Geçici Gizli Nikah

Question

Günaha Girmemek için Geçici Gizli Nikah Kıyabilir miyiz?

Gecici Gizli Nikah

Aile, bir milletin temel taşı ve toplumun çekirdeğidir.

Aile olmadan bir milletin var olması mümkün değildir.

Milletin gücü aile kurumunun sağlam olmasına bağlıdır.

Nikah kıymak, Evlenmek ve yuva kurmak, ruhen ve bedenen sağlıklı her insanın en tabii hakkıdır, zaruri bir ihtiyacıdır.

Allah Teâlâ insanı bu ihtiyaç ile yaratmıştır.

 İçinizden bekar olanları ….. evlendirin. Yoksulluk içinde iseler Allah lütfu ile onları ihtiyaçtan kurtarır. Allah’ın hazinesi geniştir, her şeyi bilmektedir. Nur suresi 32. ayet

İnsan neslinin kıyamete kadar var olmasını murat eden Allah Teala, bunu ilâhî bir kanun olarak erkek ve kadının beraber olmasına bağlamıştır Bu beraberliğin, Rabbimizin gösterdiği ölçüler dâhilinde olmasının adı nikâhtır, evliliktir Bu yol peygamberlerin yoludur Peygamberler evlenmiş ve ümmetlerine de evlenip çoğalmalarını tavsiye etmişlerdir

Nikâh akdi, aralarında evlenme engeli bulunmayan erkek ve kadının herhangi bir zorlama ve baskı altında kalmaksızın, şahitler huzurunda karşılıklı rızalarını beyan ederek kurulmuş olur.

Arada nikâh bağı olmaksızın kurulan evlilik dışı ilişkiler ve adı ne olursa olsun, geçici birliktelikler dinimizce haramdır. Hukukî sorumluluk doğurmayan bütün uygulamalar, İslâm’ın hedeflediği sağlam aile yapısını yansıtmaktan uzaktır. Bu uygulamaların özellikle kadını mağdur hale getirdiği, erkeğin de iffetini zedelediği hepimizin mâlumudur. Nikâhın, nesebi ve nesli koruyan toplumsal yapıda güveni temin eden bir sözleşme olduğu asla unutulmamalıdır.
Bu hususta Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Dini ve ahlâkî yaşantısı hoşunuza giden kimseler size müracaat ettiğinde onları evlendirin. Aksi takdirde yeryüzünde kargaşa ve büyük bir ahlâkî bozukluk olur.”

Bu ahlâkî bozulmayla gününüzde karşılaşıyoruz ne yazık ki… Evet nikâhsız beraber yaşama, gizli nikah veya geçici nikah diye tabir edilen uygulamalar, çağımızda bilhassa –sözde- gelişmiş ülkelerde gittikçe yaygınlaşan ahlâkî bozulma ve sapmaları doğurmaktadır.

Şu husus asla unutulmamalıdır: İslam Dini, evliliğin devamlı olmak üzere kurulmasını öngörmüş, nikâh akdinin sıhhati için bunu şart koşmuştur.

Yeni bir aile, ancak dinen ve hukuken geçerli bir nikâhla kurulur. Çeşitli mazeretler ileri sürerek geçici veya gizli kıyılan nikâhlar dinimizce geçerli değildir. Nitekim Rasulullah (sav) “Nikâhı ilan ediniz” buyurmuştur.

Aile bütün toplumlarda görülen sosyal bir kurum ve bir duygu mektebidir.

İnsanın içinde doğup hayatla tanıştığı bu kutsal müessesenin geleceği asla keyfi isteklere, kötü niyetlere bırakılmamalıdır.

Temelleri sağlam atılmalı, yaşatılması için her türlü fedâkarlık gösterilmelidir.
Dinimizin öngördüğü model aile; üyelerinin dayanışması, birbirlerine sevgi, saygı ve fedakârlıkları üzerine kurulur.

Her insan ayrı bir dünyadır. Kadın ve erkek, cinsiyetlerine özgü yetenekleriyle büyük bir zenginlik ortaya koyar. Bu sebeple aile üyeleri arasındaki farklılıklar ayrışmaya değil, kaynaşmaya vesile olmalıdır.
Efendimizin bir uyarısı ile bitiriyorum: “Nikâh (evlenme) benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimden uzaklaşırsa benden de uzaklaşır.”


[1] Nur 24/32

[1] Müsned 4/171

[1] Tirmizi,nikah,3/394,H.NO : 1084

[1] Müsned, VI, 171

[1] İbn-i Mâce, Nikâh 1

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    1
    2023-05-18T13:37:01+03:00

    İslam’da “Misyar” veya “Urfi” evlilikleri olarak da bilinen geçici gizli evlilikler, bilim adamları arasında tartışma konusudur. Misyar evliliği, birlikte yaşama veya maddi destek gibi belirli koşullardan feragat edilen ve evliliğin genellikle gizli veya sağduyulu tutulduğu bir tür evlilik sözleşmesi anlamına gelir.

    Misyar evliliğinin bazı savunucuları, finansal kısıtlamalar, kişisel tercihler veya önceki evlilik sorunları gibi çeşitli koşullar nedeniyle geleneksel bir evliliğin gerekliliklerini veya sorumluluklarını yerine getiremeyen bireyler için bir çözüm olabileceğini savunuyorlar. Bireylerin arzularını yerine getirmelerine ve dinen izin verilen ilişkilerini sürdürmelerine olanak tanıyan geçici ve esnek bir düzenleme sağlayabileceğine inanıyorlar.

    Bununla birlikte, birçok bilim adamı ve İslami hukuk otoritesi, Misyar evliliklerinin etkileri ve olası olumsuz sonuçlarıyla ilgili endişeleri nedeniyle çekincelerini dile getiriyor veya tamamen yasaklıyor. Ortaya çıkan yaygın itirazlardan bazıları şunlardır:

    1. Şeffaflık ve kamuoyunda tanınma eksikliği: İslam’da evlilik genellikle haklar ve sorumluluklar belirleyen bir kamu sözleşmesi olarak görülür. Misyar evlilikleri, doğası gereği şeffaflıktan yoksundur ve kamu tarafından tanınmayabilir, bu da karışıklığa ve dahil olan bireylerin haklarına zarar verme potansiyeline yol açabilir.
    2. Evlilik sorumluluklarının aşınması: Eleştirmenler, Misyar evliliklerinin karşılıklı destek, birlikte yaşama ve beraberinde gelen mali yükümlülükler gibi önemli yönleri aşındırarak evlilik kurumunu baltalayabileceğini savunuyor.
    3. Kadın hakları üzerindeki etkisi: Muhalifler, Misyar evliliklerinin kadınları orantısız bir şekilde etkileyebileceğini, potansiyel olarak sömürülmelerine veya yasal korumadan, mali destekten veya eş olarak haklarının tanınmadan bırakılmalarına yol açabileceğini savunuyorlar.
    4. İslam’da evlilik ruhuna aykırılık: İslam’da evlilik, istikrar, arkadaşlık ve aile yaşamının temeli olması anlamına gelen kutsal bir bağ olarak görülür. Eleştirmenler, Misyar evliliklerinin, bağlı bir ilişkinin bütünsel doğası yerine rahatlık ve kişisel arzulara öncelik vererek bu hedefleri baltaladığını iddia ediyor.

    Misyar evliliklerinin kabul edilebilirliği ve yasallığının farklı İslami düşünce okulları ve yerel kültürel uygulamalar arasında değişebileceğini not etmek önemlidir. Bazı bölgeler veya topluluklar bu konuda farklı görüşlere sahip olabilir. Bu konuda rehberlik arayan kişilerin, kendi koşullarına ve topluluklarında hakim olan yorumlara özgü rehberlik sağlayabilecek bilgili bilim adamlarına veya dini otoritelere danışmaları tavsiye edilir.

    En iyi cevap

Cevapla