Paylaş
Gıybet ve Dedikodunun zararları
Question
Gıybet etmenin hükmü ve zararları
Gıybetin hükmü, Haramdır günahtır
Gıybet, dinimizde haramdır. Gıybet yapmaktan uzak durmalı ve gıybetin yapıldığı yerlerde bulunmamalıyız. Gıybetin haram olduğu hem kuran-i kerim de hem de peygamber efendimizin hadislerinden görebiliriz. Öyle ki kuran-i kerimde gıybet yapmak ölmüş kardeş eti yemek gibi tarif edilmiştir. Hal böyle iken gıybetten uzak durmamak akıl karı olamaz. Gıybet yaparak insanların hakkına girmiş ve kötü düşüncelerin toplumda dağılmasına sebep olmuş oluruz.
Dedikodu yapmanın zararları
GIYBET VE ZARARLARI
Gıybet nedir, gıybetin yapılmasının meşru olduğu ve gıybet sayılmadığı hususlar nelerdir, gıybetin zararları nelerdir, inşallah bu konularda sizlere bilgiler vermeye çalışacağız.
Öncelikle Hz. Peygamber Efendimizin bir hadisi şerifiyle gıybetin ne olduğunu izah edelim:
Hz. Peygamber:
أَتَدْرُونَ ماَ الْغِيبَةِ “Gıybet nedir bilir misiniz?” diye sormuş, sahabe;
.قَالُوا اللهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ “Allah ve Resulü daha iyi bilir” cevabını vermişler, bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.); .قاَلَ ذِكْرُكَ أَخَاكَ بِماَ يَكْرُهُُ
“Kardeşini onun hoşlanmadığı bir nitelik ile anmandır” diye tarif etmiştir. Kendisine,قِيلَ أَفَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ فِي أَخِي مَا أَقُولُ “Kardeşimde dediğim nitelik varsa ne buyurursunuz? denilmesi üzerine,قَالَ إِنْ كاَنَ فِيهِ مَا تَقُولُ فَقَدِ اغْتَبْتَهُ وَإِنْ لَمْ يَكُنْ فِيهِ فَقَدْ بَهَتَّه “Eğer dediğin sıfat kardeşinde varsa işte o zaman gıybet olur. Yoksa, ona bühtan ve iftira etmiş olursun” buyurmuştur.” (Müslim, Birr, 70 (III, 2001); Ebu Davut, Edep, 40 (V, 191-192)
Bu olaydan da anlaşılacağı gibi gıybet, bir kimsenin arkasından hoşlanmayacağı bir şey söylemektir. Onun gıyabında ayıplarını söylemek, anlatmak veya herhangi bir işaretle izah etmektir. Bir insanı gıyabında eleştirmek, çekiştirmek ve hoşlanmayacağı sözler söylemektir. Halk arasında buna “dedi-kodu” da denir. Kişinin bedeni, nesebi, ahlâkı, işi, dini, elbisesi, evi, bineği ve benzeri şeyler dedikodu konusu olabilir. Gözün şaşılığı, saçların döküklüğü, uzun veya kısa boylu, siyah veya sarı renkte olmak gibi nitelikler hakkında alaylı bir şekilde bahsedilmesi gıybet olur.
Gıybet ile ilgili Rabbimiz çok çarpıcı bir ifadeyle şunları emretmektedir:
يا ايها الذين امنوا اجتنبوا كثيرا من الظن ان بعض الظن اثم و لا تجسسوا و لا يغتب بعضكم بعضا ايحب احدكم ان ياكل لحم اخيه ميتا فكرهتموه و اتقوا الله ان الله تواب رحيم
“Ey İman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet sahibidir.” (Hucurat, 49/12)
“Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” ifadesi gerçekten çok ilginçtir. “Gıybet edilen kimse, orada bulunmayıp söylenen sözü bilmemesi ve o anda savunacak durumda olmaması dolayısıyla bir ölü, hem de kardeş olan bir ölü ve o vaziyette onun kötülüğünü söyleyerek gıybet ile şerefine saldırmak, bir ölünün etlerini parçalayıp yemek ve özellikle o saldıranın zannınca da fena ve bundan dolayı kurtlu bir leş halinde bulunan bu etleri hırs ve iştah ile seve seve yemek şeklinde bir canavarlık olmak üzere tasvir buyruluyor.” (Elmalılı, VII/210)
Niçin gıybet bu kadar nahoş bir harekettir? Çünkü gıybet eden insan ahlakından taviz vermiş, kul hakkı yüklenmiş ve büyük günah işlemiş olur. Gıybet; zayıf, zelil, manen ve ahlâken aşağı mertebede olan insanların yapabileceği bir davranıştır. Gıybet; kişi, aile, toplum hatta bir milletin bütün mensuplarını rencide edebilir. Bu; kişiler, aileler ve toplumlar arasında huzursuzluk, kırgınlık hatta kavgaya bile sebebiyet verebilir. Oysaki dinimiz tevhid dinidir, birlik beraberlik dinidir. Bu sebeple yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz gıybet etmeyi şiddetle yasaklamışlar, büyük günah olduğunu bildirmiştir. Gıybet, müminin “fâsık” ve “âsî” olmasına sebep olur. Gıybeti yapılan kimse hakkını helal etmedikçe kişi gıybetin günahından kurtulamaz. Çünkü gıybet etmek kul hakkı yüklenmektir. Kul hakkını ise Allah bağışlamaz.
Bakınız bir gün Hz. Aişe validemiz, kıskançlığının da etkisiyle Hz. Safiyye hakkında “Ey Allah’ın Elçisi! (Kısa boylu oluşunu kastederek) şöyle şöyle olan Safiye sana yeter dedim. Bunun üzerine bana,
فَقاَلَ : لَقَدْ قُلْتِ كَلِمَةً لَوْ مُزِجَتْ بِماَءِ الْبَحْرِ لَمَزَجَتْهُ
“Ey Aişe! Öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz denizin suyu ile karışsa her halde onu ifsat eder, tadını ve kokusunu bozardı” buyurdu.”Bir gün Hz. Peygambere bir insanı, davranışlarını taklit ederek anlattım.” Bunun üzerine Allah’ın Elçisi,
فَقاَلَ ماَ أُحِبُّ أَنِّي حَكَيْتُ إِنْساَناً وَ أَنَّ لِي كَذاَ وَكَذاَ: “Mukabilinde bana dünyayı verseler bile, bir insanı hoşlanmayacağı bir şey ile taklit ve tavsif etmeyi katiyen sevmem” buyurdu. (Ebû Dâvud, Edeb, 40 (V, 192-193) ; Tirmizi, Kıyamet, 51)
Peki gıybetin yani kişinin arkasından onun hoş olmayan hallerini söylemenin caiz ve mübah olduğu yerler var mıdır?
1- Bir kötülüğü gidermek, Müslümanları uyarmak, ve onları kişinin kötülüklerinden korumak için söylenildiğinde gıybet mübahtır. Efendimiz (as)’in yanına bir adam girmek üzere izin ister. Hz. Peygamber bunun üzerine “Kabilesi içerisinde muaşereti kötü bir adamdır ama ona izin verin.” buyurmuş (Buhari, Edeb, 38 ; Müslim, Birr, 73) adeta Müslümanları adamın tavrına karşı uyarmıştır. Yine Allah Rasülü, “Falan ve filan kimsenin dinimizden bir şey bildiklerin sanmam.” (Buhari, Edeb, 59) buyurarak din hakkında bilgisi olmayanların halkı yanıltmasını önleyici açıklama yaptığı görülmektedir.
2- Bir insanı tarif ederken kör, şaşı, topal vb. ifadeler kullanmak caizdir.
3- Dünürlük, komşuluk, ortaklık vb. işlerde doğru bildiğini söylemek ve dolayısıyla Müslümanları uyarmak amaçlı caizdir. Fatıma bt. Kays Hz. Peygamber’e gelmiş ve şöyle demiştir: “Ebu’l-Cehm ve Muaviye b. Ebi Süfyan bana dünürcü oluyorlar. Ne dersiniz?” bunun üzerine Allah’ın Elçisi şöyle buyurmuştur: “Muaviye malı olmayan fakir biridir. Ebu’l-Cehm ise sopasını omzundan hiç indirmez, kadınları çok döver.” (Müslim, Talak, 39)
4- Şahitlik veya fetva konusunda da gıybet caizdir.
Gıybet yapılan bir ortamda yapmamız gereken söz konusu kişinin iyi yönlerini biliyorsak, sözü o tarafa çekip onun iyiliklerini konuşarak gıybete son vermektir. Üstelik bu bize tavsiye edilen bir durumdur. “Kim din kardeşinin ırz ve namusunu onu gıybet edene karşı savunursa Allah da kıyamet günü o kimseyi cehennemden korur.” (Tirmizi, Birr, 20) Efendimiz Tebük Seferi’nde, ashabıyla beraber otururken ‘Kab b. Malik ne yaptı?’ diye sormuş, Selime oğullarından birisi ‘Ya Rasulallah! Elbiselerine ve endamına bakıp gururlanması onu yola çıkmaktan alıkoydu.’ demiş bunun üzerine Muaz b. Cebel ona ‘Ne fena söz söyledin?’ diye çıkışmış ve Peygamberimize dönerek ‘Ya Rasulallah, biz onun hakkında hep iyi şeyler biliyoruz.’ diyerek onu tezkiye etmesi üzerine Efendimiz sükut edip hoş görmüş ve hiçbir şey söylememiştir.” (Buhari, Megazi, 79 ; Müslim, Tevbe, 3)
Öncelikle gıybet günahından ve vebalinden kurtulmak için tevbe etmemiz şarttır. Tamamen gıybet terk edilecek, yaptıklarımıza pişman olacağız. Eğer gıybet ettiğimizi ona bildirir de senin hakkında ben şöyle şöyle konuştum dersek o zaman o kişiyle helalleşmemiz gerekir. Çünkü o kişiye eziyet etmiş olur, kul hakkına girmiş oluruz. Dikkat edin değerli müminler biz de “Ben bunları ona da söylüyorum.” diyerek gıybet ediyor, ona güya kılıf uydurmuş oluyoruz. Oysaki bu çok daha kötü bir durumdur. Hele hele bu bilindikten sonra benimki gıybet olmaz, ben onda olanı söylüyorum gıybet etmiyorum demek çok daha tehlikelidir. Eğer gıybet ettiğimizden ve onun ardından attığımızdan kişinin haberi yoksa alimlerimize göre sadece tevbe etmek ve o kişinin hakkında iyi şeyler söyleyerek ve onu tezkiye ederek gıybetin günahından kurtulabiliriz. (Gıybetin kefareti ile ilgili bilgi için bkz. Elmalılı, VII/209 ; İbn Kesir, Tefsir, XIII/7419)
Answers ( 1 )
Gıybet, dinimiz İslam tarafından kesinlikle yasaklanmıştır ve gıybet etmek haramdır.
Rabbimiz (cc) gıybet etmeyi Hucurat Suresi’nde gıybet etmeyi ölmüş kardeşimizin etini yemeğe benzetmektedir.
Gıybet etmek Müslüman’ın ağzına yakışmayan bir davranıştır. Gıybet ten Müslüman uzak durmalıdır. Ola ki gıybet etmiş isek; önce gıybet ettiğimiz kişiden helallik istemeliyiz, ondan sonra da Rabbimiz (cc)’a tevbe etmeliyiz. Bir daha da gıybet etmekten son derece uzak durmalıyız.
Gıybet dedikodu
Merhaba benim sorum dedikodu gıybet ile alakali hani diyolar ya dedikodu yaptığın kişinin günahlarını alır sevaplarin da ona yazılır bu ne kadar doğru diyelim ki doğru ben bu saatten sonra neden sevap kazanayim zaten ona yazilacak yaptığın seylerin bir anlamı yok şu hayatima kadar da illaki birisinin arkasından konusmusumdur maalesef istemesen de yani benim artık sevaplarin ona yazilacak da ben neden sevap kazanayim
Dedikodu ve gıybet etmek dinen günahtır ve aynı zamanda bunlar kul hakkıdır. Hak sahibi mahşer günü hakkını helal etmediği müddetçe sizin sevabınızdan ona sevap gelir. Eğer sevap yok ise misli kadar hak sahibinin günahı size kalmış olur.