Selamınaleyküm
Düzensiz adetim var. Ayda çoğunlukla 7-8 gün arası adet oluyorum. Geçen ay 6 gün sürdü. Sorum şu Adet günümün yaklaştığı zamanLarda bir damla kan Gördüm ve o gün oruç tutmadım gün içerisinde birdaha hiç gelmedi. Bende gusül aldım birdaha hiç gelmedi ve 2 gün boyunca oruç tuttum namaz kıldım herhangi sıkıntı olmadı. Oruç tuttuğum ikinci gece tekrar damla şeklinde geldi ve adet gördüğümü düşünerek bıraktım. Adetİmin başlama gününü hangi tarih almalıyım? Ve hayızı 10 günü geçen biri namazına nasıl devam eder? Hiçbir mezhebi taklit etmiyorum. Hanefiyim.
Kadınlara Mahsus Haller
Kadınlara mahsus üç hal vardır:
Hayız,
Nifas,
İstihâza.
Hayız: Kadınlık çağına ulaşmış birinin rahminden, muayyen müddetler içinde gelen kandır. En erken 9 yaşında başlar, en geç 55 yaşında biter. Bu sûrette gelen kana “hayız kanı”, bu hâle “hayız hâli” veya “aybaşı hâli”denir.
Nifâs: Doğumdan hemen sonra kadının rahminden akan kandır. Lohusalık kanı da denir.
İstihâza: Hayız görmekte olan bir kadından üç günden eksik, yahut on günden fazla gelen kana istihaza kanı denir. Lohusa kadından ise, 40 günden fazla gelen kan istihâza kanıdır. Bu kan, kadının namazına, orucuna ve diğer ibâdetlerine mâni olmadığı gibi, cinsî yakınlığa da engel teşkil etmez. İstihâza kanı gelen kadın, her vakit başında abdest alır, namazını kılar. Bu, kesilmeyen burun kanı gibidir.
Hayız; en az üç gün üç gece, en çok on gün on gece devam eder.
İki adet arasındaki temizlik haline “tuhur”, denir. Bunun en az müddeti 15 gün olup, en çok müddeti için ise hudut yoktur.
Nifâsın en az müddeti için konulmuş bir hudut yoktur. Hattâ bazı yerlerin kadınlarında çocuk doğduktan sonra kan gelmez, veya gelse bile hemen kesilir. Onların derhal yıkanarak namaz ve diğer ibâdetlerini yerine getirmeleri lâzımdır. Nifâsın en çok müddeti doğumdan başlayarak kırk gündür. İkiz doğuran bir kadının nifâs günleri evvelki çocuğun doğduğu vakitten hesaplanır.
Kadının mûtad (kendisince alışılmış) hayız müddeti gerek az, gerek çok olsun, onun hayız müddetinin arasına giren tuhûr yâni kan gelmeyen zaman, hayızdan sayılır. Meselâ: en az hayız müddeti olan üç günün birinci ve üçüncü günlerinde kan gelip, arada geçen ikinci gününde kan gelmemiş olsa, bu ikinci gün de hayızlı sayılır.
Hayızın bittiğinin anlaşılması için akıntının renginin tamamen beyaza dönmesi lâzımdır. Kan kırmızı renkte olmakla beraber, toprak rengi, bulanık, yeşil, sarı ve siyah olarak da gelebilir.
Bazı kadınlarda âdet günleri sâbit değildir. Meselâ bir ay altı, diğer bir ay beş gün âdet görebilir. Bu durumda kesildiği gün olan beşinci gün yıkanır, namazını kılar, orucunu tutar fakat ihtiyâten kocası ile beraber olamaz. Mûtadı olan günü sayar.
Bazı kadınların âdet günleri muayyendir. Meselâ, her ay altı veya yedi veya dokuz gün âdet görürler. Bir âdet bir defa ile kararlaşmış sayılır. Şöyle ki; ilk defa âdet görmeye başlayan bir kız 7 gün kan, bundan sonra temizlik görse, âdeti 7 gün olarak kararlaşmış olur.
Kadınların muayyen âdet günleri bazı kere değişir. Bir âdetin değişmiş olması için ona zıt iki âdet hali görülmelidir. Her ay altı gün âdet gören bir kadın, üst üste iki ay Meselâ sekiz gün âdet görecek olsa artık âdeti altı gün değil, sekiz gün olur.
Hayız ve Nifas Hallerinde Yapılması Haram Olan Şeyler
Namaz kılmak. Hayız ve nifas hâlinde olan hanımlar namaz kılamaz. Bu halde kılınmayan namazlar sonradan kazâ da edilmez. Tilâvet ve şükür secdesi de yapılmaz. Ancak, arzu edilirse namaz vakitleri girdiğinde abdest alıp, seccadeye oturulup; “Estağfirullah, Sübhânallâh, Elhamdülillah” gibi tesbihlerle meşgul olunur.
Oruç tutmak. Hayız ve nifas halinde oruç tutulamaz. Ancak; ramazan orucu sonradan kaza edilir.
Kur’an-ı Kerim okumak. Sadece zikir, senâ yahut duâ makamında olan âyetler bu maksatlarla okunabilir. Fakat, hüküm ve haber bildiren âyetler duâ, senâ ve zikir maksadiyle de olsa okunamaz.
Kur’ana el sürmek (Bir âyet bile olsa…). Kâğıt, bez ve duvar üzerinde bile olsa, âyete dokunamaz. Ancak, yapışık ve dikişli olmayan bir kılıf ile dokunabilir. Elbisenin yeni ile tutmak da tahrîmen mekruhtur.
Mescide girmek. (Tekke ve medreseye girebilir.)
Kâbe’yi tavaf etmek.
Kocası ile zevciyyet muâmelesinde bulunmak.
Kocası, göbeği ile diz kapakları arasından çıplak olarak faydalanmak. Kocası ile aynı yatakta yatmalarında bir mahzur yoktur. Pişirdiği yemekler ve içtiği suların artıkları da mekruh değildir.
Cevapla