Hz İsrafil kimdir görevi nedir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

İsrafil (A.S) Hayatı hakkında bilgi kısaca

Hz Israfil kimdir gorevi nedir

“İsrafil” kelimesinin de aslen İbrânice olduğu ve “Abdullah”, yani “Allah’ın kulu” veya “Abdurrahman”, yani “Rahmân’ın kulu” manasına geldiği söylenmiştir. Çünkü bu kelime de, “israf” veya “serâf ile “îl”den mey­dana gelmiştir. İbrânice’de “israf” ve “serâf, “abd” yani “kul” manasına; “îl” de “Allah” manasına gelmekte­dir[1][346]. Wensinck, bu kelimenin “serafîn”den gelebilece­ğini söylüyor. “Serafin”, Tevrat’ın İşâya bölümü, 6/21’de bahsedilen üç çift kanat sahibi meleklerdir ve bunlar ka­natlarının bir çifti ile yüzlerini, bir çifti ile ayaklarını ör­tüp, bir çifti ile de uçarlar[2][347]. Wensinck’ın söylediği bu ihtimal zayıf görünüyor. Çünkü herşeyden önce, Tevrat’ta bahsedilen serafînler, bir melek grubudur, İsrafil (a.s) ise tek bir melektir. Hem sonra İsrafil (a.s)’in en önemli göre­vi olan sûra üfleme işinde serafînlerden hiç bahsedilmemektedir.
İsrafil (a.s), Kur’ân’da ismen geçmemektedir. Ama sahih hadislerde hem bü isimle, hem de “sâhib-i sûr” ve “sâhib-i karn”, yani “boynuz şeklindeki o sûra üfleyecek olan melek” diye geçmektedir. Binâenaleyh Kur’ân-ı Ke-rim’de, “sur”dan bahsolunan her yerde, İsrafil (a.s)’den de bahsedilmiş olmaktadır. Bu âyetlere göre o, sûra ağzını dayamış, Allah’ın “Üfle!” emrini beklemektedir. Kıya­met kopacağı zaman Allah Teâlâ ona emredecek, o da sûra üfleyecektir. Böylece Allah Teâlâ’nın ölmemelerini dilediği çok az varlık dışında bütün canlılar ölecek. Sonra Allah ona tekrar üfleme emri verecek ve o, sûra ikinci kez üfleyecek. Bu üfleyişle birlikte bütün canlılar yeniden hayat bulacak ve mahşerde hesaba hazırlanacaklar.
Ebû Davud’un rivayetine göre sûra üflerken, sa­ğında Cebrail, solunda Mikâil olacaktır.[3][348] Daha önce geç­tiği gibi Hz. Peygamber (a.s)’in;
“Ey Cebrail’in, Mikâ-il’in ve İsrafil’in Rabbi olan Allahım, beni cehennemin ateşin­den ve kabir azabından koru!..” diye dua ederken, özel­likle bu üç meleğin adını zikretmesi, bunların Allah ka­tındaki şeref ve itibarlarına dikkat çekmek ve önemlerini göstermek içindir. Çünkü herbirinin önemli işleri bulun­maktadır ve İsrafil (a.s)’in görevi, Levh-i Mahfuz’daki emirleri, hükümleri ve kaderleri, ilgili meleklere ulaştır­mak ve sûr’a üflemektir.[4][349]
Bazı rivayetlerde sûrun iki sahibi, yani ona üflemekle görevli iki melek bulunduğu söylenmiştir. Müsned’de geçen rivayete göre, “iki üfleyici melek, ikinci gök­tedir. Birinin başı doğuda, ayakları batıdadır..”[5][350] Fa­kat bu rivayetler zayıftır; çünkü hem sûrdan bahseden âyetlere, hem de konu ile ilgili sahih rivayetlere ters düş­mektedir. Binâenaleyh meşhur olan görüş, sûra sadece bir meleğin üfleyeceğidir ve sûra üfleyecek olan bu melek de İsrafil (a.s)’dir. Ümmet bu hususta icmâ etmiştir.[6][351]
Genel olarak, “O münâdînin, yani seslenenin yakın bir yerden seslendiği güne kulak ver!” [7][352] âyetinde bahsedilen “münâdî”nin ve “O davet edicinin-çağırıcının, görülmemiş birşeye çağırdığı gün sen de onlardan yüz çevir!” [8][353] âyetindeki “davetci”nin, İsrafil (a.s) olduğu söylenmiş; onun bu seslenişi, yani diriliş çağ­rısını kıyamet günü Beyt-i Makdis’deki kayaya dayana­rak yapacağı rivayet edilmiştir.[9][354]
Yine Kur’ân-ı Kerîm’de, önce yaşlı Hz. ibrahim’e gelip, bir çocuğu olacağını müjdeleyen ve sonra Hz. Lûtfa gidip, kavmini cezalandıran, insan şekline girmiş melek­lerden birinin İsrafil (a.s.) olduğu söylenmiştir.[10][355] Ayrıca İsrafil (a.s)’in, Allah Teâlâ’nın arşı’ın taşıyan meleklerden biri olduğu;[11][356] Bedir günü müslümanlara yardım için ge­len melekler arasında yeraldığı bildirilmiştir.[12][357] Diğer bü­yük melekler gibi onun da yardımcı melekleri bulunmak­tadır.[13][358]
Ka’bu’l-Ahbar’dan gelen bir rivayete göre, İsrafil (a.s)’in dört kanadı vardır; yukarıdaki iki kanadı ile uçar, bir kanadı ile örtünür, bir kanadı da omuzundadır. Kader kalemi, onun kulağı üzerindedir. Levh-i Mahfuz’dan va­hiy indiği zaman, o kalem onu yazar. Sonra diğer melek­ler bunu İsrafil (a.s)’den öğrenip, gereğini yaparlar. O, şânı yüce bir melektir. Kanadının biri doğuyu, biri batıyı kaplar. Bir kanadıyla, Allah Teâlâ’nın azameti karşısında utancından yüzünü örter. İki ayağı, yedinci kat yerin al­tındadır. Başı, Arş’ın sütunlarına ulaşır. İki gözü arasın­da cevherden bir levha vardır. Allah kullarına bir emir buyurmak istediğinde, Kalem’e o levha üzerine yazması­nı emreder. Sonra bu emir İsrafil (a.s)’den Mikâil (a.s)’e ulaşır. Onun bedeni, tüyler, ağızlar ve dillerle kaplıdır.
Her gün cehenneme üç defa bakar ve ızdırap içinde kıvra­nır. O, dünyayı gözyaşları ile boğacak kadar ağlar.[14][359]
Aslen yahudi iken müslüman olan Ka’b’ın İsrâiliyyât’tan kaynaklanan bu gibi rivayetleri, Kur’ân ve hadise kısmen uysa da zayıf oldukları için muteber kabul edil­mez. Dikkat edilirse Ka’b’ın tarifi ile, yukarıda geçen Tevrat’taki serafînlerin tasviri kısmen birbirine de benze­mektedir. Keza Suyûtî’nin İtkan’da yer verdiği, “Hz. Muhammed’e, peygamberliğinin ilk üç senesinde israfil (a.s) eşlik etmiş ve Kur’ân nazil olmaya başlamazdan ön­ce, ona bazı şeyler öğretmiştir. Bu üç seneden sonra Cebrail (a.s) gelmeye ve Kur’ân’ı indirmeye başlamış­tır.”[15][360] şeklindeki rivayet de şazz bir görüş olup, sahih bir dayanaktan mahrumdur.
Bir rivayete göre İsrafil (a.s), Allah Teâlâ’nın emri ile, Rasûlullah’a yeryüzünün hazinelerinin anahtarlarını getirip sundu ve şöyle dedi: “Eğer bir hükümdar peygam­ber olmak istersen, Tihâme dağlarını zümrüt, yakut, altın ve gümüşe çevireyim. Yok eğer bir kul-peygamber olmak istersen başka..” Rasûlullah, Cebrail (a.s)’in işareti ile bir kul-peygamber olmayı tercih etti. Bunun üzerine İsrafil (a.s), “Eğer “Bir hükümdar-peygamber..” deseydin, bu dağlar hemen altına dönüşecekti.” demiştir”[16][361]
Beyhakî’nin “Şu’ab”ında yeralan benzeri bir riva­yetin devamında Hz. Peygamber (a.s), inişi ile Cebrail’i çok korkutan bu meleğin kim olduğunu sormuş ve Cebrail (a.s), “O, İsrafil idi. Allah’ın yarattığı günden beri Al­lah’ın huzurunda idi. O, bakışlarını yerden kaldıramaz. Çünkü onunla Rabbü’l-âlemîn arasında yetmiş nur bu­lunmaktadır. O nurların herbiri, kendisine yaklaşan herşeyi yakar. İsrafil’in önünde Levh-i Mahfuz bulunmakta­dır. Allah Teâlâ gökteki veya yerdeki herhangi birşey hakkında ona izin verdiğinde, Levh onun alnının hizası­na kadar yükselir. O da Levh-i Mahfuz’a bakar, eğer o be­nimle ilgili bir iş ise, onu bana emreder. Mikâil ile ilgili birşey ise, ona emreder. Ölüm meleğinin işi ise, ona emre­der…” [17][362] diyerek İsrafil (a.s)’i anlatmıştır.
Sonuç olarak anlamamız gereken şudur ki İsrafil (a.s) önemli ve büyük meleklerden biridir.


[1][346] Buhârî, Tefsir, 6; Askalânî, 17/16.
[2][347] Wensinck, 5/IM127, 1128.
[3][348] Ebû Dâvud, Huruf, 1(4/36).
[4][349] Nevevî, 6/57; Subkî, Muhammed Mahmud, 5/178.
[5][350] İbn Mâce, Zühd, 33 (2/1428); Müsned, 2/192.
[6][351] Kurtûbî, 7/20; Âlusî, 24/27.
[7][352] Kaf: 50/41.
[8][353] Kamer: 54/6.
[9][354] Taberî, 26/114; Kurtûbî, 17/27; Âlusî, 26/194, 27/79; Elmalılı, 6/4523, 7/4640.
[10][355] Elmalılı, 4/20000; 6/4536. Âlusi, 29/46; Elmalılı, 8/5326.
[11][356] Müsned, 1/147.
[12][357] Elmalılı, 1/307.
[13][358] Heysemî, 10/331; Kazvînî, s. 56.
[14][359] Wensinck, 5/II-1127.
[15][360] Suyûtî,Mo7i, 1/107
[16][361] Sirâcüddin, s. 89-90; benzeri bir hadis için bkz. Müsned, 2/231
[17][362] Râzî, 1/242.

BENZER KONULAR:

Meleklerin kanatları var mıdır kısaca

Cevapla