Hz. İsa hayatta mı?

Question

Hz. İsa şu an nerede? Hz. İsa şu an yaşıyor mu?

Hz. Isa hayatta mi

Allah (c.c) Hz. İsa (a.s)’yı hayattayken mi, yoksa vefat ettikten sonra mı göğe, kendi nezdine yükseltti? Bu konu hakkında Allah (c.c) bir Ayeti Kerime’de şöyle buyuruyor:

إِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّوَمُطَهِّرُكَ مِنَ إِلَى يَوْمِ الَّذِينَ كَفَرُوا وَجَاعِلُ الَّذِينَ اتَّبَعُوكَ فَوْقَ الَّذِينَ كَفَرُوا

الْقِيَامَةِ (٥٥)

“Allah buyurmuştur ki: “Ey İsa! Seni vefat ettireceğim. Seni nezdime yükselteceğim. Seni inkâr edenlerden arındıracağım. Sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım.”

İbni Kesir der ki: “Müfessirler bu ayetin tefsirinde ihtilaf etmişlerdir.

Bu ayette takdim ve te’hir vardır. Önce seni kendi nezdime yükseltip sonra

seni öldürecek de benim demektir.”

Matar el-Verrak: “Ben seni dünyadan alacağım demesi, ölüm anlamıyla vefat ettirmek değildir. İbni Abbas: “Seni vefat ettireceğim, öldüreceğim.” Demektir. İbni Cerir: “Onun vefatı Allah (c.c)’ın kendi katına yükseltmesidir.”
İlim ehlinin çoğu “vefat”dan maksat “uykudur” demiştir. Nitekim Allah (c.c):

وَهُوَ الَّذِي يَتَوَفَّاكُم بِاللَّيْلِ (٦٠)

Geceleyin sizi öldüren (öldürür gibi uyutan) O’dur.” buyurur, demişlerdir.

Dahhak ve Ferra: “Seni yükseltip katıma alacak, sonra vefat ettireceğim.” Ayetinde takdim ve tehir vardır. “Seni vefat ettireceğim” manası Hz. İsa (a.s)’nın semadan nüzulünden sonra vuku olacaktır.

Biz burada İsa (a.s) nazil olacağına dair ayeti ayetle tefsirini açıklayacağız. Bir delil de şudur. Allah Subhane ve Teâla En’am suresinde şöyle buyuruyor:

وَهُوَ الَّذِي يَتَوَفَّاكُم بِاللَّيْلِ وَيَعْلَمُ مَا جَرَحْتُم بِالنَّهَارِ ثُمَّ يَبْعَثُكُمْ فِيهِ لِيُقْضَى أَجَلٌ مُّسَمًّى ثُمَّ إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ ثُمَّ يُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ

تَعْمَلُونَ (٦٠)

“O geceleyin sizi vefat ettiren (öldüren) gündüzün kazandıklarınızı bilen sonra belirlenmiş süre tamamlansın diye gündüzün sizi dirilten (uykudan uyandıran) O’dur. Sonra dönüşünüz o’nadır, sonra O yapmış olduklarınızı size haber verecektir.”

Allah sübhanehu ve Teâla geceleyin insanın uyuduğu zaman için geceleyin sizi vefat ettiriyorum, demektedir. Ayette vefat kelimesi geçmektedir.

Zümer süresinde ise şöyle geçmektedir:

اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى

إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ (٤٢)
“Allah zamanı geldiğinde o nefsi (insanı) öldürür. Uykuda iken vefat ettirmek istediği ruhları tutar alır. Diğerleri ise vakitleri belirlenmiş (ömrünün son) vaktine kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen kavim için ibretler vardır.”

Nitekim Allah (c.c)’ın buyurduğu gibi:

وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَكَانَ لِزَامًا وَأَجَلٌ مُسَمًّى (۱۲۹)

“Eğer Rabbinden, daha önce sadır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir ecel (vakit) olmasaydı, (helak olmak onlar için de) gerekli olurdu.”

İbni Teymiyye ise der ki: “Vefat” lafzının Arap lügatinde üç çeşit manası vardır. Birincisi: Uykuda ki vefat, ikincisi: Ölüm vefatı, üçüncüsü: Ruh ve bedenin vefatıdır.

Allahu Teâla’nın Ayeti Kerimede buyurduğu: “Seni vefat ettireceğim. Seni nezdime yükselteceğim” den maksat: “Onun vefatı Allahu Teâla’nın kendi nezdine kaldırmasıdır. O’nun ruhunu alıp vefat ettirmesi ise kıyametten evvel yeryüzüne inmesinden sonradır.” Demektedir.

Bir Hadisi Şerifte Resulü Ekrem şöyle derdi:

إذا أوى إلى فراشه قال: باسمك أموت وأحيا. وإذا قام قال:

الحمد لله الذي أحيانا بعد ما أماتنا.

“Yatağına uzandığında: Allah’ım isminle ölür, isminle dirilirim. Uykudan uyandığında: Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren Allah’a hamd olsun, derdi.”
İbni Kesir Ali İmran suresinin 55. Ayetini tefsir ederken şöyle söylemektedir:

وقال ابن أبي حاتم: حدثنا أبي حدثنا أحمد بن عبد الرحمن

حدثنا عبد الله بن أبي جعفر عن أبيه، حدثنا الربيع بن أنس، عن

الحسن: أنه قال في قوله تعالى: إني متوفيك يعني وفاة المنام

رفع الله في منامه. قال الحسن: قال رسول الله لليهود: إن

عيسى لم يمت وإنه راجع إليكم قبل يوم القيامة.

İbni Ebi Hatim: “Babam bana anlattı o da, Ahmed B. Abdurrahman’dan, o da Abdullah B. Ebi Cafer’den, O da babasından Rebi B. Enes’ten, O da Hasen’den Allahu Teâla’nın: “Seni vefat ettireceğim” kavli şerifinde yani uykudaki ölüme benzeyen haldir. Allah (c.c) onu uykudayken yükseltmiştir.” Demiştir. Hasan dedi ki: Resulullah (s.a.v) Yahudilere:

“Şüphesiz İsa ölmemiştir. Kıyamet gününden önce tekrar size dönecektir.” Demiştir.

قال سعيد حواء عند تفسير هذه الآية: والذي دعا أهل التحقيق للجزم بهذا، هو النصوص المتواترة في نزول المسيح عليه الصلاه والسلام إلى الأرض قبل قيام الساعة.

Said Havva bu Ayeti tefsir ederken şöyle der: Tahkik ehli buna inanmanın gerekli olduğunu belirmiştir. Bu gereklilik Hz. İsa’nın kıyametten hemen önce tekrar yeryüzüne ineceğini açıkça belirten mütevatir nass’ların olmasından dolayıdır.

Yüce Allah bir Ayeti Kerime’de şöyle buyurmaktadır:
وَقَوْلِهِمْ إِنَّا قَتَلْنَا الْمَسِيحَ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللَّهِ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَكِن شُبِّهَ لَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُوا فِيهِ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ

مَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِلَّا اتَّبَاعَ الظَّنِّ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًا (١٥٧)

“Ve: “Allah elçisi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük.” Demeleri yüzünden (Onları lanetledik). Hâlbuki Onu ne öldürdüler ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi.

Onun hakkında ihtilafa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.”

İbni Kesir bu Ayeti Kerime’yi tefsir ederken şöyle demektedir: “Allahu Teâla’nın laneti Yahudilerin üzerine olsun. Onlar Hz. İsa (a.s)’ya verilen nübuvveti, ona verilen açık mucizeleri çekemeyip haset ettiler.

Dımeşk melikine (kralına) ihbar ettiler. Bu kral yıldızlara tapan (Romalı) müşriklerdendi. Yahudiler bu krala dediler ki: “Beytül Makdis’de biri var insanların arasına fitne koyuyor. Saptırıyor ve halkı sana karşı ayaklandırıyor.” Ve bunun gibi birçok iftiralar yaptılar.

Kral buna çok öfkelenip Kudüs’teki naibine Hz. İsa (a.s)’nın yakalanmasına ve çarmıha gerilip insanlar önünde eziyetler verilmesini istedi. Bu emir Kudüs valisine ulaşınca bu emri yerine getirmek için bir grup Yahudi ile Hz. İsa (a.s)’nın bulunduğu eve gitti. Hz. İsa (a.s)’yı orada kuşattılar.

Hz. İsa (a.s) durumu fark edince beraberinde bulunan havarilerine (sayıları on iki, on üç, kimilerine göre on yedi.) Ya kendisinin onlara gitmesi veya onların kendisinin yanına gelmesinden başka hiçbir mahal kalmamıştır ve şöyle demiştir: “İçinizden kim benim benzerim olursa cennette refikimdir (arkadaşımdır.)”

Havarilerden, en genç olanı bu işe talip oldu. Hz. İsa (a.s) onun yaşça küçük olduğunu görünce sözünü ikinci, üçüncü defa tekrarladı, her defasında bu genç göreve talip oldu. Hz. İsa o zaman sen ol, dedi.
Allah (c.c) Hz. İsa (a.s)’nın benzerliğini o gence verdi. Tıpkı onun bir benzeri oldu. Evinin tavanından bir yer açıldı. Hz. İsa’yı bir uyku kapladı ve bu haliyle göğe kaldırıldı. İşte vukua gelen bu olaya Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

يَا عِيسَى إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّ (٥٥)

“Ey İsa seni vefat ettirecek olan benim. Seni kendime yükseltecek olan da benim.”

Hz. İsa semaya yükseltilince evdekiler dışarı çıktı. Dışarıda bulunan grup o genci görünce, onu İsa (a.s) sandılar. Ve onu alıp geceleyin çarmıha gerdiler. Yahudiler onun asılmasına sevinip, sevinçlerini açığa vurdular.

Hz. İsa ile evde bulunanların dışında Hristiyanların çoğu cehalet ve akıllarının azlığından dolayı bunu kabul ettiler. Geriye kalan Yahudiler ve diğerleri çarmıha gerilenin Hz. İsa olduğunu sandılar.

Bu konu ile ilgili diğer ayetlerde Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

وَإِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ أَأَنتَ قُلتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَهَيْنِ مِن دُونِ اللَّهِ قَالَ سُبْحَانَكَ مَا يَكُونُ لِي أَنْ أَقُولَ مَا لَيْسَ لِي بِحَقِّ إِن كُنتُ قُلْتُهُ فَقَدْ عَلِمْتَهُ تَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِي وَلَا أَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِكَ إِنَّكَ أَنتَ عَلامُ الْغُيُوبِ (١١٦) مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلَّا مَا أَمَرْتَنِي بِهِ أَنِ اعْبُدُوا اللهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ وَكُنتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَّا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي كُنتَ أَنتَ الرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنتَ عَلَى كُلِّ

شَيْءٍ شَهید (۱۱۷)

“Allah: “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara: “Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin” diye sen mi dedin? Buyurduğu zaman O, şöyle dedi: “Haşa! Seni tenzih ederim; Hakkım olmayan şeyi söylemek bana
yakışmaz. Hem ben söylediysem sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin. Halbuki ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.”

“Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: “Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.” Dedim. İçlerinde bulunduğum sürece üzerlerine şahit idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyla görensin.”

Allame Kurtubi der ki:

فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي

“Beni vefat ettirdiğinde”

Bazıları bu ayet şuna delalet ediyor ki: “Allah (c.c) Hz. İsa (a.s)’yı kendine ref etmesinden (kendi nezdine yükseltmesinden) evvel vefat ettirmiştir” demişlerdir. Halbuki açık rivayetler gösteriyor ki O’nu (Hz. İsa’yı) semaya canlı olarak yükseltmiştir. O yeryüzüne nazil olacak ve Deccal’ı öldürecektir.

Katade, İbni Cureyc ve çoğu müfessirler “Allahu Teâla’nın Hz. İsa’ya bu hitabı kıyamet gününde olacak.” Demişlerdir.

Suddi ve Kutrub ise: “Hz. İsa (a.s) semaya kaldırılıp yükseltildiği zaman bu hitap olmuştur.” Demişlerdir.

Said Havva şöyle demektedir: “Ehli tahkikin bu konu hakkında kesin ifade kullanmalarının sebebi Hz. İsa’nın yeryüzüne ineceği hakkında mütevatir naslar bulunduğundan dolayıdır. Yüce Allah (c.c)’ın sünneti ise (adetullah) bir kulunu öldürdükten sonra tekrar dünyaya geri göndermemesidir. Tekrar geri gönderilmesi harikulade bir şeydir. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer’in Resulullah (s.a.v.)’ın vefatından sonra hayata tekrar döneceği düşüncesini duyunca Hz. Ömer’e şu cevabı vermiştir: “Allah (c.c) Resulünü iki defa ördürmeyecektir.”
Seyyid Kutub bu ayetleri tefsir ederken şöyle der: “Bu ayetlerden açık olarak anlaşılan odur ki Allahu Teâla Meryem oğlu İsa (a.s)’yı önce öldürmüş sonra kendi nezdine yükseltmiştir. Bazı eserler onun Allah (c.c) indinde hayatta olduğunu söylemektedirler. Benim görüşüm: O’nun yeryüzündeyken öldüğüdür. Onların görüşleri gibi değil ve onların görüşlerine katılmıyorum.” Demektedir,

Başka bir Ayeti Kerime’de Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

وَإِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِ هَذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ (٦١) وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ الشَّيْطَانُ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ (٦٢)

“Şüphesiz ki O (İsa) kıyamet için (Onun yaklaştığını gösteren) bir bilgidir. Sakın onda şüpheye düşmeyin. Ve bana uyun. Çünkü bu (yol) dosdoğru yoldur. Sakın şeytan sizi yoldan saptırmasın. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.”

Seyyid Kutub bu ayetin tefsirinde Hz. İsa (a.s)’nın yeryüzüne tekrar ineceği hususunda şöyle demektedir: “Kıyametten evvel Hz. İsa (a.s)’nın yeryüzüne ineceğine dair sahih Hadisi Şerifler rivayet edilmiştir. “Şüphesiz ki O (İsa) kıyamet için bir bilgidir.” ayeti bu konuya temas etmektedir.”

Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir Hadisi Şerifte Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:

والذي نفسي بيده ليوشكن أن ينزل فيكم ابن مريم حكما مقسطا، فيكسر الصليب، ويقتل الخنزير ، ويضع الجزية، ويفيض المال حتى لا يقبله أحد وحتى تكون السجدة الواحدة خيرا من

الدنيا وما فيها.

“Nefsim (hayatım) elinde olan Allah (c.c)’a yemin ederim ki Meryem oğlu İsa (a.s)’nın adil bir hâkim olarak sizin içinize inmesi yakındır. O salibi (haçı) kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracaktır. Mal o kadar
çoğalacak ki hiç kimse mal kabul etmeyecektir. Ve hatta bir tek secde dünya ve dünya içindekilerinden daha hayırlı olacaktır,

Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği bir Hadisi Şerifte Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

فإذا رآه عدو الله ، ذاب كما يذوب الملح في الماء ، فلو تركه لانذاب حتى يهلك، ولكن يقتله الله بيده ، فيريهم دمه في حربته.

“Allahı’n düşmanı olan Deccal İsa’yı görünce tuzun suda erimesi gibi erir. Eğer onu terk etse helak oluncaya kadar eriyip gidecektir. Lakin Allah onu İsa’nın eliyle öldürür. O da mızrağındaki kanını Müslümanlara gösterir.”

Cabir (r.a)’in rivayet ettiği Hadisi Şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

لا تزال طائفة من أمتى يقاتلون على الحق ظاهرين إلى يوم القيامة. قال: فينزل عيسى ابن مريم فيقول أميرهم: تعال صل لنا. فيقول : لا ، إنّ بعضكم على بعض أمراء تكرمة الله هذه الأمة.

“Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hak üzerinde savaşmaya devam edecektir. Sonra Meryem oğlu İsa iner ve Müslümanların emiri Ona: “Gel bize namaz kıldır.” Der. Bunun üzerine İsa: “Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız, diğer bir kısım üzerine emirlersiniz.” Der.

Seyyid Kutub bu hadisleri açıklarken şöyle der:

“Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in haber vermiş olduğu bu haber gayblardandır ki yalnız sadık ve emin olan Peygamberimiz (s.a.v) bu gayptan bizleri haberdar etmiştir. Ve Kur’an-ı Kerimde bu hususa işaret etmiştir, Bu hususta hiçbir beşer sözü yoktur. Kıyamet gününe kadar değişmeyecek olan iki kaynak hariç.

İbni Kesir ise şöyle der:

“Hz. İsa (a.s)’nın öldürülmesi ve çarmıha gerilmesi gerçekten Hristiyanların körü körüne zanlarının arkasına düşüp gittikleri gibi Yahudiler de aynı yolda gitmişlerdir. Allah (c.c)’ın kitabı Kur’an’ı Kerim bu açıklamanın dışında başka açıklama vermez.

Selef âlimleri (önceki geçmiş âlimler) şu ayetin anlamında ihtilaf etmişlerdir:

وَإِن مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ إِلَّا لَيُؤْمِنَنَّ بِهِ قَبْلَ مَوْتِهِ (١٥٩)

“Kitap ehlinden hiç kimse yoktur ki (Yahudi ve Hristiyanlar) ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir.”

İbni Teymiyye bu Ayeti Kerimeyi tefsir ederken şöyle demektedir: “Bu ayet bütün ehli kitabın yani Yahudi ve Hristiyanların Mesih İsa’ya ölümünden önce iman edecekler demektir.

Şayet ölümünden önce iman etseler, imanları fayda verecek mi? Sorusuna şüphesiz Allah (c.c) can boğaza gelmedikçe kulunun tevbesini kabul eder. Eğer sorulursa imandan murad; “Hz. İsa (a.s)’nın ölümü anında yapacakları iman mıdır?” Cevap olarak: Allah (c.c) “İsa’nın ölümünden önce” buyurmaktadır, ölümünden sonra demek değildir.

Ekseri ulema ayetten maksat ölümünden evveldir manasındadır. İsa (a.s) nazil olduğunda Yahudi ve Hristiyanlar ona iman ettiklerinde Resulullah (s.a.v)’ın yalancı olmadığını bilecekler. Hz. İsa’nın Allah (c.c)’ın oğlu olmadığını anlayacaklardır. Allahu Teâla Hz. İsa’yı yeryüzüne nazil ettiğinde ehli kitabın imanlarını zikretmiştir.”
Ölmeden önce قبل موته sa (as) ya izafe dilmiştir. Öyle ki İsa (a.s( yeryüzüne indiğinde kıyametten önce bütün ehli kitap iman edeceklerdir. Çünkü cizye onların üzerinden kalkacak, hepsi İslam’ı kabul edeceklerdir.

İbni Ebi Hatim der ki: “Babam bana anlattı, ona da Ali b. Osman Lahiki ona da Cuveyriyyete b. Beşir’den işittim. Dedi ki: Bir adamın Hasan’a şunu sorduğunu işittim. “Ey Eba Said Allah (c.c)’ın bu buyruğuna ne dersin: “Ehli kitaptan hiç kimse yoktur ki, ölümünden önce (Hz. İsa’ya) iman etmiş olmasın?” Hasan dedi ki: “Bu Hz. İsa (a.s)’nın ölümünden öncedir. Allah (c.c), İsa (a.s)’yı nezdine yükseltmiş, kıyametten evvel yeryüzüne indirecektir.” Katade ve Abdurrahman: “Bu söz haktır.” Demişlerdir.

İbni Abbas der ki: “Kitap Ehli, Hz. İsa (a.s)’nın vefatından önce iman edecektir. Boynu vurulsa bile Hz. İsa (a.s)’ya iman ederek, son nefesini verir.” Bütün bunlar sahih senedlerle İbni Abbas’a varmaktadır.

Hz. İsa’nın öldürülmediğini Ayeti Kerimeler açıkça belirtmiştir. Nisa süresinde yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَكِن شُبِّهَ لَهُمْ (١٥٧)

“Hâlbuki onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler. Fakat (öldürdükleri kişi) onlara İsa gibi gösterildi.”

وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًا بَل رَّفَعَهُ اللهُ إِلَيْهِ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا

(١٥٧-١٥٨)

“Kesin olarak onu öldürmediler. Bilakis Allah onu kendine (katına, indine) kaldırmıştır. Şüphesiz ki Allah aziz ve hâkimdir.”

Hiç kimse yoktur ki Allah ruhunu aldıktan sonra illaki toprağa defnedilir. Oysaki İsa (a.s)’yı indine yükseltmiştir.
Bunca hadis ve ayetlerde İsa (a.s)’ın gökten nazil olacağı ifade edilmiştir. İsa Aleyhisselam ve ümmetin son Emiri İmam Mehdi (a.s) beraber İslam’ı yani Muhammed Resulullah’ın şeriatını tüm yeryüzüne hâkim kılacaklardır. Allah kadirdir, kadirdir…

Allahu Sübhanehu ve Teâla İsa (a.s)’dan önce de bir kimseyi (Üzeyir (a.s)’i) öldürüp sonra tekrar dirilttiğini Kuran’da şöyle zikretmektedir:

أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا قَالَ أَنَّيَ يُحْيِي هَذِهِ اللهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَأَمَاتَهُ اللهُ مِئَةَ عَامٍ ثُمَّ بَعَثَهُ قَالَ كَمْ لَبِثْتَ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالَ بَل لَّبَثْتُ مِئَةَ عَامٍ فَانظُرْ إِلَى طَعَامِكَ وَشَرَابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهُ وَانْظُرْ إِلَى حِمَارِكَ وَلِنَجْعَلَكَ آيَةً لِلنَّاسِ وَانظُرْ إِلَى العِظَامِ كَيْفَ نُنشِزُهَا ثُمَّ نَكْسُوهَا لَحْمًا فَلَمَّا تَبَيَّنَ

لَهُ قَالَ أَعْلَمُ أَنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (٢٥٩)

“Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin altı üstüne gelmiş (yıkık dökük olmuş) bir karyeye (şehir) uğradı. Ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir? Dedi. Allah onu hemen öldürdü, yüz sene sonra tekrar diriltti. Ne kadar kaldın burada? Dedi. Bir gün yahut birgünden bir kısım, dedi. Allah ona: “Bilakis yüz sene kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak, daha bozulmamıştır. Bir de merkebine bak. Seni insanlar için bir ayet (ibret alameti) kılalım diye (yüz sene ölü bıraktıktan sonra tekrar dirilttik.) Şimdi kemiklere bak onları nasıl birbiri üstüne koyuyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz.” Dedi. Durum kendisine apaçık belli olunca: “Şüphesiz Allah’ın her şeye kadir olduğunu bildim.” Dedi.

Tefsirlerde meşhur olan görüşe göre bu kişi Üzeyir aleyhisselamdır.

Öyle inanıyorum ki ölen kimseyi Allah’ın tekrar dirilteceğini izah ettik. Ya rab şahit ol biz sana ve Resulüne iman ettik. Sen her şeye kadirsin.
Hz. İsa (a.s)’dan sonra çeşitli muharref (değiştirilmiş) İnciller yazılmıştır. Bu İncillerin hepsinde tahrifat yapılıp değiştirilmiştir. İkinci yüzyıldan itibaren birçok İncil arasından seçilen şu dört İncil olmuştur: Matta, Markos, Luka ve Yuhanna.

Yazılan bu inciller dışında, bir de Barnabas incili vardır. Bu İncil Hz. İsa’nın çarmıha gerilme, işkence, öldürme olayı konusunda diğer dört İncil’e muhaliftir. Barnabas İncil’inde Hz. İsa’nın göğe kaldırılması şöyle anlatılmaktadır:

“Askerler Yehuda ile birlikte İsa’nın bulunduğu yere yaklaştıklarında İsa çok sayıda kişinin yaklaştıklarını işitip korkuyla geri eve çekildi.

Ve on bir havari uyumakta idiler. O zaman kuluna gelen tehlikeyi gören Allah, elçileri Cebrail, Mikail, (İs) Rafil ve Uriel’e İsa’yı dünyadan almalarını emretti.

Kutsal melekler gelip İsa’yı güneye bakan pencereden çıkardılar. Onu götürüp, üçüncü göğe, daima Allah’ı tesbih ve takdis etmekte olan meleklerin yanına bıraktılar.

Kaynak: Kuran ve sünnet ışığında asrımızın sorularına cevaplar

Dini Sitelerimiz

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    1
    2025-02-04T19:14:07+03:00

    İslam inancına göre, Hz. İsa (İsa Peygamber) hayatta değildir ama Allah tarafından semaya (gökler) yükseltilmiştir. Kur’an’da bu durum şöyle ifade edilir:

    “Onu (İsa’yı) öldürmediler ve asmadılar, fakat ona benzer biri gösterildi.” (Nisa Suresi, 157)

    İslam’a göre, Hz. İsa tekrar dünyaya dönüp, adaleti sağlamak ve insanları doğru yola yönlendirmek için gelecektir. Bu, “Mehdi” ve “İsa’nın dönüşü” ile ilgili inançlarla bağlantılıdır.

    Hristiyan inancında ise Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği ve öldüğü kabul edilir, fakat İslam’da böyle bir ölüm gerçekleşmediği kabul edilir.

    Bu anlamda, İslam’da Hz. İsa şu an yaşamaktadır ve bir gün dünyaya dönecektir.

    En iyi cevap

Cevapla