Paylaş
Hz. Cebrail ve Görevi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Vahiy görevi: Cibril (aleyhisselam)
Hz Cebrail kimdir görevi nedir kısaca
Allah Teala, Cebrail’e vahiy taşıma görevini yüklemiştir. Cebrail dışında başka meleklerde vahiy taşır. Ancak vahiy ile görevli asıl melek Cebrail’dir.
Bu arada onun başka vazifeleri de vardır. O ve Mikail Bedir gazvesinde savaşmışlardır.
Kurayza oğullanyla yapılan savaşta da yahudilerin kalplerini, ayaklarını ve kalelerini sarsmıştır.
Hz. Peygamber Cebrail’i bu savaşta toza toprağa bulanmış şekilde görmüştür'”.
Yine nakledildiğine göre Lut kavmini kanatlarıyla kaldırmış, hatta göktekiler köpeklerin havlamasını horozların ötüşünü duymuştur. Sonra onları yerin dibine geçirmiştir.
Yine Semut kavminin korkunç ses ile helaki işini Cebrail yerine getirmiştir.
Bu rivayetler Rabbimizin melekleri dilediği görevlere atadığını göstermektedir.
Cebrail, vahiyle görevlidir. Kur’an’da şöyle buyurulmuştur: “Söyle onlara: «İman edenlere tam bir sebat vermek ve Allah’a teslimiyet gösterecek müslümanlara bir hidâyet ve müjde olmak üzere Kur’ân’ı, Rabbin tarafından gerçek olarak getiren, Ruhu’l-kudüstür” (Nahl, 102).
“Kur’ân, değerli bir elçinin, Cebrail’in getirip okuduğu sözdür!” (Tekvir, 19) ayetinin anlamı Allah’tan alıp tebliğ ettiği söz demektir.
Bir hadiste de “Allah bir vahiy ile konuştuğunda ilk önce Cebrail başını kaldırır ve Allah da dilediği emri ona vahyeder“16° buyurmuştur. Bu hadis Allah’tan vahyi Cebrail’in duyduğuna delalet eder.
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Cebrail aleyhisselam kimdir görevi nedir?
İslâm dininde Cebrail Rasûlullah’a ilâhî emirleri bildiren vahiy meleğidir ve dört büyük melekten biridir. Arapça’da vahiy meleği değişik kelimelerle ifade edilmekle birlikte en meşhurları Cebrâîl, Cebreil, Cebril, Cibrîn ve Cibril’dir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde ‘Cibril’ ismi geçmesine rağmen toplumumuzda ‘Cebrâîl’ ismi daha yaygın kullanılmaktadır. Cebrâîl meleklerin en büyüğü ve efendileridir. Allah Teâlâ ile peygamberleri arasında elçilik görevini yapmış, bütün ilâhî kitapları ve sahifeleri o indirmiştir. Cebrâîl, dağların altına kanadını takıp onları yukarı kaldırma gibi çok harika işleri yapan oldukça büyük bir melektir. Cebrail’den hem Kur’ân-ı Kerim’de hem de hadislerde övgüyle bahse dilmiştir.
Cebrail Kur’ân-ı Kerîm’de Cibril, Rûhulkudüs, Rûhulemîn, Rûh ve Rasûl şeklinde beş değişik isimle ifade edilir: “Kim Allah’a, meleklerine, peygamber lerine, Cibrîl’e ve Mîkâîl’e düşman olursa, şüphesiz ki, Allah da kâfirlerin düşmanıdır.” ; “(Ey Muhammed!) Uyarıcılardan olasın diye, bu Kur’ân’ı açık bir Arapça lisanıyla senin kalbine ‘Rûhu’l-Emin’ olan (Cibril) indirmiştir.”; “Yemin olsun ki, bu Kur’ân, şerefli bir elçinin Allah’tan getirdiği kelâmdır. O elçi, güçlüdür. Arş’ın sahibi Allah’ın yanında çok itibarlıdır. O, her yerde itaat edilen, güvenilir bir elçidir.” Kaynaklarda Kur’ân-ı Kerîm’deki isimlerinin mânaları şu şekilde açıklanmıştır. Buna göre o, karşısında durulmayacak üstün güce ve zaruri bilgilere sahip olduğu için Cibril, saygı duyulması gereken üstün bir mevkide bulunduğu veya dini hayatın gerçekleşmesinde önemli rol oynadığı yahut latif olduğu için Rûh, ilâhî buyrukları tahrif etmeden Rasûlullah’a ulaştırdığı için Rühulemîn, insanların mânevî açıdan temizlenme sini sağlayan vahyi getirdiği veya hiç günah işlemeyen tertemiz bir kul olduğu için Ruhulkudüs diye nitelendirilmiştir.
Birçok hadiste Cebrail’den bahsedilmiştir. Bilhassa Cibrîl’în Rasûlullah’a bir insan suretinde gelerek İslâm, iman, ihsân, kıyâmetin zamanı gibi konularda sorular sorması olayından bahseden rivâyet o kadar meşhurdur ki ‘Cibril Hadîsi’ olarak isimlenmiştir. Cibrîl Hadîsi bazen “İman Hadîsi” olarak da adlandırıl mıştır. Kitabımızın konusu gereği bu hadis’in bazı kısımlarından alıntılar yapa cağız ileriki bölümlerde. Yine de pek çok varyantı olan bu meşhur hadisin en derli toplu nakledildiği İmam Müslim’in Sahih’indeki rivâyetini nakletmek istiyoruz:
“Yahya Ibnu Ya’mer haber veriyor: Basra’da kader üzerine ilk söz eden kimse Ma’bed el-Cühenî idi. Ben ve Humeyd İbnu Abdirrahmân el-Himyerî, hac veya umre vesilesiyle beraberce yola çıktık. Aramızda konuşarak, Ashab’tan biriyle karşılaşmayı temenni ettik. Maksadımız, onlardan kader hakkında şu heriflerin ettikleri laflar hususunda soru sormaktı. Cenâb-ı Hakk, bizzat Mescid-i Nebevî’nin içinde Abdullah İbnu Ömer ile karşılaşmayı nasib etti. Birimiz sağ, öbürümüz sol tarafından olmak üzere ikimiz de Abdullah’a sokulduk. Arkadaşımın sözü bana bıraktığını tahmin ederek, konuşmaya başladım: ‘Ey Ebu Abdirrahmân (Abdullah İbnu Ömer’in künyesi), bizim taraflarda bazı kimseler zuhur etti. Bunlar Kur’ân-ı Kerîm’i okuyorlar. Ve çok ince meseleler bulup çıkarmaya çalışıyorlar. Onların durumlarını beyan sadedinde şunu da ilâve ettim: “Bunlar, ‘kader yoktur, herşey hâdistir (sonradan yaratılmadır) ve Allah önceden bunları bilmez’ iddiasındalar.”
Abdullah bin Ömer: “Onlarla tekrar karşılaşırsan, haber ver ki ben onlardan berîyim, onlar da benden berîdirler.” Abdullah İbnu Ömer sözünü yeminle de te’kid ederek şöyle tamamladı: “Allah’a kasem olsun, onlardan birinin Uhud dağı kadar altını olsa ve hepsini de hayır yolunda harcasa kadere inanmadıkça, Allah Teâlâ onun hayrını kabul etmez.
Sonra Abdullah İbn-i Ömer dedi ki: Babam Ömer İbnu’l-Hattâb bana şunu anlattı: “Ben Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanında oturuyordum. Derken elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah bir adam yanımıza çıkageldi. Üzerinde, yolcu luğa delalet eder hiçbir belirti yoktu. Üstelik içimizden kimse onu tanımıyordu da. Gelip Rasûlullah’ın önüne oturup dizlerini dizlerine dayadı. Ellerini bacaklarının üstüne hürmetle koyduktan sonra sormaya başladı: ‘Ey Muhammed! Bana İslâm hakkında bilgi ver!’ Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm açıkladı: “İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekât vermen, Ramazan orucu tutman, gücün yettiği takdirde Beytullah’a haccetmendir.” Yabancı: -Doğru söyledin’ diye tasdik etti. Biz hem sorup hem de söyleneni tasdik etmesine hayret ettik.
Sonra tekrar sordu: “Bana iman hakkında bilgi ver?” Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm açıkladı: “Allah’a, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Bir de Kadere yani hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna da inanmandır.” Yabancı yine: “Doğru söyledin!” diye tasdik etti. Sonra tekrar sordu: “Bana ihsan hakkında bilgi ver?” Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm açıkladı: “İhsan Allah’ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi Allah’a ibadet etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görüyor.”
Adam tekrar sordu: “Bana kıyamet(in ne zaman kopacağı) hakkında bilgi ver?” Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm bu sefer: “Kıyamet hakkında kendisinden sorulan, sorandan daha fazla bir şey bilmiyor!” karşılığını verdi. Yabancı: “Öyleyse kıyametin alametinden haber ver!” dedi. Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm şu açıklamayı yaptı: “Köle kadınların efendilerini doğurmaları, yalın ayak, üstü çıplak, davar çobanlarının yüksek binalar yapmada yarıştıklarını görmendir.”
Bu söz üzerine yabancı çıktı gitti. Ben epeyce bir müddet kaldım. Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana ‘Ey Ömer, sual soran bu zatın kim olduğunu biliyor musun?’ dedi. Ben: “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” deyince şu açıklamayı yaptı: “Bu, Cibril’di. Size dininizi öğretmeye geldi.”
Cebrail’den bahsedilen hadislere iki örnek aktaralım: Abdullah b. Abbas radi yallahu anh diyor ki: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hayırda insanların en cömerti idi. En cömert olduğu zaman da Ramazan ayı idi. Çünkü Ramazan ayı çıkıncaya kadar Cibril her gece onunla buluşur, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de Kur’an’ı Cibril’e okurdu…” ; Fatima radıyallahu anhô diyor ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana gizlice şöyle söyledi: “Her sene Cibril, Kur’ân’ı benimle bir kere muka bele ederdi. (Birimiz okurdu, diğeri dinlerdi.) Bu sene iki defa mukabele etti. Öyle sanıyorum ki, ecelim yaklaşmıştır.”
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Cebrail (A.S.), İslam inancında en önemli ve en büyük meleklerden biridir. Görevi, Allah’ın vahiylerini peygamberlere ulaştırmaktır. İşte Cebrail’in kimliği ve görevleri hakkında kısa bilgiler:
Kimdir?
Görevleri
Cebrail (A.S.), İslam inancında Allah’ın iradesinin ve emirlerinin insanlara ulaşmasında kritik bir rol oynar.