Paylaş
Farz vacip sünnet müstehap mübah haram mekruh ve müfsit örnekler
Question
Farz vacip, sünnet Mendup Mübah, haram, mekruh anlamları
Farz: Yüce Allah’ın kesin olarak işlenmesini emrettiği hükme denir. Farzın işlenmesinde sevap, özürsüz terkedilmesinde Mevlâ Teâla’nın azâbı vardır. Farzı inkâr eden kimse dinden çıkar.
Farz ikiye ayrılır:
Farz-ı Âyn: Mükelleflerden her birinin yapması lazım gelen farz lardır. Bir kimse diğerinin yerine namaz kılamaz. Bu tür farzları herkesin bizzat yapması gerekir.
Farz-ı Kifaye: Mükelleflerden bazılarının yapmalarıyla diğerle rinden düşen, onlar için yapmak mecburiyeti kalmayan farzlardır. Cenaze namazı kılmak gibi.
Vacip: Yapılması şer’ân kat’i bir delil ile sabit olmamakla bera ber her durumda pek kuvvetli bir delil ile sabit olan şeydir. Vitir ve bayram namazı kılmak… gibi. Farzda olduğu gibi vacibi işleyene se vap, özürsüz terk edene günâh vardır. İnkâr eden dinden çıkmaz. Vâcib kelimesi bazen “farz” yerine kullanılır. Şafiilere göre farz ile vâcip eş anlamlı kelimelerdir, aym hükmü taşırlar.
Sünnet: Lugatta, gidiş, yol demektir. Şeriâtte; farz ve vacib olma yarak Peygamberin -s.a.v.- ibâdet suretiyle çoğu zaman işleyip pek az terk ettiği ve bize de tavsiye ettiği sözleri, fiilleri ve takrirleridir.
Sünnet ikiye ayrılır:
Sünnet-i Muekkede: Peygamber Efendimizin devam edip, nadiren terk etmiş oldukları sünnettir. Mesela; sabah, öğle ve akşam namazlarının sünnetleri gibi.
Sünnet-i Gayr-i Müekkede: Hz. Peygamber’in -s.a.v.- ibâdet maksadıyla ara sıra yapmış oldukları şeylerdir. Yatsı ve ikindi namazlarinin ilk sünnetleri gibi.
Bütün bu sünnetleri yapanlar, farz ve vâcibden az sevap kazanır lar, kasten terk edenlere de Hz. Peygamber’in -s.a.v.- kınaması vardır. Sünnetleri terk etmeyi alışkanlık haline getirenler Hz. Peygamber’in -s.a.v.- şefaatine nail olamayacaklardır,
Müstehap: Lügatta: Sevilmiş şey demektir. İşlenmesinde sevap olan, terkinde günah olmayan şeylerdir. Fakirlere sadaka vermek vs. gibi.
Mübah: Yapılmasında sevap olmadığı gibi terk edilmesinde de günâh olmayan fiillerdir. Yemek, içmek, oturmak, uyumak vs. gibi. Bu işler mubah -serbest- ise de sağlığa zarar verecek kadar yemek, içmek, uyumak ve israf etmek mubah değildir.
Haram: Mükelleften yapmaması istenen ve bir dell ile ya saklığı sabit bulunan şer’i bir hükümdür. “Adam öldürmek, içki iç mek, zina etmek, kadınların başını açması vs. gibi hükümlerdir.” Haramı terk eden sevap kazanır, işleyen günahkâr olur. İnkârı din den çıkarır.
Mekruh: Lügatta: Sevilmeyip kerih görülen ve hoş olmayan şey demektir. Allah’ın haram kadar kesin olmayan yasaklarıdır. İki kısma ayrılır:
Tahrimen “harama yakın” Mekruh: Väciblerin terk edilmesi bu kısma girer.
Tenzihen “helâle yakın” Mekruh: Sünnet ve müstehapları yap mamak bu bölüme girer. Müfsit: Başlanmış bir ibâdeti bozan şeye müfsit denir. Namazda gülmek, konuşmak, oruçlu iken bile bile yemek içmek gibi… Çünkü, gülmek ve konuşmak namazı, bilerek yemek, içmek de orucu bozar.
DAHA GENİŞ BİLGİ
⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓
BENZER KONULAR:
Farz, Şart, Rükün, Vacip, Sünnet, Mendup, Mubah, Haram ve Mekruh Terimlerinin Anlamları
Answer ( 1 )
Farz vacip sünnet müstehap mübah haram mekruh ve müfsit kavramlarına örnekler verecek olursak;
Farz; Ramazan orucu, beş vakit namaz kılmak
Vacip; vitir namazı kılmak.
Müstehap; fakirlere sadaka vermek
Mübah; yemek yemek, su içmek, uyumak vs
Haram; yalan söylemek, hırsızlık yapmak.
Mekruh; sünnetlerin terk edilmesi