Giyilmesi caiz olan ve olmayan giysiler

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Giyilmesi Caiz Olan Giysiler

Giyilmesi caiz olan ve olmayan giysiler

MUBAH OLAN GİYSİLER

Bu, bayramlarda, cuma günlerinde, toplantılarda süs için giyilen güzel elbiselerdir. Her vakit giyilmemektedir. Çünkü bunların daimi şekilde giyilmeleri gurur ve kibre yol açar. Çoğu zaman fakirleri kızdırır. Bundan sakınmak evlâdır. Güzel elbise giymek mubahtır. Gurur için olmamak şartıyla. Yani daha önce nasılsa elbiseyi giydiği zaman da aynı tavır ve hali korumak şartıyla güzel elbise giymek mubahtır.

KÜRK GİYMEK

Kürk giymek de mutat giyimlerdendir. Kürkün bütününün yırtıcı hayvanların derisinden olmasında bir beis yoktur. Ve tabaklanmış ölü hayvan derisinden veya boğazlanmış hayvan derisinden olsa bile kürk giymekte bir beis yoktur. Bu hayvanların usulünce kesilmiş olmaları derilerinin tabaklanmış olması anlamındadır.

İPEK KULLANMAK

İpek: İpek böceğinin ürettiği yumuşak, parlak bir liftir. İpek böceği bir tırtıldır ve bu lifi kendine koza örmek için üretir. İnsanlar bu liften iplik yapar ve kumaş dokurlar. İpek çok sağlamdır. Boyanınca da çok gösterişli olur. Bazen ipeğe başka lifler karıştırılarak döşemelik ve perdelik kumaşlar yapılır. İpek en çok dut ağacının ipek böceğinden elde edilir.

1) Bu böceğin dizisi 200-500 yumurta bıraktıktan sonra olur. Yumurtalardan çıkan minik tırtıllar dut yapraklarıyla beslenir. Hızla büyüyerek 20-30 günde 7-8 santimetreyi bulur. Büyümesi tamamlanınca yemeyi bırakır ve incecik ipek liften çevresine bir koza örer. İnsanlar ipek elde etmek için üretme çiftliklerinde ipek böcekçiliği yaparlar. Yırtılarak zarar görmesine mani olmak için ipek böceğinin içinden çıka bilecek kadar gelişmesini beklemeden kozalar kaynatılır. Ardından ipek elle ya da makinelerle çözülerek çile haline getirilir. Bir kozadan 450 ile 900 metre arasında kesiksiz iplik çıkabilir. Bu iplikler tezgahlarda dokunarak kumaş yapılır.

İpek güzel görünüşlü, yumuşak, parlak ve dayanıklı olup, kolaylıkla ve iyi boya tuttuğu için daha da güzelleştirilebilen hayvansal kaynaklı bir liftir. İpek, liflerin kraliçesi olarak bilinir!.

Yüce dinimiz, dünyayı bir karargâh olarak değil de geçici bir tar la olarak yaratan Allah Teâlâ’nın nimetlerinden yararlanmayı belirli şartlarla kısıtlamıştır. Sözgelimi; israf etmemek, kibirlenmemek, başkalarına zarar vermemek, topluma ekonomik ve ahlak yönüyle zarar vermemek emsali bir takım şartlar koymuştur.

İpek giymek, tarih boyunca bir böbürlenme, övünme vesilesi olmuştur. Bunun yanında pahalı olması elbiseye haddinden fazla önem verilmemesini ve israfa sürüklememesini öğütleyen naslara aykırı düşmektedir.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

يا بني أدم خذوا زينتكم عند كل مسجد وكلوا واشربوا ولا تشرفوا

إنه لا يحب المشرفين

“Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.”

Saydığımız bu gerekçeler, hikmet açısından olup belki tartışılabilir olsalar da ipek giymenin yasaklanmasındaki illet değillerdir. Bu konuda illet, yani ipeğin yasaklanmasının gereği doğrudan hadis-i şeriflerdir. Bize düşen Peygamber Efendimiz ‘in (sallallahu Aleyhi ve Sellem) yasakladığından sakınmaktır. Zira imtihan için geldiğimiz bu dünyada insanoğluna verilen akıl, eğer Allah Teâlâ’nın tüm emir ve yasaklarını gerekçeleriyle anlayabilecek olsaydı ve doğruyu bulabilecek olsaydı imtihanın bir önemi, Kur’ân-ı Kerim’in bir faidesi kalmazdı. Her şeyi akılla bilir, doğru olanı aklımıza göre yapardık. Halbuki Allah Teâlâ kendisine iman etmemizi, kesin olan emir ve yasaklarını aklımız alsa da almasa da yerine getirmemizi emretmektedir.

Dört bin yılı aşkın bir süreden beri, insanların ekonomik hayatında önemli bir rol oynamakta olan ipek, yıllar boyu Çin, Hindistan, Taşkent, Bağdat, Şam ve İstanbul’dan geçen ipek yolunu takiben Avrupa’ya taşınmıştır. Bu zaman zarfında ipek, altından daha değerli bir ürün olarak alıcı bulmuştur.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

وما كان لمؤمن ولا مؤمنة إذا قضى الله ورسوله أمرا أن يكون لهم الخيرة من أمرهم ومن يعص الله ورسوله فقد ضل ضلالا مبينا

“Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiç bir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konu sunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.”

İpeğin yasak olduğunu ifade eden açık hadis-i şerifler vardır. Sözü uzatmamak için sadece bir kaç tanesini zikredeceğiz.

خثنا قادة، قال: سمعت أبا عثمان النهدي: أتانا كتاب غمر، ونخ مع غثبة بن فقير بأذربيجان: أن رسول الله صلی الله عليه وسلم نهى عن الحرير إلا هذا، وأشار با اللتين تليان الإبهام، قال: فيما علمنا أنه يغني الأغلام

Katade (Allah ondan razı olsun) anlatıyor: Ebû Osman en-Nehdiyy şöyle dedi: Ömer (Allah ondan razı olsun)’in mektubu bize ulaştığında biz Utbe b. Ferkat ile birlikte Ezrebican denilen yerdeydik, mektupta şöyle yazılıydı:

“Peygamber Efendimiz (sallallahu Aleyhi ve Sellem) ipek kumaş giymeyi yasaklamış, ancak şu kadarı müstesna etmiştir. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu kadarı derken başparmağını ta kip eden iki parmağıyla bunu gösterdi.” Mektubu okuyunca biz anladık ki bununla âlem (elbiseye konan işaret veya elbisenin ke narları yani elbiselere eklenen veya dikilen ipek) kast edilmiştir.

عن أبي أمامة أنه سمع رسول ال له صلّى ال له عليه وسلم يقول: “لا يأتيش التحرير في الدنيا إلا من لا خلاق له في الآخرة

Ebů Ümâme, Peygamber Efendimiz’i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle derken işittiğini anlatıyor:

“Ahirette nasibi olmayan erkeklerin dışında dünyada ipek giyen erkek olmaz.”

Kadınların ipekten elde edilmiş kumaşları her türlü kullanmaları câizdir. Buna dair tüm İslam âlimlerinin sözbirliği vardır. Erkeklerin savaş dışında katıksız ipekten olma gömlek, kaban ve sair elbise giymeleri de söz birliğiyle haramdır.

Savaş esnasında ipek giymek ise Imam Ebû Hanife’ye (Allah ona rahmet etsin) göre câiz değildir. Ancak İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’e (Allah onlara rahmet etsin) göre savaş esnasında ipek elbise giyilebilir.

Zira düşmanın karşısında heybetli görünmek psikolojik açısın dan önemlidir. Buradan din veya vatan için ihtiyaç olduğunda kişinin ipek elbise giymesinde bir sakınca olmayacağı anlaşılmaktadır.

رسول الله صلى الله عليه وسلم أخذ خريرا، فجعله في يمينه، وأخذ هبا، فجعله في شماله، ثم قال: “إن هذين خرام على صور أثتي“

Hazreti Ali (Allah ondan razı olsun) anlatıyor: Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ipekli bir kumaş alarak sağ tarafına koymuş, bir altın parçası da alıp sol tarafına koymuş, sonra bunlara işaret ederek ‘İşte bu ikisi de ümmetimin erkeklerine haramdır‘ buyurdular.

İmam Ebû Hanife (Allah ona rahmet etsin) bu hadisi-i şerifin genel oldu ğuyla yani savaş haline dair bir ayırım yapmadığıyla amel etmiştir. Düşmana heybetli görünmek için başka alternatiflerin olduğunu söylemiş, erişi ipek olanla bunun mümkün olacağını savunmuştur.

Kişinin bedeniyle arasında başka giyecek olsa dahi ipekli giymek haramdır. Sıhhatli görüş budur. Imam Ebu Hanife’den (Allah ona rahmet etsin) gelen rivayete göre ipekli elbise cilt ile yani insan derisiyle te mas ederse giyilmesi haram olur. Kumaşın markası veya firma mar kası gibi birbirine bitişik olan dört parmak kadarının ipek olmasın da bir beis yoktur.

Bu miktar ipeğe müsaade edilmesi İbn Abbas dan (Allah onlardan razı olsun) gelen rivayete binâendir. O rivayet şöyledir:

عن ابن عباس قال إنما نهى رسول الله -صلى الله عليه وسلم عن الوب النضمت من الحرير فأما العلم من الحرير وسدى القوب

فلا بأس به .

“Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) katıksız ipekten yapılan elbiseyi giymeyi yasakladı. Ancak işaret/alem (marka ismi gibi amblem) ve elbisenin argacı (elbise örülürken dikine kullanılan ipler) ipekten olursa bunda bir beis yoktur.”

Elbisenin alemi, onun süsü, deseni demektir. Nitekim bu husus Kâmus’ta da bu şekilde manâlandırılmıştır. Bundan katıksız ipekli den örülmüş veya sonradan elbiseye dikilmiş desenler kastedilmektedir. Bununla elbise kenarlarında dikilenler arasında fark yoktur. İkisi de dört parmaktan fazla olmamalıdır. Ama İmam Şafii (Allah ona rahmet etsin) burada muhalefet etmiştir. Çünkü Şafiiler süsü dört parmakla kaydetmişlerse de elbise etrafının ne kadarının ipek olabileceğinin yöreden yöreye değişebileceğini ve genel âdete göre takdir edilebileceğini söylemişlerdir. Yani bir yörede dört parmaktan daha fazla olmak üzere elbiselerin yakaları süsleniyorsa o yörede bu işlem câizdir.

Hanefilere göre alem yani işaret hem yakalara takılan armaları, hem de elbiselerde kullanılan desenleri kapsamaktadır. Buna as tarlar ve yenlerin etrafına, cübbenin yakasına işlenenler, ilikler ve kumaştan yapılan düğmeler de dâhildir. Tüm bunlar enine dört par maktan fazla olmamak şartıyla câizdir. Bir elbiseyi bir parça ipekle yamamakta da beis yoktur. Ama ipek kumaştan kılıf yapmak böyle değildir.

Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinden yola çıkarak, elbisede bulunan ve bir görüşe göre dört parmağı, diğer görüşe göre üç parmağı geçmeyen ipek miktarının câiz olduğu söylenmiştir. Ayrıca elbisenin farklı farklı yerlerinde bulunan ipek ku maşlar da ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Fakat bakıldığında elbisenin ipekten olduğu izlenimi oluşuyorsa böyle bir elbiseyi kullanmak da câiz olmaz. Câiz olan dört parmak miktar ipeğin elbiselere eklenen veya dikilen ipek olduğunu söyleyebiliriz.

Ayrıca elbisede alem olarak kullanılan ipeklerin de sakıncasının olmadığı, hiçbir âlim tarafından inkâr edilmemiş olduğu için söz birliğiyle kabul edilmiş sayılmaktadır.

Dağınık yerlerde olan ipekler toplanıp hesap edilmez. Yani bir uçta iki parmak, diğer uçta üç parmak ipek olsa ‘toplamı dört par mağı aşmıştır’ denilip yasak kılınmaz. Bunun gerektirdiği şudur: İpek ile bezenmiş, desenlenmiş nakışlı elbiseyi giymek helaldir, eğer her nakış dört parmak kadar değilse. Eğer hepsi bir araya geldiği zaman dört parmağı geçerse bu yine helâldir. Ancak hepsi ipekli görünecek kadar olursa câiz olmaz.

Fakat bazılarına göre sarık bu hükümden müstesnadır. El Mücteba adlı kitapta: “Sarıkta iki veya daha fazla yerlerde bulunan ipekli nakışlar derlenmiş yani bir yerdeymiş gibi kabul edilir” denilmektedir. Ez-Zeylai’nin ifadesine göre; tellerle örülenler de dört parmak kadar olduğu takdirde giyilmesi ve kullanılması helâldir. Aksi takdirde erkekler için helâl olmaz.

Kenarları ipek ile örülmüş cübbenin giyilmesi mekruhtur denilmektedir.

Dibac denen saf ipekten yapılmış cibinlik yani sivrisinek ve ben. zeri rahatsızlık veren haşarattan korunmak için yatağın üzerine açılan örtünün kullanılmasında erkekler için de beis yoktur. Keza çocukların beşikleri üzerine açılan cibinlikler de bu kabildendir. Dibâc, arşı ve argacı ipekten olan nesnedir. Fakat giyilen bir nesne değildir. Bu yüzden câizdir.

Halis ipekten yapılmış uçkur bağı mekruhtur. Sıhhatli görüş bu dur. Bazıları “bunda beis yoktur” demişlerdir. Hâlis ipekten yapılmış kalensuve yani takke/fes giymek de mekruhtur. Sarığın altında kalsa bile. Yakaya asılan para cüzdanının ipek olması da mekruh olur.

Kadınlar için dibâceyi, ipekliyi, altın ve gümüşü ve diğer incileri süs olarak kullanmakta bir beis yoktur. Kişi ipek kumaş ile evini süs leyebilir. Tefâhür kastedilmeksizin altın ve gümüş kaplarla da süsle yebilir. Göze, göz ağrısı gibi bir özür sebebiyle ipek kumaştan olan siyah bir eşarp bağlamakta bir beis yoktur.

Elbise bütünüyle ipek olmayıp sadece luhmesi ipek olursa (do kumacılıkta dikine konulan ipliklere luhme veya eriş denir) tüm âlimlere göre savaşta giyilmesi câiz, savaş dışında mekruhtur.

Yine elbise bütünüyle ipek olmayıp sadece südası (dokumacılıkta enine konan ipliklerdir ki bunlara argaç veya çözgü de denilmektedir) tüm âlimlere göre savaşta ve savaş dışında giyilmesi câizdir’. İpek böceğinin kozasından yapılmayan dokuma, haram olan ipek değildir. Suni ipek, eğer ipek böceğinin ürettiği değil de, başka maddelerden yapılmışsa isminin ipek olması onu haram kılmaz.

Elbisenin yapımında kullanılan malzemenin çoğu ipekten olursa, böyle bir elbiseyi giymek erkeklere haramdır. İpek böceğinin üretmediği, saf halde bulunmayan sûnî ipeklerin bu yasak kapsamına girmeyeceğini söylemiştik.

İmam Ebû Hanife’ye (Allah ona rahmet etsin) göre, halis ipekten bir yas tık yapıp onun üzerinde uyumakta veya minder yapıp üzerine otur makta bir sakınca bulunmamaktadır. Zira bunda tazim söz konusu değildir. İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (Allah onlara rahmet etsin) aykırı görüş beyan etmişlerdir.

1) El Isbichi şöyle der Imam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’e (Allah onlara rahmet etsin göre, eriş ve argacı ipek olan bir elbise sık dokunmuş savaşta giyilmesi caizdir. Çünkü böyle bir elbise kılıç darbelerine karşı daha koruyucu ve kişiyi düşmana karşı daha heybetli göstermektedir.

Argaci (dokumada enine olan ipleri) ipek olup, erişi (dokumada dikine olan ipleri) ipek olmayan elbiseyi giymekte bir sakınca yoktur. Bu konuda alimler arasında bir ihtilaf sör konusu degildir. Çünki dokuma elbiselerde erik saldır. Argaç ona tabidir. Bir de şu var: Siyer şerhinde Şeyhu’l-Islam: “Erigi ipek olmayıp argacı ipek olan dokuma elbisenin giyilmesinde bir sakınca olmaması ipogin görünmemesiyle kayıtlıdır. Eğer ipek görülüyorsa erkekler için yine mekruh olur” demiştir

Çünkü Huzeyfe (Allah ondan razı olsun)’den şöyle rivayet edilmiştir:

إن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهانا عن نشرب في آنية الذهب والفضة، وأن تأكل فيها، وعن أبي الحرير والديباج وأن نجلس عليه

“Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize altın ve gümüş kaptan bir şey içmeyi, bu kaplardan bir şey yemeyi, kalın-ince ipek giymeyi ve bu tür bir kumaş üzerine oturmayı yasaklamıştır.”

Giyilmesi erkelere yasak olan şeyleri, erkek çocuklara giydirmek de yasaktır. Aynı şey takılar için de geçerlidir. Özellikle günümüzde erkek çocuklara takılan altın bileklik ve gerdanlıklar bu kapsamdadır. Elbette günah, mükellef olmayan çocuğa değil, ona bunu takan anne ve babayadır. Çünkü bu hususta gelen nas (hadis) ergenlik kaydı bulunmaksızın ümmetin erkeklerinin tamamını kapsar.

Kaynak: Helaller ve Haramlar

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    1
    2024-09-16T17:46:12+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam’a göre giyilmesi caiz olan ve olmayan giysilerle ilgili temel kriterler, kibir, israf ve haram kılınan materyallerle ilgilidir. İşte bu konuda özetlenen bazı önemli hususlar:

    Caiz Olan Giysiler

    • Mubah Olan Giysiler: Güzel, temiz ve kaliteli elbiseler giymek, özellikle bayramlar, Cuma namazları gibi özel günlerde caizdir. Ancak bu giysiler kibir amacıyla giyilmemeli, mütevazı olunmalıdır.
    • Kürk Giymek: Hayvan derisinden yapılan kürk giymek caizdir, tabaklanmış ve İslami usullere göre kesilmiş olması şarttır.
    • İpek Giymek (Kadınlar İçin): Kadınların ipek giymesi caizdir. Onlar için altın ve ipek süs amaçlı kullanılabilir.
    • Desenli ve Nakışlı Elbiseler: Elbiselerde süsleme amaçlı kullanılan dört parmak genişliğinde veya daha küçük ipek parçaları caiz görülmüştür.

    Caiz Olmayan Giysiler

    • İpek Giymek (Erkekler İçin): Erkeklerin ipek giymesi haramdır, bu yasak Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadisleriyle sabittir. Ancak savaş gibi özel durumlarda heybetli görünmek amacıyla İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’e göre erkeklerin ipek giymesi caiz olabilir.
    • Altın Takı Kullanımı (Erkekler İçin): Erkeklerin altın takı kullanması haramdır, kadınlar için ise süs amaçlı kullanılması caizdir.
    • Altın ve Gümüş Kaplardan Yemek ve İçmek: Erkeklerin altın ve gümüş kaplardan yemek yemesi ve içmesi yasaklanmıştır.
    • İpek Yatak ve Yastıklar: İpekten yapılan yastıklar ve minderlerde uyumak veya oturmak mekruh olarak değerlendirilmiştir.

    Bu kıyafetlerle ilgili yasaklar kibir, israf, başkalarına zarar verme ve İslami ölçülere uyma amacıyla getirilmiştir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünnetine uygun olarak, sade ve mütevazı bir yaşam tarzı benimsemek İslam’da esastır.

    En iyi cevap

Cevapla