Hadislerde geçen “şeytanların zincire vurulması” ifadesini nasıl anlamalıyız? Şeytanlar bağlanıyorsa insanlar neden günah işlemeye devam ediyorlar?

Question

Bazı hadis-i şeriflerde, “Ramazan ayı girince merede-i şeytanlar zincire vurulur.” buyuruluyor. “Merede-i şeyâtîn” ne demektir; şeytanların zincire vurulmalarının tezahürleri nelerdir?

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in oruç saadedinde ifade buyurdukları hadislerin birisinde şöyle denilmektedir:
إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فَتْحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ، وَغُلْقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ، وَصُفْدَتِ الشَّيَاطِينُ

“Ramazan ayı girince cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır ve şeytanlar zincire vurulur. ”

Hadis-i şerifte geçen bu ifadeyi, bazısını aşağıda sıralayacağımız şekillerde anlamak ve izah etmek mümkündür:

1-Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Kur’an’ın en çok okunduğu ay, indiği ay olan ramazandır. Belki her camide, her mescitte, pek çok evde gece ve gündüz, ferdî veya mukabele halinde Kur’an okunur. Kur’an’ın okunduğu, öğretildiği eve ise şeytan gelemez ve giremez. Kur’an-ı Hâkim, güz yağmuru gibi bereketiyle tüm yeryüzünü şeytanî işlerden arındırır. Demek ki okunması, anlaşılması, tedris edilmesiyle Kur’an, ayet ayet, sûre sûre şeytanları bağlıyor, etkisini yok ediyor, elini kolunu zincire vuruyor, gücünü ve kuvvetini acze düşürüyor. Kur’an gök meleklerinden bilgi çalmak isteyen şeytanlara engel olduğu gibi, oruç tutan mü’minleri de şeytanlardan korur.

لَا تَجْعَلُوا بُيُوتَكُمْ مَقَابِرَ، وَإِنَّ البَيْتَ الَّذِي تُقْرَأُ فِيهِ البَقَرَةُ لَا يَدْخُلُهُ الشَّيْطَانُ

“Evlerinizi kabristana çevirmeyin! İçerisinde Bakara süresi okunan eve şeytan girmez.”

إِنَّ الْبَيْتَ لَيَتَّسِعُ عَلَى أَهْلِهِ وَتَحْضُرُهُ الْمَلَائِكَةُ وَتَهْجُرُهُ الشَّيَاطِينُ، وَيَكْثُرُ خَيْرُهُ أَنْ يُقْرَأَ فِيهِ الْقُرْآنُ، وَإِنَّ الْبَيْتَ لَيَضِيقُ عَلَى أَهْلِهِ وَتَهْجُرُهُ الْمَلَائِكَةُ، وَتَحْضُرُهُ

الشَّيَاطِينُ، وَيَقِلُّ خَيْرُهُ أَنْ لَا يُقْرَأَ فِيهِ الْقُرْآنُ

“İçinde Kur’an okunan ev, halkına genişlik, ferahlık verir. Melekler orada hazır bulunur, şeytanlar ise kaçıp terk eder. O evin hayır ve bereketi artar. İçinde Kur’an okunmayan ev, içindekilere dar ve sıkıcı gelir. Melekler o evi terk eder, şeytanlar gelir. Nihayet o evin, hayır ve bereketten nasibi az olur. ”

2-İnsanın günah işlemesinin tek sebebi şeytanın vesvese, tuzak, hile, telkin ve tahrikleri değildir. Kötü nefis, insanın zaafları, bitmek bilmeyen hevâ ve hevesleri ile dünya hayatının çekiciliği, kötü huylu arkadaş, çirkin adetler gibi çevresel etkenler de kişiyi günaha sevk eden birer amildir. Nefis kötülüğü, bayağı arzuları, çirkin huy ve işleri emreden en çetin bir düşmandır. Eğitilmemiş, dizginlenmemiş, sindirilmemiş, hesaba çekilmemiş bir nefis günaha aldırış etmez, sinsilikte şeytanı aratmaz. Nefis, aklın kılavuzluğunda ıslah edilmelidir. Kötü dost ve çevre de belanın, şerrin, günahın başka bir kaynağıdır. Kötünün dostluğu, düşmanlıktan beterdir. Demek oluyor ki ramazan ayında şeytanlar bağlansa dahi nefis, hırslar, zaaflar, kötü arzular, şeytanın karakterini taşıyan insanlar günah işlemeye devam edeceklerdir. Nitekim nice yakmalar, yıkmalar, yağmalamalar, fitneler, istismarlar, zulüm ve vahşetler hep insan eliyle gerçekleşen şeytanî eylemlerdir.

3-On bir ay boyunca kötü arzularına tabi olarak yaşayanlar, gaflet hallerini devam ettirecekler ve bu alışkanlıklarını şeytan olmadan da sürdüreceklerdir. Şeytanların bağlı olup olmaması onları pek etkilemeyecektir. Zira onların kendileri şeytanlaşmış insanlar olmuşlardır. Allah’tan habersiz yaşayanlar, şeytanın ayartması karşısında hiçbir direnç gösteremez ve kolaylıkla onun tahakkümü altına girebilir. Hatta şeytan zamanla bu tür insanların kişiliklerinin bir parçası dahi olabilir.

وَإِذَا لَقُوا الَّذِينَ آمَنُوا قَالُوا آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْا إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُوا إِنَّا

مَعَكُمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِئُونَ

“İman edenlerle karşılaşınca “inandık” derler, şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise “Biz sizinleyiz, biz yalnızca alay etmekteyiz” derler.” (Bakara, 14)

مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ)

“De ki: “Cinlerden olsun insanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese sokan sinsi şeytanın şerrinden insanların rabbine, insanların mâlik ve hâkimine, insanların mâbuduna sığınırım!” (Nas, 1-6)

4-Zincire vurulan, tesirleri kırılan, zararları önlenen şeytanlar, onların ileri gelenleri, azgınları, akıl verip yol gösterenleri, şerlileri, kılavuzları ve öncüleridir. Küçük olan şeytanlar ise işlerinin başında olacaklardır. Zayıf karakterli insanlar için bu küçük şeytanların fısıltıları dahi günah işlemeye yeterli olacaktır. Ramazanda görülen kötülüklerin bir kaynağı da işte bu küçük şeytanlardır.

أَتَاكُمْ رَمَضَانُ شَهْرٌ مُبَارَكٌ فَرَضَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَيْكُمْ صِيَامَهُ، تُفْتَحُ فِيهِ أَبْوَابُ السَّمَاءِ، وَتُغْلَقُ فِيهِ أَبْوَابُ الْجَحِيمِ، وَتُغَلُّ فِيهِ مَرَدَةُ الشَّيَاطِينِ، لِلَّهِ فِيهِ لَيْلَةٌ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ ، مَنْ حُرِمَ خَيْرَهَا فَقَدْ حُرِمَ

“Ramazan ayı geldi. Bu ay, Allah’ın oruç tutmayı farz kıldığı aydır; Sema kapıları bu ayda açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır. Bu ayda öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir. ”

5-Her insana musallat olan şeytanlar vardır. Ramazan ayında bağlanan şeytanlar ise, her bir kişinin şeytanı değildir. Ramazan ayını sevinçle karşılayan, kendisine çeki düzen veren, ahlakını güzelleştiren, hak-hukuka riayet eden, kulluğunu yerine getiren, orucu ihsan ve samimiyetle tutan kişilerin şeytanıdır. Kötüler, fasıklar ve kâfirler şeytanlarıyla baş başa kalmaya devam ederler.

وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا)

“İnsanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere sığınırlardı, onlar da bunları daha sapkın hale getirirlerdi.” (Cin, 6).

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّبِعُ كُلَّ شَيْطَانٍ مَرِيدٍ)

“Hal böyle iken insanlardan öyleleri vardır ki, bilgisi olmaksızın Allah hakkında tartışır ve her âsi şeytanın peşine takılır.” (Hac, 3).

وَمَنْ يَعْشُ عَنْ ذِكْرِ الرَّحْمَنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَرِينٌ

“Allah’ın mesajını görmezden gelen kimseye bir şeytan tahsis ederiz; artık bu onun arkadaşıdır.” (Zuhruf, 36).

6-Müslüman bu ayda kendisini daha çok ibadetlere vererek adeta şeytanı bağlar. Şeytanın etki alanından dışarı çıkar. Zira Müslümanın midesi ile birlikte gözü, kulağı, dili, elleri, ayakları, aklı, kalbi ve vicdanı gibi tüm maddi ve manevi azalarıyla oruç tutması şeytanı hayal kırıklığına uğratır, çileden çıkarır, hareketsiz ve enerjisiz bırakır. Her yapılan güzel amel
şeytanı bağlayan birer zincir olur. Böylece her Müslüman bizzat kendisi şeytanı yormuş, bağlamış ve zincirlere vurmuş olur.

فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّحِيمِ () إِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانُ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ () إِنَّمَا سُلْطَانُهُ عَلَى الَّذِينَ يَتَوَلَّوْنَهُ وَالَّذِينَ هُمْ بِهِ مُشْرِكُونَ

“Kur’an okuyacağın vakit, o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. Gerçek şu ki o şeytanın, iman etmiş olanlar ve rablerine dayanıp güvenenler üzerinde bir hâkimiyeti olamaz. Şeytanın hâkimiyeti ancak onu kendilerine veli edinenler ve onun yüzünden müşrik olanlar üzerinde geçerlidir.” (Nahl, 98-100)

إِنَّ الْمُؤْمِنَ لَيُنْضِي شَيَاطِينَهُ ، كَمَا يُنْضِي أَحَدُكُمْ بَعِيرَهُ فِي السَّفَرِ».

“Mü’min, tıpkı sizden birinin yolculukta devesini yorduğu gibi, şeytanlarını yorar (zayıf düşürür).”

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    0
    2025-01-01T17:26:54+03:00

    Hadislerde geçen “şeytanların zincire vurulması” ifadesi, özellikle Ramazan ayında, şeytanların ve kötü cinlerin etkisinin zayıflatılması anlamında kullanılır. Bu ifade, Şeytanların kötü yönlendirmelerinin ve insanların günah işlemeye teşvik edilmesinin o dönemde daha az olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, bu hadis, şeytanların zincire vurulması veya bağlanması fiziksel bir bağlamda değildir; daha çok bir manevi durumu ve şeytanların etkileme gücünün sınırlanmasını ifade eder.

    Ramazan ayında şeytanların zincire vurulmasıyla ilgili hadislerden bir tanesi şu şekildedir:

    “Ramazan geldiğinde, gök kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.” (Buhari ve Müslim)

    Şeytanların zincire vurulması ifadesi, şeytanların insanları kötü yollara sürükleme konusundaki gücünün ve etkisinin sınırlanacağı, insanların bu dönemde daha kolay oruç tutabilecekleri, daha az günah işleyebilecekleri bir zaman dilimi olduğuna işaret eder. Ancak, bu, şeytanların tamamen etkisiz hale geldiği veya insanları günaha sokmadığı anlamına gelmez.

    Neden insanlar günah işlemeye devam eder?

    İnsanların Kendi Hür İradeleri: Şeytanların zincire vurulmuş olması, insanın kendi iradesine ve seçimlerine engel olmaz. İnsanlar, kendi hür iradeleriyle doğru veya yanlış seçimler yapabilirler. Şeytanların etkisi azalsa da, insanın nefsinin ve içsel arzularının yönlendirmeleri devam eder.

    Nefsin Etkisi: Şeytanlar bağlansa bile, insanların içindeki nefs (istek ve arzular) hala onları kötü yollara çekebilir. İnsanlar, içsel arzularına ve kötü alışkanlıklarına dayanarak günah işlemeye devam edebilirler.

    Sürekli Mücadele ve Sabır: İslam inancında, insan, dünyada sürekli bir sınavdadır ve bu sınavda bazen şeytanlar, bazen de nefsin etkisiyle kötü yollara sapabilir. Ramazan’daki gibi özel zamanlarda bile insanın sabrı ve iradesi sınanır.

    Şeytanların Etkisi Hala Mevcuttur: Zincire vurulmuş olmalarına rağmen, şeytanlar tamamen ortadan kalkmazlar. Bu, onların gücünün geçici olarak zayıfladığı anlamına gelir. Ancak, insanların yine de günah işleyebilmesinin nedeni, şeytanların tamamen ortadan kalkmaması ve onların hala küçük etkiler bırakabiliyor olmalarıdır.

    Sonuç olarak, şeytanların zincire vurulması, Ramazan ayında insanların manevi yönlerinin güçlenmesi ve şeytanların kötü yönlendirmelerinin azalmasıyla ilgilidir, ancak bu, insanların günah işlemeyeceği anlamına gelmez. İnsanlar hala kendi nefsine ve iradesine bağlı olarak doğru ya da yanlış seçimler yapma özgürlüğüne sahiptirler.

Cevapla