Paylaş
Hz. Ali ibn ebi talib kimdir kısaca hayatı
Question
Ali İbn Ebi Talib
Künyesi Ebü’l-Hasen, adı Ali ibn Ebi Tâlib’tir. Allah kendisinden razı olsun. Raşit halifelerin dördüncüsü, müminlerin emindir. Hz. Pey-gamber’in amcasının oğlu ve kızı Fatıma’nın eşidir. Hz. Peygamber’in adeta kardeşidir. Hasan ve Hüseyin’in babasıdır. Cennetle müjdelenen on sahabiden biridir. Hz. Peygamber’in ölünceye kadar danıştığı ve kendilerinden razı olduğu kimselerdendir. Rabbani bir âlimdir. Meşhur bir kahramandır, anılan bir zahiddir ve çocuklardan ilk müslüman olandır. Oniki yaşında iken müslüman olmuştur.
Hz. Peygamber (s.a) hicret edeceği gece yatağında uyuması ve kendisinde bulunan emanetleri sahiplerine geri vermesi için kendi yerine onu bırakmıştır. Hz. Peygamber’in yanındaki emanetleri sahiplerine vermiş, tavsiyelerini yerine getirmiştir. Hz. Ali, Rasûlullah’la birlikte bütün savaşlara katılmış, sadece Tebuk seferine iştirak etmemiştir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) Medine’de onu kendi yerine vekil bırak-
mıştı. Hz. Peygamber pek çok yerde sancağı ona vermiştir. Hayber günü de sancağı ona vermiş ve fethin Allah’ın izniyle onun elinde gerçekleşeceğini bildirmiştir.
Rasûlullah’tan (s.a) çok sayıda rivayette bulunan kişilerden birisi de Hz. Ali’dir. Beş yüz seksen altı tane hadis rivayet etmiştir. Belki bunun sebebi onun küçüklüğünden itibaren Hz. Peygamberle (s.a) beraber oluşudur. Hz. Peygamber’in damadı oluşunu, onunla bir arada bulunmaya ve ondan ilim almaya düşkünlüğünü de buna ilave edebiliriz. Belki de bu Hz. Ali’nin Rasûlullah’tan (s.a) sonra insanları en fazla etkileyen kişi olmasının sebebidir.
Hz. Ali’den pek çok sahabi rivayette bulunmuşlardır. Abdullah ibn Mesud şöyle demekteydi: Biz, Medinelilerin en büyük hâkiminin Ali olduğunu söylerdik. Çünkü sahabenin büyükleri zor meselelerde ona müracaat ederler ve onun fetvasını alırlardı.
Hayber savaşında Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştu:
Yarın sancağı Öyle bir kişiye vereceğim ki Allah onun elinde fethi nasib edecek. Allah ve Rasûlü onu sever, o da Allah ve Rasûlü-nü sever.
Rasûlullah (s.a) sabahleyin “Ali ibn Ebi Talib nerde?” diye sordu. Oradakiler “Ya Rasûlullah! O, gözünden rahatsızlandı” diye cevap verdiler. Rasûlullah şöyle dedi: “Onu bana gönderin! Hz. Ali geldi. Rasûl-i Ekrem onun gözlerine tükrüğünü sürdü ve dua etti. Bunun üzerine Hz. Ali iyileşti ve Hz. Peygamber’in buyruğunu yerine getirdi, Allah da fethi onun eliyle nasib etti.
Hz. Ali’nin Peygamberimizin yanındaki değerini gösteren şeylerden birisi de Peygamberimizin şu sözüdür:
Ali bendendir; ben de Ali’denim.
Hz. Ali Peygamerimizden rivayet ederek şöyle demiştir:
Taneyi yaran ve insanlara şifa veren Allah’a yemin olsun ki, Rasûlullah (s.a), beni ancak müminin sevdiğini ve benden ancak munafığın nefret ettiğini bildirmiştir.
Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra, Rasûlullah’ın mescidinde Hz. Ali’ye hicretin 35. senesinde biat edilmiştir. Hz. Ali hicri 40 yılında Ramazan ayının on yedinci gecesi şehit olmuştur.
Hz. Ali’ye nisbet edilen hutbeler, tavsiye ve öğütlerin toplandığı bir kitab vardır. Hikmet ve belagat talipleri için zengin bir kaynaktır. Nehcü’l-Beîağa diye isimlendirilen bu kitapta bulunan tavsiyelerinden birisi de Ebu Zerr’e (r.a) yaptığı şu edebi tavsiyedir. Hz. Ali bu tavsiyeyi Ebu Zer, insanları ellerindeki mallarını infak etmeye/Allah yolunda harcamaya çağırdığı zaman onların kendisini Rebeze köyüne sürgün ettirdikleri zaman yapmış ve şöyle demiştir:
Ey Ebu Zer! Şüphesiz sen Allah için öfkelendin, Allah’tan ümidini kesme. İnsanlar dünyalıklarını kaybedecekleri için senden korktular. Sen ise onların yüzünden dininin zarar göreceğinden korktun. Kaybedeceğiz diye korktukları şeyi bırak, onların olsun. Sen korktuğun şeyi/dinini koru yeter. Senin kendisi için korktuğun şeye onlar ne kadar da muhtaçtırlar. Onların vermediği şeye ise senin ihtiyacın yoktur. Kimin kazançlı olduğunu ve kimin daha çok hasetçi olduğunu yakında bileceksin. Gökler ve yer bir kulun üzerine kapansa, sonra o kul, Allah’tan hakkıyla korksa, Allah o kul için bir çıkış yolu gösterir. Seni hak ve hakikatten başka hiçbir şey memnun etmesin, batıldan başka da hiçbir şey sana rahatsızlık vermesin. Eğer onların dünyalarına razı olursan, seni severler; eğer sen de bir miktar dünyalık sahibi olsan (yani onların yanında yeralsan) senden emin olurlar.
Bu kitaptaki hikmetli sözlerinden bazıları da şunlardır: Tamahkarlık/açgözlülük ebedi bir köleliktir.
Ey Ademoğlu! Azığının/ihtiyacının üstünde kazandığın şeylerde sen, başkasının bekçisisin.
İman kalb ile tanımak, dil ile ikrar etmek ve organlarla amel etmektir.
Herkesin kendi malında iki ortağı vardır: Varisleri ve beklenmedik olaylar
Allah Teâlâ ondan razı olsun.
Answer ( 1 )
Hz. Ali (ra) Rasulullah (sav)’in amcasının oğludur. Hem de aynı zamanda damadıdır. Rasulullah (sav)’in torunları Hasan ve Hüseyin (ra)’ında babasıdır Hz. Ali (ra). Hz. Ali (ra), Hz. Osman’ın vefatından sonra dördüncü Raşit halifedir. İlk müslümanlardan sayılmaktadır Hz. Ali. Rasulullah (sav)’e ilk vahiy geldiğinde Hz. Ali (ra) Rasulullah (sav)’in yanında yaşamaktaydı.
Hz. Ali (ra) hicri 40. yılda şehit olmuştur.
Hz. Ali (ra)’uya atfedilen bazı sözler şunlardır;
Ey Ademoğlu! Azığının/ihtiyacının üstünde kazandığın şeylerde sen, başkasının bekçisisin.
İman kalb ile tanımak, dil ile ikrar etmek ve organlarla amel etmektir.
Herkesin kendi malında iki ortağı vardır: Varisleri ve beklenmedik olaylar