)
Bu hadis, yabancı erkekle kadının el sıkışmasının caiz olmadığını ifade etmektedir.
Amr ibn Şu’ayb’den rivayet edilen bir hadis: “Bir kadınla el sıkışmak, Resûlullah’ın (s.a.v) sünneti değildir. Kadınların elleri yalnızca mahrem erkekler tarafından tutulabilir.” (Ebu Davud, Nikah, 1)
Bu hadisler, İslam’da erkek ve kadın arasında fiziksel teması sınırlayan temel ilkeleri vurgular. Özellikle, İslam’ın ilk dönemlerinde, yabancı erkeklerle kadınlar arasında el sıkışmanın (musafaha) caiz olmadığı, bunun yerine selam vermek veya diğer yollarla iletişim kurmanın gerektiği belirtilmiştir.
BENZER KONULAR:
- Musafaha ve Tokalaşma Adabı ile ilgili hadisler arapça
- Musafaha yapma adabı
- Musafaha yaparken ne denir
- Musafaha ne demek? Kısaca
- Erkek Ve Kadının Musafaha Yapmaları
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor Cevap Al
- Dini soru sor Cevap Al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor kimin?
- Dini soru sor imamlar cevaplıyor
- Dini soru sorabileceğim site arıyorum ?
- Tümünü görüntüle.
Answers ( 2 )
İslam’da, erkek ve kadının musafaha yapması (el sıkışması) konusu, farklı görüşler ve yorumlarla ele alınmıştır. İslami öğretilere göre, erkek ve kadın arasında bedensel temastan kaçınılması gerektiği genel bir prensiptir. Ancak, bu konuda çeşitli mezhep ve yorum farkları bulunmaktadır.
Geleneksel İslam anlayışında: Erkek ve kadının musafaha yapması, genellikle haram olarak kabul edilir. Bu görüş, İslam’ın kadına ve erkeğe fiziksel teması sınırlamak isteyen ahlaki prensiplerine dayanır. Hadislerde, kadınların ve erkeklerin birbirlerine el sıkışmalarının, cinsel arzuya yol açabileceği ve bunun da İslam ahlakına uygun olmadığı ifade edilmiştir.
Bazı modern yorumlarda: Bazı alimler, günümüz sosyal yapısı ve ihtiyaçları doğrultusunda, kadın ve erkeğin sıkı bir şekilde birbirlerinden uzak durmalarını gerektiren bir durum olmadığını savunmuşlardır. Ancak bu görüşler de genellikle, sadece gerekli hallerde, örneğin bir iş görüşmesi veya eğitim bağlamında, erkek ve kadın arasında el sıkışılmasını kabul eder.
Bu konuda İslam’ın temel ilkeleri arasında, kişinin niyeti, çevresel faktörler ve karşılıklı saygı da önemli bir yer tutmaktadır. Fakat, genel olarak, çoğu Müslüman toplumda, el sıkışmanın yalnızca aynı cinsiyetler arasında yapılması gerektiği kabul edilir.
Sonuç olarak, kadın ve erkek arasında musafaha yapmanın haram olduğu görüşü yaygındır, ancak konunun yorumu farklı alimler arasında değişebilir.
Bu hadisler, İslam’da erkek ve kadınlar arasındaki fiziksel temasa dair bazı temel ilkeleri vurgulamaktadır. Her biri, kadınlarla erkekler arasındaki fiziki temasın sınırları hakkında bilgi verir ve İslam’ın sosyal ahlakına uygun bir şekilde, kadın ve erkeklerin birbirleriyle etkileşimde bulunmalarını düzenler.
Aişe (ra)’den rivayet edilen hadis:
“Bir kadın, Resûlullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) gelip biat etmek için elini uzattığında, o (Resûlullah) eliyle kadına tokalaşmazdı. Bunun yerine, ona selam verir ve biatını dil ile alırdı.”
(Müslim, Müsafaha, 9)
Açıklama: Bu hadis, Resûlullah (sav)’ın kadınlarla fiziksel temastan kaçındığını açıkça gösteriyor. Kadınlarla el sıkışmak yerine, onların biatını dil yoluyla alır ve selam verir. Bu uygulama, İslam’da erkek ve kadınlar arasında fiziksel temasın sınırlanması gerektiğine işaret eder. El sıkışmanın, kadınların ve erkeklerin birbirleriyle temas etmesinin bir yolu olarak kabul edilmediği, yerine başka yollarla iletişimin tercih edildiği ifade edilmiştir. Bu davranış, İslam toplumunun sosyal yapısına ve ahlaki değerlerine uygun bir şekilde, cinsiyetler arası sınırların korunmasına dikkat çekmektedir.
İbn Abbâs’tan rivayet edilen hadis:
“Bir kadının, yabancı bir erkekle el sıkışması haramdır. Bunun dışında Resûlullah (s.a.v) hiçbir kadına tokalaşma izni vermemiştir.”
(Tirmizi, Nikah, 34)
Açıklama: Bu hadis, yabancı erkeklerle kadınlar arasında el sıkışmanın haram olduğuna işaret etmektedir. “Yabancı erkek” burada, kadın için mahrem olmayan, yani evlenmesi yasak olmayan erkekleri ifade eder. İslam, kadınların mahrem olmayan erkeklerle fiziksel temasını yasaklamış ve buna el sıkışmayı da dahil etmiştir. Hadis, Resûlullah (sav)’ın da hiçbir kadına tokalaşma izni vermediğini belirtmektedir, bu da İslam’daki sosyal normları ve ahlaki sınırları pekiştiren bir yaklaşımdır.
Amr ibn Şu’ayb’den rivayet edilen hadis:
“Bir kadınla el sıkışmak, Resûlullah’ın (s.a.v) sünneti değildir. Kadınların elleri yalnızca mahrem erkekler tarafından tutulabilir.”
(Ebu Davud, Nikah, 1)
Açıklama: Bu hadis de kadınlarla el sıkışmanın Resûlullah (sav)’ın sünneti olmadığını vurgular. Yani, İslam’da kadınların ve erkeklerin arasında el sıkışmak veya benzeri fiziksel temasta bulunmak, sünnet olarak kabul edilmemiştir. Kadınların ellerinin yalnızca mahrem erkekler (yani eş, baba, kardeş gibi evlenmesi caiz olmayan erkekler) tarafından tutulabileceği belirtilmiştir. Bu, cinsiyetler arasında sınırları belirlemek ve her iki tarafın da şerefini ve onurunu korumak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir.
Sonuç:
Bu hadisler, İslam’da erkek ve kadınlar arasındaki fiziksel teması sınırlayan temel ilkeleri açıkça ortaya koymaktadır. Yabancı erkeklerle kadınlar arasında el sıkışmak, İslam’a göre haramdır ve Resûlullah (sav) da buna dair herhangi bir uygulama yapmamıştır. Bunun yerine, kadın ve erkekler arasında selamlaşma gibi alternatif yollarla iletişim kurulması daha uygun görülmüştür. Bu kurallar, toplumsal ahlakı, mahremiyet anlayışını ve cinsiyetler arasındaki sınırları korumaya yöneliktir.