Paylaş
Hayır İşleme Bilinci; Vakıflarımız
Question
Hayır İşleme Bilinci
Allahın lütuf ve inayetine ulaşmanın şartlarından biri de kişinin sahip olduğu ve sevip bağlandığı servet, mevki, ilim ve beden kuvveti gibi maddi ve manevi imkânları Allah yolunda, O`nun rızasını kazanmak için harcamaktır.
Rabbimiz “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça iyiliğe eremezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.”[1] “Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızk vardır”[2] buyurarak Allah`ın bize bahşettiği nimetlerden O’nun yolunda harcamanın müminin özelliklerinden ve bağışlanma sebebi olduğunu müjdeliyor. Peygamberimiz (sav) de “Sadaka-i cariyenin öldükten sonra amel defterini kapamayıp sevabının devam etmesine vesile olan amellerden olduğunu”[3] bildirmiştir.
Vakıf hizmetleri, Müslümanların sadakayı cariyeye verdikleri önem sonucu ortaya çıkan hayırlı bir hizmet biçimidir. İslamiyet’in doğuşundan günümüze kadar cami, han, hamam, yol, köprü, okul, hastane, çeşme gibi birçok hizmet, hayır vesilesi vakıflarımız tarafından yapılmıştır.
Hayır yapma bilincine sahip, vefakâr ve cömert insanlarımız var olduğu sürece, Allah’ın izni ile vakıf hizmetleri kıyamete kadar sürecektir. Vakıf ve hayır hizmetlerinin devam etmesi için varlıklı Müslümanlara büyük görevler düşmektedir. Zenginlik bir imtihan vesilesidir. Şükrü yapılıyorsa nimet, şükrü yapılmıyor ise külfettir. Mal ve servetin şükrü; zekât, sadaka, hayır ve hasenat gibi o mülk üzerindeki Allah’ın hakkını Allah yolunda sarf etmektir. Bu hakkı yerine getirenlere cömert, yerine getirmeyene ise cimri sıfatı layık görülmüştür.
Rasulullah (sav) buyuruyor ki; “Sizin amirleriniz en hayırlılarınız, zenginleriniz cömertleriniz ise, işleriniz de aranızda istişare ile yapılıyorsa, sizin için yerin üstü yerin altından daha hayırlıdır. Fakat amirleriniz en kötüleriniz, zenginleriniz de cimrileriniz ise, o zaman yerin altı sizin için yerin üstünden daha hayırlıdır.”[4]
Hayır-hasenat sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılır. Gerek hayır kurumlarına, gerek şahıslara yaptığımız hayırlarda önceliğimiz gizlilik olmalıdır. Yaptığımız hayrın karşılığını sadece Allah’tan beklemeli, muhatabımızın onurunu rencide etmemeli, başa kakmamalı ve riyadan şiddetle kaçınmalıyız. Yüce kitabımız Kur’an bizlere en güzel örneklerle hayır konusunda öğüt veriyor; “Allah yolunda mallarını harcayanların örneği yedi başak bitiren bir dane gibidir ki her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine fazlasını verir.” Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir.” “Güzel söz ve bağışlama arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.”[5]
[1] Ali İmran, 3/92
[2] Enfal, 8/34
[3] Müslim, vasiye, 14
[4] Tirmizi
[5] Bakara, 2/261,262,263
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
İslam’da, iyilik işleme bilinci kavramı, iyi işler yapma konusunda bilinçli bir farkındalık geliştirmeyi ve doğru bir zihniyeti sürdürmeyi ifade eder. Ahlaki değerlerin, etik davranışın ve kişinin eylemlerinin ve karakterinin temeli olarak doğruluk arayışının önemini kabul etmeyi içerir. İşte iyilik işleme bilinci ve bunun İslam’daki temelleri ile ilgili bazı önemli noktalar:
Allah’a iman: İslam, iyilik işleme bilincinin temelinin, Tek Tanrı olan Allah’a iman ve teslimiyette yattığını öğretir. Müslümanlar, eylemlerinin ve niyetlerinin Allah’ı razı etmek ve O’nun rızasını aramakla uyumlu olması gerektiğine inanırlar. Allah’a iman, seçimlerde ve doğruluk peşinde koşmada yol gösterici bir ilke olarak hizmet eder.
Kuran ve Sünnete Uymak: İslam’ın kutsal kitabı Kuran ve Hz.Muhammed’in (s.a.v. Müslümanlar bu öğretileri çalışmak, anlamak ve hayatlarında uygulamak, bilinç ve karar verme süreçleri için bir temel olarak kullanmak için çabalarlar.
Niyet ve samimiyet: İslam, her eylemin arkasında niyete büyük önem verir. Müslümanlar, dünyevi bir takdir veya ödül beklemeden, yalnızca Allah’ın rızasını arayarak, saf ve samimi bir niyetle iyi işler yapmaya teşvik edilir. Kişinin niyetini şuurlu bir şekilde bilmesi, eylemlerin şahsi çıkar veya şovmenlik için değil, Allah rızası için yapılmasını sağlar.
Ahlaki değerler ve etik: İslam, iyilik işleme bilincinin temeli olarak hizmet eden bir dizi ahlaki değer ve etik ilkeyi destekler. Bunlar dürüstlük, dürüstlük, adalet, merhamet, alçakgönüllülük, sabır, bağışlayıcılık ve nezakettir. Müslümanlar bu değerleri başkalarıyla olan etkileşimlerinde ve günlük yaşamlarında somutlaştırmaya çalışırlar.
Kendini yansıtma ve hesap verebilirlik: İslam, inananları kendi kendini düşünmeye ve hesap verebilirliğe teşvik eder. Müslümanlar düşüncelerini, niyetlerini ve eylemlerini düzenli olarak değerlendirmeye, kendini geliştirmeye ve kalbini arındırmaya teşvik edilir. Kişinin kendi kusurlarının ve eksikliklerinin bilincinde olması, davranışlarını düzeltme ve doğruluk için çabalama sürecine yardımcı olur.
Bilgi ve rehberlik arama: İslam, İslami öğretilerin otantik kaynaklarından bilgi ve rehberlik aramanın önemini vurgular. Müslümanlar, İslam’ın öğretilerini sürekli olarak öğrenmeye, anlamaya ve yaşamlarında uygulamaya teşvik edilir. Bu bilgi arayışı, kişinin iyilik bilincini güçlendirmesine ve etik davranış konusunda daha derin bir anlayış geliştirmesine yardımcı olur.
Toplumsal ve sosyal sorumluluk: İslam, topluluğun ve sosyal sorumluluğun önemini vurgular. Müslümanlar, nezaket, hayırseverlik ve başkalarına hizmet etme eylemlerinde aktif olarak yer almaya teşvik edilir. İnsanlığın birbirine bağlı olduğunu kabul etmek ve kişinin başkalarına karşı sorumluluklarını yerine getirmesi, iyilik işleme bilincinin temel bir yönüdür.
Müslümanlar, iyilik işleme bilincini geliştirerek düşüncelerini, niyetlerini ve eylemlerini İslam’ın öğretileriyle uyumlu hale getirmeyi, daha iyi bireyler olmayı ve topluma olumlu katkıda bulunmayı amaçlar. Kalbi arındırmak, salih amellerde bulunmak ve Allah’a karşı şuurlu ve şuurlu bir şekilde hesap verebilir bir hayat yaşamak için sürekli bir çabayı içerir.