Paylaş
Hendek Gazvesi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Hendek Gazvesi
Günler seçti bir çok zafer kazandılar. Onlardan ga yeminlileri olan kabileler, yahudiler ve münafıklar İslâm’ın aleyhinde birleştiler. Onlar mü’minieri yok etmek için topluluklarını bir araya getirdiler. Muhasara yoluyla müslümanları kuşattılar. Müslümanlar da Medine’nin açık taraflarını savunmak için Selman-ı Farisî’nin önerisi üzerine hendek kazdılar. Müslümanlar gece gündüz çalıştılar, Hz. Peygamber de bizzat kazı işlerine katıldı, yoruldu, acıktı, karnına taş bağladı. Müşrik ve kâfir ordular gelmeye başladılar. Müslümanları çepeçevre kuşattılar. Onlardan bazılan hendeği atlamayı bile başardı. Ancak mü’min mücahitler onları geri püskürtüyordu. Onları teker teker avlıyorlardı. Günler böylece geçip gidiyordu. Soğuk şiddetlendi ve dondurmaya başladı. Medine’nin imkanları yetersizdi, abluka çok şiddetli idi. Kur’an-ı Kerim o tehlikeli ve zor günleri Ahzab suresinde şöyle dile getiriyor:
Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi. Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan üzerine yürüdükleri zaman, gözler yıldığı, yürekler gırtlağa geldiği ve siz Allah hakkında türlü türlü şeyler düşündüğünüz zaman, işte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı. Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: ‘Meğer Allah ve Rasûlü bize sadece kuru vaatlerde bulunmuşlar!’ diyorlardı. (Ahzab/9-12)
Yine aynı surede şöyle buyuruluyor:
Andolsun ki, Rasûlullah’ta, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır.
Mü’minler ise, düşman birliklerini gördüklerinde: İşte Allah ve Rasûlû’nün bize vâdettiği! Allah ve Rasûlû doğru söylemiştir’ dediler. Bu (orduların gelişi), onların ancak imanlarını ve Allah’a bağlılıklarını arttırdı.
Mü’minler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir.
Kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.
Çünkü Allah sadakat gösterenleri sadakatları sebebiyle mükafatlandıracak, münafıklara dilerse azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir. (Ahzab/21-24)
Allah, o inkar edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi. Allah savaşta mü’minlere yetti. Allah güçlüdür mutlak galiptir.
Allah, ehl-i kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklara sizi mirasçı yaptı. Allah’ın herşeye gücü yeter. (Ah-zab/25-27)
Evet, ablukaya, şiddete, soğuğa, açlığa ve aralarındaki kuvvetin dengesizliğine rağmen, müslümanlar imanları sayesinde mukavemet gösterdiler. Onlara boyun eğmediler ve teslim olmadılar. Allah’ın inayeti de yetişti. Allah onların üstüne kasırga gönderdi; çadırlarını uçurdu. Aralarında ihtilaf çıktı, korkuya kapılıp çekilmeye başladılar. Allah Rasûlü “Ben korku ile muzaffer oldum” buyurmuştur.
Bu gazveden alacağımız derse gelince o da olaylara tahammül göstermek, savunmada uzun nefesli olmak, elden gelen bütün çabayı göstermek, bunlarla beraber Allah’ın inayetini ve yardımını beklemektir. Çünkü zafer ancak hikmet sahibi Allah’ın yardımı ile gerçekleşir.
Rasûlullah küfür ordularının çekilmesini görünce şöyle buyurmuşlardı: “Onlar bundan sonra bizimle s av aşamayacaklar, artık biz onlarla savaşacağız.” Bu sözde büyük bir ümit ve güven vardır. Allah Rasûlü çok doğru söylemiştir. Artık o günden sonra küfrün bütün tuğyanına rağmen müslümanlar hep muzaffer olmuşlardır.
Cevapla