Paylaş
Eşhuru’l-Hurum (el-Eşhuru’l-Hurum) ne demek? Kısaca
Question
Eşhuru’l-Hurum Ne Demek?
Haram Aylar Hakkında Kısa bilgiler
Haram ayları manasına gelen bu terkip, kamerî aylardan Zi’l-Ka’de, Zi’l-Hicce, Muharrem ve Recep aylarını ifade etmek için kullanılmaktadır. Cahiliye döneminde de hürmet edilen bu aylar, muhterem kabul edilmiş ve bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır. Ancak, düşman tarafından taarruz edilmesi halinde, müdafaa mahiyetinde savaşa müsaade edilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de haram ayları ile ilgili âyette şöyle buyurulmaktadır: “Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü (hürmetli) haram aylardır. İşte bu dosdoğru nizamdır. Öyleyse o aylar içinde (Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin; sizinle topyekun savaşan müşriklerle siz de topyekün savaşın. Ve bilin ki Allâh, sakınanlarla beraberdir.” (Tevbe, 9/36)
Kaynak Diyanet dini kavramlar sözlüğü
BENZER KONULAR:
Answers ( 1 )
Eşhuru’l-Hurum – Haram Aylar
Her türlü saldırının, vuruşmanın ve kötülüğün menedildiği yasak aylar.
“el-Eşhürü’l-hurum” (veya eşhür-i hu-rum) diye de anılan haram aylar üçü peşpeşe, biri ayrı olmak üzere dört tanedir.
1- Zilkade,
2- Zilhicce,
3- Muharrem,
4- Recep. Bunlardan kamerî aylar sıralamasında zilkade on birinci, zilhicce on ikinci, muharrem birinci ve recep yedinci aydır. İslâm? devirde uygulamaya konulan hicri takvimde de kameri aylarla ilgili bu sıralama aynen korunmuştur.
Hz. İbrahim ve Hz. İsmail devrinden beri bu dört ay haram aylar olarak anılagelmiştir. Cahiliye devrinde Araplar arasında haram aylarında cereyan eden en büyük iç savaşlara da “Ficar Savaşları” denilmiştir.
Cahiliye çağı Arapları’nın bir kısmı geçimlerini soygunculuk ve yağma İle sağlıyordu. Yine cahiliye Arapları arasında sık sık kan davaları ve iç harpler meydana gelirdi. Buna karşılık, aylardan üçünün peşpeşe oluşu dolayısıyla üç ay süresince saldırı, yağma ve savaştan el çekmek onlara oldukça güç geliyordu. Bunun önüne geçmek için savaş günlerinde meselâ recep ayı girerse onu helâl sayıp haramlığını şaban ayına tehir ederlerdi. Böyle bir durum muharremde sözkonusu olursa safere ertelerlerdi. Böylece o yıl muharrem ve recep yerine şaban ve safer ayları haram aylardan sayılmış olurdu. Tabii ki bu durumda haram ayların sıralamasında değişiklik oluyordu.
Dolayısıyla ondan sonra gelen ayların hepsi isimlerini korumakla beraber Allah’ın kendilerine tayin ettiği zaman diliminde bulunmuş olmuyorlardı. Arapları bu uygulamaya yönelten diğer önemli bir sebep de, güneş takvimine göre her yıl on bir gün erken başladığı için farklı mevsimlere yayılan hac ziyaretinin, kendilerinin bilhassa ticari çıkarları açısından uygun buldukları, havanın daha mutedil ve meyvenin bol olduğu günlerde gerçekleşmesini istemeleri idi. Fakat bu âdetten ötürü diğer bir çok sakıncanın yanısıra, özellikle hac ibadeti, Allah katında belirtilen zilhicce ayındaki malum günlerin dışına, başka ay ve günlere kaymış oluyordu. Tevbe sûresinin 36. âyetinde meâlen “Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah’ın katında ayların sayısı on iki olup bunlardan dördü haram aylandır” buyurduktan sonra ve gerçeği saptırmak için haram ayların yerlerini değiştirme (nesî’) uygulamasının küfürde ileri gitmek olduğu; Allah’ın helâl kıldığını haram, haram kıldığını da helâl saymaktan kaçınmak gerektiği vurgulanmaktadır. Bakara sûresinin 217. âyetinde de haram aylarda savaş yapmanın büyük günah olduğu belirtilmektedir.
Arapların bu uygulamalarının etkisi hicretin onuncu yılına kadar devam etti. Nihayet, Hz. Peygamber Veda haccı esnasında hicretin onuncu yılında muhtelif mevkilerde iradettiği hutbelerinden birinde: “Zamanın Allah’ın yarattığı İlk günkü durumuna döndüğünü” açıklayıp bir yılın on iki ay olduğunu, bunlardan zilkade, zilhicce, muharrem, receb’in haram (yasak) aylar olduğunu” ifade etti ve cahiliye çağındaki Nesî’ uygulamasını ortadan kaldırdığını kesin bir biçimde ilan etti.
Haram aylar ayın kaçıncı günleri başlar kaçıncı günleri biter onu belirtirseniz faydalası olur diye düşünyorum