Bende 1 saat öncesi bir olaydan dolayı etkilenme oldu. Azda olsa tenasul uzvum hareketlendi.
Bu olayları ben engellemeye çalışıyorum kendimi bu tür etkilenebileceğim olaylardan geri tutmaya çalışıyorum ama ben istemesemde hayatın akışı neticesinde bazen bu olayların içerisine düşebiliyorum.
Olayda şuydu otobüsde bir baya yer vericektim ve kalabalıktan dolayı az bir temasda bulunduk bu temas cinsi yönde değildi.Tamamen normal bir şekildeydi.Böyle bi olay oldumu kafamda hemen gusul abdestim bozulacak ve o an bir akıntı gelecek hissi beliriyor.Zihnimi engellemeye çalışsam da başarılı olamıyorum.
Bu olaylar oldumu kafamda bir akıntı gelicek hissi oluşuyor ve cünüp olucam hissi beliriyor.Kafamdaki düşünceleri engellemeye çalışsam da olabiliyor bu olaylar.
Benim sorum bir etkilenme,erkeklik organının hareketlenmesi sonrasında o anda bir akıntı gelmese bile 30dk sonra tuvalete gittiğimde fırlama olmadan yani damla damla gelen ama tel veren sıvılar gusu abdestini gerektirir mi?
Ben baktım da tenasul organımdan beyaz bir şekilde çıkıyor ama yere düştüğünde sarı bir şekilde renk farkeder mi sarı veya beyaz diye bir el ayasına yakın geldi ve uzayan tel veren sıvılardı bunlar gusul abdestini gerektiri mi?
Bu tür olaylar oldu mu ben ibadetlerimi yaparken oluyoruz oluyorum acaba cünüp müyüm gusulsuz muyum diye huzursuz oluyorum.
Ben bu içerisinde bulunduğum olaydan kurtulmak istesemde bu gelen olaylar gelen bu sıvılar hep Gusul abdesti almam gerektiğini düşündürüyor bana.Gusul abdesti almadan kendimi tutsam zorlasam da bu sefer tövbe haşa ALLAHIN huzuruna pis çıkıyorum,ibadetlerimi pis yapıyorum hissine düşüyorum.Çıkmazın içerisindeyim bana lütfen yardım edin uygulayabileceğim bir yol gösterin.ALLAH razı olsun
İnsan vücudundan ayrılan ve necis yani, pis olduğu için namazın kabulüne engel olan şeyleri hatırlayalım:
İdrar. Hepimizin bildiği bu sıvı, şer’an necistir, yani pistir. Vücudumuzdan ayrılması halinde abdestimizi bozar. Şayet bedenimize veya elbisemize bulaşacak, sıçrayacak olursa, avuç içi miktarından daha fazla olması halinde namazımızın kabul olunmasına engel olur. Yani, bir kişinin bedeninde veya üzerindeki elbisede avuç ortası büyüklüğünden daha fazla idrar olursa namazı makbul olmaz. O yerin veya o kısmın, şer’i ölçülere uygun şekilde yıkanması gerekir. Namaz kıldığımız yerin, seccademizin, bilhassa ayaklarımızı, dizlerimizi, ellerimizi, alnımızı ve burnumuzu koyduğumuz yerlerin de idrardan temiz olması gereklidir. Pantolonumuzun paçasındaki, eteğimizdeki veya çorabımızdaki idrar sıçrantıları bir araya getirildiği zaman avuç ortası kadar bir hacme ulaşacak olursa yine namazımızın kabulüne engel olur. Daha küçük olan miktar namazın kabulüne engel olmasa da sevabının az olmasına, ayrıca namazda vesveseye de sebep olur. İdrar sıçrantılarının önemli bir başka sakıncası da kabir azabına sebep olmasıdır.
Meni. İnsanın aslı, yumurtası, çekirdeği diyebileceğimiz, kirli beyaz renkli, pelte kıvamında, hamur veya yumurta akı gibi kokan bu sıvı da, Hanefi mezhebine göre necistir. Bedene bulaşması halinde yıkamadan, elbiseye veya çamaşıra bulaşması halinde, bulaştığı yeri yıkamadan veya kurutup ufalayıp izale etmeden namaz kılmak mümkün değildir.
Meni, elbiseden suyla yıkanırsa daha güzel olur. Ancak, imkânsızlık halinde iyice kurutulduktan sonra bulaştığı yer güzelce ovalanıp, çitilenip yok edilmesi ile de büyük ölçüde temizlenmiş olur ve ovalandıktan sonra zaruret halinde o elbise ile namaz kılınabilir. Ancak, ovaladığımız yer herhangi bir sebeple yeniden ıslanacak olursa, namaz kılmak için orayı mutlaka yıkamak gerekir.
Meni, bulunduğu yerden, şehvetle yani zevkle ayrıldığı takdirde, cinsel organdan dışarıya çıksa da çıkmasa da, hem abdesti bozar hem de gusül abdesti almayı gerektirir. İhtiyatlı olan görüş budur.
Hanefi mezhebinin kıymetli âlimi İmam Ebû Yusuf, meninin guslü gerektirmesi için şehvetle, zevkle vücuttan dışarı çıkmasını şart koşsa da, yukarıdaki, yerinden ayrılması halinde gusül gerektireceğine dair görüş daha ihtiyatlıdır ve kendisi ile amel edilen yani uygulanması istenen görüştür. Meselâ: bir erkek ihtilam olurken hemen organının başını tutar ve meninin vücudundan dışarı çıkmasına engel olursa, bu durum her ne kadar sağlık bakımından zararlı da olsa, İmam Ebû Yûsufa göre gusül gerektirmez. Zira meni vücuttan dışarı çıkmamıştır. Yine ihtilam olan bir kadının, fercinden hiç bir şey dışarı çıkmazsa, durum böyledir denilebilir. Yani bu görüşte olanlar da vardır. Ancak tekrar edelim, ihtiyatlı ve daha çok kabul gören ve kendisi ile fetva verilen görüş, meni yerinden şehvetle, zevkle ayrıldı mı gusül abdesti gerekir görüşüdür. Yani, hangi şekilde olursa olsun, meni yerinden şehvetle, zevkle ayrıldı mı, ister vücuttan çıksın, dilerse dışarıda yaşlık görülmesin, daha güzel olan gusül abdestinin alınmasıdır.
Misafirlikte olup, ihtilam olduğunu söylediği takdirde fitne olmasından korkan bir genç, istisnai bir hal olarak, İmam Ebû Yûsuf’un görüşünden yararlanabilir. İmkân bulabilirse, meni henüz vücuttan ayrılmadan organının başını tutar ve iyice şehveti geçinceye kadar meninin vücudundan çıkmasına engel olur. Şehveti tamamen geçtikten sonra meninin dışarıya çıkmasına izin verir. Ancak tekrar edelim ki bu durum hem sağlık açısından zararlı olabilir, hem de gözden kaçan çok küçük bir sızıntı sahibini yanıltabilir ve cünüp olduğu halde gusül abdestini ihmal edebilir. Şu halde fevkalâde zaruret olmadan böyle bir uygulamadan sakınılmalıdır.
Ağır bir şeyi kaldırmak veya herhangi bir rahatsızlık sonucu, hiç şehvet olmadan vücuttan ayrılan meni, necis olmakla birlikte, gusül abdesti gerektirmez. Ancak, abdesti yenilemek, vücuttan veya elbiseden o necaseti mutlaka yıkamak ve izale etmek gerekir.
Mezi. Şehevi duyguların belirmesi, cinsel arzuların düşünce ve bedene hâkim olması halinde, meniden ayrı olarak idrar kanalından gelen, şeffaf ve ele alındığında sünen, birazda yapışkan bir sıvıdır. Hükmü aynen idrar gibidir. Yani necistir. Bulaştığı yer veya elbise yıkanmadan namaz kılınamaz. Abdesti bozar. Gusül abdesti almayı gerektirmez
Yüce kudret, meziyi mikrop öldürücü olarak yaratmıştır. Ailevi beraberlikte, meniden önce gelerek bu beraberlikte sağlığa zararlı olabilecek mikropları öldürerek sağlığın korunmasını; ya da bir yavru oluşacaksa, yavrunun oluşacağı yerlerdeki muhtemel mikropları yok ederek sağlıklı bir bebeğin oluşmasını temin eder. Bu haliyle o, bir antiseptiktir.
Vedi. Bazı güçlü bünyelerde ve gençlerde idrardan sonra gelen ve yapı itibariyle kısmen meniye benzeyen, peltemsi ve kirli beyaz renkli diyebileceğimiz, şeffaf olmayan, yapışkan bir sıvıdır. Hüküm itibariyle idrar ve mezi gibidir. Kimi gençler bunu bir hastalık belirtisi zannetmektedirler. Asla bir hastalığın belirtisi değildir. Uzun zaman cinsel yönden tatmin olunmadığında, yani ailevî beraberlik veya ihtilam ile bu ihtiyaç giderilemediğinde bazı güçlü bünyelerde idrardan sonra gelebilir. Gusül abdesti almayı gerektirmez. Tedbir alınmaz da çamaşıra bulaşacak olursa, namaz kılabilmek için bulaştığı yeri yıkamak gerekir
Benzer konular:
Answer ( 1 )
Erkekte gelen sıvıları şu şekilde ele alabiliriz;
İdrar, meni, mezi ve vedi olarak ele alabiliriz. Bu sıvılardan meni gusül abdesti gerektirir. Diğer sıvıların gelmesi ile gusül abdesti gerekmez. Burada genel olarak erkekte gelen sıvılar konusunda kişiler vesvese halinde oluyor çoğu zaman. Bu sıvıların ne olduğunu, nasıl geldiğinin bilinmesi gerekmektedir ki vesvese yapmış olmayalım.