Haccın Sosyal Felsefesi Nedir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Haccın Sosyal Hedefleri

Haccin Sosyal Felsefesi Nedir

SORU: Allah Teâlâ haccı niçin meşru kılmıştır? Haccın sosyal felsefesi nedir?

CEVAP: Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

İnsanlar arasında haccı ilan etki gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde kendilerine ait birtakım yararlan yakinen görmeleri, Allah’ın kendilerine rızık

larak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın dini anmaları (kurban kesmeleri) için sana (Kabe’ye) gelsinler. Artık ondan (kurbanın etinden) hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin (Hac/27-28)

Teâlâ, hac günlerini kulları için bir bayram kılmıştır. Al-h’ın kulları bu günlerde O’nun nimetlerini hatırlayıp, ihsan ve ikramlarına şükrederler. Ayrıca bu günlerde kendilerini güzel işler yapmakta başarılı kıldığı için Allah’a hamdederler.

Bu günlerin en önemli özelliği şudur: Hz. Allah bu günleri müslü-manların bir araya gelmesi için bir vesile kılmıştır. Bu bayram günlerinde gönüller birbirine kaynar, birlik ve beraberlik ruhu yaygınlaşır, davranışlarda, ümitlerde ve üzüntülerde aynı gaye etrafında olma bilinci kökleşir. Allah Teâlâ’mn kulları ve dostları için murad ettiği bir ümmet olma yönünde yücelme sürekli olarak gerçekleşmiş olur.

Nitekim Allah Teâlâ buna işaretle: “Şüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin rabbinizim. Öyle ise benden sakının” (Mü’minûn/52) buyurmuştur.

Allah Teâlâ İslâm milletinin birbirine o derecede destek olup kaynaşmasını istemiştir ki biri kımıldasa sanki tek bir kütle imiş gibi hareket eder. Zira onun tüm parçaları içice girmiş, birbiri ile bağlantılıdır.

Bu noktadan hareketle Hz. Peygamber şu tasviri yapmıştır:

Müslümanlar sevgi, şefkat ve birbirlerine merhamette tek bir bedene benzerler. Bedenin organlarından biri rahatsız olursa diğer organlar aynı rahatsızlığı duyar, rahatsız olan organla birlikte uykusuz kalırlar.

Bir diğer hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır:

Müslüman müslümana göre birbirini güçlendiren (tuğlalarla yamış) bina gibidir.

Ekh mmet”‘ Muhammed’in bir araya geldiği en büyük bayram Haccer denilen kurban bayramıdır.

Bu bayram bir bakıma En büyük İslâm kongresiâir. Dünyanın doğusundan, batısından gelen yüzbinler milyonları oluşturarak yolculuk zahmetine ve sefer güçlüğüne katlanarak her biri rabbine koşar.

Hacda müslümanlar bir araya gelir, tanışır ve kaynaşırlar. Aralarında meselelerini konuşurlar, çeşitli problemleri (nin çözümü) için çağrıda bulunurlar.

Müslümanlar hacda Allah Teâlâ’nın kendilerine verdiği faydalan görür, kurban bayramı günlerinde Allah’ı anarlar, (varsa) adaklarını yerine getirir ve insanlar için ibâdet edilecek yer olarak ilk inşa edilen ev olan Kabe’yi tavaf ederler.

Allah Teâlâ haccı, sırf Allah rızasını kazanmak ve Allah yolunda olmak üzere ihlas dolu bir yolculuk olarak meşru kılmıştır.

Bu yolculukta bol miktarda vicdan ve duygu ekzersizi vardır. Hac yolunda insan nefsini dünya zînetinden soyar ve Allah’ın itaatine yönelir. Bunun içindir ki hacda sürekli bir yerden diğerine yolculuk, azık hazırlığı ve zor yolculuğa dayanıp değişik ortamlarda yaşama güçlüğü vardır. Hacda alışık olduğumuz dünya nimet ve kıyafetlerinden ayrılıp, özel bir kıyafet olan ihrama girerek duygu, nefis, iş, söz, zikir ve fikirle Allah’a yönelme vardır. İhrama girdiği andan itibaren duası ve parolası Lebbeyk Allahümme Lebbeyk… olmaktadır.

Bunun içindir ki bir kişiye hac konusunda ilk lazım olan şey temiz ve doğru niyettir. Müslüman bu niyetiyle imanlı bir nefis ve tevbe etmiş bir kişi olarak, şehvet ve dünya lezzetlerinden yüz çevirip rabbine ve O’nun taat ve ibadetine doğru yolculuğa yönelmelidir.

Zira haccetmek üzere yola çıkan kişi bir süre sonra âlemlere hidayet ve bereket kaynağı kılınan Allah’ın evinde O’nun misafiri olacaktır.

İslâm’ın bize öğrettiğine göre Allah’ın evine ziyaretçi olarak gitmek hem iç hem de dış temizliği gerektirir.

Kurtubi’nin Hz. Huzeyfe’den rivayet ettiği hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Allah bana şöyle vahyetti: Ey peygamberlerin ve uyarıcıların -ardeşü Halkına şu uyarıyı yap: Onlar benim evlerimden hiç bir eve (camiye) kalp temizliği, doğru dil, temiz el ve iffet olmaksızın girmesinler. Başkasının hakkını yeyip, başkasına zulmeden de benim evime girmesin. Bu hal ile benim evime giren kimse \ uzurumda durdukça ve yediği hakkı sahibine geri vermedikçe ben ona lanet ederim. Yaptığı haksızlığı ortadan kaldırır, hakkı sahibine verirse onun işiten kulağı, gören gözü olurum. O kişi artık benim dostlarımdan ve seçkin kullarımdan olur. Aynca âhiret-te de peygamberler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle birlikte benim komşum olur.

Herhangi bir cami için böyle söyleniyorsa Allah Teâlâ’nın hakkında: “Biz beyti (Kâ’be’yi) insanlara (sevap için) toplantı ve güven yeri kıldık. Siz de İbrahim’in makamından bir namazgah edinin. İbrahim ve İsmail’e: ‘Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için, evimi temizleyin’ diye emretmiştik” (Bakara/125) buyurduğu Kabe hususunda nasıl olacağı açık bir şekilde bellidir.

Bir diğer ayette de şöyle buyurulur:

Allah, Kabe’yi, o saygıya layık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanlığın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddî ve manevî yönlerden) insanlann belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da, Allah’ın göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah’ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir. (Maide/97)

Allah Teâlâ farz kıldığı hac aracılığı ile kullarına kin ve çekeme-duygularını nasıl kaldıracaklarını, haset ve düşmanlığı nasıl tutacaklarını, hasım ve düşmanlık ruhunu nasıl yok edeceklerini öğretmektedir.

unun içindir ki hac mevsimini dostluk ve kardeşlik için bir fırsat lş’ nu§urken bile ayrılık ve kabalıktan uzak olunmasını, her tür-nü iatalılılc ve doğrudan sapmaya sebep olacak şeylerden temizle-sıni istemiştir. o -.

söyleyenlerin en doğrusu olan Allah şöyle buyurur:

Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet eder (ihrama »i rer)se, hac esnasında kadına yaklaşmak (cinsel ilişki), günah dav ranışlara yönelmek, kavga etmek yoktur. Hayır işlerden neyi yaparsanız, Allah onu bilir. (Ey mü’minler!) Ahiret için azık edinin Bilin ki azığın en hayırlısı takvadır. Ey akıl sahipleri! Yalnız benden korkun. (Bakara/197)

Hac sezonu güvenlik ve barış mevsimidir. Hacda herkes cam ve malı hususunda güven içinde olur.

Orada Beytullah’a her bakışında Hz. Ömer’in de dediği gibi şunları söyler:


Allahümme ente-s-selâmü ve mike-s-selâm. Fey hayyi nâ bi-s-selâm.[1]

Narin yapılı güvercin bile orada güvenlik içindedir. Oradan oraya, bir yerden bir yere uçarken hiçbir eziyet ve düşmanlık korkusu içinde olmaz. Nasıl olsun ki o Beytullahtadır, Harem-i şeriftedir. Hiçbir intikam ve düşmanlık hissinin olmadığı hac mevsimindedir.

Yüce Peygamber Mekke’yi fethettiği gün Mekke’yi şöyle tanıtıyor:

Şüphesiz Allah gökleri ve yeri yarattığından beri bu beldeyi saygın kılmıştır. Mekke Allah’ın hürmetli olunmasını emretmesiyle kıyamete kadar saygındır. Benden önce burada savaşmak kimseye helâl kılınmamıştır. Bana da -günün bir kısmı dışında- helâl kılınmamıştır. Mekke, Allah’ın hürmetli olunmasını emretmesiyle kıyamete kadar saygındır. Onun bir dikeni (bile) koparılamaz, avı kovalanmaz (ve avlanmaz), bilen birisi olmadıkça buluntu malı alınmaz ve yaş ve yeşil oldukça otu dahi koparılmaz.

Beytullah’ın etrafındaki Allah’ın misafirleri sanki uzun süren bir namazdadırlar. Gidip gelerek hareket halindedirler. Meşgul oldukları tek şey Allah’ı zikretmektir. Gönüllerini berraklaştırmak onlara hâkim şeydir. Yolculuklarında hedefledikleri yüce gaye benliklerinimektir. Tâ ki Mebrur haca gerçekleştirebilsinler. Öyle bir rnak-ki bu, Hz. Peygamber’in sözü uyarınca insan bu hacem sonun niden anasından doğmuş gibi olmaktadır. Hz. Peygamber “Meb-a h hacem sevabı ancak cennettir” buyurmuştur.

Kabe’yi tavaf edenlerin abdestli olmasının hikmeti şu olsa gerek Tavaf, bir çeşit namaz gibidir. Nitekim hadiste: “Beyt’i tavaf etmek amaz kılmak gibidir. Şu kadar ki tavaf ederken söz söylersiniz. Her kim tavaf ederken bir şey söylerse, ancak hayırlı şeyler söylesin” buyurulmuştur.

Hac yolculuğu ne güzel yolculuk, hac ziyafeti ne kerem dolu bir ziyafet, haccın nimeti ne muazzam bir nimet, hac sonunda kavuşulan (ebedî) kurtuluş ne değerli bir kurtuluştur.

Sıdk ve ihlas üzere olan müslüman hac görevini yapmak üzere yola çıkar. Cenab-ı Hak onu bu görevi en mükemmel şekliyle edâ etmeye muvaffak edince bir çok amaç ve maksada ulaşmış olur:

Her şeyden evvel gücü yettiğince en geniş şekilde din kardeşleriyle, birlik oluşturmaya katılmış olmaktadır.

Ayrıca güzelim kutsal yerleri ziyaret eder. O yerler şerefli dinî hatıralar ve pekçok ilâhî armağanlarla doludur. Bu hatıralar ve ilahî ar-naganlar hacı için bir nur ve ziya, manevî bir gıda ve şifa olmaktadır. §uzel yerlerin ziyareti insanı düşüncelere sevketmekte, bu düşün-er bir Çeşit dirilme ve uyanma sağlamaktadır. Bu hatırlayışlar nu’mi fayda getirmektedir.

hac görevini ifa ettiği her bir yeri görünce Allah’ın dinine ve rabbine yönelmesi artmaktadır. Hacı bu ziyaretiyle çölün hidâyete erdiren İslâm dininin nasıl çıktığını gözlemin hgOrmektedir- Bu aziz dinin çıktığı yer Beytullah’ın bulunduğu bir duzlük iken, insanlara hayırlar ve bereketler verip on-‘an guallildte donatm1Ştlr.

O İslâm dini, çölden ve çadırdan öyle insanlar çıkarmış ki bunlar gündüzleri at üstünde Allah uğrunda vuruşmuş, geceleri Allah’a ibadet etmişlerdir. Bu insanlar en güzel önderlik nasıl olurmuş, Allah’a kulluk nasıl yapılırmış; hak, hayır, adalet ve kardeşlik uğrunda cehd ü gayret nasıl olurmuş dünyaya öğretmişlerdir.

Hac, ihlas ve sıdkla edâ edildiği zaman her şeyden önce arzu edildiği üzere canlı ve gayretli bir sosyal kişilik kazandırır.

Bu kişilik evvelâ tevbe ile günah ve zulümden temizlenmeyi getirir. İnanılan dava ve prensipler uğrunda yorulmayı ve uzun yolculuklara katlanmayı öğretir. Ayrıca yıllık büyük kongrede din kardeşlen ile nasıl bir uyum içerisinde olacağını öğretir. Elini bolluğa ve iyilik yapmaya, fedakarlık ve cömertliğe alıştırır.

Milyonlarca müslüman bu hac farizasını bu şekilde anlasa ne hoş olurdu? Böylece her yıl hac görevinin yerine getirilmesinden doğacak güzellikler katlanarak artmış olurdu.

Benzer Konular:

Answer ( 1 )

    0
    2022-05-15T15:41:01+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Hac ibadetinin sosyal felsefesini şu şekilde açıklayabiliriz;

    Rabbimiz (cc) bu günleri Müslümanların bir araya gelmesi için bir vesile kılmıştır. Bu bayram günlerinde gönüller birbirine kaynar, birlik ve beraberlik ruhu yaygınlaşır, davranışlarda, ümitlerde ve üzüntülerde aynı gaye etrafında olma bilinci kökleşir. Allah Teâlâ’nın kulları ve dostları için murad ettiği bir ümmet olma yönünde yücelme sürekli olarak gerçekleşmiş olur.

Cevapla