Paylaş
Fıkıh ilminin hukuk, psikoloji ve sosyoloji ile nasıl bir ilişkisi olabilir?
Question
Fıkıh ilminin hukuk, psikoloji, sosyoloji ile bağlantısı hakkında bilgi verir misiniz
Fıkıh (İslam hukuku) ilminin hukuk, psikoloji ve sosyoloji gibi modern disiplinlerle önemli ve çok yönlü ilişkileri vardır. Bu ilişkiyi üç ana başlık altında inceleyebiliriz:
1. Hukuk ile İlişkisi:
Fıkıh, İslam toplumlarında bireylerin dini ve dünyevi yaşamını düzenleyen kurallar manzumesi olduğu için, doğrudan hukuk disipliniyle bağlantılıdır. Fıkıh, İslam toplumlarında hukuk sisteminin temelini oluşturmuş ve modern dönemde bazı İslam ülkelerinde hala hukukun bir parçası olarak uygulanmaktadır. Bu bağlamda, fıkıh ile modern hukuk arasında şu ilişkiler mevcuttur:
Temel prensipler: Fıkıh, İslam hukukunun temel ilkelerini belirleyen bir bilimdir. Günümüz hukuk sistemleri de, adalet, hakkaniyet, bireysel haklar gibi evrensel ilkeleri paylaşır.
Yasaların düzenlenmesi: Modern hukuk sistemlerinde olduğu gibi, fıkıh da bireysel ve toplumsal hayatı düzenlemeye yönelik kurallar içerir. Bu bağlamda fıkhın, aile hukuku, miras hukuku, ticaret hukuku gibi alanlarda, modern hukuki düzenlemelerle paralellik gösterdiği yerler bulunmaktadır.
Kanonik hukuk benzerliği: Fıkıh, diğer dini hukuki sistemler (örneğin Hristiyanlık’taki kanon hukuku) ile benzerlikler taşıyan bir yapıya sahiptir, bu da onu daha geniş anlamda hukuk bilimiyle bağdaştırır.
2. Psikoloji ile İlişkisi:
Fıkıh, bireylerin ibadet, ahlak ve günlük yaşamlarına dair kuralları belirlediği için, doğrudan insan davranışlarını ve psikolojik süreçleri etkiler. Bu etkileşim şu şekillerde ortaya çıkar:
Bireysel davranışlar: Fıkıh, bireylerin dini yükümlülüklerini yerine getirirken yaşadıkları içsel deneyimlere ve niyetlere (niyetin önemi) büyük önem verir. Bu, bireylerin motivasyonları ve psikolojik süreçleri üzerinde etkili olur.
Duygusal ve zihinsel sağlık: Özellikle takva (Allah’a karşı sorumluluk bilinci), sabır, tevbe gibi kavramlar, bireylerin psikolojik sağlığına olumlu katkıda bulunabilir. Fıkıh, bireylerin stres ve kaygılarını yönetmelerine yönelik manevi rehberlik sağlar.
Obsesyonlar (Vesvese): Fıkıh, bireyin aşırı dini hassasiyet nedeniyle oluşan obsesif davranışlarını da ele alır. Bu noktada, vesvese gibi psikolojik rahatsızlıklar konusunda rehberlik sunar. Fıkıh âlimleri, vesvesenin bir tür psikolojik sorun olduğuna dikkat çekmiş ve bireylerin bu tür aşırılıklardan uzak durmasını tavsiye etmişlerdir. Özellikle temizlik gibi konularda aşırı titiz davranışlar, psikolojik boyutuyla değerlendirilir.
3. Sosyoloji ile İlişkisi:
Fıkıh, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal yaşamı düzenlemeyi amaçlayan kurallar içerir. Bu da onu doğrudan sosyolojiyle ilişkilendirir:
Toplumsal düzen ve normlar: Fıkıh, toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallar koyar (evlilik, ticaret, suç ve ceza gibi alanlarda). Bu yönüyle, toplumdaki sosyo-kültürel yapılar ve normlarla derin bir bağa sahiptir.
Toplumsal davranışlar: Fıkıh, topluluk içindeki davranış normlarını belirler. Örneğin, komşuluk hakları, cemaatle namaz, zekât ve sadaka gibi konular, toplumsal dayanışmayı güçlendirir ve sosyal bağları pekiştirir.
Sosyal değişim ve fıkıh: Sosyoloji, toplumların zamanla nasıl değiştiğini incelerken, fıkıh da sosyal değişimlerle uyumlu bir şekilde güncellenmiştir. İslam tarihi boyunca, toplumsal ve ekonomik değişimlere bağlı olarak, fıkıh âlimleri yeni içtihatlar yapmışlardır.
Sonuç:
Fıkıh, bireylerin dini ve toplumsal yaşamını düzenlerken, modern hukuk ile benzer şekilde adalet, düzen ve haklar üzerine odaklanır. Psikolojiyle olan ilişkisi, bireylerin iç dünyasına yönelik rehberlik sunarken, sosyoloji ile olan bağı, toplumsal yapılar ve normlar çerçevesinde ortaya çıkar. Bu üç disiplinin her biri, fıkhın farklı boyutlarını anlamamıza yardımcı olur.
BENZER KONULAR:
Answers ( 3 )
Fıkıh Nedir? Kısaca
Mecellenin birinci maddesinde fıkıh ilmi şu şekilde tanımlanmıştır: “İlm-i fıkh, mesail-i şer’iyye-i ameliyyeyi bilmektir”. Yani, ameliyeye ilişkin şer’i meseleler fıkıh biliminin konusunu oluşturur.
Fıkıh, amellerin, yani insan davranışlarının tâbi olduğu hükümler demek olduğuna göre, “fıkıh” demek aslında “hukuk” demektir. “Fıkıh” terimiyle herhangi bir hukuk değil, İslâm hukuku kastedildiği için, fıkha, doğrudan doğruya “İslâm hukuku” da diyebiliriz.
Fıkıh usulü ile sosyoloji ve psikoloji ilişkisi nedir?
Sorunun çözümü; artık fıkıh usulü kitaplarında insanın birey olarak incelendiği psikoloji bilimine de, insanın toplum olarak incelendiğin sosyoloji de olmalıdır. Bu gün ki fakihler en az bir psikolog kadar psikoloji, en az bir sosyolog kadar sosyoloji bilmelidir. Hele insan eylemlerinin sonuçlarını takip açısından, insan laboratuvarı olan tarihi, bir tarihçi kadar bilmelidir. Fıkıh da, branşlaşmaya gidilmelidir. Her şeyi bilen fakih modelinden; kendi alanının ilmine vakıf, uygulamayı bilen fakih modeline gidilmelidir. Hayatından tıp kitabı okumamış, doktora gitmemiş bir fakih, tıp fıkhı konusunda fetva vermemeli; hayatında mahkemeye bile gitmemiş bir fakih, ceza hukuku konusunda fetva vermemeli; hayatında bakkal yönetmemiş bir fakih ekonomi alanında fetva vermemelidir. Çünkü yanlış verdiği fetvanın, yanlış olduğunu anlamak uzun yıllar alabiliyor. Belki birkaç nesil sonra yanlış ortaya konulabiliyor.
Fıkıh konusunda alim olan bir fakih; hukuku da sosyoloji ve psikoloji konusunda da aynı zamanda uzman olması gerekmektedir. Yani örnek verecek olursak; fakih dini konularda hukuk, sosyoloji ve psikoloji alanlarda uzman olmalıdır. İslam’ın ceza konularında uzman olmalıdır fakih. Veya sosyoloji konusunda bir fakih toplum ile olan sorunları ve sıkıntıları bilmelidir.