Paylaş
Hanbeli Kelamında Kader Meselesi
Question
Hanbeli Mezhebinde Kader Konusu
12.Sınıf öğrencisiyim bu konuyu çok araştırdım fakat bir yerde bulamadım. Bana yardımcı olabilir misiniz?
CEVAP:
Hanbeli Kelamında Kader Meselesi
Hanbeli mezhebi, İslam’ın dört büyük fıkhi mezhebinden biridir ve kurucusu Ahmed bin Hanbel (rahmetullahi aleyh) olarak kabul edilir. Hanbeli mezhebi, kader meselesinde Ehl-i Sünnet itikadını savunan bir yaklaşıma sahiptir ve bu konuda selefi bir çizgi takip eder. Bu makalede, Hanbeli kelamında kader meselesi ve bu konudaki temel ilkeler incelenecektir.
Kader Nedir?
Kader, İslam inancında Allah’ın her şeyi ezelde bilip belirlemesi ve yaratması anlamına gelir. Kader kavramı, Allah’ın sonsuz ilmi ve kudretiyle evrendeki her şeyin planlanmış olduğu inancını içerir. Kaderin varlığına iman etmek, İslam inancının altı temel esasından biridir ve bu nedenle tüm Müslümanlar için önemlidir. Hanbeli mezhebi de bu konuda Ehl-i Sünnet çizgisini takip eder ve kaderi Allah’ın ilmi, iradesi ve yaratması olarak tanımlar.
Hanbeli Görüşünde Kader ve İrade
Hanbeli mezhebi, kader konusunda Cebriyye ve Kaderiyye gibi aşırı uçlardan uzak, dengeli bir görüş benimser. Cebriyye, insanın hiçbir iradesi olmadığını ve her şeyin zorunlu olarak gerçekleştiğini savunurken; Kaderiyye ise insanın tamamen özgür olduğunu ve kaderin olmadığını iddia eder. Hanbeliler ise, insanın iradesi olduğunu ancak bu iradenin Allah’ın iradesine tabi olduğunu savunurlar. Bu, insanın yaptıklarından sorumlu olduğunu ve aynı zamanda Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğunu kabul eden bir dengedir.
Hanbelilere göre, Allah her şeyi ezelde bilmiştir ve her şey O’nun takdiriyle gerçekleşir. Ancak bu, insanın iradesini tamamen yok saymak anlamına gelmez. İnsan, kendisine verilen irade ile seçim yapar ve bu seçimlerden sorumludur. Ahmed bin Hanbel, insanın iradesini inkâr etmez; aksine insanın iyi veya kötü fiillerini kendi iradesiyle gerçekleştirdiğini, ancak bu fiillerin yaratılmasının Allah’a ait olduğunu vurgular.
Kaza ve Kader
Hanbeli mezhebinde kader, Allah’ın ezelde belirlediği ve takdir ettiği şeylerdir. Kaza ise bu takdir edilen şeylerin zamanı geldiğinde gerçekleşmesidir. Bu ayrım, kaderin Allah’ın ilmi ve iradesine dayandığını, kazanın ise bu ilmin ve iradenin tecellisi olduğunu ifade eder. Hanbelilere göre, her şey Allah’ın bilgisi dahilindedir ve Allah, kullarının yapacaklarını önceden bilmektedir. Ancak bu bilgi, insanın iradesini ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
İmtihan ve Sorumluluk
Hanbeli mezhebine göre, kader inancı insanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Allah, kullarını imtihan etmek için onlara irade vermiştir ve bu dünyada yapılan her şey bir sınavdır. İnsanlar, yaptıkları iyi ve kötü fiillerden sorumludur ve bu fiillerin sonucunda ya mükâfat ya da ceza alacaklardır. Kader, insanların seçimlerini ve bu seçimlerin sonuçlarını kapsar; ancak insan, bu seçimleri kendi iradesiyle yapar.
Ahmed bin Hanbel, kader konusundaki tartışmalara girmeyi hoş karşılamamış ve bu konuda aşırıya kaçan tartışmalardan kaçınılması gerektiğini vurgulamıştır. Ona göre, kader inancı basit bir şekilde kabul edilmeli ve bu konuda derin felsefi tartışmalara girilmemelidir. Bu yaklaşım, Hanbeli mezhebinin selefi karakteriyle uyumludur; çünkü selefi yaklaşım, iman esaslarını olduğu gibi kabul etmeyi ve bu konularda gereksiz tartışmalara girmemeyi önerir.
Hanbeli Mezhebinin Selefi Yaklaşımı
Hanbeli mezhebi, kader konusunda selefi bir yaklaşım benimser ve bu konuda akıl yürütme yerine nakli delillere dayanır. Kur’an ve Sünnet, kader inancının temel kaynaklarıdır ve bu kaynaklarda belirtilen hususlar olduğu gibi kabul edilir. Hanbelilere göre, kader konusunda aşırı spekülasyonlar ve akılcı yorumlar, insanların sapmasına ve gereksiz şüphelere düşmesine neden olabilir. Bu nedenle kader meselesinde selefi bir tutum sergilenmeli ve Allah’ın bilgisi ve kudreti karşısında insanın aciz olduğu kabul edilmelidir.
Sonuç
Hanbeli kelamında kader meselesi, Ehl-i Sünnet itikadı çerçevesinde ele alınır ve insan iradesi ile Allah’ın kudreti arasında dengeli bir yaklaşım benimsenir. Hanbelilere göre, Allah her şeyi bilmekte ve yaratmaktadır; ancak insan da kendi iradesiyle seçim yapar ve bu seçimlerden sorumludur. Kader, İslam inancının temel bir parçasıdır ve Hanbeli mezhebi bu konuda selefi bir yaklaşımı benimseyerek, iman esaslarını olduğu gibi kabul etmeyi ve gereksiz tartışmalardan kaçınmayı öğütler. Bu dengeli yaklaşım, insanın sorumluluğunu ve Allah’ın kudretini aynı anda kabul eden bir inanç sistemini ifade eder.
Answers ( 2 )
Hanbeli mezhebinde Kader meselesi
İmam Ahmed b. Hanbel (v.241/855)
“Mümin, kaderin hayrına, şerrine, tatlısına ve acısına, hepsinin Allah’tan geldiğine iman eder. Kula isabet eden her şey Allah’ın hükmü iledir. Allah kullarının üzerinde kaderini takdir etmiştir.Hiç kimse Allah’ın dilemesini geçemez ve O’nun (cc) kazasını aşamaz. Allah azze ve celle itaati ve günahları takdir ettiği gibi hayrı ve şerri de takdir etmiştir. Kim Allah katında said olarak yazılmışsa o saiddir. Kimde şakî olarak yazılmışsa o şakidir.” (İbnü’l-Cevzî, Menâkıb Ahmed b. Hanbel, c.1, s. 227; Ebû Abdurrahman, es-Sünne, c. 2, s. 385)
Hanbelî kelâmında kader meselesi, özellikle İmam Ahmed bin Hanbel’in görüşleri üzerinden şekillenir. Hanbelî mezhebi, Ehl-i Sünnet’in dört büyük fıkıh mezhebinden biri olup, akide ve itikad konusunda da Ehl-i Sünnet’in temel ilkelerine bağlı kalmıştır. Hanbelîler, kader meselesinde selefî bir yaklaşımı benimsemişlerdir.
İmam Ahmed bin Hanbel’in Görüşü: İmam Ahmed, kader konusunda tartışmaya ve aşırıya kaçan kelâmî tartışmalara karşı çıkmıştır. Ona göre kader, imanın bir parçasıdır ve Allah’a güvenip teslimiyet göstermek gereklidir. Bu nedenle, İmam Ahmed, kader konusunu fazla detaylandırmaktan kaçınmış ve selefî bir duruş benimsemiştir. Kader hakkında fazla konuşmanın insanları şüpheye ve yanlış yollara sevk edebileceğini düşünerek, bu tür konuların Allah’ın ilmine bırakılmasını savunmuştur.