Paylaş
Feraset ne demek
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Feraset nedir, İslam’da Feraset kavramı
Feraset Arapça: الفراسة
Feraset, “İsabetli bir görüşle/tahminle bir işin iç yüzünü kavramak/bilmek; isabetli bilgi ve görüş sahibi olmak anlamında mastar (firaset/feraset), “dış görünüş ve emarelerden hareketle bir şeyin iç yüzünü keşfetme, bir kimsenin dış görünüşüne bakarak karakteri hakkında isabetli tahminde bulunma; akıl ve duyu organlarıyla bilinemeyen, ancak sezgi gücüyle ulaşılan bilgi anlamında isimdir.
Terim olarak varlık ve olayların iç yüzünü keşfetme, gelecek hakkında doğru tahminlerde bulunma melekesi; bu konuyu ele alan ilim dalıdır.
Cahiliye devrinde kıyafe ilminde son derece uzmanlaşan Araplar’ın, ayaklara ve yerdeki izlere bakıp sahibinin cinsiyeti, yaşı, evli olup olmadığı, kimin çocuğu olduğu hakkında isabetli tahminlerde bulunabildikleri kaydedilir. Hz. Peygamber’in de Medine’ye hicret ederken Bent Dil kabilesinden müşrik bir usta iz sürücüyü kılavuz tuttuğu (Buhari, “Menaabü’lensar”, 45: “Icare. 3. 4) ve Mücezziz elMüdlici’nin, ayaklarına bakmak suretiy le Üsame’nin Zeyd b Zeyd b. Harise’nin oğlu olduğunu tespit etmesinden büyük sevinç duyduğu (Buhari. “Feraiz”, 31, “Menākoıb”, 23: Müslim, “Rada”, 38-39) kaydedilir.
İster müslüman olsun ister müslüman olmasın üstün bir zekâ ve sezgi gücüne sahip kimselerin sıkı bir perhiz ve çile sonucu elde ettikleri ruhi ve fikri güçle kişi veya olaylar hakkında isabetli tahminlerde bulunmalarına “riyazi feraset”; Allah’ın, kalbine ilham ettiği bir nur ile kişinin hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ayırmasına ve muhatabının fikri ve ruhi durumu hakkında sezgide ve doğru tahminlerde bulunmasına da “ilahi feraset” denmiştir. “Sen onları simalarından tanırsın” (elBakara 2/273) ve “Andolsun ki sen onları -münafıkları konuşma tarzlarından da tanırsın” (Muhammed 47/30) mealindeki âyetlerle “Müminin ferasetinden sakınınız, zira o Allah’ın nuru ile bakar” (Tirmi zi. “Tefsirul-Kur’ân’, 18) mealindeki hadiste bu tür ferasete işaret edilmiştir (ayrıca bk. basiret).
Islam alimlerinin ilimlerin tasnifiyle ilgili kaleme aldıkları eserlerde feraset ilminden ilmü’l-kef veya ilmü’l-esarir (kişinin el, ayak ve yüz hatlarına bakarak karakter ve şahsiyetini anlamak), ilmü’l-irafe (meyda na gelen bazı olaylardan hareketle gelecekteki olaylar hakkında akıl yürütmek), ilma’r-riyafe (toprağın nemine, üzerindeki bitkilere ve barındırdığı canlılara bakarak yeraltı sularını bulmak), ilmü kıyafetil-eser (iz sürmek), ilmü kıyafetil-beşer (insanların organlarına ve bunlar arasındaki ilişki ve oranlara bakıp kişilerin ruh yapılarını teş his etmek, iki kişi arasındaki benzerliği dikkate alıp aralarında nesep bağı bulunup bulunmadığını belirlemek) ve diğer bazı dalların doğduğu kaydedilir (bk. arraf; iyafe). KAynak: Dini terimler sözlüğü diyanet
Feraset, İslam’da ve özellikle tasavvuf literatüründe, bir kişinin olayların ve kişilerin iç yüzünü görme, sezgi ve derin görüş yeteneği anlamına gelir. İslam kültüründe feraset, sıradan akıl veya duyularla kavranamayan bilgiyi elde etme kabiliyeti olarak tanımlanır ve bu beceri, olayları anlamada doğru bir yol gösterici kabul edilir. Feraset, kişi veya olaylarla ilgili isabetli tahminler yapma, doğru çıkarımlarda bulunma yeteneğidir. İslam âlimleri, feraseti iki ana kategoriye ayırmıştır:
Riyazi Feraset: Bu tür feraset, kişinin sürekli çaba ve disiplinle geliştirdiği sezgi ve zekâ gücüdür. Feraset sahibi kimse, mantıklı çıkarımlarda bulunarak ve çevresindeki olayları analiz ederek doğru tahminlerde bulunabilir.
İlahi Feraset: Allah’ın bir lütfu olan bu feraset türü, kalbe gelen ilhamla kişinin doğruyu yanlıştan ayırt etmesini sağlar. Bu tür feraset, Allah’ın kişiye bahşettiği bir nur ve hikmettir ve Kur’an’da, münafıkların tanınmasında müminlerin ferasetinden bahsedilmiştir (el-Bakara 2/273 ve Muhammed 47/30). Ayrıca, Peygamberimiz’in “Müminin ferasetinden sakının, zira o Allah’ın nuru ile bakar” şeklindeki hadisiyle de bu konuya dikkat çekilir.
İslam toplumlarında, feraset birçok alanda değer görmüştür. Örneğin, Cahiliye döneminde Araplar, insanların ayak izlerinden cinsiyetini, yaşını veya başka özelliklerini tahmin eden “kıyafet ilmi”nde çok uzmandılar. Peygamberimiz de ferasetli kişilerin görüşlerinden faydalanmış, bu yeteneğe önem vermiştir. Feraset aynı zamanda ilim olarak da gelişmiş ve karakter analizi, iz sürme gibi çeşitli dallara ayrılmıştır.
ÖZETLE:
Feraset Ne Demek, İslam’da Feraset Terimi
Feraset, Arapça kökenli bir kelime olup, Türkçe’ye “sezgi”, “anlama”, “öngörü” gibi anlamlarda geçmektedir. İslam düşüncesinde feraset, daha derin ve kapsamlı bir anlam ifade eder. Basitçe söylemek gerekirse, feraset, bir olayın ya da kişinin zahirî görünüşünün ötesine geçerek, asıl niyetini, karakterini ve gelecekteki durumunu sezme yeteneğidir.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
“Feraset,” Arapça kökenli bir kelime olup, Türkçede keskin bir zeka ve ileri görüşlülük anlamına gelir. Feraset sahibi bir insan, olayların ve durumların arka planını görebilen, insanları ve olayları isabetli bir şekilde değerlendirebilen bir zekaya ve sezgi gücüne sahiptir. Feraset, sıradan şeylerde bile ince detayları ve saklı anlamları fark edebilme yeteneğiyle ilişkilendirilir. İslam geleneğinde feraset, bir kimsenin Allah’ın nuruyla olaylara ve kişilere bakarak, doğruları ve yanlışları ayırt edebilme kabiliyeti olarak da yorumlanır.