Paylaş
Hicret Ne Demek ?
Question
Hicret Nedir ?
Hicret: Hz Peygamberin ve Müslümanların imanları uğruna Mekke’den Medine’ye göç etmeleri demektir. Hicret, İslam’ın sabırdan aksiyona geçişi demektir. Hicret, kötü şartlardan kaçış değil, İslam’ı yaşatacak ve yaşayacak yeni şartların ve mekanların aranışıdır.
İslam dininin gayesi, insanı hem dünya, hem de ahirette mutlu etmektir. Bunun için mutluluk yolu olan İslam mesajının insanlara ulaşması önemlidir. Bu amaçla Hz Peygamber (AS) miladi 622 yılında hicret etmeye karar verdi. Canab-ı Hak’da indirdiği ayetlerle Müslümanların bu kararlarını doğru bulduğunu ve desteklediğini bildirmiştir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an’da Cenab-ı Hak: “Ey inanmış kullarım! Benim yeryüzüm geniştir. O halde, yalnız bana kul olun.”[1] diye buyurmuştur.
Hicret, Hz Peygamber ve Müslümanlar için kaçınılmazdı. Anadan, babadan, yardan,diyardan, maldan, mülkten, hatta candan, evlattan ayrıldılar. Sevdiklerinden ayrılışın verdiği acıyı; özlemi ve gurbeti içlerine gömdüler.
Hicret gerekliydi, çünkü Cenab-ı Hak tarafından en üstün varlık olarak yaratılan insan kölelikten, kadınlar eşya gibi kullanılmaktan kurtarılmıştır. Evini, malını, mülkünü, yiyeceğini, her şeyini paylaşan, hatta başkalarını kendi nefsinden üstün tutan, her insanın özlem duyduğu bir İslam kardeşliği yaşanmıştır. Hicret eden Müslümanlar Mekkeli müşriklerin baskı, hakaret ve zulümlerinden kurtuldular. İslam’ı tebliğ, yaşama ve ifade etme özgürlüğünü elde ettiler. Cahiliye çağını kapatıp mutluluk çağını açtılar.
Hicretin gayesi olan islam’ın mesajını anlamaya ve hayatımıza hakim kılmaya çalışalım. Asıl hicret[2] olan Allah’ın nehyettiklerinden sakınıp emirlerinden ayrılmayalım. Hicretle gerçekleşen o büyüleyen İslam kardeşliğini yaşayalım ve yaşatalım. Yalnız Allah’a kulluk edelim; başarılı, özgür, birbirini seven ve yardımlaşan insanlardan olalım.
[1] Ankebut S, 56
[2] Buhari, İman, 4
[3] Enfal S, 72
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Göç, bireylerin veya insan gruplarının, tipik olarak önemli bir süre için yeni bir yere yerleşmek amacıyla bir yerden başka bir yere hareketini ifade eder. Bireylerin veya toplulukların coğrafi konumlarındaki bir değişikliği içerir.
Göç, ekonomik, sosyal, politik veya çevresel faktörler dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. İnsanlar daha iyi ekonomik fırsatlar aramak, yoksulluktan veya çatışmadan kaçmak, aile üyeleriyle yeniden bir araya gelmek veya zulümden veya doğal afetlerden kaçmak için göç edebilir. Göç, bir ülke içinde (iç göç) veya ulusal sınırların ötesinde (uluslararası göç) gerçekleşebilir.
Göç, bir dizi faktör tarafından yönlendirilen insanlık tarihinin temel bir yönü olmuştur. Göçmenlerin kendileri, aileleri, geride bıraktıkları topluluklar ve taşındıkları topluluklar üzerinde önemli etkileri olabilir. Göç, kültürel çeşitliliğe, ekonomik büyümeye ve sosyal değişime yol açabilir. Ancak entegrasyon, sosyal uyum ve göçmen haklarının korunması ile ilgili zorluklar da doğurabilir.
İslam bağlamında göç, tarihsel ve sembolik bir öneme sahiptir. Hicret olarak bilinen Hz. Hicret, Peygamber’in dini özgürlük arayışını ve İslami ilkelere dayalı adil ve müreffeh bir toplum kurmayı temsil eder.
İslam’da göçe genellikle olumlu bakılır, özellikle de meşru sebeplerle yönlendirildiğinde ve adalet, barış ve kendini koruma ilkeleriyle uyumlu olduğunda. İslam, Müslümanları daha iyi fırsatlar, bilgi ve din özgürlüğü aramaya teşvik ederken aynı zamanda entegrasyonun önemini, topluma olumlu katkıda bulunmayı ve yeni toplumun yasa ve normlarına bağlı kalmayı vurgular.
Genel olarak, göç, çeşitli motivasyonları ve sonuçları olan karmaşık ve çok yönlü bir olgudur. Anlayışı ve sonuçları farklı bağlamlar, kültürler ve inanç sistemleri arasında farklılık gösterir.