Ezan sesini işitirken ne söylenir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Ezan sesini isitirken ne soylenir

Ezan her ne kadar namaz vaktini bildirmek için meşru kılınmışsa da, bütünüyle Hakk’ın sesi, İslâm davetinin mayasıdır. O bakımdan müezzinin okuduğu ezan sesini işiten mü’minlerin bu davete nasıl karşılık vermeleri gerekir? Bu karşılık iki türlü olur: Birincisi, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in talimatına göre, ezan cümlelerini müezzinle birlikte tekrarlamak ve sonunda tavsiye edilen duayı okumak; İkincisi, çağrıya olumlu cevap vererek cami ve cemaate gitmek…

Ezan gibi ikamet edilirken de baza şeyler tavsiye edilmiştir. Onlan ilgili hadislerden konuyu daha iyi öğrenip uygulamamız mümkün:

عن أبي سعيد أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: «إذا سمعتم النداء فقولوا

مثل مايقول المؤذن.»

Ebû Said (radıyallahu anh)’dan yapılan rivayette, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Ezanı işittiğinizde, müezzinin dediği gibi söyleyin.”

Ömer b. Hattab Efendimiz (radıyallahu anh’dan yapılan rivayette, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Müezzin Allahu Ekber Allahu Ekber dediği zaman, sizden biri de Allahu Ekber Allahu Ekber der; sonra müezzin Eşhedü Ella İlahe illallah dediğinde, o da Eşhedü Ella İlahe illallah der; sonra müezzin Eşhedü Enne Muhammed’er Rasulullah dediğinde, o da Eşhedü Enne Muhammed’er Rasulullah der; sonra müezzin Hayye Ala’s-Salah deyince, o, La Havle Vela Kuvvete İlla Billah der; sonra müezzin Hayye Alal-Felah deyince, o yine La Havle Vela Kuvvete İlla Billah der; sonra müezzin Allahu Ekber Allahu Ekber deyince, o da Allahu Ekber Allahu Ekber der; sonra da müezzin La İlahe illallah deyince, o da gönlünden La ilahe illallah derse, Cennet’e girer.”

Şehr b. Havşeb’den, o da Ebu Ümâme’den veya Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in ashabından birinden rivayetle şöyle demiştir: “Bilâl ikamet getirmeye başladı. Kad Kameti’s-Salah cümlesini söyleyince, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), “Allah namazı hem ikame, hem idâme ettirsin.” diye karşılık verdi. İkametin diğer yerlerinde ezanda olduğu gibi, Hz. Ömer’in hadisinde belirtildiği şekilde karşılık verdi, yani müezzinin ikamette söylediği cümleleri aynen söyledi.”

Cabir (radıyallahu anh)’dan yapılan rivâyette, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kim ezan sesini işittiği zaman,”

«اللهم رب هذه الدعوة الثانية والصلاة القائمة آت محمدا الوسيلة والفضيلة وبعله مقاما محمودا الذي وعدته.»

derse, şefaatim ona helal olur.”

Abdullah b. Amir (radıyallahu anh)’dan yapılan rivâyette, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Müezzini işittiğiniz zaman, onun dediği gibi söyleyin. Sonra bana salât getirin. Çünkü gerçekten kim bana bir defa salâvat getirirse, Allah onu on rahmet ile anar. Sonra da benim için Allah’tan vesile isteyin. Çünkü vesile Cennet’te bir makamdır ki, ancak Allah kullarından bir kula lâyık görülmüştür, umarım ki o kul ben olayım. Artık kim benim için Allah’tan vesile isterse, şefaatim ona helâl olur.”
Enes b. Malik’den (radıyallahu anh) yapılan rivâyette, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Ezan ile ikamet arasında yapılan dua reddolunmaz.”

Hadis-i Şerifle İlgili Mezheplerin ictihat Ve Yorumları

Hanefiler’e göre: Ezan okununca onu işitenlere vâcib olan şey, ezana icabet etmektir. Zira Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), “Dört şey cefâdandır: Ayakta durup idrar eden, namazı henüz bitirmeden alnını (yapışan şeyleri gidermek) için silen, ezan okununca ona icabet etmeyen ve yanında anıldığım zaman bana salavat getirmeyen…”

Ezana icabet, müezzinin dediklerini demektir. Ancak Hayye Ala’s- Ve Hayye Ala’l-Felah denilince La Havle Vela Kuvvete İlla Bi’llahi’l-Aliyyî’l-Azîm diye karşılık verilir. Bir de sabah ezanında Es-Salatü Hayrün Mine’n-Nevm deyince, “doğru söyledin, iyilik ve hayır işledin” denilir.

Müezzini cevaplamanın vacib veya sünnet olduğu ihtilaflıdır: İlimde şeyhlik derecesine yükselenlerin çoğu vacibdir, derken Imam Kerhi, sünnet olduğunu söylemiştir.

Şâfiîler’e göre: Ezan ve ikameti işiten kimselere -ister abdestli, is- ter abdestsiz, isterse cünüp olsunlar- müezzinin dediklerinin aynını söylemek, sadece Hayye Ale’s-Salah Ve Hayye Ale’l-Felah söylenirken ve bir de sabah ezanında Es-Salatu Hayrun Mine’n-Nevm denilirken, bunları aynen söylemezler, iki hayye’de La Havle Vela Kuvvete İlla Billah, sabah ezanında- ki tesvib ‘de ise “Doğru söyledin, hayır ve iyilik işledin” der. İkamet’in Kad Kameti’s-Salatu cümlesi söylenirken de “Allah hep kılınmasını ve devamını sağlasın ve beni namaz ehlinin sâlihlerinden eylesin!” diye dua eder.

Aynı zamanda gerek müezzin, gerek onun sesini işitenlerin ezan ve ikametten sonra Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’e salât-ü selâm getirmeleri sünnettir.

Sonra da şu duayı yaparlar: Allahümme Rabbe Hazihid-Da’ve-ti’t-Tammeti Ve’s-Sala Ti’l-Kaime, Ati Muhammedeni’l-Vesilete Ve’l-Fazile… Ve’d-Deracete’r-Rafia. Ve’b’ashu Makamen Mahmude- Nillezi Vaadtehü İn- neke La Tuhlifu’l-Miad.

Mâlikiler’e göre: Müezzinin sesini işiten herkes, ister abdestli, ister abdestsiz, ister cünüb, ister ayhali, isterse lohusa olsun ezanın cümlelerini aynen söyler. Ancak o vaktin farzını kılan kimsenin demesi müstehab değildir. Ayrıca, Hayye’lerde La Havle… ve sabah ezanında Es-Salatü Hayrün Mine’n- Nevmde “Doğru söyledin, hayır ve iyilik işledin” demek müstehabdır.

Hanbeliler’e göre: Müezzinin sesini işiten kimsenin onun dediğinin mislini söylemesi müstehabdır. Bu hususta ilim ehli arasında muhalif bir görüşün olduğunu bilmiyorum. Nitekim Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in: “Nidayı (yani ezanı) işittiğiniz zaman müezzinin dediğini deyin” buyurduğunu Buhari ve Müslim ittifakla rivayet etmişlerdir. Hayye Ale’larda ise La Havle Vela Kuvvete İlla Billah demek müstehabdır. Ahmed b. Han- 74 bel’in bu hususta kesin görüş ve tespiti vardır.

Hanbeliler son hususla ilgili olarâk El-Esrem’in Ebû Râfi’a isnâd ettikleri şu hadisle çıkarım yapmışlardır: “Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), ezan sesini işitince, müezzinin dediğinin mislini söylerdi. Müezzin Hayye Ala’s-Sala’ya gelince, Rasulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem): La Havle Vela Kuvvete İlla Billah derdi.”

İkamette de müezzinin dediği aynen tekrar edilir, ancak Kad Kameti’s-Sala cümlesine gelince, “Allah hep kılınmasını ve devamını sağlasın!” diye duâ edilir. Hanbeliler bu meselede ise Ebû Davud’un ashabdan bazısına isnad ettiği 61 nolu hadisle çıkarım yapmışlardır.

Bu konuda İmam Nevevi şöyle demiştir: “Ezan okunurken müezzinin sesini işiten abdestli, abdestsiz, cünüb, ayhali, lohusa, küçük ve büyük herkesin onun dediklerini bir bir söylemesi müstehabdır. Çünkü bunların hepsi de zikir ve namaz ehli sayılır. Ancak helada bulunan, cinsel temas halinde olan kimseler müezzine icabet etmezler, yani onun dediklerini söylemezler. Helâdan çıkınca, ezan hâlâ devam ediyorsa ona uyarak okunan cümleleri aynen söyler. Kur’ân okuyan ve zikir halinde olanlar ise, o sirâda okumayı ve zikri bırakıp ezana icabet ederler. Ders okutanlarla, okuyanlar da öyle Hayye Ale’larda La Havle denilmesinin birçok hikmetleri varsa da en başta geleni şu hususdur: Önce her hareket ve güç bulmanın ancak Allah (cel- le celaluhu)’nun irâdesiyle gerçekleşeceğini düşünerek kuvvet ve kudreti O yüce Yaratan’a irca’ etme şuurunda olduğumuzu ifade etmektir.

Hiç bir kötülüğü geri çevirmeye, hiçbir hayn elde etmeye güç ve kudretimizin bulunmadığını belirterek Allah (celle celaluhu)’n dan bu iki hususta da bize güç, kuvvet ve basiret vermesini dilemektir.

Günahtan ancak Allah (celle celaluhu)’nun yardım ve inayetiyle korunabileceğimizi, O’na ibadet ve kullukta bulunmayı ancak O’nun yardımıyla gerçekleştirebileceğimizi itiraf etmektir.

Çünkü müezzin, müminleri kurtuluşa, felah ve necata, hayır ve iyiliğe davet ederken, böylesine önemli ve önemli olduğu kadar lüzumlu, amaca yönelik bir ameli layıkıyla yerine getiremeyeceğimizi düşünerek Allah (celle ce labhu’nun sebepleri kolaylaştırıp bize yardımda bulunmasını istememiz en uygun bir haldir ki, ilahi hoşnutluğa vesile olur.

Bu hususta Sıddık Hasan Han da icabetin hikmet ve sırrını kısmen belirterek bilgi vermeye çalışmıştır.

59 nolu Ebu Said hadisini Nesai, Ebu Râfi’dan: Yine Nesai, Ebu Hureyre’den: Tahavi, Ümmü Habibe’den; Ebu Davud, İbn Ömer’den; yine Ebu Davud, Hz. Aişe (radıyallahu anha)’dan rivayet etmişlerdir. Ebu Şeyh ise, Muâz (radıyallahu anh)’dan rivâyet etmiştir.

Müezzinin sesini işiten müminlerin icabette bulunması, hadisin zahiriyle çıkarım yapanlara göre vacibdir. Tahavi de aynı görüştedir. Hanefiler, Zahirîler ve İbn Vehb de aynı görüşü ortaya koymuşlardır. Cumhur ise, vâcib olmadığını kabul eder.”

Ezanın sesini namaz kılarken işiten kimse, namazla meşgul bulunduğundan artık cevaplamaz. Cumhurun da görüşü aynı doğrultudadır.

61 nolu Şehr b. Havşeb hadisine, gelince, isnadında bir meçhul vardır. Şehr b. Havşeb hakkında da hayli söz söyleyenler olmuştur. Ancak Yahya b Main ve Ahmed b. Hanbel onun sika (güvenilir) olduğunu söylemiştir. Şehr, Ümmü Seleme’den, Ebu Hureyre’den, Katade’den, Davud b. Ebî Hind’den, Abdülhamid b. Bihram ve diğer bir cemaatten rivayetler yapmıştır. Ahmed b. Hanbel onun Esma binti Yezîd’den yaptığı rivayetlerin hasen olduğuna dikkatleri çekmiştir. Ebu Zür’a, “Onun rivayetinde bir sakınca yoktur” der- ken; Nesäi ile İbni Adiy onun “kavi” olmadığını belirtmişlerdir. O yüzden bazı hadis alimleri Şehr’den rivayet yapmışlardır.”

Görüldüğü gibi, ravi Şehr üzerinde hayli farklı görüş ve tespitler vardır. Ama Yahya b. Maîn ve Ahmed b. Hanbel gibi iki büyük hadis âliminin onun hakkında tezkiyede bulunup “sika”dır demeleri, yeter. O bakımdan hadis zayıf sayılmaz.

62 nolu Cabir hadisini, Tahavi, İbn Mes’ûd’dan; İbn Hibban, Enes’den ve İbn Abbas’dan rivayet etmişlerdir. Hâkim ise El-Müstedrek’inde aynı hadisi rivâyet etmiştir. Ancak rivâyet zincirinden Ufeyr b. Ma’dan bulunuyor ki, bu zat hakkında hayli söz söyleyenler olmuştur. Atâ’dan, Katade’den ve Süleym b. Amir’den rivayetler yapılmıştır. Ebulyeman da ondan rivayet et- miştir. Ebu Davud onun hakkında şöyle demiştir: “Salih bir ilim adamıdır, ancak hadisi zayıftır.” Ebu Hatim ise, “Süleym’den çok rivâyetler yapmıştır ki, çoğunun aslı yoktur. Aynı şekilde Ebu Umame’den de bazı asılsız rivâyetler yaptı tespit edilmiştir. O balamdan Imam Ahmed onun hakkında “münkerü’l-hadis” demiştir.” Böylece Ufeyrin zayıf olduğu ağırlık kazanmıştır. Ne var ki, Cabir hadisi, güvenilir râviler tarafından da rivâyet edildiği için sahih kabul edilmiştir.

63 nolu hadis de sahihtir. 64 nolu Enes b. Mâlik hadisini Nesaî, İbn Huzeyme, Ibn Hibban ve Ez-Ziyâ tahric etmişlerdir. Tirmizi hasen olduğu nu söylemiştir.

Böyle ezan ile ikamet arasında yapılan duâ iyi niyete ve sağlam imâna dayalı bulunuyorsa, inşââllah makbuldür.

Hadis-i Şeriften Çıkarılan Hükümler

1. Müezzinin sesini işiten, bazı istisnalar dışında her mü’minin ona icabet etmesi, yani müezzinin dediklerini söylemesi, kimine göre vacib, kimine göre sünnettir.

2. Ancak Hayye Ale’larda, La Havle Vela Kuvvete İlla Billah demek sünnettir. Bir de sabah ezanında tesvib cümlesi söylenirken, yani Es-Salatü Hayrün Mine’n-Nevm denilirken, Arapça olarak sadakte ve berirte, Türkçe olarak “Doğru söyledin, iyilik ve hayır işledin denilmesi sünnettir.

3. Hela ve benzeri yerlerde bulunan kimseler, ezanı cevaplamaz.

4. Ayhali ve lohusa kadınlar da, icabet etmezler.

5. Bazı müctehidlere göre, ezandan önce vakit namazını cemaatle kılan kimse de icabet etmeyebilir.

6. İkamette de aynı cümleler söylenir, yani ikamet getiren kişinin sesini işiten müminler onun dediklerini söylerler, ancak Kad Kame lafzını söyleyince, yukarıda belirttiğimiz dua okunur.

BENZER DUALAR:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Ezanı işittiğinizde belirli söz ve dualarla karşılık vermeniz tavsiye edilir. İşte bazı yaygın uygulamalar:

    1. Ezan Sözlerini Tekrar Etme: Ezan sözlerini Mu’ezden (Ezan okuyan kişi) sonra sessizce veya alçak sesle tekrar edebilirsiniz. Bu, “Allahu ekber” (Allah en büyüktür), “Eşhedu en la ilahe illa Allah” (Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur) vb. ifadeleri içerir. Bu, Ezan mesajını onaylamanın ve ezan çağrısını kabul etmenin bir yolu olarak hizmet eder.
    2. Hz.Muhammed’e Dua Edin: Ezandan sonra Hz.Muhammed’e (sav) dua edilmesi tavsiye edilir. “Allahümme salli ala Muhammed” (Ey Allah, Muhammed’e salât et) diyebilir veya Salavat olarak bilinen duanın daha uzun şeklini kullanabilirsiniz.
    3. Kişisel Dua Edin: Ezandan sonra, kişisel dualar yapmak ve Allah’tan rahmet ve mağfiret dilemek için de bir dakikanızı ayırabilirsiniz. Bu, kendiniz, sevdikleriniz ve tüm Müslüman topluluğu için dua etmek için bir fırsattır.

    Bu uygulamaların tavsiye edildiğini ancak zorunlu olmadığını not etmek önemlidir. İnsanın Allah’a olan bağlılığını ve ezanı takdir ettiğini gösteren bağlılık ve saygı eylemleridir. Ezana cevap verme ile ilgili belirli örf ve adetlerin farklı kültürler ve bölgeler arasında farklılık gösterebileceğini de belirtmekte fayda var.

    En iyi cevap

Cevapla