Halife’nin Görevleri

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

4.1. Hz. Muhammed Sonrası Kurumsal Gelişmeler

4.1.1. Hilafet Kurumu

4.1.1.2. Halife’nin Görevleri

Halifenin Gorevleri

Halifenin görev yelpazesi kurulduğu ilk günden ilga edildiği son güne kadar teorik ve pratik birçok değişim göstermiştir. Özellikle hilafet kurumunun siyasi ve dini kimliğinin birbirinden ayrılmasından sonra halifeler, siyasi görevlerinin birçoğunu kaybetmişlerdir. Kur’an’da halifelikle ilgili ayetlere genel olarak bakıldığında, dünyevi ve uhrevi olmak üzere iki uç görev göze çarpmaktadır. Halife’nin dünyevi görevleri, yeryüzünün imar edilmesi, çalışma, üretme, bozgunculukla mücadele gibi dünyayla ilgili işleri içerir. Uhrevi görevleri ise, Allah’ın kanunlarını ve öğretilerini sahip çıkmayı, İslam’ın değerlerini savunmayı, bu değerleri yaymayı ve insanların da bu değerlere göre yaşamasını sağlamayı içerir(Halil, 2010, s. 40). Halifeler tüm bunları yaparken kendileri de dünyevi ve uhrevi görevlerin ikisine de tam anlamıyla bağlılık göstermeli ve insanlardan bekledikleri şeyleri önce kendileri yapmalıdır.

Halifenin görevlerine hukuksal açıdan bakıldığı zaman ise şeriat sadece tek bir otoriteyi tanır o da İmâm’ın[1] otoritesidir. Halife sahip olduğu bu otoritenin bir kısmını veya tamamını bakanlarına, valilerine ve generallerine devredebilir(Rosenthal, 2009, s. 22-23). Halifeler bu yetki devriyle birlikte üzerine vazife olan görevlerini yerine getirmeye çalışırlar. Bu bağlamda halifeler İslam’ın savunucusu, İslam hukukunun uygulayıcısı, adaletin koruyucusu, din ve savaş konularında ise karar vericidirler. Tüm halifeler bu görevlerin hepsinin etkin şekilde yerine getirilmesi konusunda şeriata karşı sorumludurlar. Görevlerin hepsini şahsen yerine getirebileceği gibi atadığı memurlar yoluyla da yerine getirebilirler. Bunların yanı sıra bu görevleri maddi güç sahibi olan sultan ve emirlere tevdi ederek onların bu görevleri üstlenmesini sağlayabilirler. Bu devlet kurumlarıyla ve görevleriyle ilgili her şey anayasa hukukunun parçasıdır ve fıkıh kitaplarında hilafet başlığı altında incelenmiştir(Rosenthal, 2009, s. 26).
İslam düşünürlerinin ittifak ettiği üzere siyasetin amacı, belirli bir toprak parçası üzerinde yaşayan insanların adalet ve huzur içerisinde yaşamasını sağlamaktır. Bu doğrultuda halife sorumlu olduğu insanların akıl, can, mal, din ve şereflerini korumakla görevlidir. Halife bu görevleri yerine getirirken, adil, eşitlikçi, özgürlükçü, şeriata uygun, şûra meclisini etkin halde kullanarak, muhalefeti dinleyerek, merhamet ve tevazu ile hareket ederek, görevlendirme ve atamalarda liyakat(ehliyet)’a uygun davranarak hareket etmelidir(Barca, 2015, s. 38-39). Ayrıca Müslüman bireyin hayat koşulları, Allah’ın kurallarını yaşayabileceği şekilde şeriata uygun düzenlenmeli ve Müslümanlar, Allah’ın emirlerine gönüllü şekilde boyun eğerek bu düzene uymalıdır. Bu konuda genel olarak devlet, özel olarak da ‘şeriat’ın koruyucusu’ olan halife sorumludur(Rosenthal, 2009, s. 24).

Fakat bahsedilen bu görevler, tıpkı halifede bulunması gereken özellikler gibi tarihsel şartlara uygun değişiklikler göstermiştir. Örneğin Abbâsî dönemine kadar hem siyasi hem de dini yetkileri elinde bulunduran halifeler, Abbâsî hilafetinin ikinci yüzyılından(Miladi 10. yüzyıl) itibaren siyasi yetkilerini kaybetmişlerdir. Devam eden süreçte Abbâsîlerin yıkılmasıyla birlikte siyasi iktidarlığa ait tüm görevlerini de kaybetmişlerdir. Hilafet kurumunda Abbâsîlerin ikinci yüzyılından itibaren görev ayrımı yaşanmıştır. Mevdûdî[2] konuyla ilgili şunları söylemiştir: İslam dünyasında yaşanan ihtilaflı durumlardan dolayı hilafet kurumu, önderlik ve rehberlik olarak ikiye ayrılmıştır. Bunun neticesinde, sultanlar, valiler, amiller ve devlet yetkilileri siyasi ve idari yetkileri kullanmışlardır. Fakat bu siyasi önderler yetkilerini kullanırken dini ve ilmi esasları göz ardı etmişlerdir. Dini önderliği ise sahabîler, tabiîler, fakîhler, muhaddisler,[3] müfessirler[4] ve ümmetin salih ve âlim şahsiyetleri yapmıştır(Geçit, 2016, s. 42). Bu görev dağılımı neticesinde hilafetin bağlayıcılığı ve görev yelpazesinde bir daralma görülmüştür. Bu süreç Osmanlı dönemine kadar devam etmiştir. Osmanlı Dönemi’nde hilafet makamı, siyasi ve dini yetkileri tekrar kendinde toplamıştır.

Mustafa Öden


[1] Erken İslam döneminde imam ve yönetici kimlikleri birbirinden farklı kimlikler değildi. Halife olan kişi hem ümmetin siyasi lideri hem de onların dini imamıydı. Örneğin hem Cuma namazını kıldırır hem de devletini yönetirdi.
[2] Mevdûdî Pakistan asıllı bir İslam âlimidir. Aynı zamanda müfessir, gazeteci ve yazardır. 1903 yılında Hindistan’da doğmuş 1979 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde ölmüştür.
[3] Hadis bilimiyle uğraşan kişiler.
[4] Tefsir bilimiyle uğraşan kişiler.

Benzer Konular:

Answers ( 2 )

    1
    2021-01-25T23:28:49+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Halifenin görevleri konusunda; İslam ümmetinin başında olan kişiye halife denir. Kısaca ve öz olarak yazılacak olursa İslam ümmetinin derdi, sıkıntısı ve problemi ile ilgilenmekmektir. Bunun dışında yaşanabilecek olan iç ve dıştaki problemlerle sorunlarla ilgilenmek, savaş durumunda ordunun başında komutanlık yapmaktır.

    En iyi cevap
  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam’da Halife, İslam’ın ilkelerini yönetmede ve sürdürmede önemli bir rol üstlenen İslam ümmetinin (topluluğunun) liderini ifade eder. İslami öğretilere dayalı olarak halifenin görev ve sorumlulukları aşağıdakileri içerir:

    İslam’ı Korumak ve Sürdürmek: Halife, İslam inancını korumaktan, Kur’an ve Sünnet’in öğretilerine bağlılığı sağlamaktan (Hz. .

    Adaleti Yerine Getirmek: Toplumda adaleti tesis etmek ve sürdürmek Halifeye emanet edilmiştir. Bu, bireylere adil ve eşit muamele edilmesini sağlamayı, anlaşmazlıkları çözmeyi ve yönetişim ve yargı konularında İslam hukuku (Şeriat) ilkelerini desteklemeyi içerir.

    Ümmetin Korunması: Halife, Müslüman toplumu dış tehditlere karşı korumak ve refahını korumakla görevlidir. Bu, İslam devletinin sınırlarını korumayı, vatandaşlarının güvenliğini sağlamayı ve saldırı ve zulme karşı savunmayı içerir.

    Ümmete Rehberlik Etmek: Halife’nin ümmete liderlik etmesi ve rehberlik etmesi, İslami ilkelere dayalı tavsiye ve tavsiyelerde bulunması bekleniyor. Bu, fermanlar çıkarmayı, vaazlar vermeyi ve topluluğun ruhani, ahlaki ve entelektüel gelişimini teşvik etmeyi içerir.

    İdari ve Yönetişim Görevleri: Halife, devlet idaresini denetler, devlet kurumlarının verimli çalışmasını sağlar, memurları atar ve kamu işlerini yönetir. İslami ilkelerle uyumlu ve ümmetin çıkarlarına en iyi şekilde hizmet eden politikaları uygulamaktan sorumludurlar.

    Refah ve Sosyal Adaleti Teşvik Etmek: Halife, toplumsal meseleleri ele almaktan, toplumun refahını teşvik etmekten ve sosyal adalet için çabalamaktan sorumludur. Bu, yoksulluğu hafifletmeye, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler sağlamaya ve toplumun dezavantajlı üyelerinin refahını sağlamaya yönelik girişimleri içerir.

    Hilafet kavramının ve Halifenin belirli rol ve sorumluluklarının tarih boyunca ve çeşitli Müslüman toplumlar arasında farklı yorumlanıp uygulandığına dikkat etmek önemlidir. Farklı İslam alimleri ve siyasi oluşumlar, bu görevlerin anlaşılmasında ve uygulanmasında farklılıklar gösterebilir.

Cevapla