Paylaş
Fıkıh kelimesinin geçtiği ayetler
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Fıkıh ile ilgili ayetler
Kuranı kerimde fıkıh kelimesinin geçtiği ayetler
(Fıkıh ve fıkhetmek kelimelerinin “Anlama” anlamında geçer)
“Şu kavme ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!” (Nisâ 4/78).
“Biz onların kalplerini mühürledik, artık senden duyduklarını anlamazlar” (En’âm 6/25).
“Baksanıza, anlasınlar diye ayetleri nasıl bol bol gösteriyoruz…” (En’âm 6/65, 98).
“Onların kalpleri var ama bu kalplerle anlamıyorlar” (A’râf 7/179).
“İnanmıyorlar, çünkü anlamıyorlar” (Enfâl 8/65).
“De ki, eğer anlasanız Cehennem ateşinin daha şiddetli olduğunu bilirsiniz” (Tevbe 9/81).
“Kalpleri mühürlenmiştir, artık anlamazlar”(Tevbe 9/87)
“Her fırkadan bir grup insan, dinde Tefakkuh için çıkmalı değil mi?” (Tevbe 9/122).
“Anlamayan bir millet olmaları sebebiyle Allah onların kalplerini saptırdı” (Tevbe 9127).
“Dediler ki, Şuayb, biz senin söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz” (Hûd 11/91)
“Her şey Allah’ı tespih ediyor, ancak siz onların tespihini anlamıyorsunuz” (İsrâ 17/44).
“Kalplerine perde, kulaklarına ağırlık koyduk, artık bunu anlamazlar” (İsrâ 17/46; Kehf 18/57).
“Orada neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldular” (Kehf 18/93).
“Musa dedi ki, Ya Rab! Dilimin bağını çöz ki, dediğimi anlasınlar” (Tâ-Hâ 20/25).
“Onlar çok az anlayabilirler” (Fetih 48/15).
“Allah’tan daha çok sizden korkarlar, çünkü anlamayan bir kavimdirler” (Haşr 59/13).
“İmandan sonra kâfir oldular da kalpleri mühürlendi, artık anlamazlar” (Münafikûn 63/3).
“Münafıklar anlamazlar” (Münafikûn 63/7)
BENZER KONULAR:
Answers ( 3 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Fıkıh; ibadetler, cezalar ve insani ilişkiler konusunda detaylı bir şekilde kişinin bilmesi demektir.
Fıkhın faydasını şöyle açıklayabiliriz; öncelikle fıkıh bizlere ibadetler konusunda yardımcı olmaktadır. Şöyle ki ibadetleri nasıl yerine getireceğimizi bizlere fıkıh öğretmektedir. Fıkıh bizlere hayatı ve ibadetlerdeki kolaylıkların neler olduğunu öğretmektedir. Fıkıh öğrenmenin hükmü ise; her bir Müslüman’ın kendi başına ibadetlerini yerine getirebilecek kadar fıkıh hükümlerini bilip öğrenmesi farzı ayndır.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Fıkıh kelimesi kaç ayette geçmektedir?
Enam 65 انْظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْآيَاتِ لَعَلَّهُمْ يَفْقَهُونَ ﴿٦٥ الأنعام﴾
Enam 97 قَدْ فَصَّلْنَا الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَفْقَهُونَ ﴿٩٨ الأنعام﴾
Araf 179 لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا ﴿١٧٩ الأعراف﴾
Enfal 65 يَغْلِبُوا أَلْفًا مِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ ﴿٦٥ الأنفال﴾
Tevbe 81 قُلْ نَارُ جَهَنَّمَ أَشَدُّ حَرًّا لَوْ كَانُوا يَفْقَهُونَ ﴿٨١ التوبة﴾
Tevbe 87 وَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ ﴿٨٧ التوبة﴾
Tevbe 127 صَرَفَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ ﴿١٢٧ التوبة﴾
Kehf 93 وَجَدَ مِنْ دُونِهِمَا قَوْمًا لَا يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ قَوْلًا ﴿٩٣ الكهف﴾
Fetih 15 فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَا بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ إِلَّا قَلِيلًا ﴿١٥ الفتح﴾
Haşr 13 ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ ﴿١٣ الحشر﴾
Münafikun 3 ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ آمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ ﴿٣ المنافقون﴾
Münafikun 7 وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَفْقَهُونَ ﴿٧ المنافقون﴾
Enam 25 وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ﴿٢٥ الأنعام﴾
Tevbe 122 فَلَوْلَا نَفَرَ مِنْ كُلِّ فِرْقَةٍ مِنْهُمْ طَائِفَةٌ لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدِّينِ ﴿١٢٢ التوبة﴾
Hud 91 قَالُوا يَا شُعَيْبُ مَا نَفْقَهُ كَثِيرًا مِمَّا تَقُولُ ﴿٩١ هود﴾
İsra 44 وَلَٰكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ ﴿٤٤ الإسراء﴾
isra 46 عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ﴿٤٦ الإسراء﴾
إِنَّا جَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ﴿٥٧ الكهف﴾
يَفْقَهُوا قَوْلِي ﴿٢٨ طه﴾
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Kur’an-ı Kerim’de “fıkıh” kelimesi doğrudan geçmemekle birlikte, türevleri ve anlamıyla ilgili olan kelimeler geçmektedir. Fıkıh, genel anlamıyla “anlama, derin bir şekilde kavrama” demektir ve özellikle dini konuların kavranması anlamında kullanılır. Kur’an’da bu anlamda kullanılan bazı ayetler şunlardır:
فَلَوْلَا نَفَرَ مِن كُلِّ فِرْقَةٍۢ مِّنْهُمْ طَآئِفَةٌ لِّيَتَفَقَّهُوا۟ فِى ٱلدِّينِ وَلِيُنذِرُوا۟ قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُوٓا۟ إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ
“Ama her kabileden bir grup geri kalsın da dinde derin bilgi elde etsinler ve kavimleri onlara döndüğü zaman onları uyarsınlar ki belki sakınırlar.”
قُلْ هُوَ ٱلْقَادِرُ عَلَىٰٓ أَن يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِّن فَوْقِكُمْ أَوْ مِن تَحْتِ أَرْجُلِكُمْ أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا وَيُذِيقَ بَعْضَكُم بَأْسَ بَعْضٍۢ ۗ ٱنظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ ٱلْـَٔايَٰتِ لَعَلَّهُمْ يَفْقَهُونَ
“De ki: ‘O, üzerinizden veya ayaklarınızın altından size bir azap göndermeye yahut sizi gruplara ayırmaya ve birbirinize karşı şiddetli bir savaşa tutuşmaya kadirdir.’ Bak, ayetlerimizi nasıl da çeşitli şekillerde açıklıyoruz ki anlayıp kavrayabilsinler.”
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًۭا مِّنَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ ۖ لَهُمْ قُلُوبٌۭ لَّا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌۭ لَّا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ ءَاذَانٌۭ لَّا يَسْمَعُونَ بِهَآ ۚ أُو۟لَـٰٓئِكَ كَٱلْأَنْعَـٰمِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ ۚ أُو۟لَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلْغَـٰفِلُونَ
“Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, fakat onlarla anlamazlar (fıkhetmezler), gözleri vardır, fakat onlarla görmezler, kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da sapkındırlar. Onlar gafillerin ta kendileridir.”
Bu ayetlerde “fıkıh” kavramı, derin bir anlayış ve kavrama yetisi olarak geçmektedir. Fıkıh, daha sonra İslam hukukunun da bir ismi haline gelmiş ve dinin hükümlerini anlama ve uygulama anlamında kullanılmıştır.