1- Babamız da olsa, anneannemiz de olsa, annemiz de olsa orta da yaptıkları BÜYÜK bir haksızlık varsa onlara karşı tavrımız nasıl olmalıdır? Büyüğümüz diye uyarmamamız mı gerekiyor. Sessiz kalmak günah değil mi? Nasıl bir yol izlenmeli?
2- Tavrımızı ortaya koyduğumuzda hoşlarına gitmiyorsa (doğru söylendiği için) günah olur mu?
Cevap :
Haksızlık karşısında gücünüz nispetinde müdahale etmeniz gerekir . Bunu yaparken uslubunuz düzgün olması gerekir . Kırmadan rencide etmeden hakkı güzel bir dille anlatmanız gerekir . Siz üzerine düşeni yaptıktan sonra ibret alan kendine çeki düzen verir . İbret almayanada yapacak birsey yok .
Haksızlık karşısında nasıl bir tutum sergilemeniz gerektiği İslam’ın temel ilkeleri, Kur’an-ı Kerim ayetleri ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadislerinde açıkça belirtilmiştir. Sorularınıza dayanaklarıyla açıklık getirelim.
1. Büyüklerimizin Haksızlık Yapması Durumunda Tavrımız
Kur’an ve Sünnet’te doğruluğun emredilmesi: İslam’da haksızlığa karşı çıkmak ve hakkı savunmak temel bir görevdir. Bu görev, kimin tarafından yapılırsa yapılsın haksızlığı engellemeyi içerir. Kur’an’da şöyle buyrulur:
“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana babanız ve akrabalarınız aleyhine de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun.” (Nisa, 4/135)
Bu ayet, yakınlarımız bile olsa haksızlığa karşı durmamız gerektiğini açıkça ifade eder. Ancak, bunu yaparken saygıyı elden bırakmamak önemlidir.
Usul ve Üslup Önemlidir: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) haksızlıkla mücadelede doğru üslubun önemini vurgulamış ve şöyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz bir kötülük gördüğünde, onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, İman, 78)
Haksızlık yapan büyüğümüze karşı uyarıda bulunurken:
- Saygıyı koruyun: Nazik, kırıcı olmayan bir üslupla yaklaşmak gerekir. Sert ve rencide edici bir tavır, karşı tarafın tepkisine yol açabilir ve uyarmak istediğiniz konunun faydasını engelleyebilir.
- Delillerle konuşun: Hakkı savunurken dini ve mantıklı deliller sunmak, muhatabın meseleyi anlamasına yardımcı olur.
2. Tavrımız Hoşlarına Gitmezse Günah Olur mu?
Doğruyu söylemek ve iyiliği emretmek: Kur’an, iyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı müminlerin temel özelliklerinden biri olarak tanımlar:
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız.” (Âl-i İmrân, 3/110)
Büyüğünüz, hakkı hatırlattığınızda hoşlanmasa bile bu sizin günaha gireceğiniz anlamına gelmez. Asıl önemli olan, niyetinizin Allah rızası için olmasıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hakkı haykırmayı bir müminin görevi olarak ifade etmiştir:
“Hakkı söylemekten, kınayanın kınamasından korkmayın.” (Tirmizi, Fiten, 76)
Ancak, bu esnada aşırıya gitmek veya karşı tarafı küçük düşürücü ifadeler kullanmak doğru değildir. Uyarı, iyi niyetle ve güzel bir dille yapıldığında günaha girmezsiniz.
Sonuç: Nasıl Bir Yol İzlenmeli?
- Durumu İyi Analiz Edin: Haksızlığın ne olduğunu ve büyüğünüzün niyetini anlamaya çalışın.
- Nazik ve Yapıcı Olun: Kırıcı olmadan, güzel bir üslupla, mümkünse başkalarının yanında değil yalnızken konuşun.
- Delillere Dayanın: İslami kaynakları veya makul gerekçeleri dile getirin.
- Sabırlı Olun: Uyarınız hemen sonuç vermeyebilir. Göreviniz hatırlatmak; sonuç Allah’a aittir.
- Dualarınızı Eksik Etmeyin: Hidayet ve doğru yolu bulmaları için dua edin.
Siz güzel bir şekilde hakkı savunduktan sonra karşı tarafın tavrı, sizin sorumluluğunuzda değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Kim bir haksızlık görür de onu değiştirirse, bu onun için bir sevaptır. Kim de değiştiremezse Allah onu affeder.” (Müslim, İman, 49)
Bu temel prensipler, haksızlık karşısında nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini netleştirecektir.
Benzeri konular:
- “Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber, şerefinizi de kaybedersiniz.” Yukarıdaki özdeyiş sizde neyi çağrıştırmaktadır? Yorumlayınız.
- Haksızlık durumunda özür dilemesi gereken kimdir?
- Haksızlık edene beddua etmek caiz mi
- Evlenirken alınan Altınlarda Haksızlık
- Haksızlık yapan hakkında konuşmak gıybet sayılır mı
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Haksızlık karşısında ne yapılması gerektiği, kişisel değerler, toplumsal normlar, hukuki düzenlemeler ve vicdani sorumluluklara bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak, haksızlık karşısında yapılması gereken birkaç temel yaklaşım vardır:
1. Farkındalık ve Tanıma
Haksızlık, önce tanınmalı ve kabul edilmelidir. Bazen insanlar, içinde bulundukları durumun ya da başkalarına uygulanan haksızlıkların farkında olmayabilirler. İlk adım, durumu doğru bir şekilde değerlendirmek ve adaletsizliğin farkına varmaktır. Bu, bireylerin ve toplumların daha sağlıklı bir şekilde tepki vermelerini sağlar.
2. İfade Etme
Haksızlık karşısında sessiz kalmak, durumu onaylamak anlamına gelebilir. Bu yüzden, adaletsizliğe uğrayan kişiye destek vermek, doğruyu savunmak ve durumu dile getirmek önemlidir. Bu, sözel bir tepki olabilir; ancak aynı zamanda yazılı veya toplumsal bir hareketin parçası olarak da yapılabilir.
3. Hukuki Yolları Arama
Eğer durum hukuki bir haksızlık içeriyorsa, başvurulacak birinci yol yasal hakların savunulmasıdır. Hukuk, bireylerin haklarını koruma adına önemli bir araçtır. Yasal başvurular, şikayetler veya davalar yoluyla, haksızlıkların cezalandırılması ve mağdurların haklarının korunması sağlanabilir.
4. Adaletin Peşinden Gitmek
Haksızlık karşısında, “adalet” arayışı önemlidir. Adaletin sağlanması yalnızca hukuki yollarla değil, aynı zamanda toplumsal olarak da önemlidir. Toplumda eşitlik, hakkaniyet ve insan haklarına saygı gibi değerlerin teşvik edilmesi gerekir. Adaletin peşinden gitmek, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur.
5. Sosyal Destek Oluşturma
Haksızlığa uğrayan kişiler yalnız hissetmemeli ve toplumsal desteği hissetmelidir. Bazen, toplumsal dayanışma ve destek grupları oluşturmak, haksızlığa karşı daha güçlü bir tepki verebilmek için etkili olabilir. Haksızlık karşısında yalnız olmadıklarını hissetmek, mağdurların psikolojik iyileşmelerine yardımcı olabilir.
6. Sabırlı ve Yapıcı Olmak
Haksızlık karşısında aşırı öfke veya şiddetle tepki vermek, genellikle daha fazla soruna yol açabilir. Bu yüzden, sakin kalmak, akılcı ve yapıcı yollarla çözüm aramak önemlidir. Öfkeyle değil, soğukkanlı bir şekilde durumu ele almak daha kalıcı çözüm yolları yaratabilir.
7. Kendi İç Huzurunu Koruma
Haksızlık karşısında bireylerin kendi iç huzurlarını da korumaları önemlidir. Haksızlığa uğramış biri, sürekli olarak o haksızlığa odaklanarak kendi psikolojik sağlığını tehlikeye atabilir. Kendi içsel dengeyi sağlamak, hem o kişiye hem de başkalarına daha sağlıklı çözümler üretmeye yardımcı olabilir.
8. Eğitim ve Farkındalık Yaratma
Toplumda haksızlıkların yaygınlığını azaltmak için eğitimin rolü büyüktür. Toplumları, eşitlik, adalet, hoşgörü gibi değerlere dair eğitmek, daha adil bir toplumun temellerini atmaya yardımcı olabilir. Farkındalık yaratmak, gelecekteki haksızlıkları önlemek için önemli bir adımdır.
9. Şiddetten Kaçınmak
Haksızlık karşısında, şiddet kullanmak genellikle durumu daha da kötüleştirir. Haksızlığa uğramış bireylerin veya grupların, şiddetle değil, barışçıl yöntemlerle tepkilerini göstermeleri gerekir. Şiddet, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik veya sözel şiddet de olabilir. Bu tür davranışlar, hem mağdur hem de suçlu için zararlı olabilir.
Sonuç olarak:
Haksızlık karşısında yapılması gerekenler, durumun doğasına göre değişkenlik gösterebilir, ancak her zaman adaletin savunulması, hakların korunması ve vicdani sorumlulukların yerine getirilmesi temel prensipler olmalıdır. Haksızlık karşısında ses çıkarmak, doğruyu savunmak ve çözüm yolları aramak, bireylerin ve toplumların daha adil ve sağlıklı bir şekilde yaşamasına katkı sağlar.