Paylaş
Hoşgörü Bilinci Nedir
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Hoşgörü Bilinci
İnsanlar daima merhametli, yumuşak tavırlı, sukunet ve suhulet sahibi; ehil insanlara kulak verirler. Cahilliklerini ve noksanlıklarını hor görmeden giderilmesi için yardımcı olan, kalender yürekli insanlara ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda insanlar karşılıksız ihsan ve ikramda bulunan, dertlilerin üzüntülerini paylaşıp, onların kusurlarını yüzlerine vurmayan mümtaz insanlara meylederler. Bir hadiste Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “Muhakkak Allahu Teala sertlik ve kabalığa vermediği şeyleri (ecir ve mükafatları) yumuşaklığa verir. Ve Allah bir kulu sevdiği vakit ona rıfkı ihsan eder. Yumuşaklıktan mahrum olan bir ev halkı (her şeyden) mahrum olur.” (1) Hutbemin başında okuduğum Âyet-i Kerime’de ise; Uhut savaşında hataya düşen sahabelerini bağışlayıp hoş gördüğünden Cenabı Mevla Peygamberini övmüş, fevri ve katı muamelenin de insanları uzaklaştıracağını haber vererek: “O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. ” (2) buyurmuştur.
Hırçınlık, sertlik ve katı yüreklilik Müslüman’a yakışmayan kötü hasletlerdir. Nitekim Allahu Teâla Kuran-ı Kerim’de: “İyilikle kötülük bir değildir. Sen kötülüğü en güzel şekliyle önle. O zaman görürsün ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki yakın bir dost olur. (3) buyurmuştur. Bizler biliyoruz ki; Müslümanlar sadece kendi aralarında değil başka dinlerden olanlara karşı da hoşgörülü olan insanlardır. Yine Müslümanlar, Asr-ı Saadet’ten bu yana değişik Dinlerden insanlarla bir arada yaşamış ve tarihte eşine rastlanmayan bir hoşgörü ve anlayış örneğini
sergilemişlerdir. İşte İslam’ın bu hoşgörü ve adalet anlayışıdır ki İstanbul fethedildiğinde Hıristiyan Bizans halkına “Başımızda Kardinal şapkasını görmektense Müslüman sarığını görmek daha evladır” dedirtmiştir. Aynı şekilde tüm insanlığa rehber ve saadet kaynağı olan Peygamber Efendimizin (sav) konuyla ilgili tutumu şu şekilde anlatılır:“Allah Resulü’nun yanından bir cenaze geçti. Ona sayğı için kalkıp durdu. Ona: Ey Allah’ın Resulü! “O bir Yahudinin cenazesidir.” denildi. Bunun üzerine Allah Resulü: O da bir insan değil mi? Bilin ki; İslam’da her bir insanın bir saygınlığı ve yeri vardır.”(4) buyurdu.
Yahudi olsun Hıristiyan olsun Allah Resulü, Ehl-ı Kitaba karşı hoşgörülü davranır, onları ziyaret eder, onlara ikram eder, iyilikte bulunur, onların hastalarını ziyaret eder ve onlarla alış verişte bulunurdu. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala’nın Hıristiyan ve Yahudilere “Ehl-ı Kitap” diye yumuşak bir isimle hitap ettiğini görmekteyiz.
Bütün bunlardan anladığımız şudur ki; Müslümanların diğer insanlara hoşgörü ile bakmasının temeli, İslam dininin Müslümanların kalplerine yerleştirmiş olduğu samimi ve berrak düşüncelerden kaynaklanmaktadır. “Andolsun biz Ademoğlunu yüceltip şereflendirdik.”(5) Ayet-i Celilesi’nde ifade edilen manaya hürmeten her Müslüman; dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun her insanın yüceliğine ve saygınlığının korunmasına olan inancını hiç bir zaman yitirmez ve insani ilişkilerinde bu düşünceyle hareket eder.
1-Seçme Hadisler, s:61, Hadis No:78.
2-Al-i İmran 3/159
3-Fussilet 41/35
4-Müslim; Cenaiz, 78.
5-İsra 17/70
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Hoşgörü farkındalığı, toplumda hoşgörünün öneminin tanınması ve anlaşılması anlamına gelir. Çeşitliliği kucaklamanın, farklı inanç ve görüşlere saygı duymanın ve bireyler ve topluluklar arasında barış içinde bir arada yaşamayı teşvik etmenin değerinin farkında olmayı içerir. Hoşgörü farkındalığı, çeşitliliğin bir güç olduğunu ve ayrımcılığa veya bölünmeye temel teşkil etmek yerine farklılıkların kutsanması gerektiğini kabul etmeyi gerektirir.
Hoşgörü farkındalığının bazı temel yönleri şunlardır:
Hoşgörü bilinci, barışçıl ve kapsayıcı toplumlar yaratmak için esastır. Empati kurmayı, farklılıkları anlamayı ve kabul etmeyi destekleyen bir zihniyettir. Bireyler ve topluluklar, hoşgörü bilincini geliştirerek, çeşitliliğin kutsandığı ve herkesin haklarına ve onuruna saygı duyulan daha uyumlu ve merhametli bir dünyaya katkıda bulunabilir.