Ef'al-i mükellefin , Farz , Fıkıh Terimleri , Haram , Mekruh , Mendup , Mubâh , Mükellefin fiilleri , Rükün , Şart , Sünnet , Vacip
Paylaş
Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.
Fıkhi Terimler (Fıkıh terimleri sözlüğü)
BAZI FIKHÎ TERİMLERİN TARİFİ
Fıkhın konularına ve meselelerine girmeden önce bir takım fıkhî terimlerin tarif edilmesi gerekir. Çünkü fıkıh hükümleri onların üzerine bina edilir. Bu fıkhi terimler şunlardır:
Fıkıh terimleri nelerdir?
1. Farz
Şeriatın yapılmasını kesin olarak emrettiği şeylere farz denir. Onu yapan sevap, terk eden günah kazanır. Misal olarak orucu gösterebiliriz. İslâm, kesin bir şekilde bizden oruç tutmamızı istemektedir.
“sizin üzerinize de oruç farz kılındı.” (Bakara, 183) Oruç tutarsak veya diğer farzları yerine getirirsek hiç kuşkusuz cennette mükafatı, aksi durumda cehennemde cezası verilecektir.
2. Vacip
Vacip, Şafii mezhebinde farz anlamındadır. Vacib ile farz arasında -hac konusu hariç- hiçbir fark yoktur. Hac konusundaki vacib, haccın sıhhati için şart olmayan bir şeydir. Diğer bir ifadeyle kişinin terk etmesiyle haccın sıhhatine zarar gelmeyen bir şeydir. Bunlar cemrelere
taş atmak, mikatta ihrama girmek ve haccın diğer vacipleridir. Hacca giden bir kimsenin -bu vacibleri yerine getirmediği takdirde- haccı yine de sahih’tir, fakat kendisi günahkârdır. Terk ettiği bu vacipleri, kurban keserek telafi etmelidir.
Haccın sıhhati, haccın farzlarını yerine getirmeye bağlıdır. Başka bir ifadeyle, terkedilmesiyle haccın batıl olduğu şeylerdir. Bunun misali Arafat’ta vakfe’ye durmak ve haccın diğer farzlarıdır. Bu farzları yerine getirmeyen kimsenin haccı batıl olur.
3. Farz-ı Ayn
Her mükelleften kesin olarak yapılması istenen namaz, oruç, hac gibi ibadetlere farz-ı ayn denir. Bu ibadetler her mükellefe ayrı ayrı farzdır. Bu farzı bazı mükelleflerin ye rine getirmesi, diğer mükelleflerin üzerinden düşürmez.
4. Farz-ı Kifaye
Fert fert her Müslümandan değil de Müslümanların tümünden yapılması istenen şeylere farz-ı kifaye denir. Bunları Müslümanlardan bazıları yaparsa, diğer müslümanların üzerlerinden bu mükellefiyet düşer. Eğer hiç kimse yerine getirmezse bütün müslümanlar günahkâr olur.
Bunun misali de ölen bir Müslüman için gerekli işleri yapıp kefenlemek ve cenaze namazını kılmaktır. Çünkü müslümanlardan biri ölürse onu yıkamak, kefenlemek ve cenaze namazını kılmak, sonra götürüp defnetmek bütün müslümanlara farzdır. Fakat müslümanlardan bir kısmı bu farzı yerine getirirse, bu mükellefiyet diğer müslümanların üzerinden düşer ve onlar günahkâr olmazlar. Ancak bütün müslümanlar bu farz-ı kifaye’yi terkederlerse günahkâr olurlar.
5. Rükün
Yapılması vacib olan fiilin parçasına rükün denir. Bu nun misali namazda Fatiha sûresini okumak, rükû ve secde etmektir. İşte bunların her biri bir rükündür.
6. Şart
Yapılması vacip olan, fakat bir fiilin parçası olmayan şeylere şart denir. Bunun misali, namaz için abdestli olmak, namaz vaktinin, kıblenin bilinmesi gibi şeylerdir. Bunlar namazın dışında fakat namazdan önce olması ge rekenlerdir. Namazın sahih olması için bunların bulunma si gerekir. Bundan ötürü bunlara şart denilmiştir.
7. Mendub
Şeriatın yapılmasını tavsiye ettiği, yapanların sevap kazandığı, yapmayanların ise günahkâr olmadığı şeylere mendub denir. Bunlar kuşluk namazı, Şevval ayında altı gün oruç tutmak, gece ibadeti yapmak ve benzerleri gibi hususlardır. Mendub’a aynı zamanda sünnet, müstehab, tatavvu ve nafile de denir.
8. Mübah
Yapılması ve yapılmaması şeriat açısından eşit olan hususlara mübah denir. Şeriat bu gibi şeylerin ne yapıl masını, ne de terkedilmesini emretmemiştir. Bunlar in sanlara bırakılmıştır. Bu nedenle yapılmasında sevab, ter kedilmesinde günah yoktur.
9. Haram
Şeriatın yasak ettiği şeylere haram denir. Bunların terk edilmesinde sevap, yapılmasında ise ceza vardır. Bunun misali, adam öldürmek ve insanların mallarını batıl yolla yemektir. İnsan, haram olan bir şeyi yaparsa günahkar olur, bunları Allah için terkederse sevap kazanır.
10. Mekruh
Dinimizce yapılması hoş karşılanmayan işlerdir. Mekruh ‘tahrimen mekruh’ ve ‘tenzihen mekruh’ olmak üze re ikiye ayrılır.
a. Tahrimen Mekruh
Şeiratın mükelleften kat’î olmayan zannî bir delille mutlaka ve zorunlu olarak yapmamasını talep ettiği şeye tahrimen mekruh denir. Onun terkedilmesi sevab, yapıl ması ise günahtır. Fakat onun günahı, haramın günahın dan hafiftir. Buna misal, güneş doğarken veya batarken namaz kılmaktır.
b. Tenzihen Mekruh
Şeriatın mükelleften bir şeyi yapmamasını, yüzçe virmesini zorunlu olmayarak talep ettiği şeye tenzihen mekruh denir. Bu gibi şeyler terkedildiği zaman sevap verilir, fakat işlenirse cezayı gerektirmez. Buna misal, hac’da Arefe günü oruç tutmaktır. Eğer kişi Arefe günü
oruç tutmayı terkederse sevap kazanır, fakat oruç tutarsa günahkâr olmaz.
11. Eda
İbadetleri şeriatın tayin ettiği vakitte yapmaya eda de nir. Bunun misali, Ramazan orucunu Ramazan ayında tutmak, öğle namazını şeriatın tayin ettiği vakitte kılmak tır.
12. Kaza
Şeriatın tayin ettiği vaktin dışında o ibadetin yerine yapılan ibadete kaza denir. Bunun misali, orucunu Rama zan ayında tutmayan bir kimsenin, başka bir zaman tutmasıdır. Özürlü veya özürsüz terkedilen bir ibadeti kaza etmek vacibdir.
13. İade
Bir ibadeti vaktinde iki defa yapmaya iade denir. Bu, faziletinin fazlalığından ötürü yapılır. Namazını tek başına kılan bir kimsenin, cemaatle namaz kılanları gördüğünde, cemaat sevabını elde etmek için tekrar namaz kılması, namazı iade etmektir. Böyle yapmak sünnet’tir.
BENZER KONULAR:
Farz vacip sünnet müstehap mübah haram mekruh ve müfsit örnekler
Answer ( 1 )
Yukarıda; farz, şart, rükün, vacip, sünnet, mendup, mubah, haram ve mekruh kavramları detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Buna göre farz kavramını açıklayacak olursak; Şeriatın yapılmasını kesin olarak emrettiği şeylere farz denir. Onu yapan sevap, terk eden günah kazanır. Misal olarak orucu gösterebiliriz. İslâm, kesin bir şekilde bizden oruç tutmamızı istemektedir.