Haset ve zararları

Question

HASED VE HASEDİN ZARARLARI (HUTBE)

قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِۙ ﴿1﴾ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَۙ ﴿2﴾ وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَۙ ﴿3﴾ وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِۙ ﴿4﴾ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ ﴿5﴾

Muhterem Müslümanlar!

Başkasının sahip olduğu maddî veya manevî imkânların kendisine intikâl etmesini veya kıskanılan kişinin bu imkânlardan mahrûm kalmasını sağlama istek ve niyetinde olmaya, hased adı verilir[1]. Hased’in günümüzdeki karşılığı, kıskançlık olarak kullanılmaktadır.

İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre hased, duygu ve temennîden ibarettir. Kıskançlıktan kaynaklı fiiller, hased olarak isimlendirilmiştir. Zira Kur’ân-ı Kerîm’de Yahûdiler’in Müslümanların elde ettikleri başarıları kıskanmaları, hased olarak tanımlanmıştır[2]. Yine hased eden kişinin şerrinden Allah’a sığınılmasını emreden âyet-i kerimede de[3], hasedin kişinin tabiatından gelen bir duygu olduğu vurgulanmıştır.

Sevgili Peygamberimiz (sav)’in: “Bir kulun kalbinde imanla hased bir arada bulunmaz”[4] hadisi de, hasedin kalp ve duygular ile ilgili bir hastalık olduğunu vurgulamaktadır.

Muhterem Kardeşlerim!

“Ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi, bütün iyilikleri de hased mahveder.”[5] hadisinde zikredildiği üzere, birçok toplumsal ve kişisel problemin temelinde kıskançlık yatmaktadır.

Bir tür ruh hastalığı olarak kabul edilen kıskançlığın, genellikle aralarında meslekî, iktisâdî, ilmî, siyâsî ve toplumsal ilişkiler bulunan insanların arasında ortaya çıktığı görülmektedir. İçerisinde hırs, bencillik, çekememezlik, mahrûm bırakma isteği, kötülük sevgisi gibi kötü özellikleri barındıran hased duygusu, temelde önce hased eden kişinin kendisine zarar vermektedir.

Hased eden kişinin, sürekli mutsuzluk yaşadığı bir gerçektir. Elinde olmayanların tasasını yaşama diye de tanımlanabilecek bu mutsuzluk, hasedin insana verdiği en önemli zararlardandır.

Hased eden kişinin, çektiği en önemli zararlardan biri de, üzüntü içinde yaşamak zorunda olmasıdır. Elde edememek ve başkasının elindekini alamamak duygularının körüklediği üzüntü, kişinin Allah’ın verdiği diğer nimetlerden de zevk alamamasına neden olacaktır.

Ruhu kirleten bir hastalık olması açısından hased, kötülüklerin en fenâsı olarak nitelendirilmiştir. Bu anlamda hased eden kişi, aynı zamanda kötülüğü, hayat tarzı haline dönüştürmüş olacaktır. Bu da o kişinin iyiliklerden uzak kalması anlamına gelmektedir.

Kişinin hased ile rûhî ve bedenî bir zarara uğradığı da açıktır. Zira hased, zihnî ve amelî bereketsizliğe yol açmakta ve kişide psikolojik bozukluklara neden olmaktadır.

Muhterem Mü’minler!

Bu denli zararlı olan hased hastalığı, ilim ve amelle tedavi edilebilir. İlim, kişinin hasede düşmesine neden olan sebeplerin asıl hallerini öğretecek, amel ile de kul, hasede yol açan sebeplerin tersine bir yol izleyecek; böylelikle hased hastalığından temizlenmiş olacaktır.

Şayet insan, içindeki hased duygusuna rağmen; düşünce ve davranışlarını hasedin etkisinde kalmadan, dinin ve aklın gerekliliklerine göre düzenler; hased duygusunu taşıdığı için kendisini eleştirebilirse, ruhunu hased hastalığından temizlemiş olur. Ancak dünya zevklerine düşkünlük yapmaya devam ederse, hased duygusundan tamamen kurtulması mümkün değildir[6].

Kişinin isteklerinden ve hırslarından kurtulması için her şeye ve herkese rahmet gözüyle bakması gerekmektedir. Ayrıca hasede neden olan en önemli etkenin, aşağılık kompleksi olduğu da unutulmamalıdır. Kişinin kendine olan güveninin tekrar kuvvetlendirilmesi de, hased duygusunu o insanın ruhundan temizleyecektir.

Azîz Kardeşlerim!

Hased edene karşı sabırlı olunmalı, ona eziyet edilmemeli[7], hasedi bir hastalık olarak değerlendirmeli, hasede neden olan günahlara tevbe edilmelidir.[8] Hutbemi Felak suresinin mealiyle bitiriyorum.

De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”[9]

———————–

[1] TDV, İslam Ansiklopedisi, c. 16, s. 378.

[2] en-Nisâ, 4/54.

[3] el-Felak, 113/5.

[4] Nesâî, Cihâd, 8.

[5] İbn Mace, Sünen, Zühd, 22.

[6] Gazalî, İhyâ, c. 3, s. 232–249.

[7] el-Hacc, 22/60.

[8] Âl-i İmrân, 3/165.

[9] el-Felak, 113/1-5.

BENZER KONULAR:

İslamda haset nedir zararları nelerdir

Haset (Kıskançlık) hakkında geniş bilgi

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    0
    2023-05-22T13:56:33+03:00

    Arapça’da “hased” olarak bilinen haset, İslam’da olumsuz ve zararlı bir huy olarak kabul edilir. İslam, hasedin hem bireyler hem de toplum üzerindeki zararlı etkilerini vurgular. İşte İslami öğretilere göre kıskançlığın zararlarından bazıları:

    1. Manevi Zarar: Kıskançlık, haset eden kişi için ciddi manevi sonuçlar doğurabilir. Allah’ın verdiği nimetlere karşı hoşnutsuzluğa, hoşnutsuzluğa ve şükretmemeye yol açar. Kıskançlık, bir kişinin ruhsal esenliğini aşındırabilir ve Allah ile bağını engelleyebilir.
    2. Gergin İlişkiler: Kıskançlık, ilişkilere zarar verebilir ve insanlar arasında düşmanlık yaratabilir. Bireyler kıskançlık beslediğinde, kıskandıkları kişiye karşı küskünlüklere, kötü duygulara ve hatta zarara yol açabilir. Hased, İslam’ın teşvik ettiği kardeşlik ve yardımlaşma ruhunu baltalar.
    3. Yıkıcı Eylemler: Kıskançlık, kişinin imrendiği kişiye zarar verme veya düşme arzusuyla yönlendirilen yıkıcı eylemlere yol açabilir. Bu, gıybet, iftira veya başkalarına karşı komplo kurmak şeklinde kendini gösterebilir. Bu tür eylemler İslam’da kınanır ve ağır sonuçlara yol açabilir.
    4. Azaltılmış Nimetler: İslam, kıskançlığın Allah tarafından bahşedilen nimetleri azaltabileceğini ve geçersiz kılabileceğini öğretir. Bir kişinin başkalarının sahip olduklarına odaklanıp onların sahip olduklarına veya niteliklerine göz dikmesi, nankörlüğe ve kendi nimetlerini ihmal etmesine yol açabilir.
    5. İç Kargaşa: Kıskançlık, iç kargaşaya ve hoşnutsuzluğa neden olur. Kıskanç kişi genellikle olumsuz duygular tarafından tüketilir ve başkalarının sahip olduğu veya başardığı şeylerle meşgul olur. Bu sürekli kıyaslama ve tatminsizlik, onların iç huzur ve memnuniyetlerini bozar.
    6. Kişisel Gelişime Engel: Kıskançlık, kişisel gelişimi ve kendini geliştirmeyi engeller. Kıskanç kişi, kendi yeteneklerine odaklanmak ve potansiyellerine ulaşmak için çabalamak yerine, başkalarını geçmeye veya onları küçümsemeye odaklanır. Bu, kendi ilerlemelerini sınırlar ve değerli enerji ve zamanı boşa harcar.

    İslam, müminleri hasedten ve onun zararlı etkilerinden korunmaya teşvik eder. Müslümanlara şükran, memnuniyet ve Allah ile olan ilişkilerinde kök salmış bir öz-değer duygusu geliştirmeleri tavsiye edilir. Her bireye verilen benzersiz nimetleri ve yetenekleri tanımak ve takdir etmek, olumlu bir zihniyeti besler ve kıskançlıktan vazgeçirir. Ayrıca Allah’a sığınmak, hayır ve cömertlik için dua etmek, haset gibi olumsuz eğilimleri yenmeye, iyi niyet ve uyum ruhunu geliştirmeye yardımcı olabilir.

    En iyi cevap

Cevapla