Paylaş
İslamda Hicretin Yeri
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Hicret
Bütün peygamberler insanları hak dine, tevhit esasına çağırmak ve kötülüklerden uzaklaştırmakla görevlendirilmişlerdir. Fakat her asırda bu ulvi davete gönül verenler olduğu gibi bunu kabul etmeyip dalalete sapan insanlar da olmuştur.
İnsanlığın; yaratılış gayesini unuttuğu, ahiret inancının sarsıldığı, insani değerlerini kaybettiği, şirke, zulme, haksızlığa, her türlü ahlaksızlığa saplandığı bir dönemde yüce Rabbimiz Hz.Muhammed (s.a.v)’i son peygamber olarak göndermiştir.
Hz. peygamber’in gönderilmesiyle ölmüş kalpler dirildi. Pörsümüş vicdanlar merhamete kavuştu. İnsanlık İslam sayesinde karanlıktan aydınlığa çıktı. İslam’a gönül verenlerin sayısı arttıkça, inanmayan Mekkeli müşrikler onlara işkence etmeye başladılar. Alışveriş, kız alıp verme gibi ticari ve sosyal ilişkilerde boykot uyguladılar. Onlar bu zulümle Rasülullah’ı Allah’ın dinini tebliğ etmekten alıkoyacaklarını ve İslam güneşini söndüreceklerini zannediyorlardı. Nitekim yüce Rabbimiz (c.c) Kur’an-ı Kerim’ de şöyle buyurmuştur: “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler; halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır’’(1).
Mü’minler yapılan zulümlere sabırla metanet gösteriyorlardı. Onların tek düşüncesi İslam’ı kolayca yaşayıp anlatabilmekti. Nihayet Allah’ü Teala (c.c) sevgili peygamberimizin peygamberliğinin 12. yılında ashabı ile beraber hicret etmesini emretti. Allah Rasülü ve ashabı yurtlarını, mallarını sahabeden bir çoğu anne-babasını, eşini, çocuğunu bırakarak Medine’ye hicret etmek mecburiyetinde kaldılar.
Hicret; tevhit inancının kalplerde kökleşmesinin, gerektiğinde mallardan ve canlardan fedakârlık etmenin sembolüdür. Hakkın batıla galip gelmesi, İslam’ı bir hayat tarzı olarak yaşama ve yaşatma azmidir. Ensar ve muhacirlerin sergiledikleri dostluk ve kardeşlik; bugüne kadar uzanan sembol bir değerdir. Bir fetihtir hicret. İslamiyetin dünyaya açılması bu olayla başlamıştır. Hicret edenlerin mükafatını yüce Allah; “Onlar hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler. Andolsun ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım” (2) buyurarak beyan etmiştir.
Günahla kirlenen hayatımızı Allah’a kulluğa, ibadete, itaate, arınmışlığa yöneltmenin gerçek hicret olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. Çünkü sevgili peygamberimiz; “hakikatte hicret eden; hata ve günahları terk edendir.’’(3) buyurarak bu hususa dikkatlerimizi çekmiştir.
1-Saf Suresi; 8.
2-Al-i İmran; 195.
3-İbn-i Mace; Fiten 2.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Hicret, İslam tarihinde önemli bir olaydır ve İslam takviminin başlangıcı olarak kabul edilir. Hicret kelime anlamı olarak “terk etmek, göç etmek” anlamına gelmektedir. İslam tarihinde ise, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed ve Müslümanların Mekke’den Medine’ye göç etmesini ifade etmektedir.
Hicret olayı, İslam tarihinde büyük bir önem taşır ve İslam’ın yayılması ve gelişmesinde büyük bir dönüm noktasıdır. Müslümanlar, Mekke’de baskı altında yaşamaktaydılar ve İslam dinini açıkça yaşayamıyorlardı. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed, Allah’ın emriyle Müslümanları Medine’ye göç etmeye çağırdı. Bu göç, Müslümanların İslam dinini daha özgürce ve rahat bir şekilde yaşayabilmelerini sağladı.
Hicret’in yeri, Mekke ile Medine arasındaki yaklaşık 400 km’lik bir mesafedir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed, 622 yılında hicret etti ve Medine’ye yerleşti. Medine’de, Müslümanlar için ilk cami inşa edildi ve İslam toplumunun temelini oluşturan bir anayasa hazırlandı.
Hicret’in İslam tarihindeki önemi, İslam takviminin de başlangıcı olarak kabul edilmesine yol açmıştır. İslam takvimi, hicri yılbaşı ile başlar ve İslam’ın yayılışı, Müslümanların yaşamları ve önemli olaylar bu takvim üzerinde belirlenir.