Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.
Yahudi Hristyan Hakkında Kuran Ayet
Fatiha Suresinin mealinde müfessirlerin açıklamalarına göre gazaba uğramışların Yahudiler, sapmislarin Hristiyanlar olduğu rivayet edilmekte. Neden böyle bir genelleme var ?
Müfessirlerin açıklamalarına göre gazaba ugramislar Yahudiler sapmislar Hristiyanlar olduğu rivayet edilmekte. Neden ?
Cevap:
Fatiha Suresi’nin son ayetindeki “gazaba uğrayanlar” ve “sapmışlar” ifadeleri, özellikle İslamî tefsirlerde bazen Yahudiler ve Hristiyanlar olarak yorumlanır. Bu yorumların arkasında birkaç ana sebepten söz edilebilir:
Gazaba uğramış olanlar, İslamî tefsirlerde genellikle, Allah’ın açık bir şekilde bildirdiği ve öğrettiği doğru yolu bile bile reddeden, bununla birlikte bilginin ışığından saparak Allah’ın emirlerini çiğneyen topluluklar olarak tanımlanır. Yahudiler hakkında yapılan bu yorumda, tefsirlerde, özellikle Kuran’da Yahudilerin Allah’tan gelen doğru yolu bildikleri halde, birçok kereler Allah’ın emirlerine karşı gelmeleri ve peygamberlerini öldürme girişimlerinde bulunmaları gibi tutumlar ele alınır. Bu yüzden, gazaba uğramışlar olarak nitelendirilen grup, Allah’ın doğru yolu bildiği halde reddeden bir halk olarak Yahudiler üzerinden açıklanır.
Sapmış olanlar ise, doğru yolu bilmeyen veya yanlış bir şekilde anlamış olanlardır. Tefsirlerde, bu ifade çoğunlukla Hristiyanlara yönlendirilir. Çünkü Hristiyanlar, İslam’a göre, peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed’i kabul etmemiş ve Hristiyanlık inançlarında yanlış anlamalar ve yanlış uygulamalar yapmışlardır. Özellikle Hristiyanların İsa’yı tanrılaştırmaları ve teslis (üçleme) inancına sahip olmaları, İslamî görüş açısından bir sapma olarak görülür. Hristiyanlar, İslam’a göre, gerçek mesajı doğru bir şekilde anlamamış ve ona uygun şekilde yaşamamışlardır.
Bu tür yorumlar, İslamî tefsirlerde yer alan “gazaba uğrayanlar” ve “sapmışlar” kavramlarının geleneksel anlamlarını açıklamak için yapılır. Ancak, bu yorumların Kuran’dan çıkarılan metinler olduğu unutulmamalıdır. Kuran’daki her bir kelime ve kavram, zaman ve yer bağlamından bağımsız olarak doğrudan bir topluluğa hitap etmiyor olabilir. Bunun yerine, bu ifadeler daha çok insanlık durumunu ve hataları anlamaya yönelik sembolik anlamlar taşıyabilir.
Müfessirlerin bu tür açıklamalarında tarihsel bağlam da önemli bir yer tutar. Örneğin, İslam’ın ilk yıllarında, Yahudiler ve Hristiyanlar, Peygamber Muhammed’in tebliğ ettiği mesajı kabul etmemiş veya yanlış bir şekilde kabul etmişlerdi. Bu durum, İslam’a göre bu iki grubun geçmişteki hatalı davranışlarını vurgulamak için bu şekilde açıklanmış olabilir.
Fatiha Suresi’nin son ayetinde geçen “gazaba uğrayanlar” ve “sapmışlar” ifadeleri, genel olarak Yahudiler ve Hristiyanlar için kullanılan bir tefsir yorumu olsa da, bu yorumların Kuran’a ve İslam’ın mesajına tam anlamıyla uygun olup olmadığı konusunda farklı görüşler de bulunmaktadır. Her iki topluluk da kendi dinî inançlarında farklı yorumlara sahiptir ve İslam’ın bakış açısı, bu farklılıkları reddetmekten ziyade, yanlış anlamalar ve sapmalar üzerinden açıklamalar yapmayı amaçlar.
“Gazaba uğrayanların ve yolunu sapıtanlarınkine değil!” Yani sen bizleri dosdoğru yoldan sapan, Allah’ın rahmetinden uzaklaşan, en ağır şekilde cezalandırılan -çünkü onlar hakkı bildikleri halde terkettiler ve yolu sapıttılar- o kimselerle birlikte bulundurma! Cumhurun görüşüne göre gazaba uğrayanlar, Yahudiler, sapıtanlar ise Hristiyanlardır. Doğrusu gazaba uğrayanlar Yüce Allah’ın kulları için teşriî buyurduğu hakk kendilerine ulaştığı halde, onu kabul etmeyen kimselerdir. Sapıtanlar ise hakkı bilmeyen veya gerçek anlamıyla hakkı tanıyamıyan kimselerdir ki, bunlar da kendilerine herhangi bir risâletin ulaşmadığı yahut eksik bir şekilde ulaştığı kimselerdir.
Benzer Konular: