Paylaş
Havaric – Hariciler
Question
Havaric
Hariciler kimlerdir? Hariciyye mezhebi
Meşru halife Hz. Ali’ye başkaldırarak ondan ayrılan ve görüşleriyle Sünnet’ten uzaklaşan bid’at mezhebi.
Haricilik, Hz. Ali ile Muaviye arasında geçen Sıffın Savaşı’ndan sonra, halife tayini işi hakeme bırakılınca ortaya çıkmıştır. Hz. Ali ordusundaki bazı kimseler onu terk edip, ordusundan ayrılmışlar ve Hz. Ali’ye isyan etmişlerdir. Bu kimselere, isyan edenler ve karşı gelenler anlamında olmak üzere Havâric denmiştir. Haricîler, sonra daha da ileri giderek, hakem olayı sebebiyle günah işlendiğini, her büyük günah işleyenin dinden çıkacağını ileri sürmüşlerdir. Bu sebeple Hz. Ali’ye karşı mücadeleye girişmişler ve onu şehit etmişlerdir.
Haricilere göre, halife (devlet başkanı) seçmek, müminler için bir vecibe değildir. Devlet, başkansız da olabilir. Günah işleyen devlet başkanına itaat edilmez, görevine hemen son verilir. Onların kişisel çıkarlara alet edilmeye ve istismara açık olan bu görüşleri İslâm toplumunda anarşinin ilk tohumlarını oluşturmuştur. Haricilere göre ameller imanın bir parçasıdır. Dinî vecibeleri terkeden veya günah işleyen kimse mümin değil, kâfirdir. Bu sebeple Hz. Osman, Ali, Muaviye ile Cemel ve Sıffın savaşına katılanları günah işlediler diye kâfir saymışlardır. Anılan konularda fikir birliği içinde olan Hariciler diğer itikadî konularda birbirinden farklı kanaatlare sahip olmuşlardır. Meselâ Necedât, takıyyeyi caiz sayarken, Ezârika caiz görmemiş, Sufriye, fiilde değil sözde caiz olduğunu ileri sürmüştür. Yapılan savaşlara katılmayarak tarafsız kalanları (kaade) Ezârika kâfir sayarken Acâride mümin kabul etmiştir. Büyük günah işleyenin kâfir olduğunda birleşen Hariciler buradaki küfrü değişik yorumlamışlardır. Büyük günah işleyen Sufriye’ye göre müşriktir; Ezârika, Muhakkime-i ûlâ ve Acâride’ye göre kâfirdir, ibâzilere göre ise Allah’ın birliğine inanmış fakat nimete nankörlük yapan bir kimsedir. Haricî fırkaları irade, kaza kader konularından fikirbirliği içinde değildirler. Cebre kayan Harici kolları bulunduğu gibi, Ehl-i sünnetin görüşlerini paylaşan (ibâzîye gibi) Harici kolları da vardır. Haricîlik, genellikle, cahil halk tabakasının ve şehrin disiplinli hayatına uyum sağlayamamış çöl bedevilerinin bağlandığı bir mezheptir. Haricîler, çok Kur’ân okurlar, okuduklarını anlayamazlar, âyet ve hadislerin ruhuna eremezlerdi. Muhakkime-i ûlâ, Ezârika, Necedât, Sufriye, Acâride ve İbâzîye diye kollara ayrılan Haricîler içinde mutedil ve Ehl-i sünnete en yakın olanı İbâzîye’dir. Bu sebeple günümüze kadar da varlıklarını sürdürme imkânı bulan İbâzîler daha çok Kuzey Afrika, Cerbe adası, Madagaskar, Zengibar ve Uman sultanlığında yaşamaktadırlar. Mutezİle’nin tevhid prensibinin etkisinde kalarak masdar kalıbındaki ilim, kudret vb. sübûti sıfatların ezeliliğini kabul etmeyen, Allah’ı zatıyla alîm, kadîr… sayan İbâzîye, Kur’ân’ın mahluk (yaratılmış) olduğunu, günahkâr kimse için herhangi bir şefaatin sözkonusu edilemeyeceğini, Allah’ın ahirette görülmeyeceğini ileri sürmüştür. İrade, kaza-kader konusunda Ehl-i sünnet kanaatini büyük ölçüde paylaşan İbâzîler istitaatın fiille beraber olduğunu, Allah’ın dilemesi olmaksızın hiç birşeyin meydana gelemeyeceğini, kulların fiillerinin yaratıcısının Allah olduğunu söylemişlerdir.
Haricîler’in fıkhi görüşleri ise şöylece özetlenebilir:
Haricîler, genelde takvaya ve dindarlığa, amelî konularda olduğu gibi fıkhî sonuç bağlarlar. Meselâ taharetin tamam olabilmesi için dilin de yalandan ve batıl sözlerden arınması gerekir. Söz taşımak, kin, düşmanlık, çirkin sözler de diğer maddi hususlar gibi abdesti bozar. Haricilerin bazı kolları, evli erkek veya kadının zinasına recm cezasının verilmesini kabul etmezler, varis lehine de vasiyyet yapılabileceğini kabul eder, süt anne ve süt kız kardeş dışında kalan süt hısımları ile evlenmenin yasaklanmadığını ileri sürerler. Hariciler genelde hükümlerin kaynağının sadece Kur’ân olduğunu ileri sürerler ve Özellikle İcmayı delil saymazlar. Yukarıdaki farklı görüşleri benimsemeleri de bu anlayışlarından ve Kur’ân’ın da sadece zahirine dayanmalarından kaynaklanır.
Benzeri konular:
Answer ( 1 )
Havaric (Hariciler), İslam tarihinde, özellikle ilk dönemlerinde önemli bir grup olan ve temel olarak İslam toplumunun içindeki bazı ayrılıkçı düşünceleri temsil eden bir akımdır. Bu grup, özellikle Ali ve Muaviye arasındaki savaşlarla (Sıffin Savaşı, 657) ortaya çıkmıştır ve daha sonrasında İslam dünyasında önemli bir siyasi ve dini etki yaratmıştır.
Havaric Nedir?
Havaric, kelime olarak “haric” yani “dışarıda olanlar” anlamına gelir. Bu terim, başlangıçta İslam toplumunun belli bir kesiminden ayrılan ve bazı temel dini ve siyasi görüşlerde farklılıklar gösteren bir grubun adıdır. Havaric, Ali’nin liderliğindeki Şii tarafıyla ve Muaviye’nin liderliğindeki Emevi taraftarları arasında yaşanan ihtilaflardan sonra ortaya çıkmış bir akımdır. Bu grup, başlangıçta Ali’nin tarafında yer almış, ancak Ali’nin Muaviye ile yaptığı Tahkim (arabuluculuk anlaşması) sonrası ondan ayrılarak kendi yoluna gitmişlerdir.
Havaric’in Temel İnançları ve Görüşleri:
İslam’da tek otorite: Havaric, Allah’ın iradesi dışında bir otoritenin kabul edilmemesi gerektiğini savunmuşlardır. Bu nedenle, Ali ve Muaviye arasındaki tahkime karşı çıkmışlar, çünkü bunun insanlar arasındaki bir çözüm olduğunu ve Allah’ın hükmü olmadığını düşünmüşlerdir.
Günahkâr Müslümanların cezalandırılması: Havaric, bir Müslümanın günah işlemesi durumunda, bu kişinin İslam’dan çıkacağına inanır. Hatta günah işleyen Müslümanları kafir olarak görüp, onlara karşı sert tutumlar sergilemişlerdir.
Toplumsal eşitlik:
Havaric, toplumda eşitliği savunmuş ve her Müslümanın eşit olduğunu ileri sürmüştür. Bu nedenle, özellikle yönetici sınıfına ve elitlere karşı sert bir eleştiri geliştirmişlerdir.
Dini reformist yaklaşım:
Havaric, İslam’ı kendi görüşlerine göre saf ve özgün bir şekilde yaşamak isteyen bir grup olmuştur. Bu bağlamda, dini reform yapmak amacıyla birçok geleneksel uygulamayı reddetmişlerdir.
Havaric’in Mezhebi ve Kolları:
Havaric mezhebi zaman içinde çeşitli kollar ve alt gruplara ayrılmıştır. Bu kollar, farklı derecelerde sertlik ve şiddet kullanmışlar, hatta içlerinde şiddetli tutumlar benimseyenler olmuştur. En bilinen kolları:
İbadiyye:
Bu, günümüze kadar varlığını sürdüren en büyük Havaric koludur. İbadiyye, Havaric’in ilk dönemlerinden farklı olarak daha ılımlı bir yaklaşım benimsemiş ve zamanla daha az radikal hale gelmiştir. İbadiyye mezhebi, özellikle Umman bölgesinde güçlüdür.
Azâriqa:
Havaric’in radikal kollarından biri olan Azâriqa, özellikle şiddetçi yaklaşımları ile bilinir. Bu grup, Havaric’in diğer kollarına göre daha radikal bir tutum sergileyerek, yönetici sınıfı ve geleneksel dini otoriteleri hedef almışlardır.
Sufriyyeler ve Hârûriyye:
Bu iki grup da Havaric’e ait başka alt kolllardır, ancak bunlar da şiddetli ve sert dini görüşlere sahip olmuştur.
Havaric’in Tarihsel Rolü:
Havaric, özellikle Ali’nin halifeliği sırasında ve sonrasında İslam toplumunun içindeki çatışmalarda önemli bir rol oynamıştır. Ali’yi öldüren kişi, aynı zamanda Havaric’e mensup bir kişi olmuştur. Havaric’in etkisi zaman içinde zayıflamış olsa da, bu grup tarih boyunca şiddet yanlısı tutumlarıyla ve radikal görüşleriyle tanınmıştır.
Sonuç:
Hariciler, İslam toplumunda derin ayrılıkların ve çatışmaların olduğu bir dönemde ortaya çıkmış ve kendi radikal dini görüşleriyle dikkat çekmiş bir grup olmuştur. İslam’ın temel hükümlerini kendi yorumlarıyla şekillendiren bu topluluk, zaman içinde farklı mezheplere ve kollara ayrılmış olsa da, günümüze kadar süregelen bazı etkileri olmuştur. Havaric ve onların görüşleri, özellikle dini otoritenin ve toplum düzeninin nasıl şekillendirileceği konularında önemli tartışmalara yol açmıştır.