Hasede Uğrayan Kimsenin Tedavisi

Question

Nazara Uğrayan Kimse Tedavi Edilir

Hasede Ugrayan Kimsenin Tedavisi

 

1. Hasede maruz kalan kimse belli Kur’an ayetleri ve Peygamber efendimizin öğrettiği dua ve istiâzeleri okuyarak kendi kendini tedavi edebilir. Bunlar, üç gün boyunca sabah akşam oku nurlar.

2. Haset edilen kimse, haset edenin suyuyla gusleder. Tabii ki bu, haset eden kimsenin tam olarak bilinmesi halinde geçerlidir.

Allah Resulü (sav) buyurdu ki: Nazar haktır. Kaderde yazılı bir şeyi geçecek bir şey olsaydı nazar olurdu. Gusletmenizi gerektiren bir şey yaptığınızda gusledin.

Bu yıkanmanın tefsiriyle ilgili en güzel açıklama Zührî’ye aittir: Bir kap su alınarak haset eden kimseye verilir. O da sağ eliyle sol koluna, sol eliyle sağ koluna döker. Sonra sırasıyla sağ ayağını ve sol ayağını yıkar. Sonra dizlerini, sonra avret yerlerini yıkar. Ardından başından aşağı bir kez döker. Kaptaki suyu bitirmez. Yıkama sırasında su bir kapta toplanır. Eller, dizler ve organlardan dökülen su kaba akar.

Sehl b. Huneyf’e nazar değmesi hadisesinde Allah Resulü (sav) güzel bir okumada bulunarak ‘Allahım, onun ateşini, soğuğunu ve hastalığını gider’ demişti. Bu iki hadisi birleştirmek ve Allah Resulü’nün (sav) haset edilene bunu okuduğunu, ardından da haset edene yıkanmasıni emredip onun suyuyla haset edileni yıkaması gerektiğini söyleyebiliriz. Şüphesiz Allah en iyisini bilir.

Haset tedavisinde ilginç bir yol:

Nazarı savan tedavi okumalarından biri de Ebu Abdullah el-Sâcî’den rivayet edilmiştir. Kendisi duası kabul edilenlerden, ayet ve keramet sahibi bir zât idi. Hac -veya cihad- seferlerinden birinde güçlü ve gösterişli bir deveye binmişti. Yol arkadaşları arasında nazarı güçlü biri vardı. Adam baktığı şeyi iflah etmeyip yere çalan türdendi.

Ebu Abdullah’a şöyle dendi: Deveni şu adamın nazarından koru! Ebu Abdullah da şöyle karşılık verdi: O benim deveme zarar veremez. Nazar eden kişiye bu söz haber verildi. O da Ebu Abdullah’ın yokluğunu kollamaya
başladı. Olmadığı bir sırada deveye öyle bir baktı ki koca deve bir anda yere serildi.

Ebu Abdullah’a ‘Nazarcı adam geldi ve devene öyle bir baktı ki gördüğün gibi onu yere serdi’ diye haber verildi. Ebu Abdullah ‘O adamı bana gösterin’ dedi. Adamın yanına varınca şöyle dedi: Allah’ın adıyla; Hapseden hapis; Allah’ın adıyla; Kurumuş taş; Allah’ın adıyla; Ateş saçan alev; Göz edenin gözünü geri çevirdin; “Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.”

Nazar eden adamın tesiri son buldu ve deve hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı.

Haset tedavisiyle ilgili önemli hususlar:

1. Hasede uğrayan kimseyi tedavi’ etmenin meşrûluğu:

Müminlerin annesi Aişe (ra) rivayet edilen bir hadiste şöyle demektedir: Allah Resulü (sav) nazardan dolayı okutmayı -bana- emretti.
Enes b. Mâlik’ten (ra); dedi ki: Allah Resulü (sav) nazar (haset), zehirlenme ve yanlarda çıkan yaraları okutmaya ruhsat verdi.
Esmâ bn. Umeys (ra) Allah Resulü’ne dedi ki: Ey Allah Resulü! Cafer oğullarında nazar var. Onların şifa bulmaları için okutayım mı? Allah Resulü (sav) şöyle bu yurdu: Evet, çünkü kaderi geçecek bir şey olsa, nazar olurdu.

Hasede maruz kalan kimseyi okutmanın caiz olduğu bu hadislerden açıkça anlaşılmaktadır. Ancak okutmada dinî esaslara riayet edilmesi şarttır.

2. Hasetten korunmak için muska, tılsım ve benzerlerini taşımanın caiz olmayışı:

Kadın erkek çoğu cahil kimse, bir takım yeşil muskalar, at nalı, nazarlık, kurşun, boynuz parçası ve benzeri eşyaları nazar ve hasetten koruduğuna inanarak taşımak tadırlar.

Bu gibi eşyalar bazen evlere, dükkanlara ve araçlara da asılmakta ve bunların hasetten koruyup şerleri savdıkları ileri sürülmektedir.

Bunlar dinimizce caiz olmayan davranışlardır. Allah Resulü (sav) sahih bir hadislerinde bu tür eşyalar taşımayı menetmiştir:

Ebu Beşir el-Ensârî’den (ra); O, seferlerinden birin de Allah Resulü (sav) ile beraberdi. Allah Resulü (sav) bir ulak göndererek develere asılı bütün tılsım ve muskaların koparılıp atılmasını emretti.

Cahiliye ehli nazardan koruyacağı düşüncesiyle bineklerine çeşitli ip ve tılsımlar bağlarlardı.

20/5/1402 Yılında Suudi Arabistan Fetva Komisyonu hastaya üzerinde Kur’an ayetleri ve Peygamberimizin hadisleri ile sahabe ve tâbiinden bazı zevat ve evliyadan istimdatta bulunmayı içeren ifadelerin, yahut Arapça olmayan metinlerin ve bir takım yıldızlarla Peygamber isimlerinin yazılı olduğu muska takılmasının caiz olup olmadığına dair sorulan bir soruya şöyle cevap vermiştir:

Bu tür bir muskanın her hangi bir şahsa takılması, elbisesine veya yatağına iliştirilmesi, her hangi bir yarar sağlamak veya zararı savmak maksadıyla bunların kullanılması tılsımlı ve büyülü muskalar kabilinden olup şirktir.

Hadis-i şerifte Allah Resulü (sav) şöyle buyurmaktadır: Muska takan kimse şirke düşmüştür.

İbn Ebî Hâtim şöyle bir hadis nakletmiştir: Huzeyfe bir hastanın ziyaretine gitmişti. Pazısında bir bileklik görünce hemen parçaladı -yahut çekip aldı-. Sonra da şu ayet-i kerimeyi okudu: “Onların çoğu Allah’a inanmazlar. Onlar ancak şirk koşarlar.”

Bütün bunlar muska, tılsım ve benzerleri gibi cahiller tarafından asılan şeylerin şirk olduğunu ve bu alışkanlığın terk edilmesi, sözle ve fiille bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini göstermektedir.

Kur’an-ı Kerim’le hazırlanan muskalar:

Sahabeden bazıları ayetlerin yazılı olduğu muskalarin kullanılmasını mekruh görürken bazıları buna cevaz vermişlerdir. Küçük Mushaf veya ayet gruplarının cevşen veya muska gibi asılmasını önlemek gereği aşağıda sırala yacağımız sebeplere dayanmaktadır:

a. Allah Resulü’nün (sav) muska asılmasına yönelik yasağı genel bir hüküm içermekte, hiçbir istisnaya yer vermemektedir.

b. Daha kötüsüne götürecek yolu baştan tıkamak gerekir. Çünkü muska takmaya ruhsat vermek, başka şeylerin takılması önündeki kapıyı da açmış olur.

c. Bu tür davranışlar Kur’an-ı Kerim’in heybetine zarar vermektedir. Çünkü sözü edilen muska ve benzerleri cünüpler, aybaşı veya loğusa kadınlar tarafından da taşınmaktadır. Diğer taraftan bunlarla tuvalet ve benzeri kirli mekanlara girilebilmektedir.

3. Tütsü, buhurdanlık ve benzerlerini nazar tedavi sinde kullanmak caiz değildir.

Yukarıda zikrettiğimiz fetvanin bir bölümünde nazara karşı tütsü ve buhurdanlıklar yakmanın hükmü sorulmuş ve komisyon bunlarla tedavi olmanın caiz olmadığı yönünde karar vermiştir. Çünkü bunlar nazar ve haset te davisinde şer’i olarak bilinen yollar değildir. Bu tütsü ve buhurların şeytanları memnun ederek onların yardımlarıni isteme amacıyla kullanılmaları daha yaygın bir davraniştır.

Haset hakkında geniş araştırma:

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 3 )

    1
    2022-05-19T11:21:52+03:00

    Hased; bir hastalıktır.  Hased hastalığına uğrayan Müslüman’ın da adeta kendisini tedavi etmesi gerekmektedir. Bunun yolunu Rasulullah (sav) bizlere bildirmiştir;

    Müminlerin annesi Aişe (ra) rivayet edilen bir hadiste şöyle demektedir: Allah Resulü (sav) nazardan dolayı okutmayı -bana- emretti.

    Enes b. Mâlik’ten (ra); dedi ki: Allah Resulü (sav) nazar (haset), zehirlenme ve yanlarda çıkan yaraları okutmaya ruhsat verdi.

    Esmâ bn. Umeys (ra) Allah Resulü’ne dedi ki: Ey Allah Resulü! Cafer oğullarında nazar var. Onların şifa bulmaları için okutayım mı? Allah Resulü (sav) şöyle bu yurdu: Evet, çünkü kaderi geçecek bir şey olsa, nazar olurdu.

    1
    2023-05-22T13:58:54+03:00

    İslam’da kıskanılan bir kişiye davranış nezaket, empati ve merhamet ile karakterize edilmelidir. Birisi kıskanıldığında, Müslümanların ilgili tüm bireylerin uyumunu, birliğini ve esenliğini destekleyen bir şekilde karşılık vermesi önemlidir. İşte İslam’da haset edilen kişiye davranışla ilgili bazı ilke ve öğretiler:

    Övünmekten ve Gösteriş Yapmaktan Kaçının: Bir kimse imreniliyorsa, nimetlerini veya başarılarını böbürlenmekten veya gösteriş yapmaktan kaçınmaları tavsiye edilir. İslam alçakgönüllülüğü ve alçakgönüllülüğü teşvik eder ve başarılarını yüzlerine vurarak başkalarında kıskançlık duygularını artırmamak önemlidir.

    Allah’a Şükredin: Hased edilen kişi, kendisine verilen nimetlerden dolayı Allah’a şükretmeli ve şükretmelidir. Tüm nimetlerin Allah’tan geldiğini kabul etmek ve şükretmek, alçakgönüllülük duygusunun korunmasına yardımcı olur ve başkalarına tüm iyiliklerin nihai olarak İlahi Olan’dan geldiğini hatırlatır.

    Başkalarının Duygularına Dikkat Edin: Kıskanılan kişinin başkalarının duygularına karşı düşünceli olması önemlidir. Kıskanabilecekleri ile empati kurmaya çalışmalı ve onların bakış açısını anlamaya çalışmalıdırlar. Başkalarının duygularına duyarlı olmak, olumlu ilişkilerin sürdürülmesine yardımcı olur ve bir şefkat duygusu geliştirir.

    Cömertlik Ruhunu Teşvik Edin: İslam, imrenilen kişiyi cömert ve hayırsever olmaya teşvik eder. İyilik yaparak, sadaka vererek veya ihtiyacı olanlara yardım ederek nimetleri başkalarıyla paylaşmak, kıskançlık duygularını hafifletmeye ve insanlar arasında iyi niyeti artırmaya yardımcı olabilir.

    Başkalarının İyiliği İçin Dua Edin: Müslümanlar, kendilerine haset besleyenler de dahil olmak üzere, başkalarının iyiliği ve başarısı için dua etmeye teşvik edilir. Başkalarının yol göstermesi, mutluluğu ve refahı için samimi dualar yapmak, iyi niyet ruhunun gelişmesine yardımcı olur ve olumsuz duygulara karşı koyar.

    İyi Davranış ve Karakteri Koruyun: Kıskanılan kişi, kendisine yöneltilen kıskançlıktan bağımsız olarak iyi davranış ve karakteri korumaya çalışmalıdır. Nezaket, dürüstlük, sabır ve alçakgönüllülük göstermek olumlu bir örnek olabilir ve kıskançlık besleyenlerin kalplerini yumuşatabilir.

    Allah’a sığının ve sığının: İslam, kıskançlığın olumsuz etkilerinden Allah’a sığınmanın ve korunmanın önemli olduğunu öğretir. Müslümanlar, haset ve onun potansiyel zararlarıyla başa çıkmada dua okumaya ve Allah’tan yardım istemeye teşvik edilir.

    Kıskançlığın insani bir duygu olduğunu ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkabileceğini unutmamak önemlidir. Kıskançlığa nezaket, anlayış ve iyi karakterle karşılık vermek sadece kıskançlığın olumsuz etkisini hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda uyumlu ve şefkatli bir toplumu da destekler. İslam, bireyleri, toplumun tüm üyeleri arasında birlik ve kardeşlik için çabalayarak kişisel gelişime, manevi gelişime ve başkalarının refahına odaklanmaya teşvik eder.

    En iyi cevap
  1. Evet, İslam’da nazardan korunmak ve tedavi olmak mümkündür. Nazar, bir kişinin kıskançlık, haset veya kötü niyetle başka bir kişiye bakması sonucunda o kişinin zarar görmesi olarak tanımlanır. Nazarın gerçek bir hastalık olduğu ve tedavisinin mümkün olduğu İslam dini tarafından kabul edilmiştir.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.), nazardan korunmak için şu tavsiyelerde bulunmuştur:

    • Nazardan korunmak için, Allah’a sığınmak gerekir.
    • Nazardan korunmak için, “Bismillah” demeyi alışkanlık haline getirmek gerekir.
    • Nazardan korunmak için, nazar duası okumak gerekir.

    Nazardan korunmak için okunabilecek bazı dualar şunlardır:

    • “Bismillahirrahmanirrahim. Nazardan sana sığınırım, Allah’ım.”
    • “Bismillahirrahmanirrahim. Kul eûzü bi-Rabbil felak min şerri mâ halak. Ve min şerri gâsikın izâ vekab. Ve min şerri nefasâtil ğasiqin izâ nefas.”
    • “Bismillahirrahmanirrahim. Kul eûzü bi-Rabbinnâsi. Melikinnâsi. İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yuvesvisü fî sudûrinnâsi. Minel cinneti vennâs.”

    Nazardan tedavi olmak için de çeşitli yöntemler uygulanabilir. Bu yöntemler arasında şunlar yer alır:

    • Nazar duası okumak: Nazardan kurtulmak için okunabilecek bazı dualar vardır. Bu dualar, nazardan etkilenen kişinin kendisi veya başkası tarafından okunabilir.
    • Nazar tedavisi yaptırmak: Nazardan kurtulmak için bazı hocalar tarafından uygulanan tedavi yöntemleri vardır. Bu tedavi yöntemleri, genellikle nazar duası okuma, nazar muskası takma ve nazardan etkilenen kişinin üzerindeki nazardan kurtulmasını sağlama gibi uygulamaları içerir.

    Nazardan korunmak ve tedavi olmak için uygulanacak yöntemler, kişinin tercihine ve durumuna göre değişebilir. Ancak, nazardan korunmak ve tedavi olmak için en etkili yöntem, Allah’a sığınmak ve O’ndan yardım dilemektir.

Cevapla