Halvet, iddet ve mehir

Question

Evlenen çiftin yalnız kalmaları iddet ve mehri gerektirir mi?

Halvet iddet ve mehir

Halvet olunca ne olur? iddet ve mehir gerekir mi?

Âyetteki, “Mü’min kadınları nikâhlayıp da sonra, kendilerine dokunmadan…” ifadesinin -ki burada “dokunmak“, cimâdan kinâyedir zâhirine göre çiftin bir arada kalmaları, münâsebetinicab ettirdiği iddet ve mehri gerektirmez. İmâm Şâfiî’nin görüşü budur. Delili ise Allah Teâlâ’nın kadının cinsî münâsebetten evvel boşanması halinde iddet olmadığını bildirmiş olmasıdır. Halvet, bir arada kalma, cimâ demek olmadığına göre, iddet ve mehir gerekmez.

Cumhûr ise halvet halinin de münâsebet gibi, mehrin tamamını ve iddeti icab ettirdiği görüşündedir. Delilleri de şunlardır:

1. Dârekutnî, Sevban’danrivâyet etmiştir: “Resûlullah (s.a.v.), “Her kim kadının başörtüsünü açıp bakarsa ister münâsebette bulunsun, ister bulunmasın onun mehrini vermesi icab eder.” buyurmuştur.”

2. Rivâyet edildiğine göre Hz. Ömer, “Bir kimse nikâhlandığı kadinla perde asarak halvet olur ve onun avretini görürse o kadına iddet beklemek farz olduğu gibi kocasına mirasçı da olur. Kocası onun mehrini de tam olarak vermelidir.” demiştir.

3. Züråre b. EbîEvfä’dan şöyle rivâyet edilmiştir: “Râşid halifeler, nikâhlandığı kadınla halvet olan bir adamın, o kadınla ister münâsebette bulunsun, ister bulunmasın, mehrini tam olarak vermesine ve kadının iddet beklemesinin farz olduğuna hükmetmişlerdir.”

Görüldüğü gibi cumhûrun delilleri daha kuvvetlidir. Çünkü bir adamın karısıyla bir sene aynı yatakta yattığı halde münâsebette bulunmaması mümkündür. Öyleyse icab eden o adamın kadının mehrini tam olarak vermesi ve kadının da iddetini beklemesidir. Çünkü uzun zaman bir arada bulunmuşlardır. Aralarında çıkacak ihtilâfı da ancak bu hüküm halledebilir.

Ancak, halvetle iddetinvacib olduğunu söyleyenler arasında ihtilâf vardır. Kimisine göre kadının iddet beklemesi diyaneten değil, hükmen farzdır. Zira kadı zâhirle hükmeder. Kimilerine göre de kadının iddet beklemesi hem diyaneten hem de hükmen farzdır. Sahih olan görüş ikinci görüştür.

Üçüncü hüküm: Tek talâkla boşanan bir kadını kocası ric’at ettikten sonra onunla cinsî münâsebette bulunmadan tekrar boşarsa kadının iddeti ilk talâktan itibâren mi sayılır, yoksa theric’attan sonraki talâkın vukuundan itibâren mi sayılır?

İmâmŞâfiî’ye (rh.a.) göre kadının iddeti birinci talâktan itibâren sayılır. Yeniden iddet saymaya lüzûm yoktur.

İmâmEbû Hanife (rh.a.) ve İmâm Mâlik’e (rh.a.) göre ise kadının idde ti, kocanın ric’attan sonra yaptığı ikinci talâktan itibâren sayılır.

İmâmŞâfiî’nin delili

Boşanan kadının iddeti, birinci talâktan itibâren sayılır. İdde tin, ric’attan sonra yapılan ikinci talâktan itibâren sayılmasına lüzûm yoktur. Zira ikinci talâkına iddet yoktur. Çünkü talâk ric’attan sonra, münâsebette bulunulmadan yapılmıştır. İkinci talâkın birinci talâk ile icab eden iddeti iptal etmesi uygun değildir. Çünkü adamın birinci talâkı münâsebetten sonra yapılmıştır. Bu sebebleşâriin iddet hükmü ne uyulması vacibtir. Zira o adamın karısına yaklaşmadan yaptığı talák, ric’at etmeden iddeti içerisinde yaptığı talâk hükmündedir. Öyleyse, bir adam karısının her temizlenişinde bir talâk vermiş olsa üçüncü talâkı verişinde kadın ondan tamamen bos olur. İddet yenilenmez.

Hanefî ve Mâlikîlerin delilleri

Kadının ikinci talâkından sonra yeniden iddet beklemesi gerek mektedir. Zira ikinci talâk ile ric’at arasında her ne kadar halvet ve te mas yoksa da o talâk münâsebetten önce yapılmış bir talâk sayılamaz. O kadın ile daha önce münâsebette bulunulmuştur. Bundan ötürü o ka din münâsebette bulunulmuş bir kadın hükmündedir.

Kurtubi, İmâm Mâlik’ten (rh.a.) naklen şöyle der: “Bu kadın yeniden iddet beklemek zorundadır. İlim erbâbının ekserisinin görüşü de budur. Bu kadın nafakada, ev ve giyim hususlarında münâsebette bulunulmuş kadınlar hükmündedir. Basra, Kûfe, Mekke, Medine ve Şam fakihlerinin cumhûru bu görüştedir.

Ahkam Ayetleri Tefsiri Celal Yıldırım

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 2 )

    2
    2023-04-29T15:51:01+03:00

    Halvet, bir erkekle bir kadının baş başa kalması durumunu ifade eder ve İslam dini tarafından hoş karşılanmaz. Zina gibi haram bir davranışa neden olabileceği için, erkek ve kadınlar arasında fiziksel sınırların korunması gerekmektedir.

    İddet ise, kadınların boşanma, kocanın ölümü veya evliliğin sona ermesi gibi durumlarda belirli bir süre boyunca beklemesi gereken dönemi ifade eder. Bu süre boyunca kadın tekrar evlenemez ve hamile kalamaz. İddet süresi, İslam hukukunda belirlenmiştir ve farklı durumlara göre değişebilir.

    Mehir, evlilik sırasında erkeğin kadına verdiği maddi değeri ifade eder. Bu, kadının evlilik boyunca ve sonrasında finansal olarak korunmasını sağlar ve kadınların aile hayatında daha fazla güvenlik hissetmelerine yardımcı olur. Mehir, evlilik öncesi belirlenir ve kadının onayı ile erkeğin vermesi gereken bir haktır.

    En iyi cevap
    1
    2023-06-19T18:10:04+03:00

    Halvet, İslam hukukunda evlilik bağlamında kullanılan bir terimdir. Halvet, bir erkek ile evlenme niyeti olan bir kadının, mehir (dowry) ve nikah işlemleri tamamlanmadan önce geçici bir süre birlikte kalması durumunu ifade eder. Bu durum, genellikle gelin ve damadın evlilik öncesi tanışma ve yakınlaşma sürecini içerir. Ancak İslam hukukunda, halvetin belli sınırlar içinde ve mahremiyetin korunduğu bir şekilde gerçekleşmesi öngörülür.

    İddet, bir kadının boşanma, eşinin vefatı veya evliliğin sona ermesi durumunda beklemesi gereken belirli bir süreyi ifade eder. İddet süresi, kadının hamile olup olmamasına, boşanma şekline veya eşinin ölümüne bağlı olarak değişebilir. İddet süresi boyunca kadın, başka bir evlilik yapamaz ve belirli bir süre boyunca dul statüsünde kalır. İddet, hem toplumsal düzeni sağlamak hem de var olan evlilik ilişkisini tam anlamıyla sonlandırmak için önemlidir.

    Mehir ise evlilik sırasında eşin kadına verdiği bir tür tazminattır. Mehir, evlilik akdi sırasında belirlenir ve genellikle para veya mal olarak verilir. Mehir, kadının güvencesini sağlamak, ona maddi destek sunmak ve evlilik ilişkisinde eşitlik ilkesini güçlendirmek amacıyla önemlidir. Mehir, evlilik süresince kadının haklarından biridir ve boşanma veya eşin vefatı durumunda da geçerlidir.

    Bu kavramlar İslam hukukunda evlilik ve aile kurumuna ilişkin önemli konuları kapsar. Halvet, iddet ve mehir, evlilik ilişkisini ve evlilikten doğan hak ve sorumlulukları düzenleyen hükümlerdir.

Cevapla