KURBAN
Kurban’ın tarifi, hükmü, çeşitleri ve efdal olan çeşidi, kurban olması caiz olmayanlar, vakti, kurban etlerinde tasarruf ve kesen kişide aranan şartlar.
Kurban’ın Tarifi ve Hükmü
Kurban Sözlükte: Kuşluk vaktinde boğazlanan şeydir. Daha sonra bu kullanım şekli yaygınlaştı ve kurban bayramı günlerinde hangi vakitte olursa olsun kesin şey anlamına kullanıldı. Uzhiye
vaktinin ismiyle isimlendirilmiş oldu. Arapça’da uzhiyenin çoğulu ezahiyy’dir. Efail veznindedir. Denilir ki: zahiyyetün zahâyê hediyyetün hedâyê gibi.
Şer’î Istılahta: İbadet niyetiyle belirlenen hayvanı belirtilen zamanda kesmektir. Yahut da niteliği ve yaşı belirlenen hayvanların ismidir. Allah’a yakınlık için kesilen hayvandır. Belirlenen günde sebeplerin ve şartların gerçekleşmesiyle kesilen hayvandır.
(Ed-Dürrü’l-Muhtar, 5, 219-236; Tebyînü’l-Hakaik, 6, 2-10; el-İhtiyar, 2, 435-441; el-Lübâb, 3, 232-237.)
Kurban’ın Şartları
Müslüman olmak, vaktin gelmesi, mukim olmak, fitır sadakasınin vacip olacağı kadar mali güce sahip olmak. Erkek olmak şart değildir. Kadınlara da gerekir.
Kurban’ın Sebebi
Vaktin gelmesi. Kurban bayramı günleri. Bilinmelidir ki hükmün üzerine terettüp eden şey şüphesiz hükmün sebebidir. Onun tesirini akıl idrak etmeyebilir. Bu mükellefin yapmasıyla oluşmaz.
Kurban’ın Rüknü
Dinen kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini boğazlamaktır. Tavuk veya horozun boğazlanması mekruh olur. Şüphesiz bu durumda Mecusilere benzemek söz konusudur.
Kurban’ın Hükmü
Dünyada kişi zimmetinden bir vacibi düşürmüş olur. Allah’ın lütfuyla ahirette de sevaba nail olmak vardır. Kurban keserken niyetin halis olması önemlidir, şüphesiz niyetin salih olmadığı amellerde sevap yoktur.
Kurban bayramında gücü yeten her hür ve mukim olan her Müslüman için kendisi ve küçük çocukları adına kurban kesmesi vaciptir. Çocuklarından her biri için bir davar veya yedi kişi adına bir deve veya sığır keser.
Kurbanın vacip olması kudret-i mümekkine ile sabit olur.
Kudret-i Mümekkine: Bir şey yapabilmek için insanı muktedir kılan ve sebeplerin hazır bulunmasından ibaret olan bir kudrettir.
Vacibin zimmette kalması için kudret-i mümekkinenin devamı şart koşulmaz. Şüphesiz kudret-i mümekkine sadece bir şarttır. Kurbanin vacip olması için kudret-i müyessire şart değildir.
Kudret-i müyessira: Sebep ve imkânın mevcut olmasından sonra bir şeyi kolaylıkla yapabilmeye vesile olan bir kudrettir. Kurbanı zorluk halinden kolaylık haline çevirdi. Kudret-i müyessira devamı şart koşulur. Şüphesiz kudret-i müyessira illet bağlamında şarttır.
Günleri geçmesine rağmen aynını veya kıymetini sadaka olarak vermenin vacip olması bunun delilidir. 2 Kurban ve fitır sadakası, hac gibi kudret-i mümekkine ile vacip olur. Malın helak olmasıyla bu ibadet düşmez. Farz olan zekâta gelince, kudret-i müyessira ile farz olur. Malın helak olmasıyla da düşer.
Kurban Çeşitleri, Hangi Hayvanın Kesilmesinin Faziletli
Olduğu ve Hayvanın Yaşı
Kurban sadece koyun, sığır ve deveden kesilir. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
ولكل أنة جعلنا منسكا ليذكروا اسم ال ه على ما رفهم من بهيمة الأنعام
“Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık.” 3 Her bir gücü ye Hanefilerde Mahkum bih konusunda kudretin taksimi bölümüne bakınız.
2.
أصول الفقه الإسلامي ل لباحث ) ۱ – ۱۵
Hac, 34.
C: 2/F:”
ten Müslüman için bir koyun kesmesi vaciptir. Şüphesiz davar cinsi hacda kurban olarak belirtilen hayvanların en aşağısıdır. Yahut da sığır veya deveden bedene yedi kişi için kesilmesi gerekir. Ancak yediden daha aşağı kimsenin kesmesi daha faziletlidir. Büyükbaşlar yediden daha fazla kimse için kesilmesi ibadet olarak caiz olmaz.
Cabir (ra)’den rivayet edildiğine göre, O şöyle demiştir:
“نحرنا مع رسول ال له البدنة عن سبعة، والبقرة عن سبعة”
“Hz. Peygamber (as) ile beraber deveyi yedi kişi için kestik. Sığır da yedi kişi için kesilir.”
Bir kimse bir ineği kurbanlık olarak satın alsa, sonra da kendisine altı kişiyi daha ortak edecek olursa bu istihsanen caiz olur.
Baba ve dede gibi velilerin küçük çocukları ve velisi bulunduğu deli kimseler için şayet bunların malları varsa onlar adına kurbanlarını keser. O kurban etlerinden çocuklar ve daha başkaları da yerler. İhtiyacı olduğu kadarını evinde bırakır. Kalan bölümleri ise çocuğun ayakkabı ve elbise gibi eşyalar alıp faydalanması için bedelini takdir eder. Ancak ekmek veya benzerleri gibi tüketilebilecek mallar için yapması caiz olmaz.
Değer ve ette eşit olması halinde koyun kesmek sığırın yedide birinden daha faziletlidir. Etleri ve kıymetleri eşit olması halinde koç koyundan daha faziletlidir. Kıymetleri eşit olması halinde keçi tekeden daha faziletlidir. Develerde ve sığırlarda dişiler daha faziletlidir.
Genel olarak kıymetleri eşitse dişiler erkeklerden daha faziletlidir.
Ancak et olarak fazla olan ise efdaldir.
Boğazlanmadan önce kurbanlık hayvan yavrularsa kendisiyle beraber yavrusu da boğazlanır.
4.
Müslim ve İbni Mace rivayet etmişlerdir.
Kurbanlık Hayvanın Yaşı: Keçi bir seneyi tamamlamış ve iki yaşından gün almış olması gerekir. Sığırlar ve mandalar iki yaşını bitirmiş ve üç yaşına girmiş olmaları gerekir. Develer ise beş yaşını tamamlamış ve altı yaşına girmiş olmaları gerekir. Koyunun dışında tüm kurbanlıklarda 5 bir yaş ve daha fazlası şart koşulmuştur. Koyunun kuzusu, bir yaşında gibi gösteriyor ve etli ve iri yapılı ise altı ayı doldurduktan sonra kurban olması caizdir.
Kurbanlıklarda Aranan Özellikler
Aslından boynuzu olmayan hayvanları kurban etmek caizdir. İğdiş edilmiş hayvan zayıf değil de etli ve uyuz ise eti daha güzel olduğu için kurban edilmesi caizdir. Şüphesiz uyuzluk bir cilt hastalığıdır ve etinde bir noksanlık oluşturmaz. Ancak zayıf olursa bu farklıdır.
Çünkü zayıflık etle alakalı bir durumdur. Hayvanın deli olması onu meralara salmaya ve otlatmaya mani değilse kurban etmek caizdir.
Şayet bunlara mani ise ondan kurban olmaz.
İki gözü veya bir gözü görmeyen hayvanı kurban etmek caiz değildir. Kurban edilecek yere gidemeyecek kadar topal ve zayıf olan hayvan kurban olmaz.
Kuyruğu ve kulağı kesilmiş (kopmuş) hayvanı kurban etmek caiz değildir. Eğer kulağının çoğu kesilmiş ise bu da caiz değildir.
Ancak kuyruk ve kulaktan çoğu duruyorsa kurban etmek caizdir.
Görmesinin ekseriyetini kaybeden hayvan da kurban olmaz. Bunu anlamak için otu önüne uzatarak bilebiliriz. Kuyruğunun ekseriyeti gitmiş hayvan da böyledir. Ekseriyetin bulunması her açıdan tamama hamledilir. Çoğunun kalmış olması yeterlidir. Fetvaya esas olan görüş de budur.
Develerde beş, sığır ve mandalarda iki ve koyun ve keçilerde bir yaşını doldurmuş olması gerekir.
Bu hayvanların kurban olmayacağına dair delil: Hz. Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:
أربع لا تجوز في الأضاحي: العوراء البيّن عورها، والمريضة البين
مرضها، والعرجاء البين ضلعها، والعجفاء التي لا تنقی”
“Dört özellik bulunan hayvandan kurban olmaz: Açıkça belli olan körlük, aşırı derecede hasta, belirgin bir şekilde topal ve zayıflığın iliklerine kadar işlemiş olduğu hayvan.”
Dişleri olmayan hayvandan da kurban olmaz. Ancak dişlerinin çoğu varsa yeterli olur. Yaradılıştan kulağı olmayan hayvanlardan da kurban olmaz. Eğer yaradılıştan küçük bir kulağı varsa o hayvandan kurban olur. Göğsü (Memeleri) kurumuş veya göğsünün baş tarafı kesilmiş hayvandan kurban olmaz. Burnu kesik olan hayvan da kurban olmaz. Göğüs memelerinin kesik olduğu hayvan veya yaratılıştan kuyruğu olmayan hayvan da kurban olmaz. Şüphesiz bu hayvanın eti tam olarak lezzetlenmez. Sadece pislik ve fadalat yiyen hayvan da kurban olmaz.
Sağlıklı olarak satın aldığı kurbanlıkta daha sonra kurbana mani bir kusur oluşması halinde, şayet bu kişi zengin ise o kurbanlığın yerine kurban özelliklerine uygun bir hayvan alıp kesmesi gerekir.
Ancak bu kişi fakir ise bu hayvan ondan caiz olur. Aynı şekilde fakir bir kimse kurbanlık satın aldığı vakit kusurlu olursa üzerine vacip olmadığından dolayı onun için yeterli olur, fakat zengin için böyle değildir. Kurbanlık hayvanın boğazlanması esnasında karşı koymasi neticesinde oluşan kusurlar kurbana zarar vermez.
Tirmizi, Ebu Davud, Nesai ve Ahmed Bera’ bin Azib’den rivayet etmişlerdir.
Kurbanlık olarak alınan koyun ölse veya kaybolsa yahut da çalınsa, zengin insan için başka bir hayvan alıp kesmesi gerekirken fakir için böyle değildir.
Kurban edilmek üzere adanan hayvan helak olur veya kaybolursa, adak sebebiyle kurban kesmesi düşer. Fakat gücü yeten kimseye adak olarak değil de dinen vacip olduğu için başka bir hayvan alıp kesmesi gerekir. Bu durumda gücü yetmeyen kimseler için bir şey gerekmez.
Kurban’ı Kesme Zamanı
Kurbanın kurban bayramı günlerinde kesilmesi gerekir. Kurban bayramı günleri üç gündür: Zilhicce’nin onuncu, on birinci ve on ikinci günleridir. Birinci gün kesmek efdaldir. Hz. Ömer, Ali, İbni Abbas, İbni Ömer, Enes ve Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre onlar şöyle dediler:
“أيام النحر ثلاثة، أفضلها أولها
“Kurban bayramı günleri üç gündür. En faziletli olanı da birinci günüdür.” 7 Bu hususlarda aklın rolü yoktur. Bunlar Hz. Peygamber (as)’den işitilmiş hükümlerdir.
Kurban bayramının üç günü geçer de henüz kurbanını kesmemiş olursa, şayet fakirse ve onu satın almışsa hayvanı canlı olarak sadaka verir. Şüphesiz fakirin üzerine vacip değildir. Eğer zengin ise bu hayvanın fiyatını sadaka olarak verir. Ister satın almış olsun ister satın almasın üzerine vacip olduğu için hüküm değişmez.
Bu lafizla gariptir. İmam Malik Muvatta’da benzer bir lafizla rivayet etmiştir.
Kurban bayramının birinci günü fecrin doğmasıyla kurban kesme vakti girmiş olur. Ancak şehirlerde oturanlar bayram namazını kılıncaya kadar kesmezler. Hz. Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:
“من ذبح قبل الصلاة فليعد ذبيحته، ومن ذبح بعد الصلاة، فقد تم
تسکه، وأصاب سنة المسلمين”
“Kim bayram namazından önce kurbanını kestiyse yeniden kessin. Kim namazdan sonra kesmiş ise onun ibadeti tamamdır. Bu şekilde Müslümanların sünnetine uymuş olur.” 8
Kurban’ın Etinde Tasarruf
Kurban kesen kimse kurbanının etinden kendisi yer ve fakirlere ve zenginlere de yedirir. Dilerse bir kısmını da saklar. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
فَكُلُوا منها وأطعموا البائس الفقبرً
“..Kurbanların etlerinden yiyin ve ihtiyaç sahibi fakirlere de yedirin.”
Hz. Peygamber (as) bir hadislerinde şöyle demiştir:
“كنت نهبتكم عن زيارة القبور، ألا فزوروها، وكنت نهيتكم عن ادخار
الحوم الأضاحی، فكلوا وادخروا”
Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.
Hac, 28.
“Sizin daha önce kabirleri ziyaret etmenizi yasaklamıştım.
Artık kabirleri ziyaret edin. Aynı şekilde kurban etlerini saklamanızı da yasaklamıştım. Yiyiniz ve saklayınız.” 10
Kurban etinden zenginlere ikram etmek caizdir. Şüphesiz kurban etlerinden yemek caizdir. Bu hususta zengin de diğerleri gibidir.
Kurban etinden verilecek sadakanın üçte birden aşağı düşmemesi müstehaptır. Şüphesiz bu konudaki hükümler kurban etini üçe taksim ediyor. Bunlar ailenin yemesi, sadaka olarak vermesi ve saklaması. Öyleyse her biri için üçte bir ayırmak güzel olur.
Kurban kesen kişi kurbanlık hayvanın derisinden eve sermek, üzerinde uyumak ve kırba, kova ve sofra gibi kullanılmak üzere bir alet yapması caizdir. Hz. Aişe (ra)’den rivayet edildiğine göre:
“اتخذت من جلد أضحيتها سقاء”
“Kurbanının derisinden bir su kabı yaptı.” 11 Kurbanın derisinden kendisi kullanmanın haricinde satarak faydalanması mümkün değildir. Hz. Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:
جلد أضحية فلا أضحية له”
“من باع
“Kim kurbanının derisini satarsa onun kurbanı sahih olmaz.” 12
10 Müslim ve Ebu Davud rivayet etmişlerdir.
11 Íbni Mace şu lafizla rivayet etmiştir: ” l ple js ku ol Sl Yani su kabı.
12 Hakim Müstedrek’inde, Beyhaki de Sünen-i Kübra’sında rivayet etmişlerdir.
Kurban’ı Kesen Kimsede Aranan Şartlar
Kurbanın ibadet olması sebebiyle Yahudi ve Hıristiyanların kesmesi mekruh olur. Ancak kesecek olursa bu caizdir. Çünkü Ehl-i Kitap, kestiği yenen kimselerdendir.
Kurbanın ibadet olması hasebiyle eğer güzelce boğazlayabiliyorsa kendisinin kesmesi efdaldir. Şüphesiz diğer ibadetlerde olduğu gibi en faziletlisi bizzat kendisinin yapmasıdır. Rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (as):
أملحين، يذبح، ويكبر، ويس
می
“İki ala koç kurban etti. Keserken tekbir getiriyor ve Besmele çekiyordu.” 13
Cabir (ra) rivayet etti: “Hz. Peygamber (as) iki koç kurban etti.
Onları çevirirken şöyle dedi: 14
“وجهت وجهى ل لذي فطر السماوات والأرض حنيفا مسلما، ال لهم
ال، ال له أكبر”
منك ولك، وعن محمد وامته: بسم
Eğer bir kimse kendisi güzel boğazlayamıyorsa başka birine kestirmesi daha güzeldir.
Kurbanını kendisi kesmeyecek dahi olsa kesilecek mekâna kendisinin getirmesi müstehaptır. Zira Hz. Peygamber (as) şöyle buyurmaktadır:
13 Tirmizi ve Beyhaki rivayet etmişlerdir.
14 Ebu Davud ve İbni Mace rivayet etmiştir.
“يا فاطمة بنت محمد، قومی فاشهدى أضحيتك، فإنه يغقر لك بأول
قطرة تقطر من دمها إلى الأرض كلّ ذَئب، أما إنه يُجاء بدمها ولحمها،
فيوضع فی میزانك وسبعون ضعفا، قال أبوسعيد الخدرى رضي ال له
عنه : يا نبي الله، هذا لآل محمد خاصة، فإنهم أهل لما خصوا به من
الخير، أم لآل محمد وللمسلمين عامة؛ قال: لآل محمد ول لمسلمین
“Ey Muhammed’in kızı Fatıma, kalk kurbanının kesilmesini müşahede et. Şüphesiz kurbanın kanından yere düşen ilk damlayla birlikte bütün günahların af olur. Şüphesiz kıyamet gününde kurbanının kanı ve eti getirilir ve yetmiş kat olarak mizanına konur.”
Ebu Said el-Hudri (ra) dedi ki:
-Ey Allah’ın Peygamberi, bu durum sadece Muhammed’in ehline mi aittir? Şüphesiz onlar hayırdan kendilerine has olarak ayrılan bir zümredir. Yoksa Muhammed ehline ve tüm Müslümanlara da aynı şekilde midir? Bunun üzerine Hz. Peygamber (as) şöyle buyurdu:
-Muhammed ehline ve tüm Müslümanlar için de (geçerlidir). 15
15 Hakim Müstedrek’inde ve Beyhaki Sünen-i Kübra’sında rivayet etmişlerdir.
Kurban Kesmede Vekâlet
Bir kimse başka birisinin kurbanını onun haberi olmadan boğazlasa istihsanen caizdir. Şüphesiz satın almakla bu kurban o kimseye teayyün etmiştir. Artık onu kurban etmek kişiye vacip olmuştur.
Böyle bir durumda kestiği yenen bir kimse ona yardım etmiş gibi olur. Bu kesimde delaleten izin vardır. Çünkü ola ki ortaya çıkan bir maniden dolayı bu görevini yerine getirmekten aciz olabilir.
Kurbanlıkların Karışması: İki kişi karıştırsa da her biri diğerinin kurbanını boğazlasa istihsanen caiz olur. Her şahıs diğerinden kurbanını kesilmiş ve yüzülmüş olarak alırlar. Diğerine tazmin etmez. Çünkü delaleten (dolaylı) onun vekili konumundadır.
Eğer her ikisi de etlerini yedilerse helalleşirler ve her ikisinin de kurbanı caiz olur. Şüphesiz bunlar normal halde işin başında birbirlerine kurban etlerinden yedirmeleri caizdi.
Eğer bu durum aralarında tartışmaya sebep olursa, her biri diğerinin etinin değerini tazmin eder. Şüphesiz kim başkasının kurbaninin etini telef ederse tazmin etmesi gerekir. Daha sonra her biri diğerinden aldıkları bu kurban değerlerini sadaka olarak verirler.
Şüphesiz bu kurban etinin bedelidir, sadaka olarak verilmesi gerekir.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Hanefi mezhebine göre kurbanla ilgili bazı hükümler şunlardır:
Bu hükümler Hanefi mezhebine göre kurban ibadetiyle ilgili genel olarak kabul edilen hükümlerdir. Ancak mezhepler arasında bazı farklılıklar da olabilir, bu yüzden kurban ibadeti konusunda bir din alimine veya İslam hukuku uzmanına danışmak da önemlidir.