Paylaş
Haksız kazanç Nedir ?
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Haksız Kazanç
Yüce dinimiz İslam, fert ve toplum hayatının yararına olan şeyleri teşvik etmiş, zarar veren her türlü söz, fiil ve davranışı yasaklayarak, insanların dünya ve ahirette mutlu yaşamalarını amaçlamıştır. Bu nedenledir ki; hırsızlık, gasp, kamuya ait malları zimmetine geçirme, kadın ve uyuşturucu ticareti yapmak, ölçü ve tartıda hile yapmak, faiz yemek, rüşvet almak gibi kazanç yollarını haksız kazanç olarak nitelemiş bu ve benzeri helal olmayan yollardan elde edilen kazançları yasaklamıştır.
Bu konuda Yüce Mevla’mız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin, insanların mallarından bir kısmını bile bile, günaha girerek yemek için onları yetkililere (rüşvet olarak) vermeyin.”(1)
Bu konuyla ilgili olarak Resulüllah (s.a.v.) de şöyle buyurur: “Ateşte yanmaya en layık olan şey (suht) yoluyla elde edilen kazancın hasıl ettiği ettir.” Huzurunda bulunanlar: “Ey Allah’ın Resulü suht da nedir? diye sorarlar. Hz. Peygamber Efendimiz; hüküm vermede alınan rüşvettir.”(2) cevabını verir.
Rüşvet ve adam kayırmanın yaygın olduğu bir toplumda adaletten; hırsızlık ve gaspın yaygın olduğu toplumda mal ve can güvenliğinden; faizcilik, karaborsacılık ve tefeciliğin yaygın olduğu bir cemiyette refah ve sosyal adaletten; zina ve kumarın yaygın olduğu bir millette ise aile saadetinden söz edilemez. Haksız kazanç yollarının yaygın olduğu hangi millet ve medeniyet vardır ki ömrü uzun olsun? Bu illetlere müptela olan toplumların ömrü uzun olmamıştır. Buna tarih şahittir.
İslam’da asli ve tabii kazanç yolu alın teri ve emek sarf ederek elde edilen kazançtır. Müslüman bir kimse çalışmadan, başkalarının sırtından veya kısa zamanda zengin olayım diye gayri meşru yollardan kazanç elde etmekten şiddetle kaçınmalı, kazancının nereden, nasıl geldiğine dikkat etmelidir.
Kazancın hangisi en iyi ve temiz olanıdır? şeklinde sorulan bir soruya Allah Resulü (s.a.v.): “Kişinin el emeği ve aldatma bulunmayan meşru ticaret ile elde edilen kazançtır.”(3) cevabını vermiştir.
Haram ve gayri meşru yollardan biri işlenince diğerine kapı açılır ve haramlar normal karşılanmaya başlar. Böylece toplumun huzurunu temin etme, başkalarının hakkını gözetme, hizmet etme, alın teriyle kazanma, yardımda bulunma gibi asil duygular yok olur gider.
Bu sebeple her bir Müslüman, çok çalışarak gayri meşru yolara sapmadan, helal dairesindeki meşru yollardan kazanma yoluna gitmeli, bu sayede fert, aile ve toplum hayatının huzur güven ve emniyetine katkıda bulunmalıdır.
[1] Bakara, 2 / 188
[2] Buhari , Zekat
[3] Hakim Müstedrek II.10 Ahmed IV.141
[4] Ali-İmran , 3 / 161
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da haksız kazanç, finansal işlemlerde hakkaniyet, dürüstlük ve adalet ilkelerine aykırı bir ekonomik sömürü veya sebepsiz zenginleşme şekli olarak kabul edilir. Haksız kazanç, gayri meşru veya etik olmayan yollarla servet, varlık veya kaynak elde etmeyi ifade eder. Başkalarından yararlanmayı, piyasa koşullarını manipüle etmeyi veya sömürücü uygulamalara girmeyi içerir. İşte İslam’daki haksız kazançtan birkaç örnek:
İslam’da adalet, adalet ve ahlaki davranış, ekonomik ve mali konularda ayrılmaz ilkelerdir. Müslümanlar, karşılıklı rızaya, şeffaflığa ve adalete dayalı işlemlere ve iş anlaşmalarına katılmaya teşvik edilir. Haksız kazanç sadece bu ilkeleri ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumun sosyal dokusunu ve ekonomik istikrarını da baltalar. Müslümanlar, servet kazanmanın yasal ve etik yollarını aramaya ve başkalarına zarar veren veya İslam’ın öğretilerine aykırı olan her türlü haksız kazançtan kaçınmaya teşvik edilir.