Paylaş
Gerçek Manada Kul Olma Bilinci
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Gerçek Manada Kul Olma
Allah Teala İnsanı en güzel şekilde yaratmıştır. Diğer varlıklara üstün kılmış ve kendi emrine bir çok nimetler sunmuştur. Buna karşılık da insandan kendisine kulluk etmesini istemiştir.
Birçok ayeti kerimede de insanın yaratılış gayesinin Allah’a ibadet olduğunu bildirmiştir. Bizler de insan olarak O’na iman etmeli, teslim olmalı, O’nun emir ve yasaklarına boyun eğmeliyiz.
İnsana birçok nimet ve fırsatlar bahşeden Allah’a gerçek manada kulluk vazifesini yerine getirmeye çalışmalıyız. İman ve islamın şartları dediğimiz bütün şartları kabul etmeli, inanmalı ve yaşamalıyız. Allah’a, Meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inanıyorum. Namaz, oruç, zekât ve haccı kabul ediyorum demek yeterli değildir. Aynı zamanda bunların yaşanması ve etkilerini de hayatımıza yansıtmamız gerekir. Allah’a inanıyorum dediğimizde her işimizde O’nun rızasını gözetmemiz gerekir. Meleklerine inanıyoruz dediğimizde her fiilimizin melekler tarafından yazıldığını ve ona göre davranmamız gerektiğini bilmeliyiz. Yine ahrite inanıyorum dediğimizde yaptıklarımızın hesabını vermemiz gerektiğini bilmeli ve asla unutmamalıyız. Aynı şekilde islamın şartlarına gelince kelimeyi şahadeti getirdiğimizde gereklerini yapmamız, namazı kabul ettiğimiz zaman en azından farz olan beş vakit namazı kılmamız gerektiğini, yine asgari olarak Ramazan orucunu tutmamız gerektiğini, imkanımız olduğu taktirde de Allah’ın evini ziyaret etmemiz gerektiğini bilmeli ve ona göre yaşamalıyız. Gerçek manada inanmalı ve yaşamalıyız. Sadece dil ile değil bütün benliğimizle imanın ve islamın şartlarını benimsemeli ve onları yaşamalıyız.
Gerçek manada kul olmak, hakiki mümin olmakla eşdeğerdir. Kur’an-ı Kerim’de gerçek müminlerin özellikleri şöyle zikredilmektedir: “Mü’minler kurtuluşa, mutluluğa ermişlerdir. Onlar ki, huşu içinde namaz kılarlar. Onlar ki, boş ve yararsız şeylerle ilgilenmezler. Onlar ki, zekâtı aksatmaksızın, tam olarak verirler. Onlar ki; edep yerlerini sakınırlar. Onlar yalnız eşleri ve cariyeleri dışında mahrem yerlerini herkesten korurlar. Bu iki durumda ayıplanmaları söz konusu değildir. Bunların ötesine geçmek isteyenler, yasal sınırı aşmış olurlar. Onlar ki, uhdelerine verilen emanetleri korurlar ve sözlerini tutarlar. Onlar ki, namazlarını aksatmaksızın kılarlar. İşte onlar “varis “lerdir.Yani “`Firdevs” cennetinin mirasçılarıdırlar, sürekli olarak orada kalacaklardır.”[1]
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da Allah’ın gerçek bir kulu (abd) olma kavramı büyük önem taşımaktadır. Allah’ın kulu rolünün farkına varıp onu benimsemek, O’nun iradesine boyun eğmek, hayatını Allah’a ve yarattıklarına hizmet etmeye adamak demektir. İslam’da gerçek bir kul olma bilincine ilişkin bazı önemli noktalar şunlardır:
Yaratan-Kul İlişkisini Tanımak: İslam, Allah’ın her şeyin Yaratıcısı olduğunu ve insanların O’nun kulları olduğunu öğretir. Bu ilişkiyi kabul etmek, gerçek bir hizmetkar olmanın temelidir. Müslümanlar, hayattaki amaçlarının yalnızca Allah’a ibadet etmek ve O’na kulluk etmek olduğunu anlarlar.
Allah’ın Rızasına Teslimiyet: Allah’ın salih bir kulu, hayatının her alanında O’nun iradesine teslim olmaya çalışır. Bu, Kuran’da belirtilen rehberlik ve emirlere ve Hz. Muhammed’in (sav) öğretilerine uymayı gerektirir. Kişinin niyetlerini, eylemlerini ve seçimlerini Allah’ın rızasına uygun hale getirmesini içerir.
Tevazu ve Şükran: Hakiki bir kul olmak, Allah’a karşı tevazu sahibi olmayı, O’nun nimet ve nimetlerini tanımayı gerektirir. Müslümanlar, kendilerine bahşedilen sayısız nimetler için şükranlarını ifade eder ve tüm yetenek ve başarıların nihai olarak Allah’tan olduğunu anlarlar. Bu farkındalık, tevazu, şükran ve Allah’a bağımlılık duygusunu besler.
Zevki Allah’a Kulluktan Aramak: Hakiki kul, Allah’a kulluk etmekten ve O’nun emirlerini yerine getirmekten zevk ve tatmin duyar. Müslümanlar namaz, oruç, sadaka, iyilik gibi ibadetleri samimiyetle ve özveriyle yerine getirmeye çalışırlar. Amellerinin Allah rızası için ve O’nun rızasını kazanmak için olması gerektiğini anlarlar.
Allah’a Yakınlık Arayışı: Gerçek bir kul, Allah’a yakınlaşmayı ve O’nunla derin ve yakın bir ilişki geliştirmeyi arzu eder. Bu, ibadetlerle meşgul olmayı, dua (du’a) yapmayı, Kuran’ı tefekkür etmeyi ve kişinin karakterini ve maneviyatını geliştirmeye çalışmasını içerir.
Sorumlulukları ve Görevleri Yerine Getirmek: Gerçek bir hizmetkar olmak, kişinin kendisine, ailesine, topluma ve daha geniş topluluklara karşı sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmesini içerir. Müslümanlar, topluma olumlu katkıda bulunan doğru, adil ve merhametli bireyler olmaya teşvik edilir.
Sürekli Kendini Geliştirme: Gerçek bir kul olmak, sürekli kendini geliştirmeye çalışmak, eksiklik ve hatalarından af dilemektir. Müslümanlar, Allah’a daha iyi kullar olabilmeleri için kendilerini düşünmeye, bilgi aramaya ve davranışlarını ve karakterlerini düzeltmeye teşvik edilirler.
İslam’a gerçek bir kul olma bilinci, hayatın her alanında Müslümanlar için yol gösterici bir ilkedir. Müslümanlar, Allah’ın kulları olarak rollerinin bilincinde olarak ve O’nun rehberliğine göre yaşayarak, Allah’a manevi yakınlık kazanmaya, davranışlarında amaç ve anlam bulmaya ve kendilerinin ve bir bütün olarak toplumun iyileştirilmesine olumlu katkıda bulunmaya çalışırlar.