Paylaş
Hanefi Mezhebi Hakkında Bilgi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
HANEFi MEZHEBİ
Hanefi mezhebi İslam dünyasında yayılmış Sünni fıkıh mezheplerinden birisidir. Bu mezhebe “Hanefi” adı imam Ebu Hanife’ye nispetle verilmiştir.
Kuruluşu ve Önde Gelenleri
Mezhebin sahibi (kurucusu) Imam Ebu Hanife en-Numan b. Sábit b. Züti et-Teymi el-Kufi’dir. Küfe de H. 80 yılında dogdu, Bağdat’ta H. 150 yılında vefat etti. Aslen Farslı olup etbaut-täbiindendir. Kimileri de onu tabiinden saymıştır. Çünkü ashab-ı kiram dan dört kişiyle görüşmüştür. Ticaretle uğraşan bir ailede yetişti. Sonra ilme yöneldi, Kur’ân-i Kerim’i ezberledi, sünnetleri öğrendi ve fikıhta da büyük bir mertebeye ulaştı. Şafii onun hakkında **Ebu Hanife den daha fakih birini görmedim” dediği gibi yine, insanlar, f1 kahta Ebu Hanife’ye muhtaçtır” demiştir
İmam Ebu Hanife’nin Eserleri
Kelam ilmine dair el-Fikhu’l-Ekber adlı bir eseri vardır. Müsned veel Alim ve l-Müteallim adlı eserleri ile er-Red ale ‘l-Kaderiyye (Kaderiyye’ye Reddi) adında bir risalesi vardır. Öğrencileri okudukları ve Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybani’nin derledikleri dışında belirli bir fikih kitabı bırakmadı.
İmam Ebu Hanife’nin Alçakgönüllülüğü
Her zaman şöyle dedi: “Bizim bu görüşümüz bir re’yden ibarettir ve bu bizim gücümüzün yettiği en güzel şeydir. Bizim bu görüşümüzden daha güzelini getiren bir kimse, bize göre doğruya daha yakındır.”
Bir başka görüşün daha güçlü olduğunu gördüğü takdirde önceki görüşünden dönerdi. Onunla konuşup tartışan bir kimse, rivayet yoluyla nakledil. miş bir hadis zikredecek olursa, kesinlikle görüşünden dönerdi. Çünkü hadis karşısında görüş belirtmek söz konusu değildir.
Halife Mansur Un israrına rağmen håkimliği kabul etmedi. Bundan dola yı da dövüldü ve hapse atıldı.
İmam Ebu Hanife’nin Bazı Öğrencileri
Ebu Yusuf Ya’kub b. İbrahim el-Ensåri el-Kûfi (H. 113-182): Irak’ın fakihidir. Ebu Hanife’ye öğrencilik yapmış ve onun içtihat yolunu izlemiştir, İmamın en dikkatli ve uyanık öğrencisiydi. Mezhebin islam dünyasının değişik bölgelerine yayılmasında payı büyüktür. Bu da onun Kadıyül-Kudât
(başyargıç) makamına gelmesi ile olmuştur. Ebu Yusuf, Hanefi mezhebinden olmadıkça kimseyi kadı olarak görevlendirmezdi. Onun akli bir muhakemesi ve fışkıran bir zekâsı vardı. Değişik mezheplere mensup ilim adamları ile ilişki kurmuş, Hammåd b. Ebi Süleyman’a Öğrencilik yapmış ve Mekke’de birkaç yıl kalmıştır.
Abbasi halifesi Harun er-Reşid’in teklifi ile el-Harāc adlı kitabını te’lif etmiştir. Mali siyaset alanında ilk eser yazan kişi odur. Devletin gelirlerini kaynaklarım açıklamıştır. Hanefi mezhebine göre fıkıh usulü alanında eser ve yazan ilk kişi odur.
Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybâni (H. 132-189): Vasıt’ta dünyaya geldi, Küfe’de yetişti. Üstün bir akla sahipti. Hocası Ebu Yusuf’un hayatında öne çıktı, Imam Malik’ten ilim öğrendi. Şafii ile münazaraları vardi. Ebu Hanife’nin fıkhi altı kitapta yazdi. Mezhebin tedvininde üstün payı vardır. Yazdığı eserleri, Hanefi fıkıh alanındaki en büyük ve muazzam ansiklopedi dilerden sayılır. Onun bu eserlerini de daha sonra es-Serahsi el-Mehsüt adlı eserinde şerh etmiştir
Züfer b. el-Hüzeyl (H. 110-158): Ebu Hanife’nin öğrencileri arasında kl yasa en çok başvuran kişiydi. Ebu Hanife ona çok değer verir ve onu tazim ederdi. Zahid, abid, sika ve güvenilir birisiydi.
Hakimlik yapması için zorlanmışsa da bu görevi kabul etmemiş ve bir süre saklanmıştır. Bunun üzerine evi yıkılmıştır. Sonra çıkıp evini düzeltmiştir. Daha sonra tekrar zorlanmış ve yine evi yıkılmıştır. Fakat hakimlik görevini asla kabul etmemiştir
İlim ve ibadetle uğraştı. Dünyaya karşi zahid davrandı. Basra halkı onu sevdi ve orada vefat etti.
el-Hasan b. Ziyad el-La’lui (vefatı 204 H.): Ebu Hanife’ye öğrencilik yapmıştır. Daha sonra Ebu Yusuf’un sonra da Şeybani’nin öğrencisi olmuştur. Önce sünnetle iştigal etmiş sonra fikihla uğraşmıştır. Son derece zeki uyanik, dikkatli ve rivayetleri iyice hıfzeden birisiydi.
Hanefi Mezhebinin Usülü ve içtihatta izlediği Yol
Hanefi mezhebi, Kitab’a, sünnete, icmaya, kıyasa, istihsana, örfe, sahåbi sözüne, bizden öncekilerin şeriatına ve bunun dışında hakkında görüş ayrılığı bulunan diğer teşri kaynaklarına dayanmıştır.
Kur’an: İslam şeriatının birinci kaynağıdır. Bu hususta iki kişinin dahi ihtilafı yoktur. Kur’an ile ilgili görüş farklılıkları, onu delil göstermek ile ilgili bir görüş ayrılığın değildir. Bu, ancak lafiz ve anlamlarının anlaşılmasındaki bir ayrılıktır.
Nebevi Sünnet: Nebevi sünnet, şeriatın ikinci kaynağıdır. Bunda da hic bir görüş ayrılığı yoktur. Görüş ayrılığı sünnet ile ilgili birtakım ayrıntılarda dir. Mesela, Ebu Hanife sahih sünneti ve güvenilir kimseler arasında yayılmış rivayetleri alır. Bu da Hanefilerce meşhur hadis diye bilinir. Ahåd hadislere gelince; ahad hadis onlara göre, mütevatir ve meşhur olmayan hadistit.
Hanefiler bunu ancak birtakım şartlara bağlı olarak delil kabul ederler.
İcma: Şeriatın üçüncü esasıdır, Icma ile ilgili alimlerin görüş farklılıkları, icmanın bazı şekilleri ile ilgili fer’i birtakım hususlar hakkındadır.
Ashabın Sözleri: Ebu Hanife ashabın sözleri arasından diledigini seçer. Bilindiği gibi fakih müçtehidin seçmesi bir davanın sonucu değildir. O, bu sözler arasında karşılaştırma yapar ve bunlar arasından kendisince diğer yerine göre tercih edilmesi gerektiğine inandığı görüşü tercih eder.
Kıyas: Bu, benzer şeylerin kendilerini andıranlara kıyas edilmesidir. Kitap’ta, sahih sünnette ve sahåbenin verdiği yargı hükümlerinde herhangi bir görüş, hüküm ve yargı bulunmadığı takdirde kıyasa başvurulur
İstihsan: İstihsan, bazı kıyasların birtakım maslahatları kısmen ya da ta mamen ortadan kaldırması durumunda, kendisiyle bu kaybedilen maslahatın kazanılmasının mümkün görüldüğü bir yoldur. Hanefiler istihsani geniş bir alanda kullanmış, bu sebeple de büyük bir fıkhı servet miras bırakmışlardır.
Fakihler ve muhaddisler, Ebu Hanife’ye şu şekilde özetlenebilecek bir eleştiri yöneltmişlerdir: O, kendi bakış açısına göre, kıyasa muhalif olduğu için pek çok hadisi reddetmiştir. Halbuki onun reddetmiş olduğu bu hadisler, sahih ya da hasen ve delil olmaya elverişli olmasından dolayı başkasının gereğince amel ettiği hadislerden olabilir.
Hanefi mezhebine mensup fakihler de bunu söyle cevap vermişlerdir:
Ebu Hanife ne sahih ne de hasen hadisi-ileri sürüldüğü gibi- reddediyordu.
Aksine, hadisi veya åhåd haberi kabul etme konusunda işi sıkı tutuyordu. Bu hususta onun mazereti de Kufe’de bulunmasıydı. Zira Kufe, fitnelerin, siyasi gruplaşmaları ve firkalaşmanın beșiği idi. Bazıları hadis rivayetinde isi gay sek tutuyor, rivayette tedlis yapıyordu. Kimi hallerde de kendi hevasina des. tek bulmak için hadis uydurduğu da oluyordu. Ayrıca Kufe, vahyin indiği yer ve sünnetin merkezi olan Hicaz’dan uzakti. Bu sebeple Imam, hadisi kabulde ve gereğince amel etmede Allah’ın şeriati adına ihtiyat göstermiştir.
Hanefi Mezhebinin Yayılması
Mezhep ilk önce, kurucusunun yetiştiği ve kitaplarının tedvin edildiği yer olan Irak’ta yayıldı. Aynı şekilde Abbasi Devletinin bu mezhebi kabul etmesi ve Ebu Hanife’nin en önde gelen öğrencisi Ebu Yusuf yargıçlık görevini vermesi sebebiyle de yayılmıştır. Ebu Yusuf-dan önce de işaret ettiğimiz gibi- Hanefi mezhebine mensup olmayanlara kadılık görevi vermiyordu. İşte bundan dolayı mezhep Iran. Mısır. Şam (Suriye) ve Magrib ülkelerinde yayılmıştır.
Horasan. Sicistan, Taberistan, Deylem, Azerbaycan ve Ermenistan gibi håla çoğunluğu bu mezhepten olan ülkelerde Ebu Hanife’ye sevgi ve saygı vardı. Osmanlılar islam ülkelerine egemen olunca devlet Hanefi mezhebini benimsedi ve håla Osmanlıların yönetmiş olduğu devletler – Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün gibi- günümüze kadar bu mezhebe uymaktadır. Bu mezhep aynı zamanda Mesir da yargı için en önde gelen mezhep olmaya devam etmektedir.
Hanefi mezhebi günümüzde Afganistan, Pakistan, Hint kıtası ve Mısır ile Asya’daki diğer İslam ülkelerde yaygındır
Sonuçlar
Hanefi mezhebi islam dünyasında yayılmış, İslâm’ın Sünni, fıkıh mezheplerinden biridir. Bu mezhep Ebu Hanife’ye nispet edilir. Mezhebin esas kaynakları Kitap, sünnet ve icma ile ayrıca kıyas, istihsan, örf, sahåbi sözü, bizden öncekilerin şeriatı ve diğer kaynaklardır. Hanefi mezhebi önce Irak’ta yayıldı sonra Abbasi Devleti bu mezhebin sağlam bir yer edinmesine imkân tanıdı. Mezhep günümüzde Afganistan, Pakistan, Hindistan ve daha başka İslam ülkelerinde yaygındır.
- Hanefi Mezhebinin En Önemli Kitaplar
Ebu Hanife’nin eserlerinin en önemlisi el-Fikhu l-Ekber, Müsnedü’l- Hadis ve el-Álim ve’l-Mäteallim’dir. Hanefi mezhebinin en önemli kitapları ise “Zahirur-Rivaye” kitaplar diye bilinen altı kitaptır ki bunlar el-Camiu. Kebir, el-Cámius-Sagir, es-Siyeru’l-Kebir, es-Siyerus-Sagir, el-Mehsüt el-Asl) ve ez-Zividat adındaki eserlerdir. Bunlar Hanefi mezhebinde ter cih edilen görüşleri ihtiva eder. Bundan sonra yine (öncekiler gibi) Imam Muhammed’e ait olan ve Nevidir diye bilinen eserler gelir. Bu eserler de cl-Cürcániyyát, el-Háruniyyät, el-Keysániyyát ve er-Rakkiyyär’tır. Hüküm eş- Şehid el-Mervezi’nin (H. 334) el- Kafisi , Serahsi’nin el-Mesut’u, Kásani’nin Bedaiu’s-Sandisi ve Merginani’nin (H. 593) Muhtasaru l-Hiduve adlı eseri ile bu eserin şerhleri bu kaynaklar arasındadır. Hidäye’nin en önemli şerh- lerinden birisi de el-Kemal b. el-Humam in (H. 861) Fethu’l-Kadir adlı ese ridir. Bundan sonra ise İbn Abidin Hasivesi diye bilinen Reddu’l-Muhtar ile Mecelle-i Ahkam-ı Adliye gelir
- Hanefi Fikhinin Kaynakları
Serahsi, el-Mebut. 1. Baski, Misir, 1324. Matbaatu’s-Saide Aläuddin Ebu Bekir b. Mes’ûd el-Kasāni (H. 587), Bedäiu s-Sanãi fi Tertibi-Şerái Alauddin Muhammed b. Ahmed cs-Semerkandi (H. 575), Tuhfetu’l- Fukaha, 1. Baskı Tahkik: Dr. Muhammed Zeki Abdilberr, Dımaşk, Dımaşk Universitesi Baskısı, 1958
C. Muhtasar Eserlerden Bazıları
Muhammed Alauddin Ali b. Muhammed b. Ali b. Abdurrahman -ki el Haskefi diye tanınır- (H. 1088), ed-Durru’l-Muhtâr Şerhu Tenviri’l-Ebsâr Muhammed Emin Ibn Abidin diye meşhurdur- (H. 1252), Häşiyetu Reddi ‘l-Muhtår ale’d-Durri’l-Muhtår, Mustafa el-Babi el-Halebi, 2. Baski, 1966
Mezhebin ileri Gelenlerinin Biyografilerine Dair Eserler
Muhyiddin Abdulkadir b. Ebi’l-Vefa el-Kuraşi el-Misri el-Hanefi 775), el-Cevähiru’l-Mudiyye fi Tabakâti’l-Hanefiyye
Mevla Takiyuddin b. Abdulkadir et-Temimi ed-Dari el-Gazzi (H. 1005), et-Tabukátu’s-Seriyye fi Terácimi’l-Hanefiyye, Tahkik: Abdulfettáh Muhammed- med el-Hulül
- Genel Eserler
Dr. Hasan Ahmed Mer’i, Islam Seriatında içtihat (imam Muhammed b. Suud islam üniversitesi llmi Kurulu’nun daha başka araştırmalarla 1981 yı Inda yayınladığı bir araştırmadır)
Dr. Muhammed Fevzi Feyzullah, el-Mezähibu l-Fikhiyye.
Muhammed Ebu Zehra, Ebu Hanife, Daru’l-Fikri’l-Arabi
Muhammed Ebu Zehra, islam Mezhepleri Tarihi
Prof. Dr. Muhammed Ali es-Sais, Fıkıh Tarihi Kahire
Prof. Dr. Muhammed Sellam Medkur, Islam Fikha Giris, Kahire, 1383 Prof. Dr. Isevi Ahmed Isevi, Islam Fıkhına Giris, Kahire Prof. Dr. Mustafa Çelebi, İslam Fıkıhını incelemeye Giris, Kahire, 1376
Dr. Muhammed ez-Zühri, Genel Olarak islam Şer ‘illimlerini Tanıtma
Dr. Muhammed Şita Ebu Sa’d, Islâm Şeriati Hakkında Konferanslar Kahire, 1407
Kaynak: Çağdaş inaçlar ve düşünceler Beka yayınları
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Hanefi mezhebi genel olarak dört tane ameli mezhepten birisidir. Hanefi mezhebinin en fazla görüldüğü yerlerin başında ise Türkiye, Pakistan, Suriye, Irak, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan Kazakistan ve Kafkaslar’da görülmektedir. Hanefi mezhebinde delil olarak kabul edilenler ise; kitap, sünnet, sahabe fetvaları, örf ve adetler, kıyas, icma, istihsandır. İstihdam; yani bir şeyi güzel sayma. Güzel olanı kullanma demektir.